bu konuya 3 yanıt verildi

[MaryJane]

''

Tavla Biliyor muyuz?

Tavla biraz şanstır, tıpkı hayat gibi...

1400 yıl önce, ünlü bir Hint Racası, Pers İmparatoru Nevşirvan'a bir oyun göndermiş. Yanında da bir küçük name...

"Kim daha iyi düşünür, kim daha iyiyi bilir, kim daha ileriyi görürse, o kazanır. İşte hayat budur!..."

Hindistan'dan gelen oyun bilindiği gibi satranç...

Pers Hükümdarı altta kalır mı hiç?
En bilgin vezirini Büzur Mehir'i çağırır ve ...

"Sana on gün. Bir oyun icat et ve Raca'ya götür."

Verilen süre içinde, emredilen oyunu icat eden vezir İmparatorunun özel notu ile birlikte Hindistan'ın yolunu tutar.

"Evet, kim daha iyi düşünür, kim daha iyiyi bilir, kim daha ileriyi görürse o kazanır. Ama biraz da şanstır. İşte hayat aslında budur."

Sevgili Dostlar,
şimdi söyleyin, hayat tavla mı, yoksa satranç mı?

Tavla biraz şans, ama sadece biraz. Onun ötesinde, düşünmek, bilmek ve ileriyi görmek, ölçülü biçimde risk almak kazanmanın en belirgin yolu.

Vezir bulduğu oyunun adını Takhteh Nard koymuş. Yani "Tahta üzerinde savaş.."

Persler yayılıp, Mısır'a kadar uzanınca, oyunun adı kısalmış. Tau olmuş. Türkler ve Yunanlılar da Tavla demişler.

Vezir oyunu icat ederken, simgesel bir dil de kullanmış. Pulların toplandığı karşılıklı 6'şar hane 12 ayı... Tavladaki 24 hane de günün 24 saatini... Beyaz pullar gündüzü, siyah pullar geceyi simgelermiş... ''

[arinna]

Aslında normal şartlarda hayatı satranca benzetebilirim ama bunu biraz daha özele indirgemek zorunda kalacağım.Türkiye gibi bir şehirde hayat ve yaşamak tavla oyunun içeriğiyle birebir örtüşmekte.Şansın varsa ayaktasın..

[DaaAnnK]

Yukardaki efsaneyi bende duymuştum . Hintlilerin satrancı perslilerinde tavlayı icat ettiklerine dair. Güzel bir hikaye.

[suustuneyaziyazmak]

Değerli arkadaşlar;
Bu yorumumu bütün yorumlarımda olduğu gibi ortalığı karıştırmak için yazmadığımı söylesemde birçoğunuz ön yargı ile yaklaşıp alıştığım tepkileri mutlaka verecektir. Yinede bu konuyla ilgili düşüncelerimi belirtmek istiyorum. Evet buradaki yorum yazan arkadaşların aksine bence hayat, ne tavladaki gibi kırıp kaçmaya ve şansa dayanan bir acizlik (Bazen tavla oynayanlar kırıp kaçmak yok derler ama kırmadan kaçmak serbesttir. ), ne de satrançtaki gibi tek kişi için mücadeleyi gerektiren ve karşındakinin hata yapmasıyla başarı kazandıran bir çaresizliktir. Tam aksine hayat yardımlaşmak, hedef belirlemek, düşünüp değerlendirmek, çalışmak ve başarmak, çalışıp ve başarmak için stratejiler geliştirmek, herşeyden önemlisi yaşamın gayesini idrak edebilmek, geçmişten ders alıp sonuçlar çıkarmak, geleceğe ümitle bakmak, konuşmak, ağlamak ve gülmek, iyi birer dost ve arkadaş olabilmek v.s bunlar hayatın olmazsa olmazlarıdır. Öyleyse hayat ne bir satranç nede bir tavladır. Dünya tarihi boyunca insanlığa hizmet eden binlerce bilim adamı yaptıklarını şansla değil İnsan gibi mutena bir varlık olmanın kendilerine kazandırdığı yetenekleride kullanarak ciddi iradî gayretleriyle başarıya ulaşmışlardır. Hayatı tavlaya benzetenler hepyekten kendisini kurtaramayanlardır.
Selam ve saygılar sunuyorum...