0
30 Ağustos 1922 Cumhuriyet tarihinin en önemli günü belki de…
30 Ağustos’ta kazandığımız bu zaferin özelliği neydi?.Sadece bir savaş mı?Bağımsızlık mücadelesinin son noktası olması mı?Tarihi boyunca bağımsızlığını kaybetmemiş bir ulusun ayakta kalma mücadelesinin tüm dünyaya ben de varım demesi mi?
O günkü koşulları bir kez daha düşünecek olursak ülke en zor şartlar altında.Elde kalan topraklar sadece Anadolu’nun bir kısmı.Ordu sürekli savaşlar nedeniyle oldukça yıpranmış, silah ve insan olarak sıkıntı çekmekte.Ülke fakirliği en sarsıcı şekilde yaşamakta…
Ülkenin geleceği olacak olan bir nesil Birinci Dünya Savaşı içerisinde, en yoğun olarak da Çanakkale ‘de şehit verilmiş.Anadolu’nun her kenti tam anlamıyla yoksul düşmüş, yağmalanmış bir harabe görüntüsünde.En önemlisi de insanlar da artık ümit ışığı sönmüş durumda.Geleceğe ve kendilerini yıllarca unutmuş İstanbul yönetimine isyan hali hakim.
Ülke o kadar gelecekten umudunu kesmiş halde ki ülkenin bir çok aydını tam istiklali hayal olarak nitelendirecek konumda ve yoğun olarak İngiliz yada Amerikan mandasının kurtuluş umudu olarak görmekteydi.
Bu umutsuzluk her yere hakimken o hasta adamın artık komada olduğu yada öyle görüldüğü ve ölümünün beklendiği bir dönemde inanılmaz şekilde nitelendirilecek bir şey oldu ve dönemin İngiliz başbakanının deyimiyle yalnızca yüzyılda bir kez çıkacak bir deha Türk ulusu içinden çıktı ve kaderine boyun eğmiş, ölümünü bekleyen ülkeyi ayağa kaldırdı.
Hemen herkes inanılmaz bir biçimde onun arkasında kenetlendi ve ülkeyi o karanlık dönemden çıkarmak için tüm malı ve canı ile mücadeleye sonuna kadar destek verdi.Bu mücadele bir bakıma var olma mücadelesi idi.Ve arkasından bir çok ulusa örnek olacak onlarında bağımsızlık mücadelesi için ışık oluşturacak bir mücadeleye dönüştü.Yok olmaktan kurtulan bu ülke bağımsızlık mücadelesi veren diğer ülkelerinde hayallerinin gerçek olabileceğini gösteren bir kanıt halini aldı.Bu yüzden Başkomutanlık Meydan Muharebesi diye isimlendirdiğimiz bu savaş 19.yüzyıl sömürü düzenininde sonunu gösteren bir harp olarak da görülebilir.
Bu mücadele hala dünya üzerinde devam etmekte.Sömürge şekliyle birlikte sadece silahlar değişti.Bu zaferi taçlandırmak ancak Atatürk’ün söylediği gibi muhasır medeniyetler seviyesine ulaştığımız zaman olacak belki de…
