Gönderim zamanı 24.06.2006 - 01:01
Ben de Apdullah Öcalan gibi Leo Hupermann'ın " Sosyalizmin Alfabesi" kitabı ile tanıştım. Ancak o kitap ile ahbablığım Jack London'un " Demir Ökçe" kitabıyla son bulmuştu. Aralarında ki ortak görüş "gereksinimin kadar üretmek. " felsefesi idi. ( Tabi "Demir Ökçe" bir hikaye kurgusunda düzenlenmişti. ) belkide o kitaplarda gereksinimin kadar tüketmeyide aşılamıştı bana. Lakin ülke gidişatında ülkemin insanını dış mihrakların etkisinden daha fazla sorumlu tutmuşumdur. Bu görüşün ortaya çıkmasında da Hekimoğlu İsmail'in eseri " Minyeli Abdullah " dan esinlenmemin etkiside vardı. Giydiğimiz markalı elbiselerin,almış olduğumu beyaz eşyaların,kılı-tüyü ekseriye yabancı para değerinde satılmaktadır. Ülkemizde eline bir kaç kuruş geçenin ilk yapacağı şeydir. Bakkal,eşya ve beyaz eşya mağazası açmak. Ve bunlardan 2'si dolar bazında satış yapmaktadır. Dolar'ın bu şekilde yukarı çıkmasında abd'nin parmağı var dediğimizde,doların bir zaman önce ülke tarihinde görülmemiş bir inişe geçmesinde de Abd'nin parmağı var demelisin ki,abd'nin parmağında döndüğümüze tam anlamıyla kanaat getireyim. Peki analarımızın her ay toplanıp,bu günüde anlamlandıralım dedikleri maddiyatın içindedir yabancı para ( Allahtan çeyrek altın da alınıyorda ülkemize katkıda bulunuyoruz. ) ( Türkiyenin altın üretiminde dünya sıralamasında ki yeri doğrumudur ayrı bir mevzu ) Babamın oğlunu okutmak istediği günlerde,en samimi arkadaşından borç para isteyip,arkadaşının berati borç para verim,ne kadar istiyorsan ama bana geriye dolar-mark ( şimdilerde euro ) olarak ver dediği günleri hatırlıyorum da,döviz kurlarının önünde böyle milyonlarca TÜRK var. Türk diyorum,çünkü yanına bazı insanlar hiç bir zaman yakıştıramadı müslümanlığı. Gidin bakın,markalı abiler ve beyaz eşya satan mağazalar hallerinden nasıl memnun. Dış güçler bu ülkede yıllardır bir ideal peşindeler. Lakin bunun farkında olup da isteyerek-istemeyerek-bilmeyerek ama en önemlisi en masumumuzun bile altında abd'nin sırtımıza geçirdiği elbiseleriyle,bir kez olsun buna dikkat edip yaşadık mı acaba? Zor geliyor değil mi? Zor geliyorsa,benim gibi yapın ve bu ülkeye tek başına gelmiş bir iktidarın doğru-yanlış siyasetine sağduyu gösterin. Çünkü bana da zor geliyor. Ve evimdeki bilgisayarı da dolar bazında aldım. Satan mı utansın,alan mı? Ben her şekilde de utanıyorum.
Keşke siyaset Rıfat Ilgaz'ın " Bacaksız sigara Kaçakcısı"ndaki çocuk gibi olsa.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...