Jump to content



- - - - -

Zayıf bayanların sırları.


  • Please log in to reply
No replies to this topic

#1 guide

guide

    Follow me! If you can...

  • Üyeler
  • 3,241 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir
  • İlgi Alanları:Tenis , Body Building , Kick Boxing , Müzik dinlemek , Gaz'lamak .

Posted 13.10.2006 - 15:36


Kilo vermek için gösterdiğiniz onca çabaya rağmen her istediklerini yiyip zayıf kalan arkadaşlarınıza sinir oluyorsanız, o zaman neden siz de onların zayıf kalma sırlarını uygulamıyorsunuz?


Onlar hep yanı başınızda. Pizzayla yaşayan, egzersiz yapmayan ve buna rağmen zayıf kalan en yakın arkadaşınız, her gün paket paket çikolatayı mideye indiren ve incelikten ölen kuzeniniz, her gece televizyon karşısında türlü abur cuburu yiyen ve gram almayan iş arkadaşınız... Bu insanlardan nefret ediyorsunuz.

Neden zayıf kalmak bu insanlar için bu denli kolayken, sizin için zor? Cevap daha da sinir edici: Çünkü onların harika genleri ve çok daha hızlı bir metabolizmaları var ki bu sayede birazcık da olsa anne-babalarımızı suçlayabiliyoruz. Oysa işin aslı başka.

Boston Tuft Üniversitesi'nde görevli Prof. Jose Ordovas'a göre, genetik ve metabolizma, kişinin aşırı kilolu olmasında etkili olan tek faktör değil. "Obezite sadece yüzde 50 genetik kaynaklıdır. Geri kalan yüzde 50'yi ise alışkanlıklar oluşturur." İncelediğinizde, hayat boyu zayıf kalan insanların çoğunun yedikleri üzerinde daha kontrollü olduklarını görürsünüz.

Onları öğle yemeğinde patates kızartması yerken görseniz bile, günün geri kalanında onları gözleyecek olursanız farklı beslenme şekilleri ile karşılaşabilirsiniz.

İşin ilginç yanı, çoğu zayıf insan, zayıflıkları için ailelerine teşekkür edebilir, ama bunun nedeni sahip oldukları genler değil, aileden edindikleri ve kendilerini zayıf kılan beslenme alışkanlıklarıdır. Bunun anlamı şu: Sizi zayıflatacak beslenme alışkanlıklarını öğrenip, hayatınıza uyarlayabilirsiniz.


Asla diyet demeyin

İki haftalık hızlı bir diyetle alacağınız sonuç pek kalıcı olmayacaktır ve muhtemelen siz bunu zaten biliyorsunuz. Yediklerinizi kısıtlamaya bir son verdiğinizde kilolar da geri döner, üstelik de fazlasıyla. Bunun nedeni bu diyetleri yaparken, farkında olmadan daha çok yağı daha hızlı bir şekilde depolaması için vücudunuzu eğitmenizdir. Normal şartlarda vücut,yediğiniz gıdalardaki besleyenlerin sadece 80 ila 90'ını kabul ederken, vücut aç kaldığında, vücut bundan çok daha fazlasını kabul etmeye başlar. Bu nedenle de diyet yapan biri, tekrar normal beslenme şekline geri döndüğünde, vücudu daha hızlı bir şekilde yediklerini kabul eder ve çoğunu da yağ olarak depolar.

Hayat boyu zayıf olan insanlar diyet yapmazlarken, çoğunun yeme alışkanlıkları kilolarını korumak adına değişir ki bu her zaman bilinçli bir şekilde de olmaz. Diyet yapmaktan ziyade, küçük adımlarla kalıcı değişiklikler yaparak yeme biçimizi değiştirmektir. Değişiklik derken, birkaç günlük değişikliklerden değil, yıllar boyu sürecek değişikliklerden bahsediyoruz tabii ki. Eğer yeme şeklinizi sadece birkaç hafta için değiştirip, sonra da eski alışkanlıklarınıza geri dönecekseniz, hiç zahmet etmeyin, daha iyi. Çünkü muhtemelen bu kez kaybettiğiniz yağsız kas dokusu sebebiyle bu sefer metabolizmanız çok daha yavaş olacak ve eskisinden de çok kilo alacaksınız. Bu tehlikeli döngü, kilo vermeyi her seferinde zorlaştırır ve hatta obeziteye bile sebep olur.


Light ürünlerden uzak durun.

Zayıf insanlar genelde normal kola içer, diyet gıdalarla işleri olmaz. Oysa siz kilolu olduğunuzdan her şeyi diyet olanını tercih ediyor olabilirsiniz. Ancak tatlı olup kalorisi az gıdalar, vücudun aslında kaç kalori aldığını tayin etme becerisini yok edebilir. Purdue Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, iki grup fareye şekerli içecekler ve tatlandırıcı kullanılmış
içecekler verilmiş. Bu 10 boyunca devam etmiş.10 günün sonunda, farelere çikolata ve istedikleri diğer yiyecekleri yemeleri için izin verilmiş. Tatlandırıcı kullanılmış içecekleri içen fareler, şekerli içecekleri içen farelerden önemli ölçüde fazla gıda tüketmiş.

Araştırmaya göre, tatlı ama az kalorili besinler vücutta aslında ne kadar kalori alındığına dair bir yanılsama yaratıyor. Diyet gıdalar gayet tatlı oldukları ama az kalorili oldukları için, vücut, normal şeker içeren gıdaların da kalorisiz olduğuna dair aldatılarak insanların daha çok yemesine sebep oluyor.


Beyaz ekmekten uzak durun.

Tufts Üniversitesi'nce 459 orta yaşlı erkek ve kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, beyaz ekmek gizemli bir şekilde obezite ile doğrudan ilintili. Araştırmada çıkan sonuçlar, deneklerin kilo almasının sebebinin yedikleri, et, tatlı, patates veya alkolün değil, ekmeğin onları şişmanlattığını göstermiş. En çok beyaz ekmek tüketenler en kilolu olanlarmış.

Peki bunun nedeni nedir? Güzel soru. Uzmanlar bile cevaptan tam emin değil. Beyaz ekmek gibi işlem görmüş tahılların, diğer gıdalara göre daha çok şişmanlatıcı özellik taşıdığı düşünülüyor.

Burada anahtar lif olabilir; çünkü lifli gıdalar tok duyuyor ve kilo aldırmıyorlar. Ancak beyaz unla yapılan ekmekte neredeyse hiç lif yok. Bu nedenle tam tahıl ekmekler en ideali. Bunların bir diliminde en az 2 gr lif bulunuyor. Ekmeğinizi alırken mutlaka etikete bakıp, tam tahıllı olup olmadığını kontrol edin.


Midenize değil, beyninize güvenin

Çoğumuz azıcık bile acıkmış olsak, açlıktan öldüğümüzü söyleriz. Oysa hayat boyu zayıf kalanlar bu işi bu kadar abartmaz. Çoğu insan açlık hissettiklerinde hemen yemeleri gerektiğini düşünür, oysa bu doğru değildir. Bunun nedeni, çoğu kilolu insanın açlık olduğunu sandığı şey aslında, bir reklamın ya da etrafta pişen yemeğin kokusunun etkisiyle hissettiği can çekmesidir. Eğer şeker hastası değilseniz ve kan şekerinizle ilgili bir problem yaşamıyorsanız, o zaman bu can çekmesi halini dikkatinizi dağıtarak geçiştirmeye çalışın. Kısa bir yürüyüş yapın, bir arkadaşınızı arayın ya da egzersiz yapın. Çoğu zaman bu arzunun geçtiğini göreceksiniz.
<!--aimg-->Posted Image<!--Resize_Images_Hint_Text--><!--/aimg-->




1 user(s) are reading this topic

0 members, 1 guests, 0 anonymous users