İçerik değiştir



- - - - -

Rengarenk Hayatlar!


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 2 yanıt verildi

#1 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 20.02.2011 - 21:12



Yaralı Melda
Koybana Necati
Albeni Nejla
Sarmala Rüstem
Kaşıntı Hüsnü
Ke ke ke ke ke me Ad ad ad ad ad nannn
Rujum Aslı
Sokağım Kamil
Melankolik Ayla


Çok yakında hayat hikayeleriyle sizlerle!



Değişiklikler Kaydedildi...

#2 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 21.02.2011 - 00:21

Yaralı Melda

24 yaşında.
Sakarya - Söğütlü - İmamlar Mahallesi Doğumlu.
Annesi Nazife Hanım, Babası Remzi Bey..
Ailenin 3. ve son çocuğu.
Ablası ve Abisi gibi doğduğu yerde durmamış okumak için İzmir'e gelmişti.
Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi..

Geçimini tarımla kazanan Remzi Bey, Nazife Hanım'ı tarladan topladığı ürünleri yakınlarda bulunan fabrikaya götürürken görmüş ve beğenmişti. Nazife Hanım Annesi gibi yol kenarında kavun karpuz satar ailesine yardım ederdi. O gün yine yol kenarına gelmiş ve tezgahı açmıştı. Gelen giden fiyat sorsa da pek bir şey almazlardı. Nazife Hanım'ın tezgahının hemen yanında yoldan geçenlerin durakladığı bir lokanta ve hemen yanı başında bir çeşme vardı. Zaten bu çeşme sayesinde görüp beğenmişti Remzi Bey Nazife Hanım'ı.. Susamıştı yaz sıcağında , birde traktör üzerinde.. Su içmek için durdukları yerde Nazife Hanımla göz göze gelmişlerdi.

Nazife Hanım bu göz göze gelmekten utanmış olacak ki hemen başını aşağıya eğmişti.
O günden sonra Remzi Bey Nazife Hanım'ı hiç aklından çıkarmamış, birkaç kez sanki oradan geçiyormuş gibi yaparak görmeye gitmişti.
Bu gidip gelmelerden sonra bir yolunu bulup Nazife Hanım'la konuşmaya başlamışlardı.
Aradan iki ay geçmişti ki Remzi Bey, Nazife Hanıma onun hakkındaki düşüncelerini söylemiş ve evlenmek istediğini anlatmıştı.
Remzi Bey'in Annesi o daha küçükken vefat etmişti. Halası Semra Hanım onu kendi çocuğundan ayırt etmemiş ve büyütmüştü.
İkinci Annem diyordu Halası için. Durumu Hala'sına anlatmıştı. Remzi Bey'in Babası hala yaşıyor ama yaşlılığın verdiği rahatsızlıklarla boğuşuyordu. Bir kulağı duymuyor ve uzun süre ayakta kalamıyordu.

Halası, babası ve eniştesiyle beraber Nazife Hanım'ı istemeye gitmişlerdi.
Nazife Hanım'ın Anne ve Babası kızlarının istenecek olmasından çok mutluydular.
Babası Remzi Bey'i araştırmış iyi bir ailenin oğlu olduğunu öğrenmiş ve bu duruma çok sevinmişti.
O gün kız isteme merasımı bittikten hemen sonra yüzükler takılmış ve bir yıl sonra evlenmişlerdi.

Aradan 1 sene geçmiş en büyük çocukları Erol doğmuştu. Remzi Bey Erol Büyükburç'a olan sevgisi nedeniyle oğluna o ismi vermişti. 2 sene sonra Aylin ve bir süre sonra da son çocukları Melda doğmuştu..

Melda annesinin yanından hiç ayrılmazdı.
Annesi ev işlerini yapsa ona yardım eder, tarlaya gitse yine onunla giderdi.
Söz dinleyen, hanım hanımcık bir kız olmuştu. Komşuları Melda'yı çok seviyordu. Remzi Bey tüm çocuklarını sever ve onların bir dediklerini ikiletmezdi. O yıl Melda okula başlayacaktı ve Babasıyla beraber okula gidip kaydını yaptıracağını öğrendiğinde "Yaşasın, okula gideceğim,arkadaşlarım olacak, oyunlar oynayıp okuma yazma öğreneceğim" demişti.
Ve nitekim okula kaydı yapıldı, her sene teşekkürlü karne getirir Anne ve Babasını sevindirirdi.
Mahallenin en güzel kızı değildi ama en yardımsever kızıydı..
Ne zaman birinin bir yardıma ihtiyacı olsa Remzi Bey'e gidip kızının ona yardım etmelerini isterlerdi.
Erol ve Aylin hiç bir zaman insanların Meldayı daha çok sevmelerini yadırgamamış ve kıskanmamışlardı. Bilakis seviniyorlardı böyle bir kardeşleri olduğu için..

Melda Lise'ye başlamıştı ve her şey yolunda giderken....
O yıl onun hayatının en kötü yılı olacağını nereden bilebilirdi ki?
O yanından hiç ayrılmadığı, ne zaman okuldan dönse sarılıp öptüğü , el üstünde tuttuğu annesi Nazife Hanım... vefat etmişti...
Bu onun hayatında annesinden ilk ve son ayrılışıydı.. Daha öncesinde hiç bir gece ve gündüz birbirlerinden ayrılmamışlardı..
Annesi hastaydı ve bunu onlara hiç belli etmemişti.. Remzi Bey durumu biliyor fakat çocuklarına açıklayamıyordu..
Nitekim beklenen son gelmiş ve Nazife Hanım'ı kaybetmişlerdi..

O günden sonra Melda 2 hafta kadar okula gitmedi..
Neşeli, her zaman yüzü gülen, yardımsever Melda artık sokağa çıkmıyor, yemek yemiyor ve konuşmuyordu..
Abisi ve ablası odasına bir çok sefer gidip konuşmak isteseler de onlarla konuşmuyor odadan çıkmalarını istiyordu.
Durumu babalarına açmak isteseler de , babalarınında aynı durumda olduğunu bildiklerinden susuyorlardı..

Remzi Bey tüm hüznünü içine gömerek hayatın devam ettiğini ve çocukları için ayakta durması gerektiğini düşünmüş olacak ki, tek tek çocuklarının yanına gidip konuşmuştu.. Melda sessizce babasını dinliyor ve hiç tepki vermiyordu. Remzi Bey Melda'ya ; "Annenin değil de benim öldüğümü düşün kızım, annen seni bu durumda görse ne derdi ?" "Haydi kalk, kalk ve abin ve ablanın yanına gel.. Sofrayı hazırlayın,yemeğimizi yiyelim, günlük işlerimize devam edelim.. Biliyorum kızım , üzgünsün, için içini yiyor.. Neden bu benim başıma geldi diyorsun.. Bende böyle diyorum ama hayat, hayat devam ediyor kızım, yarın o bir gün bende gideceğim, hep yaşayacak mıyım zannediyorsun. Sen böyle davranmaya devam edersen ben öldükten sonra da kızım böyle olacak diye düşünüp daha fazla üzüleceğim.. Benim kızım böyle olamaz, o hayata tutkun, hayatı seviyor, insanları seviyor.. Hem anneni düşün, o sürekli demez miydi sana "oku kızım, oku ve bize layık insan ol. yardım et herkese , tembellik etme" diye. Haydi kızım, annenin sözünden çıkma ve okuluna git. Annen için oku, annen için hayata daha bi sıkı sarıl.."....

Bu sözler karşısında Melda hıçkırarak ağlamaya başlamış ve babasına sarılır halde bulmuştu kendisini..

Melda o gün kendisine bir söz verdi.Hayata sımsıkı sarılacak ve elinden geldiğince herkese yardım etmeye çalışacaktı..
Ve zaten öyle de oldu.. Lise bitmiş ve üniversite sınavını da başarıyla geçtiğini öğrenmişti.
Tercihlerini yaparken doğduğu yerden ve ailesinden ayrılmak için uzakları seçmiyordu.Ta ki psikoloji Bölümü hakkında bilgi edineseye kadar..
Kendisinin yapmak istediği şeyin bu olduğuna karar verdi ve Babasıyla bu konu hakkında konuşmaya başladı.. İnsanlara bu şekilde daha yararlı olacağından, sorunları tek başına değil, insanların birlik olarak üstesinden geleceğinden ve buna ön ayak olmak istediğinden bahsetti.
Babası ağlıyordu.. "Afferim" dedi kızına.. Mutluydu Remzi Bey, böyle bir kız yetiştirdiği için..
Melda tercihlerini yapmış ve hangi tercihinin tuttuğunu öğrenmek için internet cafeye gitmişti.
Elleri titriyor, heyecandan sonuçlara bakamıyordu.
Ablası Aylin ona yardım etmiş ve İzmir'i kazandığını öğrendiklerinde ikisi de havaya uçmuşlardı..
Melda artık İzmir'e gidecekti...
Ailesinden ayrı bir yerde okuyacak, yaşayacaktı..
Bu Melda için anlatılamaz bir durumdu...

Değişiklikler Kaydedildi...

#3 epru'

epru'

    coupling uk gacısı

  • Üyeler
  • 6.579 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 21.02.2011 - 01:38

erol büyükburç' a sevgi duyan remzi beyi kınıyorum. yaralı melda'ma da kucak dolusu sevgiler burdan :P
dokuzum yavrum, iki ekşın iki entrika koyaydın neblem daha mı şey olurdu sanki?

böyle hikayenin sonuna kadar nazife hanım her an soyunacak diye bekleyip durdum *zong
nazife hanım 1.60 boylarında, etine dolgun, billur dudaklı şapşalın tekiydi. kocası remzi bey ise geniş omuzlu döşü kıllı gerçek bi erkekdi gibisine hanisine :P





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli