İçerik değiştir



Hayattan Kesitler..


  • Kilitli Konu Bu konu kilitli
bu konuya 39 yanıt verildi

#1 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 16.08.2006 - 12:02


...

Değişiklikler Kaydedildi...

#2 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 17.08.2006 - 21:04

Hiç umut yok mutlu olmaya..
Alışmak gerek bu duruma acı'da olsa..

Değişiklikler Kaydedildi...

#3 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 17.08.2006 - 21:12

Gönderilen Resim

Hüznün resminde kuş olup özgürce uçmayı isterdim. :)

Değişiklikler Kaydedildi...

#4 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 18.08.2006 - 23:25

......

Değişiklikler Kaydedildi...

#5 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 28.08.2006 - 12:42

Hayattan bir kesit : Açlık



Değişiklikler Kaydedildi...

#6 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 08.12.2006 - 19:15

DOKUZ DÜŞÜNCE AŞAMASI

Eğitimli insanların dokuz düşüncesi vardır:

1. Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler,
2. Dinlediklerinde, iyi duymayı düşünürler,
3. Görünüşleri bakımından sıcak olmayı düşünürler,
4. Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler,
5. Konuşmalarında doğru olmayı düşünürler,
6. İşlerinde ciddi olmayı düşünürler,
7. Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler,
8. Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler,
9. Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler...

Konfüçyüs

Değişiklikler Kaydedildi...

#7 dora

dora

    made by f"ebru"ary 8

  • Cadı
  • 4.623 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:yalnızlar rıhtımı..
  • İlgi Alanları:ilgisiz alakasiz..

Gönderim zamanı 08.12.2006 - 19:30

tokat ve yenilen küfür ölmekten beterdi.

*(asagiya yazdiklarim sadece hayal gücümdür)



yalandan kim ölmüs?
önceleri cocuktum, alışıktım baba dayagina, babadir vurur(!)dur.. terbiye boyle verilirdir. heralde öyledir, saniyordur.
bana mi? yaziktir, kalbime cizilmis ömrümüm son gününde, her baba deyisimde icimde sizlayan yaradir.

bana çocuklugumu ver baba.

baba
bana cocuklugumu geri ver(!)
geri..
“Sen; onun sorduklarına cevap vermeye bile tenezzül etmezsin, o seni susturduğunu sanar. Hayat işte.”

#8 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 16.12.2006 - 23:56

Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler


en önemlisi de bu galiba...

#9 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 03.07.2007 - 00:34

Gitmeler...

Niye ? Kime ? Neden ?

Konuşmalar...

Niye ? Kime ? Neden ?

Küsmeler...

Neden ? Ne yaptım ?

Değişiklikler Kaydedildi...

#10 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 09.11.2007 - 22:01

Yaşam zor bee.

Bazen en çok istedikleriniz olmadı diye üzülürken aslında gerçekte neye üzülmesi gerekir insan bunu kaçırıyoruz.

Bazı anlar vardır ki keşke dersin bazı anlar da ise iyi ki.

Bir şekilde hayat bu ikisi arasında gider gelir.Şimdi;

İyi ki....
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#11 ipek.41

ipek.41

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Yeni Üyeler
  • 2 Mesaj

Gönderim zamanı 11.02.2008 - 12:13

Paylaşım için teşekkür ederim:) Bir sorum olucaktı siz mi yazdınız yoksa alıntı mı merak ettim.. *öberah

#12 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 11.02.2008 - 16:37

Evet.. *bleh
Sitenizdeki o kişi benim *fiuv

Değişiklikler Kaydedildi...

#13 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 05.04.2008 - 22:51

Gönderilen Resim

Değişiklikler Kaydedildi...

#14 ipek.41

ipek.41

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Yeni Üyeler
  • 2 Mesaj

Gönderim zamanı 10.04.2008 - 11:20

Evet.. :icecream:
Sitenizdeki o kişi benim :)

Teşekkürler çok güzel paylaşımlarınız :) Yine bekleriz :)

#15 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 10.04.2008 - 12:29

Bizde sizi bekleriz...Tanışma faslına bir konu acsanızda harabelilerle tanışsanız?
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#16 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 10.04.2008 - 12:36

Dokuzharf ellerine sağlık,Bunlar gerçekten çok sıcak...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#17 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 02.07.2008 - 21:25

Rica ederim Ağabey..

Değişiklikler Kaydedildi...

#18 ...:öslem:...

...:öslem:...

    (öslem)

  • Üyeler
  • 3.725 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:istanbul-izmir
  • İlgi Alanları:fasülyesi :)

Gönderim zamanı 09.08.2008 - 23:25

GERÇEKTEN DOÐRUYA,
DENİZ KABUKLARININ YOLCULUÐU...



Uzun uzun yıllar evveldi....
Uzak sahillerin, nemi yaprağı üzerinde, yemyeşil ormanlarında
güzeller güzeli bir kız yaşarmış.......
Adı yokmuş..
Bir isme de, ihtiyacı yokmuş zaten.
Duyamaz ve konuşamazmış, O......
Tüm gün topladığı deniz kabuklarıyla uğraşırmış sadece.....
Her sabah uyandığında,
“acaba bugün, hangi deniz kabukları bulma şansına sahibim” diye merak duyarmış.....
Kime sorsanız, tüm deniz kabuklarının birbirine benzediği o uzun sahillerde, o aylardır yıllardır hep mutlu ve
her günü ayrı bir umut ve güzellik içinde, heyecanla yaşamaktaymış.....
Çünkü O
zamanın,
sevenler için sonsuz olduğuna inanırmış......
Çünkü O,
zamanın,
sevinenler için kısa
üzülenler için çok uzun,
korkanlar için çok hızlı ,
bekleyenler içinse çok yavaş olduğunu, bilirmiş......
O, sonsuzu seçen, seven , ama çok seven bir yüreğe sahipmiş......
Topladığı ve dokunduğu her deniz kabuğu ile, yüreğine bir parça daha sevgi biriktirmekteymiş......
O, deniz kabuklarında, kulaklarıyla duyamadığı, bilinmez nice sesleri dinlemekteymiş aslında......
Yüreğinin kumsalları ve suları, ona hiç gitmediği, hiç görmediği kıyıların, nice hikayelerini anlatır durularmış......
Dünya, onun yüreğinde atarmış...
Dünya, onun yüreğinde ses verirmiş evrene......
O, dünyayı yüreğinden işitir, bilir ve yaşarmış......

Bazen işittiklerimiz, yeter sanırız...bildiklerimiz gerçek sanırız.......
Ve bunlar mutlu etmez bizi.....
Çünkü mutluluk;
duyamadıklarımızda, gidemediklerimizde,
fark edemediklerimizdedir....
Oysa, görebildiklerimizden, daha fazlasıdır gerçekler........
Günlük döngüler içinde, Sevdiklerimizle ve kendimizle paylaşabileceğimiz şeylerden uzak kalarak yaşıyoruz hayatlarımızı maalesef.....
Hayat bu olmamalı.. Işler hiç bir zaman durulmayacaktır ki, hep yoğun, hep çok olacaktır......
Ama sular bile durulur.
Durulur ve durulanır o zaman su; sedeflenir, sakinliğin, dinginliğin tatlı huzuru , derinliği aks olur kumsallarda.....
Bu hayattır işte.. Hayat oradadır...
Dinlerken, beklerken, izlerken, durulanırken..
Hayat orada yaşanır gerçel anlamda..
Oysa bizler mekanik ve elektronik bir dünyaya hapis vaziyette şuursuz yaşıyoruz, “hayat, bu” diye.....
Yaşamımızı, hayata ve kendimize endeksleyebilmeliyiz...
Ggerçekle, doğru arasındaki farkı görebilmeliyiz......
Hepimiz ....
Gerçekten mutlu olmak,
sadece yüreğin işidir...
Yüreklerimize fırsat vermeliyiz.....
Her yeni güne başlarken,
hangi deniz kabuğuna dokunarak,
bilinmedik hangi yaşama katılacağımız şansına gülümseyerek,
umutla uyanmalıyız......
Var olmanın güzelliği bu olsa gerek...
Acaba, bugüne kadar,
yüreğinizde kaç deniz kabuğu biriktirmişsinizdir ?
Sen...,
bugün hangi deniz kabuğunu dinledin,
ve bugün kaç deniz kabuğu topladın?
Insanın yüreği, belki de, deniz kabuklarından örülü olmalı.
Her yürek, bir kumsal olmalı belki de......
Kumsal gibi sonsuz olmalı.....
Kum tanelerinin kristallerinde, nice deniz çiçekleri, sedefleri açtırmalı her gün için..
Ve, her mevsimde ebruli olmalı o kumsal,
her koşulda kumsalda olmalı varlığımız.
Mesela, yazı, kumsal mevsimi biliriz sadece. Fakat, kışın da, oradayızdır.. Insanlar nedense, kumsalları, sadece yazın fark ederler......
Ne talihsizlik.!
Tıpkı, yüreklerimizi de, aynı talihsizliklerle fark edemediğimiz gibi
Belki de, maviyi görmek değildir önemli olan..
Belki, bakışlarımız gökyüzüne yöneldiğinde,
Önce, uçurtmayı görebilmeli gözlerimiz..
Önce uçurtmayı görebilirsek, mavileri de yakalarız zaten......
Uçurtma, mavidedir nihayetinde....
Eğer her gün, yeni bir var olma çiçeği açıyorsa gözlerimizde ve
Yüreğimizin ebruli kumsallarından, yepyeni deniz kabukları, sedefler toplayabiliyorsak,
Yokluk yok demektir, değil mi?

VE, her sabah ya da akşam üstleri,
Sulanmalı mutlak o var oluş çiçeklerimiz.......
Güne ya da akşama başlarken
Yürek su ister......Çiy ister... Şebnem ister......
Insanın en yalnız olduğu zaman dilimlerdir, sabahın eri ve akşamüstleri.......
Insanın en çok kendi olduğu, kendinde ve kendiyle olduğu vakitlerdir onlar.
Doğrularımızdan, gerçeğe yönelik yolculuğun başladığı vakitlerdir.
Sonsuza uzanan, uzanması gereken yürekler yollarını çiçeklendirme ve deniz kabuklarını sevgilendirme vakitleridir.
Doğrularınıza sahip çıkın. Kendinizi yakalayın.
Sonsuzluğu, kendinizden esirgemeyin.
Bakın, dinleyin, dokunun, deniz kabuklarının size söyleyecekleri var..
Yüreğinizin, ebruli kumsalından ayrılm
_Gönderilen Resim
_Gönderilen Resim

#19 onikiharf

onikiharf

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj
  • İlgi Alanları:sadece sensin canım...kavuşamadığım bir tanecik aşkım....:(

Gönderim zamanı 18.12.2008 - 01:40

Mutsuzdur o kişi.. ( 1 )

Neyin ne zaman karşına çıkacağı belli değil ki. bi bakıyosun çok iyi haberler var elinde. elini sağa sola sallayıp mutluluktan uçan çocuk portesiyle çıkıyosun insanların karşısına. mutluysan karşındakilere de veriyosun sendekinden. senden alınan mutluluk diğer kişilere geçince onlarda kendi çevrelerine aksettiriyorlar bu durumlarını. dünya cıvıl cıvıl oluyo. kuşlar ötüp , kelebekler uçarken sen gökyüzünde bulutum edasıyla dolaşıyosun ortalıkta. gözünün içi gülüyo. yüzün zaten pespembe. hemen sevdiklerini arıyosun hal hatır soruyosun. " Remzi naber baba iyisin dimi lan , gözükmüyosun ?" , " kız safiye geçen konuştuğun çocukla aran nasıl ? " , " Anneee , dışardayım. bişey istermisin.?"'li konuşmalar. Ben böyle oluyorum genelde. Çocukken öğretmediler ki bize arkadaşlarını arayacaksın , akrabaları ziyarete gideceksin. Bize söylenen "okula gidip okuyacaksın" , "eve gelince dışarı çıkmak yasak , görürsem döverim" , " Annenin sözünden çıkma çıkarsan akşama geldiğimde sopa seni bekliyo" sözleriydi. Bu lafları duyduktan sonra sanki ben uslanacaktım. Hoş , işte o günleri arıyordum şimdilerde. Babamdan habersiz dışarı çıktığım daki duyduğum heyecan ve korkuyu şimdilerde göremiyorum. Üzüm bağına girdiğimiz de bekçinin bizi koşturduğu gibi kimse koşturmuyor artık. Ninemin bizi güldürüp ağlatan hikayeleri yok artık. Mutlu olmak için sebep çoktu o zamanlar. İlkokul aşkım Figen ne zaman karşıma çıksa , ben şaklabanlıklara başlasam ve o benim halime gülse işte o mutlu olmak için sebepti. Belki el ele kolkola yürüyüp , birbirimizi öpmedik ama mutluyduk. El ele , kol kola dedim de aklıma geldi. Babam sağolsun eski evimizdeyken memur maaşının yetmemesi üzerine gazoz , kola , çikolata satardı mahalle çocuklarına. O sıralar "İbrahim Amca" modası vardı. çocuklar evlerinden para isterken "İbrahim Amca'ya gidicem Annee / Babaaa para ver " derlerdi. Mahallenin en güzel kızı 11 yaşındaki Emineydi. Emine ki ne Emine. Bize göre Hülya Koçyiğit gibi kadındı. Biz Ediz Hun olamamıştık ama hayatımıza Hülya Koçyiğit girmişti bir kere. Benim yaşlarımdaki tüm erkekler ona hayrandı. Emine ne zaman dışarı çıksa hepimiz etrafına sıralanırdık. Herkes oyun oynamak için onu çağırırdı. Ama o hiçbir erkeğe yüz vermez sadece Serpil'le oynardı. O gün babam evde değil. Annem çamaşır yıkıyo. Abimle beraber 5 taş oynuyoz. Kaybeden gazoz alacak. Biz oynumuzu oynarken kapı çalındı. Ben gidip kapıyı açtım. Karşımda mahallenin güzeli Emine vardı. Ben heyecanlanmıştım tabii onu görünce. Elinde ki parayı uzatıp çikolata almak istediğini söyledi. Dolaptan çikolatayı çıkarıp ona verirken elim eline değmişti. O hiçbirşey yok gibi el sallayıp gitmişti ama ben hala yerimde duruyor onu gidişini seyrediyordum. O günün akşamına kadar elimi yıkamamıştım. O zamanlar çok büyük birşeydi elimizin bir kızın eline değmesi. Utangacız , bırak konuşmayı bakamıyoruz bir kızın yüzüne. Beceriksiziz diğer adıyla bu işlerde. Tevekkeli Babam hep söyler " Oğlum seni Annen yetiştirdi , benim elim değmedi sana . Değseydi erkek olurdun " diye. Küçükken sofra kurulması benden sorulurdu. O zamanlar sanki büyük birşeymiş gibi abilerimin hiçbirine yaptırmazdım. Tüm sofrayı hazırlar "işte ben hazırladım" derdim. "Afferim" demesi yeterdi Annem'in. Alın size bir mutluluk sebebi daha.




ne güzelmiş dimi eski zamanlar..getiremediğin günler ne kadar acı değilmi bence biraz gerisinde kalmışsın hayatın ..tadını cıkarsana doya doya *fiuv

#20 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 18.12.2008 - 16:18

Hayatın hep gerisindeyim zaten ben.
Olmasını istediğim hiçbirşeyin olmayışı zaten hayatın birkaç adım gerisinde olduğumun kanıtı.
Bundan sonrasında hayattan istediğim birşey yok zaten , ne sevgi ne de aşk adına.
Olacaksa da olmasın artık , uzak dursun tüm sevgiler..

Değişiklikler Kaydedildi...




0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli