İçerik değiştir



Kıbrıs & Türkiye Arası Gelişmeler...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 9 yanıt verildi

#1 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 10.02.2011 - 20:56


13. MAAŞ KALKMAZ

Başbakan’ın KKTC protestocularını bahane ederek “beslemeler” demesinin artçı depremleri sürüyor. Bu sözlerin ardından Devlet Bakanı Cemil Çiçek de “Cuma günü küfrettiler, pazartesi gönderdiğimiz paradan 13. maaşlarını aldılar” demişti.


Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila,  “Cemil Bey düşman sevindirdi” başlıklı yazısında KKTC’nin eski ve yeni Cumhurbaşkanlarının bu sözlere gösterdikleri tepkiyi şöyle anlattı:


“Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in, KKTC’de yapılan mitingi değerlendirirken, “Cuma günü küfrettiler, pazartesi gönderdiğimiz paradan 13. maaşlarını aldılar” demesine, KKTC’nin iki cumhurbaşkanından da tepki geldi. Çiçek’in sözlerine karşı KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Rum’ların elini güçlendiriyor” derken, bir önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Bu sözler düşman sevindirdi” yanıtını verdi.


 


Eroğlu: “Rumun eli güçlendi”


KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in sözleriyle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:


“Bu tartışmalar keşke olmasaydı. Çok üzüldüm. Ben siyasi hayatım boyunca Türkiye ile KKTC’nin ilişkilerinin güçlenmesi için çalıştım. Cemil Çiçek Bey dostumdur. Birlikte çok çalıştık. Kardeşim gibidir. Benim 6 gün sonra açıklama yapmamı eleştiriyor. Ben Cumhurbaşkanı olarak önce KKTC hükümetinin açıklama yapmasını bekledim. KKTC Başbakanı konuştuktan sonra ben de açıklama yaptım. Amacım yangının üzerine körükle gitmemekti. Olay soğusun, tansiyon düşsün diye bekledim. Sonra parti başkanlarını toplantıya çağırdım. Karşılıklı beyanlar gerginliği artırıyor. Ben müzakere masasından geliyorum. Bu açıklamalar Rum’u güçlendirdi. Rum tarafı bunları kullanıyor. Benim elimi zayıflatıyor, Rum tarafının elini güçlendiriyor. Rum tarafı Kıbrıs Türk’ü parçalanıyor, dağılıyor mu, diye zevk alıyor. Bu mitingde o pankartları açanlar çok küçük bir gruptur. Maalesef rencide edici pankartlar açmışlardır. Bu küçük gruplara bakarak KKTC halkını suçlamak yanlıştır.” 


“Kaldırılması söz konusu değil”


Eroğlu, KKTC çalışanlarına ödenen 13. maaşın kaldırılmasının düşünülüp düşünülmediği yönündeki soruma şu karşılığı verdi:


“Para konusu incitici olmuştur. Çalışanları tedirgin etmeye gerek yok. 13. maaşın -ki yıl sonunda verilir- ekonomiyi canlandırır, çarşıyı hareketlendirir, diye bir gerekçesi vardır. Maaş konusu tabii KKTC hükümetinin işidir. Ancak bildiğim kadarıyla hükümetin gündeminde 13. maaşın kaldırılması diye bir konu yok. KKTC Başbakanı Sayın İrsen Küçük bunu açıkladı. Kaldırılması söz konusu değildir.”


Talat: “Düşman sevindi”


KKTC’nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ise Çiçek’in açıklamalarını şöyle değerlendirdi:


“Ne söyleyeyim? Çok üzüldüm. Kıbrıs Türk tarafı kaynıyor. Maaşla, parayla ilgili sözleri çok incitici olmuştur. Küfredip sonra gidip parayı aldılar, diyor. Böyle şey olur mu? Kıbrıs Türk’üne bu yakıştırılır mı? O mitingde küfredenler -ki sayıları iki elin parmaklarını geçmez- provokatörlerdir ve maaş alan insanlar değildir. Bunlara bakarak bütün Türklere dönük bu tür sözler söylemek çok yanlış, ağır ve incitici olmuştur. Mitingde o pankartları açan provokatörler Türkiye’yi incitmeyi hedeflemişlerdir, maalesef Ankara’dan yapılan açıklamalar da olayı büyütmüş ve Türk tarafındaki vatandaşlarımızı da incitmiştir. Bu sözler dostları üzen, düşmanı sevindiren sözler olmuştur. Beni Rum tarafından da gazeteciler arıyor, ama konuşmuyorum. Çünkü niye aradıklarını biliyorum.”


“Habur gibi oldu”


Talat, söz konusu mitingin provoke edildiğini belirterek şu benzetmeyi yaptı:


“Bu mitingdeki provokatörler bu pankartları açarak, solganları atarak Türkiye aleyhine olmayan mitingi bu hale çevirmişlerdir. Tıpkı Habur olayında olduğu gibi. Habur’da da bazı provokatörler ortaya çıktı ve olayın seyrini değiştirdi. Bu mitingde de yaşanan aynı şeydir.”


“Türkiye katkısını belirlesin”


Talat, KKTC’nin bütçe açığı ve Türkiye’nin gönderdiği parayla ilgili olarak da şöyle konuştu:


“Ben her zaman ekonomimizin güçlenmesini, kendine yeterli hale gelmesini savunuyorum. Benim önerim şudur, bizler kendi kaynaklarımızla, kendi paketimizi yaparız; Türkiye’de yapabileceği katkıyı belirler, sadece yardımcı olan, destek olan bir ülke olarak durur. Aslında olması gereken de budur. Bütçenin yönetimi hükümetin işidir.”


13. maaş konusu


Talat, Çiçek’in, “13. maaşı alıyorlar, bütçe açıkları var, bakalım tek kuruş fedakârlık yapacaklar mı?” sözlerine ise şu karşılığı verdi:


“Bu yaklaşım, acaba Kıbrıs Türk’ünün hayat standardı düşürülmek mi isteniyor sorusuna yol açtı. Oysa biz biliyoruz, Türkiye’nin böyle bir amacı yok. Tam aksine gayreti var. Ama bu söz sarf edilince o zaman akla acaba Türkiye’de Kıbrıs Türk’ünün hayat seviyesinin düşmesini isteyen, bu gerginliğin devam etmesini isteyenler mi var, sorusu gündeme geliyor.”



Neden konuşmadım?


Talat, Çiçek’in kendisine yönelttiği “neden tepki koymadı, açıklama yapmadı” eleştirisine de şu yanıtı verdi:


“Olay olunca ben hemen Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’dan randevu istedim. Ankara’ya gittim ve görüştüm. Sayın Erdoğan’la görüşmemde, neden açıklama yapmadığımı anlattım. Gerekçelerimi biliyorlar. O görüşmede Sayın Cemil Çiçek de vardı. O da neden konuşmadığımı biliyor. Ben ateşe odun atmak istemedim. Gerekçelerimi bildiği halde Sayın Çiçek’in benim adımı vererek neden konuşmadılar demesini yadırgadım.” 


Odatv.com




-------------------------------------------

Genel başlık altında devam edelim...




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#2 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 10.02.2011 - 21:01

KKTC Büyükelçisi görevden alındı
Türkiye ile KKTC arasında yaşanan 'besleme' krizi giderek büyüyor. Bugün KKTC Büyükelçisi görevden alındı.

Kuzey Kıbrıs’ta bir protesto eylemi ile başlayan ve KKTC ile Türkiye yönetimlerini karşı karşıya getiren gerginlikte son nokta: Büyükelçi görevden alındı... Yerine ise Kuzey Kıbrıslı Türk vatandaşlarının protestolarına neden olan mali reform önlemlerinin alınmasının başını çeken bürokrat KKTC Teknik Heyet Başkanı Halil İbrahim Akça atandı. Türkiye’de DPT  Müsteşar Vekili iken KKTC’ye atanan ve Kuzey Kıbrıs ekonomisini yola koymak için mali önlemlere imza atan Akça, son dönemde KKTC’de özellikle sendikaların büyük tepkisiyle karşılaşıyordu.


PERDE ARKASI


Diplomatik kaynaklar "Amaç, KKTC'de yardım konularının tek elden eşgüdümünün sağlanması" diyor, ancak adada hava farklı.


KKTC'de ekonomik tedbirlere yönelik gittikçe artan tepki ve bardağın taştığı bir miting...

O mitingdeki pankartlarla, sloganlarla başlayan tartışma sonunda Lefkoşa'da değişimi getirdi.

Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'nde görev değişimi yapıldı. Büyükelçi Kaya Türkmen'in görevini, Türkiye Cumhuriyeti teknik heyet başkanı Halil İbrahim Akça yürütecek.

Türkiye'den Kıbrıs'a yapılan yardımı, düzenli olarak bir araya gelen, Kuzey Kıbrıs ve Türkiye teknik heyetleri kararlaştırıyor.

Halil İbrahim Akça, 8 yıldır bu heyetlerde türkiye tarafının başkanlığını yapıyor.

Ankara görev değişimine fazla anlam yüklenmesinin önüne geçme arayışında.

İlk haber "Lefkoşa Büyükelçisi görevden alındı" şeklinde geldi.  Dakikalar sonra diplomatik kaynaklardan "görevden alma değil, görev değişimi söz konusu. Amacımız, Kıbrıs'a yapılan yardımların tek elden eş güdümü" açıklaması ulaştı.

Ancak Kıbrıs'ta hava farklı. Ankara'nın, o protestolardan ne kadar rahatsız olduğu sır değil. "Sorumluların cezalandırılması" beklentisi, KKTC yönetimine farklı kanallardan iletildi.


"Kıbrıslıları cezalandırın" mı dedi?


Kıbrıs basınında yer alan haberlere göre o kanallardan biri, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Türkiye teknik heyet başkanı müsteşar Halil İbrahim Akça arasındaki görüşmeydi. O görüşmede Akça'nın Eroğlu'na "Kıbrıslıları cezalandırın" dediği öne sürüldü, ardından Akça, gazeteci Levent Özadam'a şu düzeltmeyi gönderdi.

"Sayın Cumhurbaşkanı bir önceki hükümetin ekonomiyi hatalı kararlarla kötü duruma getirerek kendilerine devrettiğini, Türkiye'ninse ekonomik tedbirlerin alınmasını mevcut iktidardan beklediğini ifade etti.  Ben de "Eğer hatalı kararların bir bedeli olacaksa bu cezayı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil KKTC halkı kendisi ödemelidir. Zira buradaki iktidarları seçen KKTC halkının kendisidir." dedim."

Şimdi adada, o görüşmeye dair ayrıntıların basına sızmasından, Büyükelçi Kaya Türkmen'in sorumlu tutulduğu, Büyükelçilik'te bu nedenle görev değişimi yapıldığı iddiaları gündemde.


Eroğlu: "İlişkiler kopmaz"


KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise Türkiye ile ilişkilerin kopmasının mümkün olmadığını belirterek, "28 Ocak mitinginden sonra iki taraf arasında süren karşılıklı mesaj ve beyanat teatisinin en erken zamanda bitmesi gerektiğini" söyledi.

Eroğlu, kendisine düşenin bu ortamı yatıştıracak bir davranış olduğunu ve bunu yapmaya çalıştığını, ayrıca bu tartışmaların müzakere masasında elini zayıflatacağını ifade etti.

Eroğlu, Dış Basın Birliği Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde yaptığı açıklamada, anavatan-yavruvatan ilişkilerinin en sıcak noktada olması gerekirken, "bu gibi eylemlerle birdenbire bir soğukluk, karşılıklı beyanatlarla sanki bu ilişkinin kopmasını istermiş gibi bir düşünce içine girenler olduğunu" belirterek, ancak anavatan ile ilişkilerin kopmayacağını kaydetti.

Eroğlu, tansiyonun yüksek olmasının kimseye bir şey kazandırmayacağını kaydetti.

Görüşmelerin devam ettiği ve Rum'un uzlaşmazlığını sürdürdüğü bir zamanda KKTC'de birlik ve beraberliğin bozulmasının, halkın bir kısmının değişik düşünceler içinde hareket etmesinin kendi elini zayıflatacağını belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, bunun yansımalarını müzakere masasında ve Rum basınında gördüklerini söyledi.


Atina gelişmelere kilitlendi

Ankara-Lefkoşa hattındaki gelişmeleri büyük bir dikkatle izleyen Yunanistan'ın Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Grigoris Delavekuras, KKTC'de düzenlenen mitingler ile Türk korvetinin Ege'deki seyrine ilişkin değerlendirme ve açıklamalarda bulundu.

KKTC'deki mitingleri konu alan sorular üzerine sözcü, "işgal"söylemlerini tekrarlayarak, "eylemlerin işgal kesiminde var olan gerçekleri yansıttığını, süregelmekte olan işgalin bir ürünü olduğunu" savundu.

Atina'nın KKTC'deki gelişmeleri "büyük bir dikkat" ile izlediğini kaydeden Delavekuras, "Türkiye'nin nihayet Kıbrıs'a nefes aldırması ve tüm Kıbrıs halkının AB'nin nimetlerinden yararlanması için Kıbrıs Türk tarafının müzakerelere yapıcı bir ruhla katılabilmesi" gerektiğini belirtti.


Mynet

Bu mesaj _RomantizmA_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 10.02.2011 - 21:03




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#3 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 10.02.2011 - 22:07

Bu aynı şeye benzedi, kılıçdaroğlunun gidip israil televizyonunda ak partiyi, hükümeti tayyip erdoğanı şikayet etmesi gibi.
Sen Kıbrıs için her söylediğin sözün rumlar tarafından kullanılacağını düşünmüyorsan tabiiki kıbrıslılar sana sittir git der.

Değişiklikler Kaydedildi...

#4 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 11.02.2011 - 11:01

Annan planına evet demeleri için KKKTC yönetimine ve halkına kim baskı yaptı? Rum kesimi haıyır deyince apışıp kalan kimse o.


Tırışkadan iki üç geminin KKTC limanlarına yanaşması karşılığında, Rum kesimine Türkiye limanlarını açıp, dolaylı yoldan tanıma salaklığına kim izin verdi?



"...Bu pankartlar, AKP iktidarıyla başlatılan, Rauf Denktaş’ı tasfiye sürecinde de açılmıştı! Bu pankartların sahipleri, Mehmet Ali Talat Başbakan ve Cumhurbaşkanı yaptırılırken, sahadaydılar; Annan Planı ile KKTC yok edilmeye çalışılırken, “yes be annem” diyerek alanlardaydılar; dahası Kıbrıs’ta AKP’ye “tam destek” için paralı alkışçıydılar… Hatta “Türk askeri adada işgalci” diyerek görevdeydiler…

Özetle, çirkin pankartın sahipleri, AKP’nin KKTC konusunda “ver kurtul” siyaseti izlediği yıllar boyunca görevdeydiler ve AKP’nin en önemli saha müttefikiydiler…

Başbakan Erdoğan, her fırsatta “Türk askerini adada işgalci” sayan bu zihniyete, dün susup, bugün nedense ateş püskürüyor?!
..." http://www.odatv.com...-var-1002111200


Başhırsız rolünü çok iyi yapıyor. 12 Haziran seçimlerinden önce her türlü "milliyetçi" söylemleri kullanıyor. Amacı Kıbrıs'ı savunmak falan değil. Amacı, bir zamanlar kol kola girdiği hassiktircileri bahane ederek, "...BOP eş başkanlığı görevi ile Abdullah Gül’ün 2003 yılında ABD Dışişleri Bakanı Powell’la imzaladığını itiraf ettiği “2 sayfalık, 9 maddelik” gizli anlaşma..." ya sadık kalıp KKTC'yi satmak, kendi deyimiyle "pazarlamak."

Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 11.02.2011 - 11:02

 580023663830.jpg


#5 pokemon

pokemon

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 4 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir
  • İlgi Alanları:Masa tenisi

Gönderim zamanı 11.02.2011 - 17:18

yok yaa, kıbrıs filan hikaye, bir iki kukla çıkartıyorlar sonra da içten yeniyoruz. dikkat edelim birazz

#6 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 12.02.2011 - 00:33

"Bugün, oralarda, utanmadan, Türkiye defolsun gitsin diye “hastir” pankartı açan Rum dalkavuğu lavuk!" Hastir öyle mi?

Noel arifesi...

Lefkoşa.

Kumsal Mahallesi.
Numara 2.
Tek katlı, bahçeli ev.
Saat 22 suları.
Hava ayaz.
Boğuk, tok vuruşlar yırtıyor geceyi aniden, trok trok trok...
Kalleş, basıyor.

*
Mürüvvet Hanım, lambaları söndürüyor telaşla... Hakan kucağında. Uyuyor. Bebe. 10 aylık... Dalıyor çocukların odasına, öbür koluna Kutsi’yi alıyor, 4 yaşında... “Kalk Murat” diyor bi yandan... Gözlerini ovuştura ovuştura kalkıyor Murat, henüz 6 yaşında. Eteğinin ucundan tutuyor anasının geceliğini... Dışardan hüzün abajuru gibi sızan sokak lambasının cılız ışığında, hayalet misali, parmaklarının ucuna basa basa banyoya süzülüp, dördü birden “küvet”e giriyor ve koyun koyuna sarılıyorlar, çıt çıkarmadan, duyulmasın diye nefes bile almadan...
*
Korkunç bekleyiş başlıyor.
*
Bir dakika.
İki dakika.
Üç dakika.
Saniyeler...
Asırlar gibi adeta.
Önce şangırtı duyuyorlar.
Pencere.
Kırılıyor.
Sonra, ayak sesleri...
Salondalar.
Vahşi haykırışları geliyor.
Ve, tekmeyle açılıyor banyonun kapısı...
Üç Rum.
Tarıyorlar.
33 el.
*
Evet, merhum gazeteci Sami Coşar tarafından çekilen ve hafızalarımıza mıh gibi çakılan “o fotoğraf”ın öyküsü bu...
Kanlı Noel.
*
Alnından vurmuşlardı Mürüvvet Hanım’ı, yedi yerinden daha...
Murat’tan üç kurşun çıktı.
Kutsi’den iki.
*
Evin direği, baba, tabip binbaşı, evde değildi o sırada... 103 Türk köyü basılmıştı son üç günde, yaralılar vardı... Gönyeli’ye gitmişti. Göreve.
*
Bir babanın başına gelebilecek en büyük felaketi yaşayan bu tabip binbaşı, evlatlarının cenazesini bizzat kendi elleriyle yıkadı... Minik bedenleri santim santim yokladı, Hakan’da kurşun izi bulamadı. 10 aylık bebecik... Vücudunu yavrularına siper etmeye çalışan anacığının altında kalmış, nefessizlikten boğularak can vermişti çünkü.
*
Sonra?
*
Rum taburu vardı oralarda...
Nizamiyesinde şu yazıyordu:
“Cesursan, gel al!”
*
Türk taburu kuruldu oraya...
Nizamiyesine şu yazıldı:
“Cesurum, geldim aldım!”
*
Bugün, oralarda, utanmadan, Türkiye defolsun gitsin diye “hastir” pankartı açan Rum dalkavuğu lavuk!
Yüreğin varsa...
Gel de al.

Yılmaz Özdil

Değişiklikler Kaydedildi...

#7 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 12.02.2011 - 01:16

biz olmasak birgün bile özgür duramayacaklarını biliyolar ama sanırım rum kucağı istiyolar.


ulen paranın harbiden açamıyacağı kapı yokmuş.
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#8 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 12.02.2011 - 01:46

Gönderilen Resim

Özdil'in bahsettiği o resim...




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#9 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 12.02.2011 - 04:38

Kıbrıs’a savaş açılır mı

GALİBA Kıbrıs’la ilgili bir şeyler planlanıyor. Eğer iktidarın iş yapma biçimini biraz anlayıp biraz kavradıysam aklım bana böyle diyor. Bakın Kıbrıs’ta bir gösteri yapıldı. Çok da kalabalık olmayan bir gösteri. Türkiye’ye karşı tepki gösterdiler. Normal şartlarda bu gösteri görmezden bile gelinebilirdi. Kıbrıs’ta zaten Türkiye aleyhtarı bir grup olduğu bilinmeyen bir şey değildi. Ancak bu gösteriye Türkiye’den çok sert, aşırı sert bir tepki gösterildi. Başbakan Erdoğan’dan Cemil Çiçek’e kadar ciddi tepkiler verildi. Hatta iş hükümetin sık sık yaptığı gibi “para” mevzuuna kadar geldi. “Paranızı veriyoruz. Ne konuşuyorsunuz” denildi. Bu kadar sert tepkilerin, Kıbrıs’taki tepkileri artıracağı, hatta konuya duyarlı olmayanları bile duyarlı hale getirebileceği, Türkiye aleyhtarı havayı körükleyeceği açıktı. Nitekim öyle de oldu. Kıbrıs’ta en Türkiye yanlısı gazeteler bile Türkiye’ye ve hükümete yönelik tepkisel, sert başlıklar, manşetler attılar. Hatta işi hakarete vardırdılar. Şimdi belli ki, hükümet Kıbrıs’a karşı daha da sertleşecek.

Ben bundan şunu görüyorum. İktidar Kıbrıs’ta yeni bir plan uygulamak ve bir adım atmak istiyor. Bunun için de önce KKTC hakkında Türkiye’de olumsuz bir hava yaratmak, “Bakın siz onları vergilerinizle besliyorsunuz ama bu nankörler anavatana hakaret ediyorlar. 1974’ten beri onlar için bedel ödüyorsunuz, onlar size çekin gidin diyorlar” algısı yaratmak istiyorlar. Ardından da Kıbrıs’ta bir şeyler yapacak, Türkiye’nin bugüne kadar pek de kabul etmediği bir politikayı uygulamaya sokacaklar gibi hissediyorum. Biliyorum diyemem. Hissediyorum.

Çünkü iktidar genelde bu gibi gerilimler yaratıyor, sonra adım atıyor. Aynen yargı ile attıkları adımlarda olduğu gibi. Bekleyip göreceğiz.

Benim korkum İsrail misrail falan derken Türkiye’nin bu gidişle Kuzey Kıbrıs’a savaş açması. Acaba yeni bir çıkarmayla Kıbrıs’ı Türklerden alabilir miyiz!



Fatih Altaylı




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#10 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 15.02.2011 - 09:07

Türkiye'de satılacak birşey kalmadı, sıra KKTC'de.. Önce tu k... deriz , sonrada istediğimizi yaparızın AKP'ce si..
Niçin öyle bir pankart açıldının derdinde değiller! Çünkü gayet iyi biliyorlar, ''mağdurum mağdurum mağdurumda mağdurumu'' oynamanın bu ülkede her zaman pirim yaptığını!!!
Ceplerinden ipek mendilleri niçin hiç eksilmez bunların? Her an ağlayacak birşeyler buldukları için..

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...





Benzer Konular Daralt

2 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli