İçerik değiştir



- - - - -

12 Cesur Yürek Eve dönüyor, Hadi karşılayalım


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 greenyblue

greenyblue

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 200 Mesaj

Gönderim zamanı 04.09.2006 - 23:43


15.si Japonya’da düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası 3 Eylül itibariyle sona erdi. Herkesin bildiği gibi şampiyon İspanya oldu. Şampiyon olmak için takım olmak gerektiğini ispatlayan bir takım. En zor maçlarında NBA yıldızları yoktu ama yürekleri vardı ve Avrupa Şampiyonu takımı yenerek (47-70) üstelik büyük bir üstünlükle yenerek şampiyon oldular. Kutluyorum onları.

Bu yazının nedenine gelince. Pek çoğunuz biliyorsunuz ki biz bu şampiyonaya wildcard denilen özel bir davetiye ile katıldık. Şampiyonaya olimpiyat şampiyonu, ev sahibi ülke ve kıtalardan eleme maçları sonunda seçilen ülkeler katılır. Biz Avrupa kıtasından eleme ile katılamayan ülkeyiz. Ama özel davetiye ile şampiyonaya katılan ülkeler arasında ilk 8’e kalan hatta 6’ya kalan tek ülke biziz.

Takımımız şampiyonaya gitmeden başlamıştı eleştiriler. Pek çok kimse bu genç yüreklere inanmıyordu, hatta grubumuzdaki Katar’ı bile yenemeyeceğini söyleyenler bile vardı. Hido, Memo olmadan maç alınamaz mıydı acaba gerçekten? En önemli oyun kurucumuz Kerem Tunçeri de sakattı. İşte son baştan belliydi. Grup maçları sonrası takım eve dönüyor. Hiç de umdukları gibi olmadı. Gruptaki 5 maçın 4’ünü aldık ve grup 2. si olarak bir üst gruba kaldık. Gruplar arasında en zor grup bizimkisiydi üstelik. Şimdiye kadar resmi bir maçta Litvanya’yı yenememiştik. Brezilya keza öyleydi. Ama genç yürekler Yunanistan maçına kadar hepsini bir bir devirdi ki Yunanistan da son anada yenilmekten kurtuldu.(belki de şampiyonanın en şanslı takımı Yunanistan) Sonra Slovenya. Ve o maç da harikaydı.Ne yazık ki Arjantin maçı hiç de güzel geçmedi. Şimdiye kadar bu kadar yürekten, bu kadar inançlı ve inatçı bir takım izlememiş bizleri coşturan takım adından çekindikleri takım karşında o kadar heyecanlıydı ki topu ellerinde tutmakta zorlandılar. İlk 4’e kalamadık ama ilk 8 arasındaki yerimizi belirleyecek maçlara başladık bu kez de. Bizi hop oturtup hop kaldıran, kalbimizin dayanma sınırlarını zorlayan maçlar izledik. Öyle maçlar ki bitti artık kaybettik diyip maç bitmeden televizyonunu kapatanlara aslında maçın en güzel kısmını kaçırtan. En son 5.lik 6.lık için Fransa ile oynadılar. Artık çok yorgundular. Sakatlık yüzünden sayıları iyice azalmıştı ama onlar son damlasına kadar savaşan askerler gibi maçın son dakikasına kadar savaşlarını sürdürdüler. Aldıkları alkışlar için “alkışlar için daha erken” diyenler bile oldu. Ama biz ellerimiz patlayana kadar onları alkışlamaya devam ettik

Onlar öyle savaşçı bir takım ki hiç yılmadılar. İbo belki de basketbol kariyerine son vermesine neden olacak bir sakatlıkla maçlara çıktı. Sonuç:ödem kemiğe kadar ilerlemiş. Serkan Erdoğan, ilerleyen menüsküs nedeniyle artık dizini kıvırmakta zorlanıyor. Ermal Kurtoğlu çıkık sol baş parmağını hiç önemsemedi, “Nasılsa sol el” deyip güldü. Kerem Gönlüm sağ kol dirseği kocaman bir şişken bile ribaunt almaya devam etti. Daha hangisini sayayım.

Teknik heyete de teşekkür edeyim. Bizi genç yüreklerle tanıştırdıkları için. Hido ya da Memo gelseydi belki yine aynı yerde olacaktık ama Engin Atsür’ü tanıyamayacaktık veya Cenk Akyol, Ersan İlyasova kendilerini gösteremeyecekti, dünya aleme “Korkun! Biz geliyoruz” diyemeyecektik.

Çok eleştirilen teknik heyet ve bu genç takım ki onlar kendilerine 12 Dev Adam yerine 12 Cesur Yürek demeye başlamıştı 5 Eylül 06 sabah 05:00 gibi Atatürk Havalimanı’nda olacak. İmkanınız varsa onları karşılamak için orda olun. Bize takım ruhu nasıl olmalı öğrettikleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgilerimle …
Οζδε





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli