Sevgi ve saygı değer Harabeciler,
Sizlere yeniden selam ve merhaba demek istediğim için buradayım...
Doğrusu, demek istediklerimin tümünü yazsam, sayfalar yetmez; bir kitap olur.
Ama kısa ve öz şunu demek istiyorum:
Bilirsiniz, bendeniz olabildiğinin ötesinde realist biriyim. Çünkü hayat bana
böyle öğreti; oldukça pahalıya hem; gençliğim pahasına...
Neyse, hala başkentimiz, Ankara'da ve sağ salim, ayaktayım.
Eskisi kadar değilse de, hala formunda, kafama göre takılmaktayım...
Bir ara, accaip başım derde girip, Ergenekonculuktan gözaltı oldum ama,
neyse ki, duamız varmış, dördüncü gün (benimle birlikte 34 kişi daha vardı ve onlara; göreceksiniz,
değil mi ki, beni dahi aldılar, o halde hepiniz, hepimiz serbest bırakılacağız) Konya'dan Adanaya götürülüp,
Özel mahkemenin, özel savcılığınca, dediğim gibi, alayımız (Tanrıya çok şükür ki) serbest bırakılmıştık.
Ama benim cep telefonu, ne accaip, tehlikeli bir silah imiş ki, hala savcılıkta mahkum.
Kaç defa arayıp,istediğim halde, iade edilmedi...
Neyse, hikaye gerçi gayet uzun ve ibretlik ama, ben fazla uzatmayıp, aydın havasında bırakalım.
Yok, devamını da isteriz abi, derseniz (çünkü bu arada, şaka maka derken 50 yaşını biraz geçtim) yani, eliniz mahkum abi, demeğe...:-)) icabet eder ve anlatırım.
Şimdilik selam, sevgi ve esenlik dileklerimle...