bu konuya 7 yanıt verildi

[_RomantizmA_]

Bu bölümde izlediğiniz ve mutlaka izlenmeli dediğiniz film tanıtımlarını yapalım... İster alıntılayın, isterseniz kendi düşüncelerinizle yazın... Face'de shy'in paylaştığı bir videodan (Bu video) sonra aklıma geldi ve ilk ben başlıyorum...




Yapım:2006 ~ ABD, Almanya, İngiltere
Tür:Aksiyon, Bilim Kurgu, Fantastik, Gerilim, Politik
Yönetmen:James Mc Teigue, James Mcteigue
Senaryo:Andy Wachowski, Larry Wachowski, Alan Moore, David Lloyd
Senaryo (Kitap):Alan Moore, David Lloyd
Yapımcı:Andy Wachowski, Larry Wachowski, Joel Silver, Grant Hill
Görüntü Yönetmeni:Adrian Biddle
Müzik:Dario Marianelli
Süre:2 saat 20 dk
V For Vendetta … Özgürlük İçin V .. Bu filmi şimdiye kadar izlemediyseniz çok büyük şeyler kaçırdınız demektir.
Sinema tarihinde belki de özgürlük kavramını en güzel şekilde anlatan filmlerin başında geliyor. V isimli bir eski suçlu olduğu sanılan kişi halkına özgürlüklerini geri verebilmek adına tek başına tüm Ingiltere devletine karşı savaşım vermektedir. V , geçmişte ailesi de kendisi de işkenceden geçmiş, toplama kamplarında süründürülmüş ve insanlığı elinden alınmış birisidir. Bu kamplardan birinde yapılan bir deney sonucu kendisi normal bir insan olmasına rağmen, birkaç insanüstü özellik kazanmıştır. Tutulduğu kampta çıkan yangın sonucu, bütün bedeni yanarak oradan kurtulan V, toplumdan uzak bir metro istasyonunda sürekli maske ve pelerinler içinde gizemli yaşamını sürdürmektedir.
Asıl amacı, geçmişteki İngiltere kraliyeti dönemlerinde başlayan isyan gününün aynı gününde hükümeti yok etmek ve baskı altında her yönden benliği elinden alınmış sömürülen halkına özgürlüklerini vermektir. Bu süreçte tahmin etmediği bir aşk da edinir ve o masum bayanla birlikte hareket ederek dünyaya haykırışlarını ölümleri pahasına duyurmak isterler.
Bu filmde aşk var, dramın ötesi var, güç var, insanlık da var insan dışılık da… Siz sadece hangi yönden baktığınızı düşünün ve tereddüt etmeden bu müthiş filmi izleyin.

Ve filmden alıntılar!

* bu maskenin altında bir yüz var...
ancak benim değil.
ne altındaki kaslardan daha "ben"dir o yüz...
ne de altındaki kemiklerden.
bu maskenin altında
etten daha fazlası var.
bu maskenin altında
bir fikir var!

ve fikirler kursun gecirmez!..



* güç aracılığıyla saflık, saflık aracılığıyla inanç!!

hiçbir devrim dans olmadan doğru olmaz..

* Fikirler kalamaz asla acı çekmez..


Hareketinizden suçlanıcak biz değiliz..bunu kanıtladınız..bu yüzden kötülüğün üstüne şeker serpicez..

Tanrı gibi bende işimi şansa bırakmam ve rastlantıya inanmam

Konuşmaya çalışılan her yerde coplar söz alıncaya kadar sözler her zman gücünü korumaya devam eder

Aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız gerçekleri öğrenmişsinizdir.

insanlar hükümetlerden korkmamalı..hükümetler insanlardan korkmalı..

Binalar semboldür.yok etmenin bir sembolü..sembollere insanlar güç verir..tek başına semboller anlamsızdır ama yeterli sayıyla binaları uçurmak dünyayı değiştirir.

Dünyanın iyi yönde değiştiğini hiç görmedim

Şiddet iyi yönde kullanılabilir

Rastlantı diye bişey yoktur..rastlantı aldatmacası vardır..bir gülüm var ve buda senin için..

Tanrı yağmurdadır.

Kimliğimi ve ne olduğumu başarıyla gizlemem sadece amacıma hizmet etmek içindir.

Sadece kurşunlarınız var..kurşunlarınız bittiği zaman burada olmayacağım..çünkü olursam tekrar doldurmadan ölürsünüz

Bu maskenin ardında etten fazlası var..bu maskenin ardında bir fikir var bay cridie ve fikirlere asla kurşun işlemez

* Kadın : Şimdi beni öldüreceksin değil mi?
V : Seni 10 dakika önce öldürdüm, sen uyurken.


* piskopos'u öldürmeden önce aralarında geçen diyalog

v: ve apaçık kötülüğümü kutsal kitaptan çalıntı, eski ve garip yöntemlerle gizliyorum ve aslında bir şeytanken hep azizi oynuyorum.


İzlemeyen varsa mutlaka izleyin...

[Lamos]

Böyle bi'şey vardı zaten Ya da en azından buna benzer

[shy]

Filmin adı da film gibi oldukça ilginç.Vendetta kan davası / kin gütmek demek.V ise sanki victory nin V si gibi duruyor ki kısmen doğru.Filmin ismi bu şekilde Kan davasının zaferi olabilir veya kan davası için zafer.Ancak filmi izleyince sanki doğru isim V nin kan davası olmalı...
V ise ... demek

[RedSnow]

Bu Filmi İzledim Etkileyici Bir Film

[shy]

V for Vendetta – Halka sesleniş
SeyretSen! Sen ne istiyorsan onu seyret!

[antiqa]

Şu filmi anne babalar ve de öğretmenler herkes izlemeli. Çok güzel film yahu. Bollywood filmi. Hikaye biraz klasik ama çok şeker.



"Her Çocuk Özeldir - Taare Zameen Par

Aamir Khan’ın en iyi yönetmen, filmin en iyi film, başrol oyuncusu Darsheel Safary’nin eleştirmenlerden en iyi erkek oyuncu ödülünü aldığı başarılı bir film.

Khan’ın yapımcılığını, yönetmenliğini ve oyunculuğunu üstlendiği filmde, disleksik bir öğrencinin resim öğretmeni sayesinde ‘normal’ dünyaya uyum sağlaması konu ediliyor."

[antiqa]

Capote

Bu filmi de şiddetle tavsiye ediyorum. Truman Capote'nin Soğukkanlılıkla isimli romanını yazış hikayesi anlatılıyor. 4 kişiyi soğukkanlı bir şekilde öldüren iki katilin hikayesini anlatıyor roman. Bu film de bu romanı yazarken Truman Capote'nin yaptığı şeyleri anlatıyor.




"Ünlü Amerikalı yazar Truman Capote Kasım 1959’da, New York Times gazetesinde vahşi bir şekilde katledilen Clutter ailesinin hikayesini okuyunca bir sonraki dergi makalesinin konusunu bulduğunu fark eder. Ama sonra bu olayın bir dergi makalesinden daha fazlasına, bir romana dönüşebileceğine kanaat getirir. Gerçekler üstüne kuracağı bu roman In Cold Blood adını taşıyacak ve yazarın tam altı yılını alacaktır. (24.03.2006)


Romanı bitirdiğinde altı yıldır gördüğü, duyduğu şeyler yüzünden hayata daha farklı bakmaya başlayacaktır. In Cold Blood adlı roman da 1967’de Richard Brooks tarafından sinemaya uyarlanmıştı. Filmin başrolünde Türklerin nezdinde namı diğer Baretta olan Robet Blake oynuyordu.

Capote bugüne kadar seyrettiğimiz biyografik filmlerden biraz farklı. Film onun isimin taşısa da Capote’nin tüm hayatı gözler önüne serilmiyor. Bir cinayet davasının ve ona bağlı olarak bir kitabın ortaya çıkış sürecinin altı seneye yayılmış hikayesi anlatılıyor ve Capote yalnızca bu hikayedeki ana karakter. Capote cinayetlerin zanlısı olan Perry Smith ile görüşmeler yapar ve giderek bu içine kapanık ilginç adamdan fazlasıyla etkilenir. Belki de bu yüzden onun idam edilişini seyrettikten sonra bir daha roman yazamaz.
Capote’yi canlandıran ve bu rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscarı’nı kazanan Philip Seymour Hoffman ünlü yazarın tipini çizerken çok başarılı. Kimi zaman bire bir taklit ediyor ama netice de Capote’nin ruh hallerini bize hakkıyla yansıtıyor. Aynı şekilde idam mahkumunu canlandıran Clifton Collins Jr. da hayli başarılı.

Türkiye’de kitapları zaman zaman yayımlansa da hiçbir zaman çok satmayan Capote’yi 1976 tarihli suç komedisi 22 Numarada Cinayet (Murder by Death) filminde küçük bir rolde de izlemiştik. Ayrıca Audrey Hepburn’u ölümsüzleştiren 1961 tarihli Tiffany’de Kahvaltı (Breakfast At Tiffany) yine yazarın aynı adlı romanından uyarlanmıştı.

Yine de çok tanıdık bir sima değil Türkler için Capote. Araştırmasını yaparken ona yardım eden arkadaşı Nelle Harper Lee bile daha ünlü bizim için aslında. Çünkü onun kitabı Bülbülü Öldürmek (To Kill A Mockingbird) ve kitabından uyarlanan film Türkiye’de çok iyi biliniyor. Belki de bu yüzden Amerikalılarla aynı heyecanı taşımıyoruz filmi seyrederken. (Hoş, bildiğim kadarıyla onlar da pek sevmez pek Capote’yi.)

Kopuk kopuk ilerleyen hikaye ile daha çok ilgilenecek oluyoruz ama hikaye de bizim ilgimizi taşıyacak kadar detaylandırılmamış olduğunu görüyoruz. Ama iyi oyunculuklar, belgesel gerçekliğinde bir dönem manzarası, titiz bir sanat ve görsel yönetimle memnuniyetle avunuyoruz."

http://www.tersninja...an-yazar-capote

[WaLe]

The Beaver




Yapım : 2010, 2011 ~ ABD
Tür : Aile, Dram, Komedi, Psikolojik
Yönetmen : Jodie Foster
Oyuncular :Mel Gibson, Jodie Foster, Anton Yelchin, Jennifer Lawrence, Zachary Booth, Ernest E. Brown,
Jeff Corbett, John Bernhardt, Kris Arnold, Lorna Pruce, Michelle Ang, Paul Hodge,
Riley Thomas Stewart
Senaryo :Kyle Killen
Yapımcı :Ann Ruark, Keith Redmon, Steve Golin
Görüntü Yönetmeni :Hagen Bogdanski
Müzik :Marcelo Zarvos

Kısa özeti : Bir metafor, çok soru, çok mesaj.

Kimiz ? Olmak İstediğimiz Kişi mi ? Olduğumuz Kişi mi ? Olmak İstemediğimiz Kişi mi ?

Peki Değerlerimiz, Değer Verdiklerimiz veya Vermediklerimiz Kişiliğimizin hangi noktasını işgal ediyor.

ve fedakarlıklarımız. Fedakarlık vicdanimidir ? Bir Karşılığı olmalı mı ? Karşılığı varsa Fedakarlıkta daha cömert davranırız ..

Dövüş Klubünden dayak yiyerek çıkmış doygunluğa Aç olduğum hissetmiştim. Sonrasında kaç defa izlediğimiz hatırlamıyorum bile.

The Beaver' ın bende yarattığı etki de aynı.

Konu, Mesaj, Oyunculuk, Anlatım tek kelime çarpıcı.

Çok defa izlenecek bir film. Tekrar Tekrar, Sindire, Sindire....