İçerik değiştir



- - - - -

80li yıllarda çocuk olmak..


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 33 yanıt verildi

#1 Emily

Emily

    Mannak Şeker

  • Üyeler
  • 8.786 Mesaj
  • Konum:Fairy Tale...!!

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 11:40


''

1980li yıllarda hayatının ilk tecrübelerini yaşamış, ilkokula gitmiş, Kenan Evren´i, Erdal İnönü´yü, Özal'ı tanımış olmak, Ajda Pekkan´ın Alo, Michael Jackson´ın Pepsi reklamlarını hatırlayacak kadar şanslı olmak demek.

Big in Japan, The Final Countdown, Eye of The Tiger demek.

İcraatın içinden demek, "Semra koy bir kaset de neşemizi bulalım" demek.

Köprü demek, ödediğiniz her kuruş verginin yol, su, elektrik olarak size geri dönmesi demek

Voltran Voltran Voltran demek , depozito toplamak adına kola şişesi biriktirmek demek , Adile Naşit`ten masal dinlemek demek.

Debbie Gibson, tiffany, Jason Danovan, Sandra, Modern Talking. vb. dinliyor olmak...

Comanchero´nun ve life is life'ın sözlerini ezberlemeye çalışmak demek...

Michael Jackson, Madonna, Samantha Fox demek

Korhan Abay, Cenk Koray, Metin Milli, Ersen ve Dadaşlar demek.

Clementine, He-man, She ra, Transformers demek.

Okula siyah önlükle gitmek demek.

Kayahan, Nilüfer, Sezen Aksu, Barış Manço ile büyümek demek.

İhtilal çocuğu demek, Köle İzaura demek, Ziyaretçiler demek!!!!

Acidçi misin metalci mi demek...

Moruk demek,

Herild yani demek,

Hey corc versene borc demek, olmaz maykil bende de yok cevabını işitmek demek, geriye dönüp baktıkça iç geçirmek demek...

Yüzyıl içindeki en iyi, en kıyak kuşak.

Hem eski hem yeni olmak demek.

Biraz gözü açık bir 80'li, yüz yıllık nesil kültürünü bir porsiyonda almış demektir.

edi mörfiiiiiii huuuuuuuuuuuuuu şörli makleeyynn yeeeeeee diye bağırıp en az bir technotronic kasetine sahip olmak demek.

Mahalle çeşmelerinden su içmek, bayramları iple çekmek, cumhurbaşkanı denince Kenan Evren'i hatırlamak demek

Koltuk altında topla okul bahçesine yalnız giderken "nasılsa oynıycak birileri vardır" diyebilmek demek

Eti kemik geçiyor demek;

Evden çıkmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden çocukluğunu yaşayabilmiş,son dönemin bir üyesi olmak,

Ne sorusuna zonk cevabı vermekten zevk duymak, büyüteç ile kağıt yakmak ve siyah kağıtların beyaza oranla daha kolay yandığını keşfetmek, 9 voltluk pile dilinle dokunup o ekşi anı yaşamak,

Televizyon konserlerini teybe çekerken odaya giren anneyi hemen susturmak,

23 nisan çocuk şenliğinde gelen yabancı çocuklara 5 dakikada aşık olmak demek

Son dersin son 5 dakikasında parkeleri giyip zilin çalmasını beklemek, hurraa kapıya doluşmak, dışarıya pestil olarak çıkmak demek,

sinek ilacı arabalarının arkasında bıraktığı bulutta deli gibi dolaşmak demek.

Kutu kolayı açtıktan sonra kapağını çekip çıkarıp atmak demek

Tipe bak demek, Fon müziği Laura Brannigan'dan Self Control olan günler.

Bakkala gitmenin, sokakta oynamanın, harçlık toplamanın geçerli sayıldığı, Havuç´un olmadığı yıllar demek...

her şeye rağmen temiz ve el değmemiş bir hayat demek...

Sonrasında biz büyüdük ve kirlendi dünya demek.

Pazar akşamları mecburen yıkanmak ve erken yatmak demek

Sesi açıp kısmak için televizyonun dibine kadar gidip üstündeki düğmelere basmak zorunda olmak demek

Şehirlerarası yolculuklara çıkarken otobüsün 302s olması için dua etmek

Bilet alırken arka kapının önü ve tekerlek üstü olmasın demek.

Resimli futbolcu kartları demek, süper babaanne demek, fantayla kolayı karıştırmak demek, mahalle kavramı demek.

Çavuşevsku ve karısının kurşuna dizilişini TV'den seyretmek demek, o görüntülerin yıllar sonra bile kafadan hala çıkmamış olması demek.

Anket ve hatıra defterlerinin olması bunlara seviyorum ama kimi diye başlayan maniler yazmak,önünde tek arkasında 2 çizgi olan külotlu çorapların havada sallanarak giydirilmesi, içinde biri sabunlu iki ıslak bez olan mustili beslenme çantası, dantel yaka, yenen kokulu silgi, leblebi tozu çekerken atlatılan ölüm tehlikeleri, hulohop, ayak bileğine takılarak çevrilen top, sek sek oynamak, bayramda mahalleye dağılıp şeker toplamak, müsaitseniz annemler size gelecek demek.

TRT´nin yayın akışının bitmesiyle çalan İstiklal Marşı için ayağa kalkıp, marşı hazır olda bangır bangır söylemek ve marşın bitiminden sonra çıkan tiz "biiiiiiiiiiiiip"sesine rağmen televizyonu kapatmamak demek.

Zerrin Özer demek. Nasıl da geçmişti bütün bir yaz demek. Bu şarkıya kafanda klip çekmek demek.

Annelerin Çernobil yüzünden çay içirmemesi, gofret yedirmemesi demek..

Challenger'ın olduğu günkü haberleri hatırlamak demek..

PKK saldırılarında her gün mutlaka birilerinin öldüğünü duymak ama anlamamak demek.

Veronica Castro'yu güzel zannetmek demek.

Kenan Evreni Atatürk zannetmek demek.

Yazlık diskolarda içeri alınmamak demek, bunun için ağlamak ve içeride - her nedense- You are in the army now- şarkısında sarmaş dolaş dans eden abi ve ablalara bakıp özenmek demek

Gorbaçov´un kafasındaki kırmızılığın ne olduğunu merak etmek, anneye "Zeki Müren´e teyze mi diyim amca mı diyim" diye sormak,

Kenan evren´in cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılırken Çankaya köşkü basamaklarından yavaş yavaş inip sekreteriyle vedalaşmasını hatırlamak.

"Hayat Bilgisi" kitabında Kenan Evren´in resmi olması, her yere modern cami inşa etme furyasına anlam verememek,

batman ve Şirnak´ın henüz il olmadığı günleri hatırlamak,

Özal'ın çenesinin enteresan yapısına anlam veremeyip, "acaba benim çenem de ilerde böyle olur mu" kaygısıyla aynaya bakmak demek...

breyk breyk arkadaş arıyorum demek

Eve lazım olur diye fazlaca pul almak demek

ho ho ho hoover demek

Zeki Müren'in size alo diyoruuuum demesi demek

İlkokulda Halley, Petrol ve Komancero şarkılarını uydurma sözlerle söyleyerek dans eden Tolga Han özentisi sefil dans grupları kurmak okul sonrasında ise her gün koşturarak eve gidip; bu toprağın sesi programında kımıl zararlısı ile mücadele yöntemleri, orman köylüsünün sorunları ve yüksek randımanlı durum bugdayı türleri ile ilgili verilen faydalı bilgilerin ardından Kamber ağa ile uyanık skeçlerini büyük bir ilgi ile izlemek demek küçük yaşta bilinçli bir çiftçi kadar ziraat bilgisine sahip olmak demek

sinemalarda the Lord of the rings, Harry Potter vs. izlemek yerine Jules Verne romanları okumakla geçirilen bir çocukluk demek

Aldım çantamı kolumaaa,

çıktım Dallas yoluna,

ben Babi´yi beklerken

Ceyar girdi koluma şarkısını dansıyla birlikte bilmek demek.

Kimler geliyo kimler? sana ne, sana ne? Ama bunu söylemenize gerek yok ki, ben yapınca alışverişi, zaten alıyorum satış fişi replikleri barındıran Ali-Ayşegül Atik reklamı ve bakkal amca, bir pergel, bir kalem, bir de çikolata alacağım. Erooooolll, Eroooolll (mahallede çocuklardan biri) buraya gelin dedim size buraya ! fişini de al oğlum´daki Meşhur Erol, hadi hep birlikte, hep birlikte, biz biz olalım yemeklerden önceeee, lavaboya koşalım, hafta da bir kere tırnakları keselim, fırçalayıp onları tertemiz olalım diye şarkılar ezberleyen bir nesil olmak

İcraatın içinden izleyip Özal´ın kalemine bakıp hipnotize olmaya çalışmak

Videocudan American Ninja, Kartal, Kan Sporu ve Evil Dead gibi filmleri kiralamak demek

Analogtan dijitale geçiş devrini yaşamış birey olduğunu anlamak ve ikisinden de farklı zevkler aldığının farkına varmak demek

Çok güzel bir ülkenin son yıllarını hayal meyal hatırlamak, sonra da çivisinin çıkışını görerek büyümek demek

Hava durumlarının eksi değil de "sıfırın altında bilmem kaç" denildiğini bilmek demek

Apartmanın çatısına 5 metrelik anten takıp üstüne de tencere kapağı bağlayan bir abinin sizi TV önüne oturtması ve çatıdan oldu mu diye bağırıp anteni ayarlamaya çalışması .

Yunanistan kanallarını görüntülemek adına .. oldu oldu diye camdan kafayı çıkarıp bağırmak ve kimsenin buna şaşırmaması demek.

Siyah beyaz ve karlı bir görüntü de olsa ..

Üstelik Yunanca tek kelime anlamasanız da gündüz vakti çizgi film izlemek için az debelenmemiş olmak demek...

Muhtemelen hayatımız boyunca yaşadığımız en güzel 10 yıl demek...

TRT 1´de oluşan sorunlar sonucu yayına bir süre ara verildiğinde ekrana getirilen donuk ağaç, dağ bayır resmine 10 dakika hareketsiz bakabilmek demek,

Türkiye'de yaşamış son mutlu kuşak olduğunu hüzünle hissetmek demek....... .................!!!!! ''



Edit: Tırnak içi..

Bu mesaj MaryJane tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.05.2006 - 17:20


In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..

#2 Emily

Emily

    Mannak Şeker

  • Üyeler
  • 8.786 Mesaj
  • Konum:Fairy Tale...!!

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 11:42

uzun ama...okuyun lütfen...

80lere ucundan sonundan kıyısından yetişmiş olanlar..aaa dooru ya, bi de bu vardı de mi diyceksiniz...çok eğlenceliymiş...

fikirleri bekliyorum, yazan olursa...başka hatırlananlar neler 80lerden..?

In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..

#3 Hyaman

Hyaman

    Triple Nickel-1

  • Dokunulmazlar
  • 4.490 Mesaj
  • Konum:somewhere in the blue planet "EARTH"

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 11:48

"Biraz gözü açık bir 80'li, yüz yıllık nesil kültürünü bir porsiyonda almış demektir. "
Tüm yazının özet cümlesi budur..Tekrar söylüyürum,hastasıyım 80'lerin.*cool
I find your lack of faith disturbing!

#4 dora

dora

    made by f"ebru"ary 8

  • Cadı
  • 4.623 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:yalnızlar rıhtımı..
  • İlgi Alanları:ilgisiz alakasiz..

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 11:50

diantha süpersin
tamamiyle yasadim ben bunlari.. su an yasattin yani

aman efendim turgut özal varmis, yeni yeni kanunlar getirmis, baskanmis, basbakanmis.. bunlari yeni yeni secebildigim yillardi.
dallasmış, aloymuş, ajda ymış, estetikmiş..

ben 80 ler icin ayrica bir yazi yazmistim, bu foruma mi yoksa blog sayfama mi bi arastirayim kopyalamak istiyorum.

bizi en iyi bizim yaşıtlarımız anlayabilir diye düsünüyorum .)
(tamam biliyorum yaslandim 28 oldum *cool )
“Sen; onun sorduklarına cevap vermeye bile tenezzül etmezsin, o seni susturduğunu sanar. Hayat işte.”

#5 Emily

Emily

    Mannak Şeker

  • Üyeler
  • 8.786 Mesaj
  • Konum:Fairy Tale...!!

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 12:16

çoook uzun zaman oldu bulalı bu yazıyı...ilk okuduum anı anlatıcem..

yanımda sıkı bi dost vardı, yaşıtız(26)..okuduk ve nasıl eğlendik..evet evet bu da vardı..de mi yaa..şeklinde..sanki döndük o yıllara..bazılarını hayal meyal hatırlasamda dimağımda bi yerlerde var...

80ler....apayrı çok başka kültür..henüz yozlaşmamıştık ki....çok sefiom ki..

In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..

#6 dora

dora

    made by f"ebru"ary 8

  • Cadı
  • 4.623 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:yalnızlar rıhtımı..
  • İlgi Alanları:ilgisiz alakasiz..

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 14:54

Annelerin Çernobil yüzünden çay içirmemesi, gofret yedirmemesi demek..

bizim cocuklugumuzda market anlayisi olmadigindan genelde her köse basinda bakkal olurdu.
bakkala ekmek almaya her gidisimde para üstüyle; pis, ambalajsiz, son kullanma tarihinden bihaber cikolatalar alirdim.

iste izin verilmeyen, o zamana göre cok pahali olan, ambalajin üzerinde zürefa resmi olan o muz aromali gofretlere aşinaligim o zamanlardan kalmadir.

en mutlu cocuklugunu yasayan dönemde olmak cok güzel..

o zamanlar bir de "erkeklerle çıkma" sözcügü, kavrami yeni yeni türemisti. sokagin bi ucundan diger ucuna bi erkekle yürümek cok ayıptı *böö
“Sen; onun sorduklarına cevap vermeye bile tenezzül etmezsin, o seni susturduğunu sanar. Hayat işte.”

#7 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 17:04

yaf gözlerim doldu okurken..vardı değil mi bunlar?off niye büyüdük ki?






Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#8 Emily

Emily

    Mannak Şeker

  • Üyeler
  • 8.786 Mesaj
  • Konum:Fairy Tale...!!

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 23:38

TRT deki necefli(bööle miydi) maşrapa girerdi hani de beklerdik ööle..
cumartesileri saat 13:00 de dünya klasikleri çocuklara özel sineması olurdu..

Adile naşit'in kuzucuklarım seslenişi hayal meyal de olsa kulaklarımda..

bi de okuldan dönünce sokakta kurduğum dans grubu..ahhaa..hisseli harikalar kumpanyasını taklit ederdik...allam yaaf..ne güsel günlerdi...

en güseli de okul bahçesine gitmek, nasıl olsa top oynayacak birileri olur du ...gerçekten...

In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..

#9 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 13.05.2006 - 23:48

TRT 1 'de Pazar günleri saat 10:00'da İşitme Engelliler için Haber Bülteni vardı ki hiç kaçırmazdık. Ardından , unuttum iyimi , Red Kit'mi başlardı yoksa Pazar Sinemasımı ? Ama ailecek izlerdik onu iyi biliyorum. :msn11:

Değişiklikler Kaydedildi...

#10 MaryJane

MaryJane

    Forum Şövalyesi

  • Üyeler
  • 2.094 Mesaj
  • Konum:''Fox River''
  • İlgi Alanları:F1, WRC , Eski Mısır , Gothic-Symphonic-Power Metal , Frp, Galatasaray..

Gönderim zamanı 14.05.2006 - 00:34

23 yaşındayım.Anlaşıldığı üzere 1983 doğumluyum.
Bu bahsedilenlerin pek çoğu benim çocukluk dönemime denk geliyor.
Yani kendimizi tam olarak bilmediğimiz yaşlar.Kötü bir çocukluk yaşadığımdan olsa gerek beynim eskileri hatırlamayı reddediyor çoğu zaman içinde bir ton anıyı da silerek.
Ama yinede az çok hatırladıklarım var elbet.

Kaset dönemiydi o zamanlar.Şimdiki gibi değildi..
Büyük bir beklenti içinde sevdiğimiz sanatçıların albümünün çıkış tarihini beklerdik.Beklerdik ki tükenmeden bir kasetçiye gidip alalım..
''hey corç versene borç olmaz maykıl bende de yok '' şeklinde bir dönem bu geyik alıp başını gitmişti..
Boş kasetler alıp kendi sesimle doldururdum mesela.İyi ki yapmışım..

Çocukluğumun vazgeçilmez oyuncaklarıydı Logolar..
Her oynayıştan sonra teker teker sayardım parçalarını.Kolay kolay alamazdınız
Gazeteden 200 kupon biriktirmeniz gerekirdi..

Birde polis ekibi vardı.Polis arabaları,ambulanslar trafik lambaları..
Gözünü dikenin gözünü oyarcasına âşıktım..
Dahası var elbet.Hatunlar bilir..
Hani her ülkenin kendi kıyafetini giyen küçük bebekler.Bir dönem çok meşhur olmuştu.
Gazeteden kağıt bebekler verirlerdi.Hani şu üstünü kendimizin giydirdiği..
Sadece bebek mi?
Kartondan çeşit çeşit binalar,şatolar..


ve herkes gibi trt1 çocuğuydum..

Önce dıtt dıtt DIIIIIT! sesi ve kanalın İstiklâl Marşıyla açışılı..

Geçen Hakan abi bahsedince geldi aklıma;
''Bir başka Gece'' olurdu Cumartesi geceleri.Bütün aile pür dikkat kim çıkacak büyük merakla beklerdik..

Pazar günleri klasik banyo günlerimizdi.Aksilik bu ya,ne zaman banyo yapma saati gelse önce ''Kara Şimşek'' ardından ''Görevimiz Tehlike'' başlardı.

-Bilmem kaç sn sonra bu bilgi kendi kendini imha edecek...

Vay be derdik ne teknoloji (sağdan soldan duyduğumuz anlamını bilmeden kullandığımız kelimelerdendi o zamanlar)

Klasik susam sokağı,
Edi-büdü..

The muppets show

Açıkgöz,kurbağa kermit..

Ardından teker teker özel kanallar açılmaya başladı..

Önce star - tv..
Bizde göstermediğinden Ninja kaplumbağları izleyeceğim diye az şirinlik yapmazdım yan komşuya..

Biraz daha büyüyünce adı Doritos olan muhteşem bir şey keşfetmiştim.
Video kasetlerden filmler izlerken yerdik..
Saatler 12'yi gösterdimi Uzaylı bir dizi başlardı.Kendime hep söz verdiğim halde annemin kucağında dayanamayıp uyuya kaldığımdan dolayı adını hiç bilemedim .Uzay yolu demeyin değil..

Çikolata renkli Sanatçılar yorumuyla Sezen Cumhur Önal ile tanıdım yabancı pop'u..

Gloria Estefan,Madonna Michael Jackson..
Lambada ne de meşhur olmuştu değil mi..

Sonra bir yalan rüzgarıdır sardı herkesi..(Yanlış hatırlıyor olabilirim ama sanırım ilk show tvde yayınlandı)

İlk aklıma gelenler bunlar.
Unuttuğum ya da daha anlatılması gereken neler var kimbilir.

''Orada olmayan bir şeyi görmezden gelemezsiniz çünkü 'görmezden gelme'nin anlamı bu değildir ''

Gönderilen Resim

#11 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 14.05.2006 - 00:45

lem biz çocukken oyunda cep tel konuşunca bize deli derlerdi...Heh şimdi ne oldu bakayım gelsenize karşıma :msn11:

bi de tv ler siyah beyazdı hatırlayan var mı bakem *uhuhu

Bu mesaj shy tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.05.2006 - 00:46

DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#12 Hyaman

Hyaman

    Triple Nickel-1

  • Dokunulmazlar
  • 4.490 Mesaj
  • Konum:somewhere in the blue planet "EARTH"

Gönderim zamanı 14.05.2006 - 00:47

"Saatler 12'yi gösterdimi Uzaylı bir dizi başlardı."
Ziyaretçiler(Visitors)İnsan kılığında dolaşan sürüngen uzaylılar.Tüm dünyalıları yiyecek olarak kullanmal için kendi gezegenlerine götürmeye gelmişlerdi ama planları pek umdukları gibi gitmedi.
I find your lack of faith disturbing!

