Gönderim zamanı 10.04.2007 - 19:00
Bayan öğrenci
Ah sen, daha tatlısın,daha bitimsiz
tatlılığın kendisinden bile, gölgelerin arasında
sen sevilen et ve kan:
geçmiş günlerde
ilerlerdin ve doldurdun tasını
ağır çiçek tozlarıyla,sevinç içerisinde.
Dökülmüş şarap gece,
paslanmış erguvandan gece,
işte o gecenin hakaretleri toplamında
yaralı bir kule gibi çöktüm yanında,
ve iğrenç çarşaflar arasında titredi
yıldızın bana doğru ve yangına çevirdi gökyüzünü
Ah yaseminden ağ, ah ayaklı ateş
yeni gölgelerinden beslenmiş,
kemerleri bağladımız zaman farkına vardığımız
karanlık, başağın kana susamış vuruşuyla
döven zaman.
Sevişme ve başka bir şey değil, bir köpüğün içinde,
ölü sokaklarda sevişme,
bütün hayat ölüp gittiğinde sevişme
ve bize sadece şunları bıraktı:
ıssız köşeleri alevlendirmek.
Isırdım kadını, gücümden ötürü
aklım başımdan gitti, toplanmış çiçek demetleri,
ve çözdüm kendimi dolaşmak için kıyıya,
okşayışın kölesi yalnızca zincirlenmiş
bu serin saçın mağrasına,
dudakların uzun uzun dolaştığı bu bacaklar:
her daim aç dünyanın dudakları arasında,
emilmiş dudaklar tarafından emilen.
Pablo Neruda
Bîgâne-i mahabbetün olmaz gam-âşinâ
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina