İçerik değiştir



- - - - -

Kıyamet Gününden Önce...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 1 yanıt verildi

#1 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 10.10.2006 - 23:16


Gönderilen Resim


--------------------------------------------------------------------------------

"Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap’ta (levh-i mahfuz’da) yazılıdır.(isra 58 )"


Müslümanların ikinci sınıf vatandaş, ya da terorist gibi gösterildiği dünya düzeninde islam ve müslümanlara yaşama hakkını vermeyen, topraklarını ,madenleri, petrollerini sömürmek , ülkelerini işgal etmek İsrail’in arzularını yerine getirmek isteyen
Amerikanın bu tutumu dünyada huzur ve adalet bırakmamış;savaşların, ölümlerin, katliamların sebebi olmuştur ve daha büyüklerinede sebep olacaktır.

Neden mi?

1.) Müslümanlar birlik değil.

"Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72si cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir"

Her parti kendi partisini beğenmekte ve kendi yolunun doğru diğer yolların ise yanlış olduğunu savunmaktadır . (birlik yok)
Bunlar olacaktır tabiki çünkü peygamber efendimiz yüzyıllar önceden bunu görmüş ve yukarıdaki hadisi şerif bize kadar gelmiştir.

2.) Düşmanımız KİM?

Kuran-ı kerimde dost düşman ayırımı yapılmıştır.örneklersek;

"Bu iki zümrenin (müminlerle kâfirlerin) durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların hali hiç eşit olur mu? Hâla ibret almıyor musunuz?( Hud 24)"

"Kâfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah’ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur."
(Enfal-73)

"Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar."( Bakara 217)

"Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır."(Bakara 120)

Müslümanlar ve kafirler hiçbir zaman dost olmamıştır. Müslümanlarla savaşmakta ve her zaman birbirlerine dost olmuşlardır.
Diyaloglara giriştiğimiz kişilerin yüzleri apaçık görünmüştür. Lakin dostluğun olmayacağını Allah önceden bildirmişti lakin bu kişiler tekrar gördü .Papa Hz.Muhammede küfrünü ortaya koyarken ve bütün dünyaya bas bas bağırırken diyalog kuranlardan hiç bir cevap gelmemiş aksine olayı duymamazlıktan gelmişlerdir.
Lübnan vurulurken de hiç kimsenin sesi çıkmamış aksine diyalog toplantılarına devam edilip , "Ey siz din adamları lübnana siz müdahale edin " bile denilmemiştir. DİYALOG hala konuşulmakta.

3.) Ahlaki çöküntü?

Milletimiz Ahlaken çökmüş durumda. Gençlik perişan halde, her geçengün yeni haberler çıkıyor, Okulda vahşet! Öğretmenini Döven Gençler! Eroin kullanan gençler ! Coca Colanın düzenlediği Rock konserinde dağıtılan prezervatiflerin sayısı konuşuluyor ve daha nice nice haberler. Orta kesim ve üst kesim dediğimiz kişilere bakalım, Devlet dolandırma! Sex skandalları ! Doktorların yaptığı ahlaksızlıklar! Devleti hortumlama ! gibi.. kısacası bütün halk tabakası ahlaken çökmüş durumda.

Lut kavmi , semud kavmi, ad kavmi’nin helak olduğu sebepler aynen üzerimizde ve o milletler yok olup Allah’ın gazabına uğradılar.Bizi bekleyen de bu... yok olma değil ama şüphesiz bu sancağı Allah dilediğine ve hakk edene veriyor.


( Hasılı, ey iman ehli, sizden fert veya topluluk her kim dininden dönerse bilmiş olsun ki Allah onların belalarını verip, yerlerine diğer bir kavim (toplum) getirecektir. Öyle bir kavim ki hem Allah onları sever, dünya ve ahiret hayırlarını murad eder, hem de onlar Allah’ı severler, itaatına koşar, isyandan kaçarlar. Öyle bir kavim ki, müminlere karşı alçak gönüllü, dost ve merhametli, kâfirlere karşı izzetli, güçlüdürler, Allah yolunda mücahede ederler, kınayanın kınamasından korkmazlar, yani hem cihad ederler, hem de dinlerinde pek sadıktırlar. Vazife yapmanın gereğini gördüler mi, münafıklar gibi şunun bunun hatırına, gönlüne bakmaz, dedikodudan sakınmaz, vazifelerini yaparlar. Bu hal, bu vasıflar ise sırf Allah’ın lutfu ve ihsanıdır. O, bunu kime dilerse verir, dileyene de verir. Şu halde hiç biriniz ümitsizliğe düşmeyiniz, düşüp de kâfirlerin peşinde koşmayınız. Allah’tan, böyle vasıflara sahip bir toplum olmayı isteyiniz, dileyiniz. Fakat bunu zorla alınır bir hak da zannetmeyiniz, inhisar (tekelcilik) fikrine sapmayınız. Allah, hem ihsanı çok olan, hem çok bilendir. Lutufları ve ihsanı çok, ihsanına engel olan ve karşı çıkan yoktur. Onu hiçbir şey bağlayamaz, en ümitsiz zamanda, en umulmadık yerden, en umulmaz kimselerde neler neler yaratır! Nasıl yaratır, bunu O bilir. Zira o her şeyi bilir. Şu halde lutuf ve ihsanını kimlere ve ne şekilde vereceğini de bilir. Bu şereflere, bu hürriyete, bu izzet ve istiklale ermek istiyenler başkalarının değil, ancak Allah’ın dostluğuna koşmalı, Allah’ın sevgili Peygamberine, müminlere kafa tutmamalı, sevmeli ve yardım etmelidir. (MAİDE 54)

#2 mithrandir

mithrandir

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 154 Mesaj
  • Konum:Buzhane...

Gönderim zamanı 11.10.2006 - 07:44

Her devirde müşrikler vardı. Bu hep müslümanların sınavının bi parçasıydı. Ne zaman "mü'minlere karşı böynu bükük, müşriklere karşı başı dik bi soy" olmayı bıraktık... O zaman Osmanlı'nın çöküşü başladı. Osmanlı bayrağı bu şekilde devretti. Daha sonra M.Kemal gelip tekrar başımızı dik tutmayı* öğretse de İsmet paşa resmen İslam'ı bu ülkede, kendi topraklarımızda yaşanmaz hale getirdi. Sonra şimdiki hükumetimiz geldi. AB yolunda çok uğraştılar... Gözlerine girmek için ellerinden geleni yaptılar. Aklıma geldikçe çıldırıyorum. Bu adamların hiç mi Allah'tan korkuları yok?

*Yugoslavya dışişleri bakanı ile TC dışişleri bakanı bir müzakere üzerine görüşmektedir. Bizim dışişleri bakanı telgrafla durumu sürekli bildirmektedir. En sonunda bir mesaj gelir. "Paşam anlaşmaya yanaşmıyorlar" diye... M.Kemal aynen şu mesajı göndertir. "Dışişleri bakanını atla, başbakanı da... Krala çık ve ona de ki "Bunu imzala yoksa tacını tahtını başına geçiririm."" Anlaşma hemen imzalanır.





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli