insanlık tarihinin büyük yaralarından biri olan ama ne yazık ki pek az kişinin haberdar olduğu Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin büyük jenosit duygusunun bir sonucu olan bu sürgün 1944 yılının 18 Mayıs günü yaşanmış ve tarihe 'Kara Gün' olarak geçmiştir.
'Şerefsiz' diktatör Stalinin emriyle bir gece içinde Kırım Tatar Türkleri özvatanlarından topyekün sürgüne maruz kalmışlar, hayvan vagonlarında çok zor şartlar altında 3-4 hafta gibi bir süre aç susuz ayakta dünyanın dört bir tarafına sürülmüşlerdir ve bu süre içinde soydaşlarımız nüfuslarının %46.2 sini kaybetmişlerdir. Bu sürgünün amacı sovyetlerin jenosit politikasından başka bir şey değildir. ikinci dünya savaşında pol potun 2 milyon kamboçu katletmesiyle eşdeğer tutulan bu kara leke ne yazık ki 1 milyondan fazla Kırım Türkünün gözyaşı olmaktan öteye gidememiştir.
1989 senesinde yaklaşık 300.000 soydaşımız peyderpey vatana dönemeye başlamışlardır.Sibiryadan Özbekistana Kazakistan Tacikistana Amerikadan İdil-Urallara dağıtılan soydaşlarımız bugün hala vatanlarının özlemiyle yanıp tutuşmaktadırlar ama devlet politikaları ve maddi imkansızlıklar bunu engellemektedir.
üstünden 60 yıl geçmiş olmasına rağmen hala o gün gibi yaşadığımız bu dehşete,vahşete,zulme sizlerinde ortak olmanızı temenni ediyoruz.
Sürgün şehitlerimizi, bu yolda canını veren büyüklerimizi saygı ve sevgiyle anıyoruz.Onların yolunda gurur,şeref ve umutla devam ettiğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.Kırım Türkü olmaktan onur duyuyoruz.
Güçlü olacaksın
Karşı koyacaksın !
Dayanacaksın !
Ölmeyeceksin !
Elli yıl.
Yüz yıl.
Yüz elli yıl.
Tümü sert, tümü kas-katı, tümü korkutucu kelimeler.
Ve bizler, bilinçli veya bilinçaltında, yıllar yılı içimizde tekrarlanan bu kelimelerle yaşadık.
Cengiz DAÐCI