"Tehlikeli yakınlaşmaların ve inatçı karşılaşmaların dans, müzik ve şarkı sözleri eşliğindeki tarihidir. Öfkeli ve kavgacıdır. Ama aynı zamanda bir felsefe, bir strateji, duyguların emperyalist dolaşımında egzotik ve tutkulu bir meta, hatta bir hastalıktır.
Savigliano, bir kadın, bir feminist ve bir tango dansçısı olarak, tangonun insanları hem cezbeden hem de rahatsız eden yönlerini cesurca ortaya koyuyor. Onun anlattığı biçimiyle tango tarihi, kolonileştirilmiş bir ülkenin tarihi olmanın yanı sıra, 'Öteki' olarak tanımlanmış kadınların da tarihi!
Doğduğu Arjantin topraklarında bir geleneği, bir yaşam biçimini yansıtır. Tutkuları, kavgaları, aşkları dile getirir. Ve içinden çıktığı düzenin kültür birikimini ortaya koyar. Değişik ülkelerde, değişik zamanlarda yeni kimliklere bürünmüştür. Bizler için ilk Batı'ya açılışın simgesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş günlerindeki ilk baloların coşkusunu anımsatır
Tango da önemli olan fiziki güzellik değilmiş, sadece ruh ve beden bütünlüğü !
Dansa davet
Kadınlar için de, erkekler için de, dansa davet etmenin eski moda yolu, salonun öbür ucunda da otursa, tanıdığınız biri ya da bir yabancı da olsa, bakışlarınızı dans etmek istediğiniz kişiye çevirmektir. Gözgöze geldiğiniz anda bu dansa davettir. Bir gülümseme ya da baş eğme ise daveti kabuldür. Erkek kalkıp kadının masasına doğru gider. Kadın onu pistin kenarında bekler. Bir an karşılıklı dururlar ve sarılarak dansa başlarlar"
"niye dans eden smaylimiz yok "