Şimdisi olmayan dün kabahati
Sarkık bıyıklı bir intihardır!
Tevellüdü infilak diretmişlikler giyinen
Nedense boynu bükük...
Hasbi bir vuslat gibi
Ansızın kopan fırtına misali...
Avurtları çökük
Arda kalmış acılar tebessümü
Her kıyamda saf tutan!
Gadre uğramış yoksul akşamlar kadar
Zemheri Vurgunu...
Cehresinde talan sevdalar barındıran
Ciddi ve Vakur...
Hemşehrim!..Nerelisin?..
Denmeyecek kadar
Elest bezinde can ocağı tanıdık
Sevdasından gayrısına ey vallahı olmayan
Boyun büküp...el etek öpmeyen
Neyse O...
Yani gülden öte hiçbir anlam adına okunmayan
Yaman dert yaman yara...
Bir ahir zaman firarisi...
Köz alevlerde yalın ayak yürüyen
Serüvenci...
Yürekleri çok eski zaman savaşlarından
Yaralı...
Heybet abidesi
eski bir han duruşları
Önceden ve şimdi olduğu gibi
Geniş siperli alınları
acılarla kardeş
Hüzün işlemeli...
Analar yüreği asılışlarda yorgunluklar/Giyinmiş...
Kartal bakışları andıran burunları
Kış vurmuş başaklar misali
Mevsim gadrine uğramış
tomurcuk dal
Nasırlı ellerin çelikten sesi
Namluya sürülmüş türkü...
Çin Seddinde prangaya vurulmuş güneş
Ötükende uluyan Boz kurt!
Yağmurda duş yapan serce...
Aşkta ilk dokunuş heyecanı
Nikah akdi koskoca bir evet...
Tüm geçmiş zaman kahramanları yüreğinden
Bu güne taşınan gür seda...
Kopuzda ezgi...volkanik patlamarda bozlak
Bir türkü...yemene gidenlere ağıt!
Yoksulluğu kuşanmış şair...
Hep başkaldırı…
Nice uzun yol yürüyüşü yol başçı
Türkeş menzili...
gez göz arpacık seyrinde
Hedefe kilitli...Yılgınlığa inat!
Hep kahır ...
Alev sarısı...isyancı bir ırmak
Tersine akan!
Kuşkular toprağında zemheri ayaz
Cellat elinde şafak kanı bulaşmış gün
Asılışlar sancısı
ağlamalar damıtan...
Asil bir soy kütüğüdür yedi düvele
Hükümran buyruklar buyruğu
Hep gurbet gadrinde
Çokça yenilgi yaşayan
Denemekten asla vazgeçmeyen
İnadı Murat bilen iflah olmaz Asi...