yine herzamanki gibi işine gidiyordu.o koca tırı bi şehirden bi şehire taşıyordu.yolda çok canı sıkılırdı.o yüzdendir ki müziği sonuna kadar açardı.bir ses olsun die.yalnızlığına bir ses el atsınn.o gün mezbahada yedi kişi taşıdı etleri,tırın içindeki çengellere taktılar ve yola koyuldu sessiz sakin..açtı müziği sonuna kadar.bugün daha bi yalnız daha bi dalgındı sanki..
son çengele eti takmıştı kesimhanenin en yeni elemanı.ama taktı ve tır hareket etti.onu içeride unutmuşlardı.ne yapacağını şaşırdı.tırın duvarlarını yumrukladı bağırdı avaz avaz.tekmeler de yetmiyordu.çünkü tırın şoförü müziği açmıştı sonuna kadar.yol uzundu.8 saat.....dayanabilirim belki dedi.denedi..başladı yazmaya.önlüğünün cebinden çıkardığı küçük not kagıdına yazdığı ilk cümleydi (''sanırım üşüyorum..'')
ikinci saat: ellerim uyuşuyor..
üçüncü saat:çok üşüyorum..
dördüncü saat:hiç bi yerimi hissetmiyorum..
beşinci saat:tanrım sanırım ölüyorum..
sonunda varmıştı gideceği yere.zorlu sekizbuçuk saat.tırın kapılarını açtı:(bu kokuda ne! inanamıyorum!SOÐUTUCUYU ÇALIŞTIRMAYI UNUTMUŞUM.inşallah etler bozulmamıştır.) o esnada farketti en dipte büzüşmüş yatan kişiyi.yanına gitti.ÖLMÜŞTÜ...
GÖZALTINA ALINDI ŞOFÖR.talihsiz gence otopsi yapıldı.ölüm nedeni vücut ısısı düşmesi sonucu TRAVMA.tır soğuk değildi.ama adam soguktan ölmüştü.ADAM PSİKOLOJİKMAN ÖLMÜŞTÜ...
BEN HEP DERİM İNANMAK EN İYİ ÇAREDİR.İNSANIN DOKTORU KENDİSİDİR DİYE.
[/COLOR][/SIZE]