Ruhumla Savaşacağım bil ve inan. Yılgın zamanlardan kaçacağım
-Duy ve hisset-
Sen olacağım!
Kaçak düşlerde resmin ve gülüşün
Her savaşçıya infilak bir türkü olacak
Coşkular demi ayazlara doğan güneş
İsyan fırtınası kasırga
Sevdaya sevdalı kalacağım
Tüm güller güne kan damıtsa da
Ahtına ter vefa olacağım
Gözlerinde yürüyeceğim
Yangınlar ateşi yakıp kavursa da her yanımı
Ne feryat ne figan acılar bileceğim
Yadıma sen düşende uykularımı böleceğim
Sensizliği kabus bileceğim
Ruhumla Savaşacağım bil ve inan
Yılgın zamanlardan kaçacağım
-duy ve hisset-
Sen olacağım!
Ahir zamanlar tiryakiliği tanıklığında
Göçebe bir sürgün kalacağım
Şehirlerce sen soracağım
Her mevsime hal düşen yapraklarda
Erguvan bakışı işaretler bırakacağım
Sokaklarca meczupluk giyineceğim
Horlanmışlıklarda adını büyüteceğim
Issız kaldırımlar suskusu.
Ayak izinde gölgeler dinleyeceğim
Doğan her sabaha kahırlar yükleyeceğim
Ve sen gelmeyeceksin hiçbir zaman
Bunu imanım gibi bileceğim
Ruhumla Savaşacağım bil ve inan
Yılgın zamanlardan kaçacağım
-duy ve hisset-
sen olacağım!
Ama bilki sen gelmeden asla ölmeyeceğim
"Söylediklerimin hepsini yapacağım,ruhum seninkine bir zarf,yüreğim güzelliğine bir yuva,bağrım kederlerine mezar olacak.
Seni kırların baharı sevmesi gibi seveceğim,sende gün ışığındaki bir çiçeğin yaşamını süreceğim.
Köy camilerinin ezan seslerini yankılayan vadiler gibi imanıma dinime vurgun zamanlar adını anacağım,dalgaların öyküsünü dinleyen kıyılar gibi ruhunu dinleyeceğim.
Bir yabancının sevgili yurdunu,aç bir adamın ziyafeti,tahttan düşmüş bir hükümdarın şanlı günlerini,bir mahkumun hür olması gibi hatırlayacağım seni.
Seni tohumun harman yerinde bağlı olduğu buğday başağını ve çobanın yeşil kırları ve tatlı dereleri hatırlaması gibi hatırlayacağım.
Senin ruhunun yaşantısı,ıssızlıkla çepeçevre sarılmıştır ve eğer bu ıssızlık ve tek başınalık olmasa,ne sen Sen, ne de ben Ben olabilirdik.
Eğer bu ıssızlık ve tek başınalık olmasaydı,senin azgından çıkan sözcüklerin benim ağzımdan çıktıklarına; inanır yada senin yüzüne baktığımda aynadan kendi yüzümü seyrediyor sanırdım." (*)
Ne ki bildiklerimiz; ezbere doğrulardan başka,onları da her yeni yanlışta unutuyoruz
Bu mesaj TAVIR tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2006 - 13:58