Jump to content



Cumhurbaşkanı Gül Kayseri İddiaları İçin Ne Dedi?


  • Please log in to reply
8 replies to this topic

#1 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3,232 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Posted 15.12.2010 - 20:45


"Kendimi tutuyorum çünkü..."

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri'deki yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak, "Bir şey söylersem taraf olurum. Kayseri'yi en iyi bilenlerden birisiyim. Özhaseki'yi de zaten iyi tanıyanlardan birisiyim. Her şey şeffaf zaten. Kayseri örnek bir şehir. Siyasetçi olsam çok şey söylerim ama kendimi tutayım" dedi.

"Her şey şeffaf zaten"
Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen 'Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri' töreninin ardından verilen resepsiyonda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddialar ve sonrasında yaşanan gelişmelerin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, "Bir şey söylersem taraf olurum. Kayseri'yi en iyi bilenlerden birisiyim. Özhaseki'yi de zaten iyi tanıyanlardan birisiyim. Her şey şeffaf zaten. Kayseri örnek bir şehir. Siyasetçi olsam çok şey söylerim ama kendimi tutayım" dedi.

"Üniversiteler ifade özgürlüğünün yeridir"
Siyasilere yönelik 'yumurta' protestosuna ve yaşanan tartışmalara ilişkin bir soru üzerine Gül, "Üniversiteler ifade özgürlüğünün bir yeridir. Ama eylem özgürlüğünün yeri değildir" diye konuştu.

"Mecliste Türkçe konuşulur"
Gül, TBMM'deki Kürtçe konuşma tartışmalarına ilişkin soruya ise, "Kanunlar, Anayasa belli. Mecliste Türkçe konuşulur. Kitapta, tiyatroda, Kürtçe olur" karşılığını verdi.
HaberTürk



----------------------------------------------------------------

Mustafa'yı tanırım iyi çocuktur... Kimse la varsa sorun araştırılsın demiyor... Dün aynı cümleleri kullanan paşalarla orduyu yıpratanlar bugün sessiz sedasız, halkın gözünün içine baka baka yalancı adaletçilik oynuyorlar...

Kendini tutmasa asıl savunacakmış merak ettim... Bunun ötesi sanırım Onlar yapmadı ben yaptım olur... Belkide budur anlatmak istediği...

Edited by _RomantizmA_, 15.12.2010 - 20:46.




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#2 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 posts

Posted 16.12.2010 - 13:31

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, Kayseri'deki yolsuzluk iddialarına ilişkin basına açıkladığı belgeler arasında Vali Vekili İbrahim Yurdakul'un imzasının bulunduğu belgenin olmadığını, çünkü bu belgenin rüşvete dikkat çeker nitelikte olduğunu öne sürdü.
Kılıçtaroğlu Soruyor.

Ey Ümmeti DİNCİLER.

'Bakan Atalay, Yurdakul imzalı yazıyı medyaya neden dağıtmadı'

Buradan Bakıldığında Çorabın imliği bir çekilebilse çok şey olacak da AKP İzin vermiyor.
Gül Kendi sınırlerı ile çelişiyor!!
GÜL BİLE BU İŞE MÜDAHİL OLMUŞ İSE Tarfsızlığını ZATEN BOZMUŞ!!! Demek ki Durum çok Vahim.
Bakalom Gül bu belgeye ne diyecek.
Öyle iki laf edip kenara çekilmek artık hoş durmaz.
Kendini tutmasını isyeyen yok ki Buyursun Ne biliyorsa delilleriyle İsbat etsin.


BELGE 3

http://213.243.34.20.../belge_no_3.pdf

Edited by waranko, 16.12.2010 - 14:12.


#3 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2,132 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Posted 17.12.2010 - 19:40

Çankaya'daki suret, "araştırılsın soruşturulsun" diyeceği yerde, "kefilim iyi çocuktur" diyor. Benim hırsızım mantığı.

 580023663830.jpg


#4 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2,132 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Posted 18.12.2010 - 10:09

BMW'Lİ HAMURCU'NUN BABASI KONUŞTU

18.12.2010 01:13

Sözcü gazetesinden Necati Doğru yine usta gazeteciliğini göstererek Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ndeki rüşvet çetesiyle ilgili önemli bir habere imza attı. Necati Doğru, olayın tek mahkumu olan Hacı Ali Hamurcu'nun babası emekli polis Fahrettin Hamurcu'yu buldu ve konuştu.

İşte o yazısı:

"Samimi olalım. Dürüst davranalım. Temiz duralım. Ey SÖZCÜ okuru, ben bu gazetenin kendi halinde bir yazarı olarak ve tarafsız kalarak, “senin de aklından geçirdiğini sandığım” bir sorunun cevabını arıyorum.

O soru şudur:

Kayseri’deki “Rüşvet Torbası”nın doldurulması ve “toplanan paraların bir bana… bir sana… bir başkana… bir müdüre…” diye paylaşılması Belediye önde gelenlerinin organize ettiği bir çete işimidir? Yoksa bu “rüşvet torbasını doldurma” lise mezunu 31 yaşındaki evrak getir götürcüsü Belediye çalışanı Hacı Ali Hamurcu’nun tek başına bir başına yaptığı iş midir?

Ben bu soruya cevap arıyorum.

31 yaşındaki Belediye Çalışanı Hacı Ali Hamurcu’nun babası bir kanun adamı. 40 yıl Emniyet Teşkilatı’nda çok sayıda şehirde, devletin bir güvenlik görevlisi olarak “adaletin-doğruluğun- hakkın yerini bulması” için çalıştı. Adı Fahrettin Hamurcu olan baba Kayseri’de son görevini başkomiser olarak tamamlayıp emekli oldu.

Emekli Başkomiser babayı buldum.

Onunla uzun uzun konuştum.

Xxx

Ben Emekli Başkomiser Fahrettin Hamurcu’ya “Kayseri’deki rüşvet toplama” olayı konusunda sorular sormaya başlamadan önce ilk soruyu o bana sordu:

Sizce organize suç kaç kişiyle olur?

Sorusuna cevabı kendisi verdi.

Organize suç en az 3 kişiyle olur.

Bu Kayseri’deki olay kayıtlara, savcılık , valilik, mahkeme tutanaklarına “organize suç “ olarak giriyor fakat bir tek kişi yapmış gibi tek mahkum olan benim oğlum Hacı Ali Hamurcu oluyor. Ben Emniyet Teşkilatı’nda bu kadar yıl çalıştım. En son Kayseri Emniyet’inden Terörle Mücdale dairesinden başkomiser olarak emekli oldum. Soruşturup inceleyebilirler. Dosyamada bir tek kırmızı çizgi dahi bulamazsınız. Ben vatanını, milletini seven, devletine saygılı ve inançlı bir insanım. Ben oğlumu değil hak nedir, kanun ne diyor onu öne alırım. Bu olayı başından beri bir kanun adamı ve baba olarak en küçük ayrıntısına kadar izliyorum ve size vardığım sonuç olarak şunu söyleyebilirim: “Kayseri’deki organize rüşvet çetesi suçunu tek başına oğlumun üstüne yıktılar”

Xxx

“Bu sonuca nasıl varıyorsunuz?” diye soruyorum. Baştan söyleyeyim bu işte “gerçekleri saklama, saptırma, fotoğrafın bütününü değil istedikleri bölümü basına yazdırma” çabaları var diyor ve şöyle devam ediyor:

Kayseri Anakent Belediye Başkanı,”oğlum Hacı Ali Hamurcu’yu ilk kendisi şikayet ettiğini, ilk başvuruyu kendisinin yapıp yakalattığını” söylüyor.

Bu doğru değil.

Oğlum, bizimle beraber yaşıyor. Üç gün eve gelmeyince ben bizzat kendim Kayseri Emniyet’ne başvurdum ve “oğlumu bulun başına bir iş gelmiş olabilir” diye ben yakalattım.

Yani onu yakalatan Belediye değil.

Belediye’den onu izinli saymışlar.

20 gün kayıp ol, gözükme demişler.

Onu ilk şikayet eden benim.

Yakalatan benim.

Xxx

Olayı başından anlatayım.

Benim oğlum Hacı Ali, uzun boylu, yakışıklı, çok iyi konuşan, karşısındakine güven veren bir yüze sahip, iyi araba kullanan bir çocuktur. İlk çalıştığı ilçe belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne birleştirilince burada evrak memuru olarak ve geçici işçi kadrosuyla görevine devam ederken, “oğlumun bu iyi konuşan, yüzüyle güven veren özelliğinden” faydalandılar. Onu “şuraya git, bir emanet var al gel” diye para toplayıcısı yaptılar. Ben hapishane’ye düştüğünde oğlumla görüştüm, bana kendisini bu “emaneti al gel…” işine yönlendiren kişinin Belediye’deki müdürü Süleyman Temeltaş olduğunu söyledi.

Necati Bey, bu çocuk bir işçi!

Geçici kadroda bir çalışan.

Böyle birine “belediyenin mühürü” verilebilir mi? Hangi devlet kurumunda bu görülmüştür? Ben de devlette çalıştım, bilirim. Mühür daire müdürüne zimmetlidir, beraatla verilir. Sen bu çocuğa belediyenin mühürünü veriyorsun, sonra da “git şurada bir emanet var, bas mühürü evraka al parayı gel” diyorsun. Çocuk da gidip taksi durağı izni almak isteyenlerden; “20 bin TL, 30 bin TL, 40 bin TL….” neyse toplayıp, mührü de basıp altına da imzasını çakıp paraları alıp getirip teslim ediyor. Ona pay veriyorlar. Süleyman Temaltaş,(emekli edildi) Belediye Genel Sekreteri Mustafa Yalçın, bu işten haberliler. Benim oğlum bunlardan habersiz 1.5 yıl para toplamış, kimsenin haberi olmamış. Nasıl inanırsınız?

Xxx

Gazetecilere, oğlum Hacı Ali Hamurcu, taksicilerden, şundan bundan para toplamak için belediye adına “sahte evrak” düzenledi diye yazdırıyorlar. İnsaf, belediye mührü taşıyan bir evrak sahte olabilir mi? Benim oğlumun gençliğinden ve tecrübesizliğinden yararlandılar ve sonra da olayı onun üstüne yıktılar.

Nasıl yıktılar?

Anlatayım.

Benim oğlumu ilk bulan, onun ilk avukatlığını üstüne alan Yusuf Erikel diye bir avukat. Oğlum, benim şikayetim üzerine yakalanıp hapse düşünce bu avukat oğlumu savunuyor. Bir gün İstanbul’dan telefon etti, “bundan sonra Haci Ali’yi ben değil kardeşim Yakup Erikel savunacak, benim elimden davayı o aldı” dedi

Yakup Erikel çıktı eve geldi.

Ramazan günüydü.

İftar saatini bekliyoruz; bana çok inançlı biri olduğunu, Umreye gittiğini, Ankara’dan görevlendirildiğini, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin de haberi olduğunu, taksi durakları sahiplerinden ve diğerlerinden toplanan paraların belediye tarafından geri ödeneceğini, şikayetlerden vazgeçileceğini ve oğlum Hacı Ali’yi hapisten çıkartacağını söyledi.

xxx

Ben de umutlandım. Oğlum hapisten kurutulacak, bu olay kapanacak diye sevinçliyim. Ertesi gün otelde buluştuk. Otelde belediyeye, benim de duymamı istercesine, telefon ediyor, gri renkli belediye otomobilleri geliyor, bunu alıyor istediği yere götürüyor. Otelde resepsiyondaki kızlara, “ben belediye adına buradayım, oda ücretimi belediye ödeyecek” diyor. Bir gün, hiç alakası yokken, bir nedeni de yokken, elinde taşıdığı kahverengi çantayı bana uzattı, “içinde 150 bin TL var, belediyeden gönderdiler, al senin olsun” dedi. Hacı Ali ifadesini değiştirsin, bu işi tek başına kendisinin yaptığını yeni ifade olarak versin teklifinde bulundu. Ben kanun-adalet adamıyım. Ne münasebet dedim reddetim.

Xxx

Bir gün yeniden buluştuk. Kayseri’de avukat Yusuf Dalmaz’ın bürosuna gittik. Yusuf Dalmaz, taksi durak ruhsatı vereceğiz diye kendilerinden para toplanan mağdur kişilerin avukatı. Onun yazıhanesinde bizim avukat Yakup Erikel, belediyeden aldığını söylediği paralarla bu mağdurların hakkını ödedi, onlardan “Belediye’den ve Hacı Ali’den şikayetçi değilim” imzalı dilekçeler alındı.

Şimdi yalan söylüyorlar.

Bu paraları sanki “oğlumu kurtarmak için ben vermişim” gibi anlatıyorlar. Necati Bey, ben kirada oturuyorum. Kayseri’de herkes herkesi tanır. Ben bu kadar parayı bulamam. Akrabalarımdan da toplayamam. Akrabalarım bu kadar parayı verebilecek durumda değiller. Ankara’dan gelen bu avukat Yakup Erikel, Kayseri Belediyesi ile işbirliği yapıp, suçu tek başına oğluma yüklediler."

Odatv.com
********************************************************


Bu belediye başkanı, hırsız AKP'li olmasaydı, iç işleri bakanı hemen görevden aldıydı. Şimdi ise, organize hırsızlık partisi, organize hırsızlara kendilerini siper ediyorlar. Organize hırsızlıkla kurulmuş partiden de başka türlü bir davranış beklenemezdi zaten.

 580023663830.jpg


#5 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 posts

Posted 18.12.2010 - 13:30

Kayseri’deki yolsuz iddialarını açıkladıktan sonra 15 yaşındaki çocuğuna tehdit telefonları geldiğini açıklayan CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, “Benim çocuğuma tehdit telefonları geliyor. ‘Kalk bilmem neyin çocuğu nasıl yatıyorsun yatakta’ diye. Neymiş belediye başkanının dosyasını açıklıyormuşum. 15 yaşındaki çocuğumu gece arattırıyorlar” dedi.Kulkuloğlu açıklaması sırasında gözyaşlarını tutamadı.

http://www.hurriyet....656.asp?gid=373

#6 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13,198 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Posted 19.12.2010 - 00:39

vay be chp nin kayseride milletvekili varmış :P
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#7 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7,424 posts
  • Cinsiyet:Bay

Posted 19.12.2010 - 01:32

burada kayseri belediye başkanı haklı gibi. ama cumhurbaşkanının kefil olması yanlış.

#8 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 posts

Posted 20.12.2010 - 15:06

Cumhurbaşkanı'nın sözcüsü Ahmet Sever, Vatan yazarı Ruşen Çakır'*gunül'ün Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye "sonuna kadar kefil" olduğunu söylediğini aktardı. Bugünkü Vatan'da sürmanşet olan bu haber üzerine Vatan yazarı Güngör Mengi, Cumhurbaşkanını eleştiren şu yazıyı yazdı:

"Kayseri Belediyesi ile ilgili yolsuzluk tartışması Cumhurbaşkanı Gül sayesinde yeni bir boyut kazandı.

Bildiğiniz gibi bir belediye çalışanının esnaftan para toplaması ile patlak veren rüşvet skandalı, CHP lideri tarafından gündeme getirildiği andan beri siyaset bu konuyu tartışıyor, bu alanda çatışıyor.

CHP lideri, Kayseri Büyükşehir Belediyesi odaklı bir rüşvet çetesinin varlığını düşündüren bilgi ve belgeler bulunduğunu öne sürerek hükümetin bu meselenin üstüne gitmesini istedi.

İçişleri Bakanı, bireysel bir dolandırıcılık olayından iktidara yönelik iftira ürettiğini iddia ederek Başbakan desteğinde CHP'ye karşı saldırıya geçti.

Sonra da belgeler, belgeler...

Dün de yenileri çıktı, gizlendiği söylenen belgelerin yine hesabı soruldu.

Kılıçdaroğlu, uyanmış olan izlenimin aksine önemli bir yolsuzlukla karşı karşıya bulunduğumuzu belirtirken şunu dedi:

"Cumhuriyet tarihinde ilk kez belediye valilik, adliye arasında bir organize dosya kapatma süreci vardır!"

Partinin internet sitesine konulan ve İçişleri Bakanı tarafından medyadan saklandığı öne sürülen bir belge, kilitlenmiş hikâyeyi açacak anahtar gibi duruyor.

Vali Vekili İbrahim Yurdakul'un İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği bu yazıda Belediye Başkanı ile öteki görevlilere isnat edilen suçun "rüşvet" suçunu oluşturduğu belirtiliyor ve suçlananların mal varlıkları ile ilgili bir incelemenin gerçeğe ulaşmak için "uygun" olacağı belirtiliyor.

Ayrıntı sayılacak belgelerle kafaların karıştırılmaması tabii ki önemlidir. Ama bu belge için aynı şey söylenebilir mi?

Hayır.. Kayıkçı kavgasını bitirip rüşvet ağını suçlananların zenginleşme süreçlerinde aramak en kısa ve sağlam yoldur.

Cumhurbaşkanı Gül dün sözcüsü aracılığıyla arkadaşımız Ruşen Çakır'a beklenmedik bir mesaj verdi ve Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye "sonuna kadar kefil" olduğunu söyledi.

Oysa Cumhurbaşkanı bir gün önce "konumu gereği yorum yapamayacağını" belirterek "Konuşursam taraf olurum, kendimi tutuyorum" demişti.

Neden bir gün içinde çözüldü?

Gül'ün kefaleti nüfuz suiistimalidir.
O nedenle sözü, olayın peşini bırakmak için gönül rahatlığı sağlamıyor.

Aksine daha çok deşmek için merak tahrik ediyor. Gül ciddi bir araştırmanın önünü açmalıdır!"

Odatv.com

#9 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2,132 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Posted 21.12.2010 - 13:28

İŞTE KAYSERİ BELEDİYESİ'Nİ KARIŞTIRAN O SENET

20.12.2010 23:40
Odatv Kayseri'deki yolsuzluk iddialarının üzerine gitmeye devam ediyor.

Bilmeyenler için önce kısaca anlatalım...

Kayseri Belediyesi'nde çalışan Hacı Ali Hamurcu, belediyeye ait mührü taşıyan makbuzlarla, belediyeyle çeşitli işlerini görecek vatandaşlardan para topluyordu. Bu paralar Kayseri Belediyesi'nin kasasına girmiyor, bir rüşvet olarak toplanıyordu. Hükümet, yapılan usulsüzlüğün Hacı Ali Hamurcu'nun bireysel suçu olduğunu iddia ederken, muhalefet yolsuzluğun Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin de dahil olduğu bir çete tarafından gerçekleştirildiğini iddia ediyordu. Nitekim Hacı Ali Hamurcu'nun ilk ifadesi de bunu doğrular nitelikteydi. Olayın açığa çıkmasından bir süre sonra Hamurcu'ya ilk avukatı Yusuf Erikel'in yerine kardeşi AKP'li Yakup Erikel avukat olarak atandı. Hamurcu, emniyetteki ifadesini değiştirerek suçu bireysel olarak üstlendi. Bülent Arınç'ın da avukatı olan Yakup Erikel, Hamurcu'nun paralarını aldığı kişilere paralarını ödeyerek şikayetlerin de geri alınmasını sağladı. Bu paranın kaynağı da Odatv'de irdelendi. (Okumak için tıklayın)http://www.odatv.com...erdi-1912101200

MÜHÜRLÜ SENET

Davada delil olarak değerlendirilebilecek önemli bir ayrıntı vardı. Hacı Ali Hamurcu, iş görmek isteyen Kayserililer'e milyonlara varan makbuzlar kesiyordu. Karşılığında ise işlerinin görüleceği taahhüdünü veriyordu. İfadesinde, rüşvet alınan işlerin gerçekleşmemesi durumunda kendisini garantiye almak için Belediye Genel Sekreteri Mustafa Yalçın'dan senet istediğini söylüyordu. Gerçekten de Hamurcu'nun elinde belediyenin mührünü taşıyan bir senet bulunuyordu. Olayı çözecek önemli belgelerden biri de bu senetti. Kayseri Belediye Başkanı ise altında imzası bulunan bu senedin sahte olduğunu iddia ediyordu.

İŞTE O SENET
Posted Image

Hacı Ali Hamurcu, belediye ile anlaşmazlığa düşünce sözkonusu senedi hukuki yollarla takip etmek için ilk avukatı Yusuf Erikel'e başvuruyordu. (Ayrıntıları okumak için tıklayın)http://www.odatv.com/n.php?n=-komur-verdikleri-ailelerinin-kizlarini-ayartiyorlardi-2012101200 Erikel, belediye ile sözlü görüşme yaparak 10 milyon TL'lik senedin tahsilatını talep etti.

KRİMİNAL RAPORU

Mahkemeye taşınan olayda sözkonusu senet de şikayet konusu oldu. Kayseri Emniyet Müdürlüğü Kriminoloji Labaratuarı Grafoloji uzmanı Faruk Eren, senetteki imzanın Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye ait olmadığı raporunu verdi. Rapora göre imza, Hamurcu'nun avukatı olan Yusuf Erikel'e aitti. (Raporu görmek için tıklayın) http://212.175.131.6/web2/uploads/sorusturma/13-%20SAHTE%20SENET%20HAZIRLADI%C4%9EINA%20DA%C4%B0R%20B%C4%B0L%C4%B0RK%C4%B0%C5%9E%C4%B0%20RAPORU.pdfSanık avukatı olan Erikel, bu raporla davanın sanığı haline geldi. Erikel ise ifadesinde senedi kendisinin hazırladığı iddiasını reddetti.

Şimdi size ilginç bir senet takvimi verelim.

4 Temmuz 2007 tarihinde Hacı Ali Hamurcu, Yusuf Erikel ile görüşüyor ve avukatlığını üstlenmesini istiyor. Bu konuda düzenlenen vekaletname tutanağı Yusuf Erikel'in Adalet Bakanlığı'na verdiği ifadenin eklerinde bulunuyor.

6 Temmuz 2007 tarihinde (yani 2 gün sonra) Hamurcu'nun avukatı Erikel, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile görüşerek senetteki rakamın sulh yoluyla tahsil edilmesini müvekkili adına istiyor. Bu olayı Kayseri Belediyesi de şikayetinde doğruluyor. Bu tarihlerde bir tutarsızlık görünmüyor.

Peki senedin sahte olduğunu düşünen Belediye Başkanı'nın vakit kaybetmeden suç duyurusunda bulunması gerekmez mi? Hayır, öyle olmuyor. Mehmet Özhaseki, 17 Temmuz günü "sahte senet ile kendisinden para istendiğine dair" suç duyurusunda bulunuyor. Yani tam 11 gün bekliyor. (Sözkonusu 11 günlük tarihi görmek için tıklayın)http://212.175.131.6/web2/uploads/sorusturma/12-%20SAHTE%20SENETLE%20YAPILAN%20%C5%9EANTAJLA%20%C4%B0LG%C4%B0L%C4%B0%20SU%C3%87%20DUYURUSU.pdf

Belediye Başkanı bu 11 gün boyunca neyi bekliyor? Neden suç duyurusunda bulunmuyor?

SORULAR

Sözkonusu sürecin işleyişinin kafalarda soru işareti yaratan bir yanı olduğu muhakkak. İsterseniz o soruları şöyle gündeme getirelim.

-Yıllardır avukatlık yapan Yusuf Erikel, sahte senet hazırlayıp, bununla hukuki takip yapılamayacağını bilmiyor olabilir mi?

-Senedin altında bulunan Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin mührüne ve Mehmet Özhaseki ve Mustafa Yalçın'ın kaşesine dair bir inceleme neden yapılmadı?

-En azından kaşeyi, mührü ve makbuzu basanlar hakkında bir hukuki tahkikat yapılarak ortaya çıkarılması gerekmez mi?

-Tekrar edeceğiz; ancak eğer senedin sahte olduğundan eminse Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin ve Genel Sekreter Mustafa Yalçın'ın ivedilikle suç duyurusunda bulunması gerekmez mi? Neden bu yapılmadı?

-En önemli soruyu da soralım: Senet nerede?

Tüm bu soruların cevapsız kalması, yürütülen soruşturmanın en hafif deyimiyle eksik kaldığı ve tüm suçun Hacı Ali Hamurcu'ya yıkılarak dosyanın kapatıldığı izlenimini uyandırıyor.

Kayseri Belediyesi'ne ilişkin belgeleri incelemeye devam edeceğiz...

Barış Terkoğlu

 580023663830.jpg






Similar Topics Collapse

  Topic Forum Started By Stats Last Post Info

1 user(s) are reading this topic

0 members, 1 guests, 0 anonymous users