İçerik değiştir



- - - - -

Fatih Projesi...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 8 yanıt verildi

#1 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 22.11.2010 - 21:03


Fırsatları Arttırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi

“Fatih Projesi”yle okullarda her öğrenci, bilgisayarı kendi sınıfında kullanacak. 570 bin dersliğe dizüstü bilgisayar ile akıllı tahta konulacak.

İstanbul için düşündüğü ve sır gibi saklanan projesi tartışma konusu olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan, Milli Eğitim (MEB) ve Ulaştırma bakanlıklarınca ortak yürütülecek “Fatih Projesi”, sınıfları birer “teknoloji merkezi” haline getirecek. Projeyle, okullardaki bilgisayar odalarının kullanımına da son verilecek. Her öğrenci, bilgisayarı kendi sınıfında kullanacak. Üç yılda tamamlanacak proje ile 42 bin okuldaki 570 bin dersliğe dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı, internet ve çok amaçlı yazıcı ve akıllı tahta sağlanacak.

FATİH projesi nedir?

Fırsatları Arttırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi ile her sınıfta internete bağlı bir bilgisayar bulunması hedeflenecek. Daha önce okullara kurulan bilgisayar teknoloji (BT) sınıfları, proje tamamlanana kadar kullanılmaya devam edilecek. Projenin hayata geçmesiyle BT sınıflarındaki bilgisayarlar okul içerisinde dağıtılacak.

Projede, kara tahtanın yerini akıllı tahta alacak. Öğretmenler; bilgisayar, projeksiyon cihazı, özel kalem, tahta olarak kullanılacak platform ve yazılımdan oluşan “akıllı tahtada” harita, grafik ve video gösterimleri yapabilecek. 2 milyar TL harcanacak projede köy okullarına da bilgisiyar ulaştırılacak.

Tahta ekrandan kişisel bilgisayara

Sınıflarda, e-kitaplarla ders yapılacak. Öğretmenler, klasik tahta yerine, doğrudan bilgisayara bağlı tahtalarla ders işleyecek. Öğrenciler, işlenen konuları, tahtadan kendi bilgisayarına aktarabilecek. Proje, Erdoğan, Nimet Çubukçu ve Binali Yıldırım’ın katılımıyla pazartesi günü tanıtılacak.

www.aktuelegitim.com




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#2 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 22.11.2010 - 21:16

Gözümüz aydın F@TİH geliyor....

merhaba:
Cumartesi günü Vatan gazetesinin birinci sayfasında yer alan haberde "570 bin sınıfa internet geliyor" dendikten sonra haberin devamında "İlk ve ortaöğretimdeki her sınıfta bilgisayar, projeksiyon makinası ve akıllı tahta bulunacak deniliyordu. Asıl önemli açıklamalar ise haberin iç sayfalarda verilen devamında geliyor ve "Türk Eğitiminde devrim yaratacak nitelikte önemli bir proje pazartesi günü açıklanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni projesiyle her sınıfta internet bağlantılı dizüstü bilgisayar ile elektronik projeksiyonlar olacak. Öğrenciler evlerinde de okulun bilgisayar ağına bağlanarak ödevlerini güncelleyebilecek... diye devam ediyor.

Gönderilen Resim

Haberi tamammını okuyunca bu yıl okulların %40'ında uygulanacağını öğrenip çok mutlu oldum. Bu devrim haberlerini ne zaman duysam içim bir hoş oluyor nedense. Projenin dayanağı olarak, eğitim ve öğretimde niteliği artırmak (nasıl olcaksa, bu cihazları sınıflara taşıyınca olacaksa hemen diğer geri kalmış ülkelere haber verelim onlarda faydalansın) ve fırsat eşitliğini sağlamak (bu makinalar sınıflara konunca sadece öğretmenin önünde olacak, bu durumda fırsat eşitliği seyirci konumunda olmada sağlanacak galiba)amacıyla geliştirilen "Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (F@tih) Projesi'nde sona gelindi denilmektedir. Ben amaca bakınca fırsat eşitliğini sadece seyirci konumunda görebiliyorum, teknoloji konusuna gelince burada adı geçen teknolojiler çok uzun zamandır diğr ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Fırsat eşitliği değil de teknolojik araç gereç satan firmalar için oldukça yağlı bir fırsat olabilir.


Bu proje konusunda daha detaylı fikir paylaşımında bulunmak için bu yazıyı takip eden birkaç yazı yazmayı düşünüyorum. Nedenine gelince, birkaç yıl içerisinde demode olabilecek araç gereçleri eğitim/öğretim ortamlarına taşımayı eğitim/öğretimde devrim sanmanın bir son bulmasını istiyorum. Eğitimin bu ülkenin kaderini değişitirebilecek yegane çıkış yolu olarak görüyorum. Günümüzün moda terimleriyle "ülkenin bilişimle" kalkınacağını düşünüyorum. bunu sadece ben düşünmüyorum, benim gibi bir sürü kişi bu konuda düşünüyor ve çözüm önerileri sunuyor ama bu fikirlerin uygulamaya geçmesi sadece siyasilerin tercihleriyle belirleniyor. o nokta da çoğu zaman ortak akıl uygulamaya geçmiyor.


Bu projeyi okuyunca hemen aklıma 2000'li yıllarda uygulanan Temel Eğitimi Destekleme Projeleri geldi. Bu projeler çerçevesinde ülkede hatırı sayılır sayıda okula bilgisayar laboratuvarları, bilişim odaları kuruldu, birçok okul internete bağlandı ya bağlandığı söylendi. fakat daha sonraları yapılan değerlendirme çalışmalarında görüldü ki içinde 1000'den fazla öğrencisi olan okulun bilgisayar laboratuvarını ADSL ile 256/512K ile internete bağlamak o okulları internete bağlamak ve kullandırmak anlamına gelmiyor. ayrıca, bu bağlantı parası için ayrılmış bütçe olmayınca bu bağlantılar sürekli olmuyor. makinalar bozulunca bakım olmuyor v.b. sonuçta teknolojiyi satın alıp eğitim/öğretim ortamına getirmek devrim yapmak anlamına gelmiyor. Aslında bu tür devrim yapacakların öncelikle bu yapılması düşünülen projenin bütününü düşünüp ona göre yola çıkmlarında fayda olduğunu düşünüyorum. Öğretim Teknolojileri alanında bu tartışma çok uzun yıllardır dillendirilen (Clark-Kozma) bir tartışmayı hatırlattı bana. oradaki konu araç/ortam mı? yoksa yöntem mi? ikilemi çerçevesinde gelişiyordu. aslında ben her ikisininde önemli olduğuna inanıyorum ama öğrenme sırasında ikincil rollerinin olduğunu düşünüyorum. Bu konudaki düşüncelerimi "Öğrenmede minimum yasası" başlıklı yazıda özetlemişitim. Öğrenme özellikle de anlamlı öğrenme insan ürünü olup insanların katılımıyla gerçekleşiyor. Bu işlem sırasında ortam/teknolojik araçlar, kullanılan yöntemler hep ikincil rol oynuyorlar. Ama nedense en kolay olan bu ikincil araçların değiştirerek eğitim/öğretimi şekillendirebileceğimizi sürekli devrim peşinde koşuyor ama yenik güreşçi misali güreşe doymuyoruz.


Bu projenin bir başka olumsuz sonucu bu güne kadar okullarda oluşturulan bilgisayar laboratuvarlarının (gerçi çoğu çok eski makinlardan oluşuyor) sınıflara dağıtılmasıyla artık öğrencilerin BEP I ve II'de ulaşabildiğimiz öğrenci başına 45-50 dakika/hafta oranlarınında yakın bir zamanda sıfırlanacak olması ve bunun sonucunda birçok öğrenci için o kadarlık kullanım bile hayal olacak. Artık öğrenciler tamamen seyirci konumuna gelecek. Bu kurgu öğretmeleri de kötü etkileyecek artık derslerini tahtaya yazıp paylaşma yerine powerpoint sunuları sınıfların hakimi olacak, bu sunuların bir kısmı kendileri tarafından hazırlanırken çoğu sağdan soldan bulunup ders ortamlarına taşınacak. daha önceleri ders planları paylaşılırken buna bir de elektronik ders notları eklenecek. bu giderek tek tipleşmeyi getirecek. AKILLI TAHTA'ya yazılan yazılar çok şükür saklanıp paylaşılabileceği için (projede öyle yazıyor) öğrenciler okulun sitesine bağlanıp alınabilecek :-) (ben bilmeden galiba bu üklede bilgisayarlaşma %90'ların aynı zamanda da inetnete bağlanma %90'ların üzerine çıktı galiba). henüz internete çıkma oranlarının %50 olduğu bir ülkede bu tür hayaller biraz fazla olmuş. Burada ikinci bir konu ise AKILLI tahta/sınıf tanımlamaları bu tanımlar gerçekten cisminden fazla anlam taşıyorlar, ilk duyduğum günden bu yana aklıma yatmayan bu tanımlmalar beni atasözü sahibi yapacak "Bütün teknolojilerin aklı onu kullanan insanın aklıyla sınırlıdır" :-) Akıllı teknoloji olmaz teknolojiyi akıllı kullanan ya da kullanmayan insanlar vardır. sınıflarda bu araçların olması yukarıda saydığım noktalar gözönüne alınrak düzenlenecek olursa fayda sağlayabilir. Bizim devrimde ise sistemin en önemli bacağı insan gözönüne alınmadan damdan düşer gibi sınıflara akıllı araçlar konularak akıllı sonuçlar alınacağı varsayılmış. Projenin başarılı olabilmesi için gerekli olan, öğretmenlerin bu sistemleri kullanabilecek kadar hazır olması (Hizmetiçi-Hizmet Öncesi eğitim), öğrencilerin bu teknolojilere sahipliği göz ardı edilmiş.


Ayrıca, 90 yılların gözdesi Oluşturmacı yaklaşım (Constructivism) içinde çaba sarfetmek gerekecek. sınıfa bir bilgisayar, projeksiyon makinası konunca oradaki ders yöntemi ister istemez doğrudan anlatıma (ppt üzerinden oldukça kolay olacaktır) dönecektir bu da oluşturmacı öğretim ortamlarına iyi bir örnek teşkil etmeyecektir.
Buraya kadar bu yeni devrim sonucunda nelerle karşılacağımız konusundaki görüşlerimi paylaşmak istedim. Aslında, hergün devrim yapacağımıza birazda daha önce yapılıanların nerelerde eksik kaldığına bakıp sonra devrim yapsak daha iyi olur diye düşünüyorum. "Geçmişlerini iyi değerlendiremeyenler gelecekte geçmişlerini tekrar yaşarlar" diye bir deyiş hatırlıyorum. Eğitim sistemimizde bunun örnekleriyle dolu. 1940'lı yıllarda var olan ve bugün en iyi Oluşturmacı uygulamalar arasında gösterilen "Köy Enstitüleri"ni kapatıp daha sonra Amerika Birleşik Devletler'nde 1990'lı yıllarda popüler olan Oluşturmacı yaklaşımı 2000'li yıllarda eğitim/öğretim programlarının tamamına uygulamaya çalışan bir ülkede yaşadığım için bu yapılanlar çok yabancı değil.


Köy Enstitülerine benzer bir uygulamada 1990'larda kurulan Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümleri'nin işlevleri ve mezunları konusunda yaşanmaktadır. Bu bölüm mezunlarının okuttacağı dersler arasında yer alan ilköğretimdeki derslerin kredileri sıfırlandı, seçmeli hale getirildi ve haftada bir saate indirildi. Orta kademe de ise bu öğremenlerin şu anda okutabileceği hiç bir ders bulunmamaktadır. 2009 PISA sonuçlarında ICT değerleri bu politikaların ne kadar doğru olduğunu hepimize gösterecektir.
saygılarımla,
M. Yaşar Özden

-------------------------------------------------

Allah sonumuzu hayır etsin... Halka sorsan devrim, bilgisayarları sınıfa taşımak herşeyi çözecek nedense... Hangi yandaşa paranın nasıl akacağını, sistemin nasıl daha da bulanıklaştırılıp sıkıştırılacağını hep beraber göreceğiz...


Umarım yanılırım/z!




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#3 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 24.11.2010 - 10:19

hürriyet'ten mehmet yılmaz da bu konuyu işlemiş bugün

ya bu proje güzel bir projeye benziyor, neden önyargılı davranıyorsunuz. ne bileyim önceki sistemler aksak olmuş filan ama bu bu projenin de kötü olacağı anlamına gelmez ki.

Fırsat eşitliği değil de teknolojik araç gereç satan firmalar için oldukça yağlı bir fırsat olabilir.


ayrıca şu argüman çok saçma. yahu bu mantıkla hiçbir siyasi iktidar hiçbir iş yapamaz ha haberiniz olsun. teknolojik araç gereçler ağaçtan yetişmiyor, allah tarafından gökten de yağmayacak. e o zaman illaki birileri para kazanacak. daha ortada fol yok yumurta yokken teknolojik araç satan firmalar bundan rant sağlayacak diye eleştirmek çok afedersiniz ama matbaayı geç getirmekten hiçbir farkı yok.

iki sene sonra gerçekleşecekmiş herhalde. hele bir malı görelim derim ben.

#4 Melih

Melih

    Giggity Giggity Goo!

  • Kurucular
  • 8.516 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler - İstanbul
  • İlgi Alanları:Sadece Harabe.net :)

Gönderim zamanı 24.11.2010 - 13:30

Çok matah bi şey olsaydı Amerika'daki, Japonya'daki okullarda da bunlar kullanılırdı.

Önce tüm eğitim sistemini gözden geçir; niye Doğu'da, Güneydoğu'da okula gidilmiyor, onu çöz. Ondan sonra kime hangi ihaleyi verip para kazandıracaksan kazandır..
2000 - 2010


bit.gifladybug.gif


#5 RedSnow

RedSnow

    o σℓмαdαη αѕℓa

  • Dokunulmazlar
  • 8.898 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 24.11.2010 - 14:14

Aramıza Yeni Milyarderler Katılıcak Demek Bakalım Kimleri Zengin Edicez...

#6 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 24.11.2010 - 17:13

Olayın birebir içerisinde olduğum için daha rahat konuşuyorum... Bilişim teknolojileri öğretmeniyim (eski adıyla bilgisayar öğretmeni ).

4-5 yıl önce seçmeli ders haline getirilen dersimiz, şimdilerde 1. kademe(4.5. sınıf) de tamaen kaldırılıp yerine serbest etkinlik adı altında ıvır zıvır konuldu...

6,7 ve 8 lerde 1 er saat notu olmayan sınıflarda teknolojiye yetişmeye çalışıyoruz. Maaşımızı alabilmemiz için 15 saat dersi dolduramıyoruz ve sözleşmeli bir çok öğretmenin bu yüzden sözleşmesi iptal edilme aşamasında...

Formatörlük denilen bir zımbırtıdan bilmiyorum haberiniz var mı? Ben 4 yıl eğitim fakültesinde okudum ve gelinen noktada MEB zorunlu Teknolojik amele olun diyor...

Ben eğitim fakültesi mezunuyum ve işimi yapmak istiyorum amelelik değil...

Sistem öğrenci ve veliyi korurken öğretmen ayağa itilmeye devam ediyor... sistem önce bakanlığından düzeltmeye başlasın, hergün değişen sistemde hem öğrenci hem öğretmen kopuyor...

Eğitimde çağ atlatmak için öncelikle Hukukçu bakanı defedip adam gibi eğitim fakültesi mezunu bir bakan atansın... Hukuğun başında bir eğitimcinin olduğunu bir düşünün... Eğitim en ciddi iştir....

Vitrine oynanıyor... Halk kandırılıyor ve inanın eğitim sisteminin içi bu şekilde iyice boşaltılıyor...


Burayı da okursanız daha iyi anlaşılır durum...

Konunun muhataplarının yorumlarına ve/veya durumlarına bir bakın isterseniz Burdan

Bilişim Çağında Bilişim Öğretmenleri İsyan Etti.


Neye, kime ve niçin inanmalıyız? Neyi bekleyip neyin sonucunu görmeliyiz?

Bu mesaj _RomantizmA_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 24.11.2010 - 17:21




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#7 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 24.11.2010 - 17:46

bir dokun bin ah işit. ben eğitim sistemi süper demedim demem de. işin içinde değilim ama görüyoz az çok. ha bir de şu var iktidar birilerine para kazandırmak isterse bunu gayet iyi yapar. ayrıca proje çıkarmasına gerek yok. bence bu projenin eleştirilecek en son yeri şu ihale meselesi :P

#8 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 25.11.2010 - 16:09

"...Istanbul'da öğretmen açığı 24 bin. Batıda bir sınıfa ortalama 47, doğuda 60 öğrenci düşüyor. Devlet okulları cam-musluk-deterjan alacak parayı dahi bulamıyorlar.
İşte önceki günkü gazetelerde vardı; kimi okullar gelir sağlamak için langırt masası kiralayıp alt katlarda öğrencilere oynatıyorlar, okullarının zorunlu giderlerini karşılamak için.
Buyrun işte bir proje daha…
Langırt projesi…
" http://www.odatv.com...i-ne-2511101200


Istanbul'un göbeğindeki okullarda hala daha, tuvaletlere sabun almak için, okulun boya badanası için, hademelerin maaşları için velilerden para isteniyor. Okulun perdelerini, sıraların örtülerini yıkatmak için öğrencilerden evlerine götürmesi isteniyor.


Kara zihin, kara kafa, kara tahtaları kaldırmakla aydınlanmaz. Zihinleri ve düşünceleri karalar, ne yapsalar aydınlanamazlar. Boşbakanın boş icraatları, boyama, sıvama, hırsızlıklarında yaptıkları gibi aklayıp paklayıp ambalajlama.

 580023663830.jpg


#9 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 25.11.2010 - 20:02

Başbakan ''Projenin adından rahatsızlık duyanlar var, neden rahatsız oluyor bunlar ?'' demiş sanırım. Projenin adı ile alakalı bir yazı yazan olmuş muydu ? Yoksa Başbakan her zaman olduğu gibi, aslında olmayan bir şeyi varmış gibi göstermeye çalışarak muhafazakar kesimin duygularını istismar edip projeyi kabul ettirmeye mi çalışıyor ? Yapmaz değil mi öyle şeyler ? :=)





Benzer Konular Daralt

2 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli