İçerik değiştir



Sayı 3: Bildiğim Kadarıyla Bilmiyorum.


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 02.09.2006 - 19:21


Avutulmuş bir çocukluk yaşadım. İçinde bolcada çelişkili bir çok yüz ve ortaya saçılmış yaşıtlara hitap eden kitaplar gördüm. Hayır avutulmuş biri olmak için değil di bu söylenenler,tamamiyle muhafezekar bir ailenin gözetimi altında, dizinde kabuk bağlamış yarası olmayan içimdeki çocuğun hikayesi. Ekmeğe haksızlık etmemeyi öğrenmek için tam 10 sene bekleyen biri olarak,tanrının olaya müdahil olması sonucu kuluna hediye ettiği Ahmet Kaya'nın Ayrılık Hikayesi şarkısıyla birlikte, ekmeği soytarılık etmeden kazanmanın emeksi göz yaşını öğrendim. Kah bu düşünceden sıyrılıp,düşündüğümün tam tersinde yaşam sürdürdüm. Kah döndüm,kendime baktım. Sonunda yokuş yukarı hamal arabasını çeken Nazif'in bir eli oldum. Havadan-sudan konuşmalarımızda yokuş bitmek bilmiyordu sanki.Sıralı kerpiç evler,ancak hazan mevsiminde güzel görünmenin hazzını yaşayan yabani otlar gibi,zenginliği gösteren beyaz badanalı dubleks evlerde olmasa yolun gidildiğini anlayamadığım o uzun yokuşları arşınladım. Geçimini kitap çiltçiliği ile sağlayan - sonrası ünlü bilim adamı- Faraday'ın " Büyük şeyler küçük şeylerden oluştuğu gibi,aslında küçük ayrıntılarda çoğu kez büyük şeyler gizlidir."li ölçüt ile kendimi ikiye bölüp hangi yarımın ağır geldiğini merak ediyordum ki,sol yanım ağır basıyormuş anladım. O zamana kadar ki bildiklerimi asmaya cesaret edemeden- kendimce kurnaz-sonrası bir oyun bozanlıkla sevgilinin son bakışında kayboldum. Boşluğu,ağırdan daha hafif,hafiften daha ağır diğer yarım alırdı. Ben kimim sorusuna cevap bulamamam da bu günlere denk gelir. Ayrıntılarda,unutulmuşluğu arar bulurdum. Ay ışığında sevgiliye şiir okumuşluğum olmasa da onun hayaliyle ölüme kafa tutuşum ve sonradan uyanışım. Her uyandığımda terk edilmiş bir ben buluyordum kirlenmiş yatağımda. Sonra boşluktan daha ağır,hafiflikte boşluğa karışan diğer yarım ve yatağımda beni bekleyen sadakatli eşimi yatar bulurum. Gözlerine buse kondurmak isterim,üşenir diğer bedenim,tekrar uykuya dalarım. Tüm içtenliğimle,ben kimim bilmiyorum.

Bildiğim kadarıyla bilmiyorum kendimi. Bildikleri kadar yaşıyorum tesadüfen. Açmaza giren ve bir türlü boğulmak bilmeyen beynin ürettiği çelişkiye lanet olsun.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli