İçerik değiştir



- - - - -

57. ALAY !


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 9 yanıt verildi

#1 guide

guide

    Follow me! If you can...

  • Üyeler
  • 3.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir
  • İlgi Alanları:Tenis , Body Building , Kick Boxing , Müzik dinlemek , Gaz'lamak .

Gönderim zamanı 14.10.2006 - 11:30


Gönderilen Resim




Onlara ölmeleri emredildi , hepsi birden , gözünü kırpmadan öldüler….



20 Ocak 1915'de Mustafa Kemal tarafından komutası üstlenilen tümen, biri 7. Tümenden 57. Piyade Alayı ile ikisi Acemileri yetiştiren Depo Alayı'ndan kuruludur. O, askerlerine savaş gücü vermeye çalışırken, müttefik çıkartması tehlikesini yakın gören Başkomutan Vekili, "bu iki alay yetişmemiştir" diye acemileri İstanbul'daki 6. Kolordudan 72. ve 77. Alaylara değiştirdi.Daha bu alaylar gelip tümen kuruluşunu bitirmeden, 57. Piyade Alay ile hareket emrini aldı. Vapurla Tekirdağ'dan Maydos'a yola çıktı (24 Subat 1915).

Gelibolu’ya ulaşan Mustafa Kemal , kendi tümeninden 57. Alay’ı Sarafim Çiftliğine, kalan birliklerini de geldikçe Maydos bölgesine tertiplemeye başladı. Bölgeyi gezerek 26. Alay’ı Seddülbahir, 27. Alay’ı Kabatepe kıyılarına yerleştirdikten sonra , Seddülbahir'e bir de akıncı müfrezesi çıkardı.

24-25 Nisan akşamı,çıkarmanın ilk günü, İngiliz ve Anzak kuvvetleri Arıburnu’ndan karaya çıkmaya başlamışlardı.Bu bölgede kıyı gözetlemesi yapan bir Türk takımının direnişine karşın, kıyıdan belli bir noktaya kadar ilerlemeyi başardılar.Bölge yakınlarındaki 27 Alay’ın ise sahile geniş birşekilde yayılmış olması da karşı koymayı oldukça güçleştiriyordu.Bu sırada Bigalı köyü’nde bulunan ordu yedeği 19.Tümen Conkbayırı yönünde tatbikat yapmakta idi.Top seslerinin duyulmasıyla 19.Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Ordudan emir gelmemiş olmasına karşın girişimi ele alıp tüm sorumluluğu yüklenerek, 57.Alay’ı bir batarya ile Kocaçimentepe yönünde harekete geçirdi. Kendisi de durumu izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında, Arıburnu kesiminden bazı askerlerin çekilmekte olduklarını ve düşman birliklerinin de bunları izlediklerini gördü.

O anı Mustafa Kemal , Ruşen Eşref Ünaydın ile yaptığı görüşme sırasında şöyle anlatmaktadır:

“...Bu esnada Conkbayırının güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin gözetleme ve korunmasıyla görevli olarak orada bulunan bir müfreze askerin Conkbayırına doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm... Bu askerlerin önüne kendim çıkarak:

-Niçin kaçıyorsunuz ? dedim.

-Efendim düşman dediler!

-Nerede?

-İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.

Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve tam bir serbestlik içinde ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün. Ben kuvvetleri (geride) bırakmışım, askerler on dakika istirahat etsin diye...Düşman da bu tepeye gelmiş...Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim yere gelse kuvvetlerim çok kötü bir duruma düşecekti. O zaman artık bilemiyorum, bilinçli bir düşünme ile midir, yoksa önsezi ile midir, bilmiyorum. Kaçan askerlere:

- Düşmandan kaçılmaz, dedim.

- Cephanemiz kalmadı, dediler.

- Cephaneniz yoksa süngünüz var,dedim.

Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile dağ bataryasının yetişebilen askerlerinin ‘ marş marşla’ benim bulunduğum yere gelmeleri için, yanımdaki emir subayını geriye yolladım. Bu askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an, bu andır...”

Bu sırada Türk askerleri mevzi alınca karşı taraf da mevzilenir ve 57.Alay’ın öncü bölüğünün Conk Bayırı’na yerleşmesi için süre kazanılmış olur.Bu an Çanakkale Savaşı’nın kilit anıdır.Çıkarmanın hızı kesilmiştir.Daha sonra, Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın izniyle, 27. Alay’dan geri kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa Kemal, karşı saldırıya geçmek üzere 57.Alay'a şu emri verir :



“ Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir.”



25 Nisan 1915 günü, vakit ikindiye yaklaşırken, ilk çıkarma kademesi olan tümenin sahile çıkışı da tamamlanmıştır. Ne var ki, 27. Alayın birlikleri ve 57. Alayın yaptığı karşı saldırı ile süngü hücumları sonucu Anzaklar çok sayıda kayıp vermiş ve sahile çekilmişler, kritik ve endişeli anlar yaşamaktadırlar. Gene de gün batarken, Anzak Kolordusu’nun sahile çıkan Tümeni, Arıburnu’nun sarp yamaç ve tepelerinde yerleşme olanağı bulur. Bu tarihten başlayarak harekat, 1915’in Ağustos ayına kadar dört ay boyunca, Conkbayırı- Kocaçimentepe-kabatepe bölgelerinde, tarafların karşılıklı saldırı ve özellikle gece yapılan süngü hücumlarıyla, yakın boğuşmalar şeklinde ve çok kanlı çarpışmalarla geçecektir.

Arıburnu'nda görev yapan 27. Alayımızın yardımına koşan birliklerimizin bazıları dağılınca, 57. Alayımız daha geniş bir araziye yayılmak mecburiyetinde kaldı; dolayısıyla yoğunluğu azaldı. Kumandanı Kurmay Yarbay Hüseyin Avni şehit oldu. Kumandayı ele alan Kurmay Binbaşı Yusuf Ziya da şehit olunca alay müftüsü Hasan Fehmi kumandan oldu; o da şehit düştü. Kumandanları şehit düşen birlikler Arıburnu sırtlarında düşmanı durdurmak için canla başla savaşıyorlardı. Bombalarla düşmana saldıran Nazif Çakmak (Fevzi Çakmak'ın kardeşi) şehit düşerken, ardından gelen 57. Alay'ın 6. Bölüğü ile, Anzak Kolordusu'nun 3. Alayı'nın 4. Bölüğü süngü ve dipçiklerle birbirlerine girdiler.

***

Sisli bir nisan sabahı 57. Alay komutanı araziye yayılmış beyazlıklar görür ve takım komutanına bu beyazların ne olduğunu sorar. Takım komutanı, sabahleyin düşmana hücum emrini almış 57. Alay'ın, Rablerinin huzuruna temiz çıkmak için çamaşırlarını yıkadıklarını söyler; bu beyazlıklar, onların ak niyetleridir, der.

Mustafa Kemal'in ,Yarbay Hüseyin Avni Bey'in ve silah arkadaşlarının Türk ulusu için yaptıklarının unutulması mümkün değildir.

Sizleri hiç unutmayacağız ...






Gönderilen Resim

Padişah tarafından 57.Piyade Alayına verilen Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyasının Beratı






Gönderilen Resim

Padişah tarafından 57.Piyade Alayına verilen Madalyanın takılma töreni






Gönderilen Resim




Alıntı : www.gallipolidigger.com[/SIZE][/SIZE]
<!--aimg-->Gönderilen Resim<!--Resize_Images_Hint_Text--><!--/aimg-->

#2 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 14.10.2006 - 21:32

Gönderilen Resim

#3 guide

guide

    Follow me! If you can...

  • Üyeler
  • 3.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir
  • İlgi Alanları:Tenis , Body Building , Kick Boxing , Müzik dinlemek , Gaz'lamak .

Gönderim zamanı 14.10.2006 - 21:41

ALLAH hepsinden razı olsun , Bu ancak TÜRK'lere ait bir ruhtur , ruhları şad olsun ...
<!--aimg-->Gönderilen Resim<!--Resize_Images_Hint_Text--><!--/aimg-->

#4 flame

flame

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Üyeler
  • 6.503 Mesaj
  • Konum:izzmirr

Gönderim zamanı 15.10.2006 - 06:01

bunları görüp bunları okuyup hala içlerinde nefret duygusu taşıyanlar varya zavallıdan başka bişi değil
sabah öle akşam elimizde biralar
sallana sallana alsancaktan aşağı
bir konakta karşıyakada
ben o yari arar dururum

#5 mithrandir

mithrandir

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 154 Mesaj
  • Konum:Buzhane...

Gönderim zamanı 15.10.2006 - 07:58

Çanakkale'ye gittiğimde şu bikaç olay gözüma batmıştı.

Ertuğrul koyu...

62 kişilik birliği, 4 eski makinelisi ve 2 ufak top bataryasıyla 2000 kişilik İngiliz çıkartmasını 10 saat boyunca tutan şehit Yahya Çavuş'un kahramanlığı yadsınamaz. Çıkartma bütün gün yerine çakılıp, gece olunca ancak başarıya ulaşabildi. Çıkartma başarıyla sonuçlandığında ingiliz hava gözcüsünün verdiği rapora göre koy kandan kıpkırmızıydı. Yahya çavuş yardım istemişti ama yetişilemedi...

"Vah! Vah! Yaralılarımı taşımaları için doktorları gönderin. Yüzlerce asker karaya çıkıyor Yüzbaşım, Allah rızası için bana takviye kuvvetlerini yolla. Ne olur, acele et Yüzbaşım."

Anzac koyu...

Bunca dik bir yamaçta ilk savunma karakollara aitti. Tutabildikleri kadar tuttular ama asıl anzac çıkartması buradan başlamıştı. Koyu ele geçirdiler ama nasıl bir kayıpla... Koyu gördüğünüzde zaten dikliğinden dolayı bi aşağı bi yukarı şaşkın şaşkın bakakalıyosunuz. Buradan çıkartma yapacak kadar deli kim olabilir diye...

Yardımlaşma...

Komutanlarımızdan biri bir eşek yükü suyu Anzaclara gönderiyor. E malum onlar su kaynaklarına uzak diye. Asker Anzac siperlerine ulaştığında hemen esir alıyolar ama esire kötü davranmak yok tabii... Komutanın yanına gidiyor asker. El yordamıyla komutanının su gönderdiğini anlatıyor. Anzac komutanı hemen suları indirtip yerine yiyecek- içecek koyarak askeri geri gönderiyor.

Bir anzac kumandandan alıntı...
"Türkler çok dürüst savaşçılar. Kahramanlık ve cesaretleri tartışılmaz. İşkence, zulüm ve dumdum kurşunu konusundaki tüm iddialar yalandır. Geçen gün, yanlışlıkla atılan bir şarapnel ile Kızılhaç katırlarından birisini öldürdüler. Anında özür dilediler. Daha önce de yaralılarımızla ilgilendiler. Onları, kıyıya bırakıp bize haber verdiler. Burada hiçbirimizin, Türklere karşı büyük bir düşmanlık beslediğini sanmıyorum..."

bi gazeteden alıntı
"...Hastaneye ateş edilmiyor, zehirli gaz kullanılmıyor. Triumph (savaş gemisi) isabet alıp batmaya başlayınca, tekrar ateş edilmiyor. Türk, ikili oynamıyor. Bunun aksini iddia edenler Gelibolu'ya değil, en çok Mısır'a kadar gelenlerdir."

Bir de şöyle bişey var...

İlk kimyasal silahı ingiltere değişik cephelerde 1. dünya savaşında kullandı. Kullanılan gaz klordu. Rüzgar arkadan esince klor kutularının kapakları açılıyor. Sarı gaz karşı sipere ulaşıyor. Düşman askerinin ciğerlerinde pelte oluşturarak askeri öldürüyor. Ama gördüğümüz kadarı ile ingiltere Çanakkale'de kimyasal kullanmamış...mı acaba?

Şu gökten bulutla inen sarıklı cübbeli adamlar efsanesini duymayanınız var mı? İşte o bulut hani siperin üzerinde çöküyor sonra bizimkiler bir gidiyor ki tüm askerler ölmüş. Bu efsanede gerçek payı olduğunu düşünüyorum. İngiltere ilk defa kimyasal silah kullanmaya çalıştığında Allah buna izin vermemiş gibime geliyor. Çanakkalenin rüzgarı değilşkendir. Kutular açıldığı anda rüzgarın yönü değişip klor çıktığı sipere çökmüş olabilir.

Peki Almanların elinde bulunan klordan biz niye kullanmadık? Tüm tepeler bizimdi. Şöyle ki... Kumandanlarımız zehirli gaz kullanımının "mertçe olmadığını, adil olmadığını" söyleyip Almanların gaz teklifini geri çevirmişler.

Şunu biliyorum. Öyle bir dürüstlükle ve bu mertlikle ve bu İMANLA savaşacak kişiye Allah muhakkak muvaffakiyet nasip eder.

Bu mesaj mithrandir tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.10.2006 - 08:10


#6 Serra

Serra

    I'm Back !!

  • Üyeler
  • 8.125 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:MuEno

Gönderim zamanı 15.10.2006 - 18:57

çanakkaleye defalarca gittim...

her defasında tüylerim diken diken oldu...
yunan asıllı olmama rağmen dünya üzerinde türkler gibi bir millet tanımadım...

dipnot:topu topu dört millet tanıdın zaten zalak :huh:
Yokluğun bu bahar biter mi ?
Ya da bu
Son;Bahar biter mi ?

#7 DaaAnnK

DaaAnnK

    Sözde Değil Özde Haylaz

  • Üyeler
  • 7.176 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:O'nun kalbinde

Gönderim zamanı 21.10.2006 - 10:09

her sene yaklaşık 15-20 sefer Çanakkale Şehitlikleri ziyareti yaparım genellikle Avusturalyalı veya Yeni Zellandalı turistleri gezdiririm ama her seerin mutlaka 57.Alay Şehitliğinde durur ve burada yukarıda anlatılanlan hikayelerden bazınlarını mutlaka anlatırım.

Yukarıda okuduklarımızın tamamının doğru olup olmadığını bilmiyorum sonuçta halk efsaneleri ama mithrandirin yazısındaki yardımlaşma kısmında adı geçen su taşıyıcısının Boyabatlı Saka Hüseyin olduğu bilinmekte. Hem türk hem Anzac siperlerinde karşılıklı paylaşılmış kumyalar bulunduğu bilinmekte. Kabatepe müzesne gidildiğinde yaralı Türk askerini taşıyan John Simpson Kirkpatric ( Anzac lar tarafından The man with the donkey yani Eşekli Adam olarak bilinir ) fotoğrafı mevcut. John Simpson'ın mezar taşı Şarapnel Vadisinin girişindeki plaj mezarlığında) , ayrıca Kabatepe müzesinde yaralı türk askerine su veren Anzac askeri fotoğrafı mevcut.

57.nci Alay Şehitliğinin tam girişinde solda M.Kemal Atatürk'ün bu mevzide gerçekleşen olayları anlattığı bir demeçi mevcut . Gidemeyecek olanlar için aklımda kalanları yazmak istedim.

" Bizler kişilerin kahramanlıkları ve cesurlukları ile ilgilenmiyoruz. Ancak burada bombasırtında olan olayları anlatmadan geçemeyeceğim. Düşman siperleri ile mesafemiz 8 metre yani ölüm muhakkak. İlk sıradaki askerlerin öleceği kesin. İkinci sıradaki askerlerden okuma yazma bilenler Kur'an okuyum ölüme hazırlanıyor okuma yazma bilmeyenler ise Kelime-i Şehadet getiriyorlar. Askerlerin hiç birinde ne korku nede bir tereddüt. İlk sıradaki arkadaşının düştüğünü gören 1 saniye bile tereddüt etmeden ve az sonra kendisinin de öleceğini bilemesine rağmen yıldırım hızıyla onun yerini alıyor. İşte bizlere bu savaşı kazandıran ruh bu ruhtur" M.K.Atatürk.

Dipnot:yukarıdaki yazı alıntı değildir sadece aklımda kalanlardır kelime hataları veya ifade yanlışları olabilir lütfen öyle değil böyleydi gibi polemiklere girmeyelim.
Sen benim herşeyimsin, hayatımın herşeyi sensin

Gönderilen Resim

#8 guide

guide

    Follow me! If you can...

  • Üyeler
  • 3.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir
  • İlgi Alanları:Tenis , Body Building , Kick Boxing , Müzik dinlemek , Gaz'lamak .

Gönderim zamanı 21.10.2006 - 10:25

sağol paylaşımın için daaankk
<!--aimg-->Gönderilen Resim<!--Resize_Images_Hint_Text--><!--/aimg-->

#9 miskin

miskin

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.494 Mesaj
  • İlgi Alanları:sanane

Gönderim zamanı 22.10.2006 - 04:07

o değilde çanakkale boğazının girşinde
sedülbahir miydi unuttum
ingiliz anıtı uzaktan bakınca hançer sapını andırıyor

birde conk bayırın da savaşın cereyan ettiği yerin çok yakınında atatürkün gözlem yaptığı yer vardı

hatta düşman devletlerin sahilden içeriye en çok girdikleri yer orası
yabancıların tüm şehitlikleri hep sahil kenarında

şehitlik diyorum ,şehitlik kısmlarına temsili mezar taşları konmuş
bölgede yağmur yazğdığı zaman hala insan kemikleri yüzeye çıkıyormuş

'bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı'
tam burası için söylenmiş

#10 MegolamaniaC

MegolamaniaC

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.581 Mesaj
  • Konum:RUH VE BEDEN ARASINDA...
  • İlgi Alanları:Kitap okumak, sinema, gezi, spor ( yüzme, yürüyüş, bisiklet)

Gönderim zamanı 04.11.2006 - 02:17

Allah tüm şehitlerimizden gazilerimizden ve vatanı uğruna ter döken herkesten razı olsun. Bi de hala Atatürk için laf ediyolar ya onlara da yazıklar olsun nankörlüğün bu kadarına pes diyorum. Atatürk ve atalarımız sayesinde rahat rahat uyuyoruz...
DERLER DERLER... YAPMASAN DA YAPTI DERLER...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli