İçerik değiştir




  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 1 yanıt verildi

#1 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 16.12.2011 - 15:51


30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında oluşan büyük gök patlamasının adıdır.
Patlama 10-15 bin tonluk bir dinamit kütlesinin patlamasına eşdeğerdi. Kesin olmayan verilere göre patlamanın nedeninin, bir kuyrukluyıldız parçasının ya da meteorun Yer'e çarpması olduğu sanılmaktadır. Cismin atmosfere yaklaşık 100.000 km/h hızla girdiği ve ağırlığının 100.000 ile 1.000.000 ton arasında olduğu varsayılmaktadır.
Patlama bölgesi ilk olarak Rus bilim adamı Leonid Alekseyeviç Kulik tarafından 1927-1930 yılları arasında incelendi. Olayı uzaktan gözleyenler önce bir ateş topu gördüklerini ve ardından yer sarsıntısıyla birlikte, güçlü sıcak rüzgarların oluştuğunu söylediler. Avrupa'daki sismograflar, patlamanın neden olduğu sismik dalgaları saptadılar. Patlamanın alevleri yaklaşık 800 km uzaktan görülmüştü. Cisim atmosferde buharlaştığından çevreye çeşitli gazlar yayılmış ve olaydan belli bir süre sonra bile Sibirya ve Avrupa'da geceleri gökyüzünün parlak bir renk almasına neden olmuştur.

Vikipedi

Dünya için kendini feda etti

Bir Rus bilim adamı, 101 yıl önce bir UFO’nun dünyayı kurtarmak için Sibirya üzerinde dev bir meteora çarparak kendini bile bile feda ettiğini ileri sürdü.
Tunguska Uzay Fenomeni Vakfının Başkanı Dr Yuri Labvin, Macedonian International News Agency’ye yaptığı açıklamada, 30 Haziran 1908’de Sibirya üzerinde dev bir meteorun dünyaya çarpışını engellemek için kendini feda ettiği iddiasında bulunarak, 101 yıl önce Tunguska’da 200 kilometrekarelik alanda 80 milyon ağacın kül olmasına yol açan 15 megatonluk dev patlamanın sebebinin bu olduğunu savundu.
Dönemin görgü tanıkları, çok parlak bir ışık ve dev bir şok dalgasından söz ederken, dev patlamanın ardından bölgede ölen veya yaralanan olmamıştı. Birçok bilim adamı, bu olaya yüzeyin birkaç kilometre üzerinde bir göktaşının patlamasının yol açtığını düşünüyor.
Ancak Dr Labvin, bölgede bulunan garip işaretli kuvarz kristal dilimlerinin, dev göktaşına çarptıktan sora yere çakılan bir UFO’nun kontrol paneli olduğunu iddia ediyor.
“Kristali böyle işleyecek teknolojimiz yok” diyen Labvin, ayrıca bölgede demir silikat bulduklarını ve bunun uzay dışında hiçbir yerde bulunmadığını söyledi.

Milliyet

Tunguska, Kuyrukluyıldız Parçasının Eseri

Danimarkalı araştırmacılar, 1908 yılında Sibirya üzerinde meydana gelen ve 500 hektar ormanı yok eden patlamaya, Dünya yakınlarından geçen bir kuyrukyıldızdan kopan büyük bir parçanın yol açmış olabileceğini açıkladılar.
Kopenhag’daki Ulusal Müze ve Danimarka Yerbilim Araştırmaları Kurumu’nun Karbon-14 Ölçüm Laboratuvarı’ndan Kaare Lund Rasmussen ve ekibi, bu sonuca bölgeden aldıkları bir yüzyıl yaşındaki turba örneklerini inceleyerek varmışlar. Turba, çürüyen bitkilerden oluşan bir tür yer kömürü. Araştırmacılara göre "Tunguska Olayı" 1-10 milyon ton ağırlığında bir buz kütlesinin orman üzerinde patlamasıyla meydana gelmiş. Rasmussen, buz kütlesinin, her 3,3 yılda bir Dünya’nın yanından geçen Encke Kuyrukluyıldızı’ndan koptuğu görüşünde. Olay tarihinde bölgede bulunan çoban ve göçebeler, 30 Haziran 1908 günü patlamadan hemen önce gökten parlak bir cismin düştüğünü söylemişlerdi. Hiroşima’ya atılan atom bombasından 650 kat daha güçlü olan patlama 1000 km uzaktan duyulmuştu. Patlamanın yol açtığı şok dalgası, merkez bölgesinin yarıçapı dışındaki 20 km genişliğinde bir çember içindeki tüm ağaçları devirirken, merkezdeki ağaçlar ayakta kalmış, ancak tüm yaprakları dökülmüştü. Bugüne değin Tunguska üzerinde patlayanın büyük bir meteorit olduğuna inanılıyordu. Ancak Rasmussen, bir meteorit patlamasının yol açması gereken kraterin ne bölgede yapılan araştırmalarda, ne de uydu görüntülerinde saptanabildiğine işaret ediyor. Danimarkalı araştırmacı, "patlayan cismin, yüzde 99,5’i donmuş su ve metandan oluşan bir buz parçası olduğunu düşünüyorum" diyor. Rasmussen, şaşırtıcı bir başka bulgunun da inceledikleri turbanın 1908 yılına ait katmanlarında pek az iridyuma ve karbon-14 izotopuna rastlanması olduğunu söylüyor. İridyum, meteoritlerde bulunmasına karşın Dünya’da çok az rastlanan bir element. Buna karşılık Dünya atmosferine giren buz parçasında büyük ölçüde normal karbon-12 ve özellikle karbon-13 izotopu bulunuyormuş. Araştırmacıya göre turba örneklerindeki iridyumun çeşitli karbon izotoplarına oranı ve bir takım başka özellikler, düşen cismin bir kuyrukluyıldızdan geldiğini kanıtlıyor. Rasmussen ayrıca, düşen buz parçasının milyarlarca yıl önce oluştuğunu belirtiyor. Kanıt, yarılanma ömrü 5730 yıl olan karbon-14’ün hemen tümüyle yok olması.

biltek.tubitak.gov.tr

Tunguska Olayı’nın yıldönümü – uzay mekikleri ve kuyrukluyıldızlar arasındaki benzerlik

1909'da Sibirya’da büyük bir patlama gerçekleşti. 10-15 kilotonluk dinamite eşdeğer güçte gerçekleşen patlama bölgesinde devrilmiş binlerce ağacın görüntüsü felaketin şiddetini gözler önüne seriyordu.
Geophysical Research Letters’da yayınlanan bir araştırmaya göre, Dünya’yı vuran şeyin bir meteor mu yoksa kuyruklu yıldız mı olduğu konusundaki tartışmalar yeni bir boyut kazanacak. Araştırmanın lideri Michael Kelley “Dünya’ya 1908 yılında bir kuyruklu yıldız çarptığının kanıtı son derece güçlü” diyor .
Araştırmacılar kuyruklu yıldızın buzul çekirdeğindeki büyük miktarda suyun 2-boyutlu türbülans denilen bir süreçte aniden atmosfere karıştığını ileri sürmekte. Bu teori neden bir gün sonra binlerce kilometre ötede gece parlayan bulutların ( GPB; ing: NLC) oluştuğunu açıklıyor.
GPB’ler üst atmosferde 80 km yükseklikte bulunan bölgelerde oluşuyor. Bu onlara en yüksekteki bulutlar ünvanı kazandırmakta. Troposfer tabakasında oluşan diğer bulutlarsa 15 km yüksekliğin altında oluşuyorlar. GPBler bulundukları mezosfer tabakasında sıcaklığın -117 C değerini aldığı yaz aylarında görülmeye başlıyor.
Uzay mekiğinin eksoz bulutu, kuyruklu yıldızın etkisine benziyor. Bir uzay mekiği uçuşunda 300 ton su buharı atmosfere karışır. Bu su partiküllerinin Arktik ve Antartik bölgelerine taşındığı keşfedildi. Buralarda mezosfere inerek buluta dönüşüyorlar. Kelley ve çalışma arkadaşları Endeavour uzay mekiğinin (STS-118) 8 Ağustos 2007′deki fırlatılışından sonraki birkaç gün içersinde GPB olayı gözlemlemişler. Benzer bulut oluşumları 1997 ve 2003′teki fırlatmaların ardından da görülmüş.
Tunguska Olayı’nın ardından Avrupa ve özellikle 4.800 km’den daha uzak mesafede bulunan Biritanya’da gece göğü günlerce parıldamış. O zamanki görgü tanıklarının ifadelerinden, gökyüzündeki bu parıldamanın sebebinin NLC olduğu sonucuna varmışlar.
Araştırmacılar bu sonuçtan hareketle, giriş yaptığı anda içeriğindeki su atmosfere karışacak olan kuyruklu yıldızın, uzay mekiği ile benzer etki göstererek bu GPBleri meydana getirmiş olduğunu dolayısıyla da Tunguska’nın aktörünün su içermeyen bir göktaşı değil kuyruklu yıldız olduğunu iddia ediyorlar.

astroturk.net
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#2 abidik

abidik

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 3.464 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:nerede akşam orada sabah
  • İlgi Alanları:ömer,şems,yunus

Gönderim zamanı 09.04.2012 - 13:13

agam bak bunlara takma kafanı
gezinen bir gölgedir hayat,
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli