YA DA…
Esen rüzgarların savurduğu günler misali
Doğmayan güneş kapımda nöbette
Acılarım bile kıvranacak güç bulamıyor artık
Sonsuz bekleyiş yangınlarında
Alev alev kor kor hasret koktu yüreğim
Sesleniş diye bir şey kalmadı suskun topraklarda
Diretsek de nafile mülteci sevdam…
Zoraki sevinçlerin tutsaklığında hapsoldum
Umutların tükenmeye yüz tutması
Kanadı kırılmış kuş yüreğinde başladı belki de
Ölmek diye bir şey yokken ölümsüz dünyada
Fanilerin bedellerini ödettin ellerime
Başlamak bitmek yükselmek alçalmak mıydı
Gözlerine aşina olduğum günden beri
Geceye seslenirken karanlığımda
O günlerin izinde kalan hayaller
Yüreklerin izinde hesapsızca
Ağlamanın yalnızlığı gibiydi adının heceleri
Pranga misali kaçak gecelere bağlı kollarım
Arıyorum benleri senlerde kaybolmuşken
Tükenmek miydi bakışlarının diğer ismi
Yoksa tüketmek miydi nefes alman
Beklemedim var olmanı sadece çiçek açtı ellerim
Solsun istemedim senin kuraklığında
Gelsem ne fayda gitmişken yüreğimden
Açacak mısın kapılarını
Ya da anahtarlarını ben mi kaybetmiştim
Karlar içinde çıplak ayakla beklemekti
Gelişine bağladığım hayaller
Son kez bekliyorum hayatı
Bir uçurumun kenarında vuslata bir adım kala
Ya gelir tutarsın elimden
Ya da bırakırsın düşüveririm gönlünden
Ve de lanet olası yaşanılmayan
Adına dünya denen zulüm sokaklarından!!!