#13 oculusmaker

oculusmaker

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 13 Mesaj

Gönderim zamanı 14.05.2006 - 00:55

Atari salonlarina gidip, 10 jetonu daha ucuza almak.
Demet Akbag tiyatroyu beklemek.
Taso oynamak.
Video kiralamak.
Gece aerobigini porno zannetmek.
Terminator'u sinemada seyretmek.
Reebok Pump almak.
"Back to the future, Rocky Serisi, Ninja Kamplumbaglar,
Hayalet Avcilari,
Cakmaktaslar,Beverly Hills 90210'u izlemek.
Pazar 88, pazar 89, pazar 90, pazar 91 .....
Tipi tip cignemek.
He man izlemek.
Kablolu yayina gecme serefine nail olmak.
Coca Cola'nin 1 litrelik depozitolu siselerde satilmasidir.
Star TV'deki Turnike'yi, Parliement Pazar Gecesi sinemasini
zlemek.
Adam olacak cocuk, 7'den 70'e nin izlenmesi.
Gazete kuponu ile ev, araba verilmesine tanik olmak.
Sürekli Aydinlik için 1 dakika karanlik eylemine katilmaktir.
"All that she wants, informer" dinlemek.
Pazar sabahlari alf seyretmek.
Voltran, he-man,denver, ninja turtles, clementine izlemek.
Siyah-Beyaz televizyonu görmüş olmak.
Micheal Jackson'dan Bad sarkisini defalaraca dinlemis olmak.
Schumacher'in Turkiye'ye gelisini gormek.
Mahalle ve mahalleden oyun oynamak kavramini son yasan nesil.
Neler oldugunu anlamadan televizyon'dan korfez savasini
izlemektir.
MC Donalds'in Turkiye'ye ilk geldigi gunleri yasamis olmaktir.
Doritos'a panco diyebilen nesildir.
İlkokul 5'te Anadolu Liseleri ve Kolejler sinavina
hazirlanmak.
Berlin duvarı'nın yıkılmasının tek sonucunun, berlin'in farklı
kısımlarında oturan akrabaların artık birbirlerini
görebilmeleri olduğunu sanmak.
-Banka olarak sadece imar bankasini bilmek...
-Yakari izlemektir.
"Eskiden buralar portakal bahcesiydi, boş araziydi"
diyebilmek.
Street Fighter'da "Guy" ile oynamak.
Bilye, gülle oynamak.
gazoz kapagi oynamak.
Televizyonla büyütülen ilk nesil olmak.
emanuella izlemek..
mahalle maçları yapmak..
commodore 64 efsanesi..
cumartesi geceleri bir baska gece'yi izlemek ve ozellikle
benny hill'in skeclerini yakalamaya calismak
solo test'te 1 tane birakip bilgin olmaya kasmak
hbb'de amerikan futbolu maci izlemek
anadoludan gorunum'u izlemek ve sehit haberleriyle uzulmek
Edi ile Büdü hastasi olmak.
Sadece pazar günleri yikanmak.
Kontra pedal BMX bisiklet sahibi olmak.
Cine 5'in ilk acildigi gune ve aksamina tanik olmak.
Bugun günlerden cuma, merhaba hanimlar merhaba"
Moonlighting, hayat agaci, cesur ve güzel izlemek.

80'lerin sonunda, 90'larin basinda cocuk olmak zor ama bir o
kadar da guzel bir seydir.Bir ülkenin hangi aşamalardan, nasıl
geçtiğine tanık olmaktır...
Gencligin gelisimi acisindan kayıp bir dönemdir...

#14 Emily

Emily

    Mannak Şeker

  • Üyeler
  • 8.786 Mesaj
  • Konum:Fairy Tale...!!

Gönderim zamanı 14.05.2006 - 05:20

tetris oynamak....az kavga etmedimdi annemle valla...
kaset dönemiydi gerçekten..heryerde bulunmazdı da dedli gibi boş kaset alıp kimde ne varsa çekerdik..
bi de mtvden kayıtlar tabe...micheal jeckson şeklinde ayak kaydırarak dans etme çalışmaları tam gaz hem de...
Show Tv de Tutti Frutti vardı da garibim erkekler deli gibi beklerlerdi hay allam yaa...ertesi gün gözler şiş uykulu bi de...neyse işte..
karate kidler, ninja çocuklar, kiralanan topluca islenen o videolar, arada (erkekler için) kaptırılmaya çalışılan miki filmler...valla anne çizgi film bu şeklinde..
susam sokağındaki kurabiye canavarı, minikkuş...o minikkuşu eve alalım biz bakalım diye az yalvarmadımdı hani...
gazoz manyaa olmak, ve efet efet Benny hill..ne süperdi...
radyoda çocuk tiyatrosu dinlemek...
ağaç tepelerinde gezebilmiş ve sürekli o BMX bisikletten yere düşüp sağımı solumu yarmak...
sokaktaki tüm öocuklarla tanılıyo olup da komşu bahçelerde( vardı o zaman ağaçlı bahçeler) meyveler çalmak...
orco'nun uçuşu,heidi,E.T izlemek
uzaylılar ve kocaman böcüktü yaratıktı saldırıları beklemek her daim,
Sapık filmini isleyip da banyoya her gidişte önce kapı arkasına bakmak,
Özal'ın icraat anlatırken nedn o kadar kısa boynu olduunu anlamaya çalışmak(dediklerinden bişiy anlamayınca..)
Roxette dinlemek..aşık olmak ama saf olmak..
Dolarla tanışmak, petrol diye bişiy varmış demek ama savaşacak ne olduunu anlayamamak,
Yurtdışına akrabalarımızın gitmesi, komşu üğlkelrden bizim ülkeye habire insan göçünün gelmesi ve halterci ihraç etmemiz demek..

80ler...darbe ile bastırılmış, siyasetin cıs denerek korkutulduğu,bastırılmış gençlik dönemine geçişte arada sıkışmış ama temzi kalabilmeyi az da olsa başarmış kuşak...sefiom seni..

In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..

#15 Emily

Emily

    Mannak Şeker

  • Üyeler
  • 8.786 Mesaj
  • Konum:Fairy Tale...!!

Gönderim zamanı 14.05.2006 - 19:10

21.jump Street(21.sokak)--Johnny Depp ile tanıştıım dizi...
ilk TRT4 te başlamıştı galiba sonra Star..

13.Cuma..hatırlasınız hani jason annesinen intikam almak için cinayetler işlemeye başlamıştı..dönemin en ii korku dizisiydi kesin..

Peki ya Dorothy,Blanş,Roze ve Sophia(bööleydi de mi?)..Altın Kızlar..Hani hep BEwrmuda ya da hawaii!ye tatile giderlerdi..

Bi de Carrousel(atlı karınca) vardı..Şişman Hayme kalmış aklımda bi..

Ya atom karınca ve arı maya..hatta arı maya silgiler vardı da kokulu,bağımlılık yapmıştı..

En sevdiğim çizgi dizi ise 80lerin sonunda özel kanallarda tekrar verildiğinde izlediim "how my body works..once upon a time-life"..Hani sırtlarında mavi oksijen baloncukları taşıyan alyuvarlar, uzay ofisi gibi bi beyin ve içinde beyaz sakallı "müdür",üçgen suratlı parazitler ve siyah kalın kaşlı,sivri çeneli mikroplar..
bu çizgi filmdir ilk kanıma girip da beni bu işe sürükleyen itiraf ediyim bi.

Beter böceği ise hiç unıtmıyım de mi..3 kere beetle juice deyin muıtlaka gelicektir..

bir de calimero vardı her bölüm sonunda "ama haksızlık bu..."diyip suratını asan..

galatasaraylı biyonik adam yusuf(illa kart görcek.,hiç şaşmazdı) 88 avrupa şampiyonasındaki gullit...o şeker saçları...,beşiktaşlı feyyaz...ve diğerleri..

Arkadaşım eşşek,awara mu,ay lav yu ay lav yu du yu lav mi yes ay du ( ne iirençti ama),bakkal amca, careless whisper, big in japan, diday diday day, ali desidero vardı ki sözleri ezberleyene kadar...

o kadar çok ki...ama benim için en özel dizi FAME..tabii kii.ve soundtrack'i..87-88 gibi kalmış aklımda....Piyanocu bruno bi de dorothy vardı..sokaklarda dans grupları kurduum dönemlerde nasıı da işime yaramıştı..bi gün büyüyüp dansçı olma hayallerim vardı..ee olmadı tabii.gerçek hayat dizi gibi diilmiş ne yazık ki..

daha bitmedi...devamı gelicek 80lerin...

In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..

#16 dora

dora

    made by f"ebru"ary 8

  • Cadı
  • 4.623 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:yalnızlar rıhtımı..
  • İlgi Alanları:ilgisiz alakasiz..

Gönderim zamanı 15.05.2006 - 10:01

oculusmaker ve ondan sonra yazilanlarin cogu 90'li yillarin basinda oldu. 1990 ya da 91 yilinda türkiyenin ilk özel kanali star1 acildi. bahsettiginiz cogu filmler özel kanallarda yayinlanan filmler. diantha'nin bahsettigi Show Tv de Tutti Frutti'li yillar 90'li yillara rastgeliyor.

teknolojiye yavas yavas adim attigimiz, 1999 larda kendimizi bi anda internet aleminde bulacagimiz yillara dogru gidiyor..

commodore 64; klvavyenin tepesinden soket gibi kaset gibi bir icat takilirdi. sözde bilgisayar televizyona baglanirdi. sonra yazardik da yazardik..
eeee? ne zevk almamiz beklenirdi ondan anlamazdim.

bu arada ben de yeşil bmx i olan lardanım .) (90lar..)
“Sen; onun sorduklarına cevap vermeye bile tenezzül etmezsin, o seni susturduğunu sanar. Hayat işte.”

#17 Emily

Emily

    Mannak Şeker

  • Üyeler
  • 8.786 Mesaj
  • Konum:Fairy Tale...!!

Gönderim zamanı 15.05.2006 - 11:12

biras 90ların başlarına kaymışız dooru gofret..80 başlarını hatırlamıyos tabe..
ama olsun sonuçta biraz 80li ekolü vardı ki..henüz kirlenmemişti sanki dünya..

tolgahan dans grubu vardı bi, bi de bir efsaneydi efsaneydi hakan pekeri bi de komedi dans üçlüsü..80lerde miydi..ööle kalmış aklımda....

trt1 de çıkan bi şarkıcı vardı hani..Balonlarım diye şarkısı vardı da hep balon olurdu yanında..İbrahim miydi ismail miydi neydi..

In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..

#18 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 15.05.2006 - 21:23

Gözden kaçırmış olabilirim. Dallas'ı halen hatırlıyorum,bizim esas oğlan ağzında purosu ile ( hani o zamanlar puronun anavatanının küba olduğunu bilmiyordum.) şimdi ismini unuttum iyi mi,eşi pamela'yı aldatırken ki sadeliği ve bu abd'liler doğuştan zengin galiba dediğim günleri hatırlar gibiyim. Benim de yaş 28'i hızla aşmakta hani.

Voltran'ı belirtmişsiniz lakin pazar günleri saat 10:30 da kalkıp,anneme naz yapıp ekran karşısında yemek yemeyi o zamanlar adet edinmiştim.

Utanarak söylüyorum ama lakin meyve çeşitlerini tutti furutti'den öğrendiğimi de belirtmek isterim . ( Allah günahlarımı affetsin )

Sonra kök vardı. O filmde öğrenmiştim haksızlığa karşı yumruk sıkmayı...

Nuri Kantar'ın film'in öğretici yanını da gösterir ekonomist bir yanı olduğunu, feministliğin aslında o kadar yeni olmadığının kanıtı olan Tijen'in o abartılı çığlıkları,dayi dayi yalakalığıyla aleni menfaati, sadık bir eş ancak bu kadar olur dedirten nurişi ile Kantar ailesini hatırlıyorum da,neden artık televizyon seyretmediğimi şimdi daha iyi anlar gibiyim.

Gerek duyulan not: Tutti Furutti hariç.
İkinci gerek duyulan not: Daha unuttuklarım da var.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#19 dora

dora

    made by f"ebru"ary 8

  • Cadı
  • 4.623 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:yalnızlar rıhtımı..
  • İlgi Alanları:ilgisiz alakasiz..

Gönderim zamanı 16.05.2006 - 10:09

voltran
voltran
voltran!
iclerinde bir tane de bayan vardi sanirim, hep o kizin yerinde olmak isterdim.
sonra shera..
sonra da sirine yerinde olmayi istedim .)

ya leblebi tozları? isimleri talkandı sanirim.. soluk borumuza kacırıp az mı döndük ölümlerden?

cocukluk mu salaklik mi.. ne kadar cok mutluymusum ben o zamanlar .)
“Sen; onun sorduklarına cevap vermeye bile tenezzül etmezsin, o seni susturduğunu sanar. Hayat işte.”

#20 Denio

Denio

    Kamış Kotak

  • Dokunulmazlar
  • 7.870 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:alayına konum

Gönderim zamanı 16.05.2006 - 21:44

3-4 sene önce babaannemin evini karıştırırken deste halinde hiç açılmamış gıcır gıcır 10 lira yı bulduğumda,buğulanan gözlerimdi 80'ler...marco van basten'in 88 avrupa şampiyonasında münih olimpiyat stadında o zaman sovyetler birliği olan rusya'nın kalecisi Dassaev'e attığı o unutulmaz goldü 80'ler...hayal meyal de olsa Maradona'nın 86 dünya kupasında ingiltere maçında biri Tanrı'nın Eli diğeri Maradona'nın kendi yeteneği olan iki golü Shilton'un koruduğu kaleye atmasıydı 80'ler...Kareem Abdul Jabbar'ın son demlerinde hala ilk günkü tazeliğiyle potaya bıraktığı Sky Hooklardı 80'ler...87 başbakanlık kupasını Eskişehirsporun kazanmasıydı 80'ler...Prekazi'nin Monaco'ya attığı o goldü 80'ler...
Sanırım içmek,
ertesi sabah
tekrar hayata
dönülebilen
ve her gün
tekrarlanabilen
bir intihar biçimidir.

Charles Bukowski


Piizan





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli