Bir erkegin düsünsel yetenegi, estetik birikimleri ne olursa
olsun, hayatta durdugu kat, içine dogdugu kattir, tanidigi ilk kadinin,
annesinin onu biraktigi kat. Giyim zevkinin bulunmadigi bir bahçede
dogduysaniz, giyim zevkinin gelismis oldugu bir bahçeye sizi ancak bir
kadin götürür, sofralarinin inceliklerle donatilmadigi bir katta
dogduysaniz, incelikli sofralarin bulundugu kata sizi götürecek olan da
bir kadindir. Birlikte oldugunuz kadin degistiginde, degisen yalnizca
bir kadin degildir, hayatin neredeyse bütünü degisir, bir baska kata,
bir baska bahçeye geçersiniz, orada hersey farklidir.
Dinlediginiz müzik, okudugunuz kitap, yediginiz yemek, gittiginiz
yerler, bulustugunuz arkadaslar, hatta taktiginiz kravat bile degisir.
Bir erkegi hayatin içinde kadinlar gezdirir, hayatin katlari arasinda
kadinlar dolastirir.
Zevkli bir kadina rastlarsaniz zevkiniz, bilgili bir kadina
rastlarsaniz bilginiz, esprili bir kadina rastlarsaniz espriniz, zeki
bir kadina rastlarsaniz zekâniz gelisir; yeni huysuzluklar, kaprisler,
kavga nedenleri, acilar da ögrenirsiniz.
Hayat, kutsal kitaplarda anlatildigi gibi kat kattir; Babil'in asma
bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir. " Bir terastan bir terasa
sizi kadinlar götürür. Ve, bugün durdugunuz teras, seyrettiginiz
manzara, gördügünüz hayat, yaninizdaki kadinin terasi, manzarasi,
hayatidir; hayatin hangi katinda durdugunuzu, yaninizdaki kadinin
durdugu kat belirler.
Hayatiniz, seçtiginiz kadindir.
Bir kadin degil bir hayat seçersiniz çünkü."
- Ahmet Altan -