İçerik değiştir



- - - - -

Yani Biz İhtiyacımız Olan Domates Tohumunu Ülkemizde Üretemez miyiz?


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 2 yanıt verildi

#1 Do'Urden

Do'Urden

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 649 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 30.09.2010 - 19:38


YÖK Başkanı'ndan tüyler ürperten senaryo!
"ABD ve İsrail, milleti 20 yıl içinde yok edebilir!"
30 Eylül 2010 Perşembe, 14:28:52


YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Nevşehir Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'nde Türkiye'deki üniversiteleri eleştirdi.

Üniversitelerden çok şey beklediklerini vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Türkiye'nin kalkınması için üniversitelerden destek istedi.

Eleştirilerinde İsrail ve ABD'den domates ve buğday tohumu alınması konusunu gündeme getiren Prof. Dr. Özcan, "Bir örnekte tarımdan verecek olursak; ülkemizde yetiştirilen domates ve buğday tohumlarının büyük kısmı, elimizde yeterli yerli tohum olmadığı için yurt dışından geliyor. ABD ve İsrail'den geliyor. Bazen bir Türk aydını olarak bazen kendimi çok küçük hissediyorum. Yani biz ihtiyacımız olan domates tohumunu ülkemizde üretemezmiyiz. Evvelden atalarımız kendi ihtiyacı olan domatesin tohumunu kendileri üretip yıllarda domates üretmişler. Acaba şimdi niye yapamıyoruz? Bir araştırma enstitümüz olsa, tohumculuk ile ilgili ve buna birkaç üniversitemiz öncülük etse fenamı olur.? Sonunun ne olacağı belli de değil, bu domates tohumunu alıyorsunuz, genetik proglamlama denen bir şey var, içine genetik bir mekanizma yerleştirirler hiç fark etmeyiz ve yeriz. Hiç bilmediğimiz hastalıklara da kapılabiliriz. Bir milleti de toptan yok edebilirsiz zaman içinde. Öyle şeyler yerleştirirler ki o tohumdan yiyen insanlar zaman içinde ölür. Böyle şeyler de var, çok tehlikeli bir şey. O yüzden üniversitelerimizin bu tür konularda bize yardım etmesi gerek" şeklinde konuştu.

"İKİ ÜNİVERSİTE ÇIKMADI"
Üniversitelerin bulundukları bölgenin ve ülkenin sorunlarına çözümler getirmesi gerektiğini belirterek buna geçtiğimiz yıllarda yaşanan grip salgınını örnek veren Prof. Dr. Özcan; "Yurt dışından grip aşıları alırken ben isterdim ki bir, iki üniversitemiz çıksın başbakanımıza gitsin, 'Biz çalıştık, bu aşıları üretebiliriz. 25 Milyon Dolar'lık bir yatırıma ihtiyacımız var.' desinler. Ben bunu isterdim ama hiçbir üniversitemizden ses çıkmadı" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Nevşehir Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katıldı. Tören öncesinde Nevşehir Üniversitesi yerleşkesini gezerek burada üniversite rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç'ıu makamında ziyaret etti.

Törende konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, konuşmasında Türkiye'de bulunan üniversitelere eleştirilerde bulundu. Üniversitelerin kendilerinin bulundukları bölgenin ve ülkenin sorunlarından somutlayamayacağını belirten Prof. Dr. Özcan, üniversitelerin başarılarını değerlendirirken sadece fiziksel olanakları değerlendirmediklerini kaydetti.

Prof. Dr. Özcan, "Ben sadece fiziksel bir gelişmenin bir üniversitenin başarısını ölçmek için yeterli olmayacağını düşünüyorum. Bu gerçekten doğru, fiziksel olanakları yaratmakta biraz daha olanaklarımız var ama esas olan fiziksel olanaklar yaratıldıktan sonra beklediğimiz çok daha fazla yayın, çok daha fazla patent, yenilik ve çevre ile, bölge ile ve ülkenin ekonomik sorunları ile ilgili çözümler getirmeleri. Bir üniversiteyi içinde bulunduğu toplumun ihtiyaçlarından soyutlayamazsınız. Onun için bundan böyle biz YÖK'te üniversiteleri değerlendirirken bakacağımız şeylerden bir tanesi; etrafına ne kadar faydalı olduğu" dedi.

Bu eleştirisine örnekte veren Yök Başkanı Prof. Dr. Yusuf Özcan, grip salgınının yaşandığı dönemde hiç bir üniversitenin grip aşısı üretebilmek için grişimde bulunmamasına sitem etti.

Prof. Dr. Özcan, "Zaman zaman ülkemiz çeşitli grip salgınlarına uğruyor ve her seferinde ülkemiz yurt dışına büyük paralar transfer ederek bu aşıları ithal ediyor. Son olayda da görüldü aşıların büyük kısmı kullanılmadı, geri gitti ama biz o büyük paraları transfer ettik. Bu arada hiçbir üniversiteden şöyle bir talep gelmedi; 'madem bu kadar acil bir sorun var, insanlarımız ölüyor. Acaba bu aşıları biz ülkemizde üretemezmiyiz?' Mesela ben isterdim ki bir, iki üniversitemiz çıksın başbakanımıza gitsin; 'Biz çalıştık, bu aşıları üretebiliriz. 25 Milyon Dolar'lık bir yatırıma ihtiyacımız var' desinler.

TIBBİ CİHAZLARIN HEPSİ DIŞARIDAN ALINIYOR
Ben bunu isterdim ama hiçbir üniversitemizden ses çıkmadı. Orda sesi çıkmıyor yurt dışından büyük miktarda ilaç alıyoruz orda da sesi çıkmıyor. Yurt dışından büyük miktarda serum alıyoruz orda da sesi çıkmıyor. Tıbbi cihazların hemen hepsi dışardan alınıyor, 'Bunlar acaba burada üretilemez mi? Küçükte olsa bir tarafından başlasak' diyen bir üniversitemiz yok. Yani sağlık sektöründe çok büyük ilerlemeler oldu, hizmet her yere indi ama o bağımlılıkta bir azalma yok. Sağlıkta ve diğer sektörde bağımlılığı azaltacak olan üniversitelerdir. Üniversitelerin bu ekonomiye, bu insanlara kesinlikle yardım etmesi lazım. Yaşam kalitesini arttıracak olan üniversitelerdir" diye konuştu.

NİMET ÇUBUKÇU: "YENİ KURULAN ÜNİVERSİTELER EN AKTİF OLANLAR"

Daha sonra konuşan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ise, Türkiye'deki tüm üniversitelere yeni akademik yılda başarılar diledi. Nevşehir Üniversitesi'nin kuruluşu hakkında da bilgi veren Bakan Çubukçu, Nevşehir Üniversitesi'nin 3 yıl önce kurulmasına karşın, kısa sürede ulusal ve uluslararası alanlarda önemli etkinliklere imza attığını ve yeni kurulan üniversiteler arasında en aktif üniversite olduğunu söyledi.

Yüksek öğrenime ve araştırma çalışmalarına çok büyük yatırımlar yaptıklarını ve YÖK bütçesinin genel bütçe içerisindeki payının devamlı olarak arttırıldığını kaydeden Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, son 8 yılda YÖK bütçesindeki artışın 2002 yılına göre yüzde 275 oranında olduğunu vurguladı. Bkan Çubukçu, "Üniversitelerde öğrenim gören gençlerimizin başta barınma ve burs ihtiyaçları olmak üzere geçmişe kıyasla sorunlarında çok büyük iyileşmeler sağlanmıştır. Eğitime özellikle yüksek öğretime yapılan yatırımların tek bir amacı var; o da yüksek öğretimde okullaşma oranını arttırmak ve ülkemizin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak olan bilgi toplumunu oluşturacak nitelikli gençleri kazanmak" dedi.
"Partimizin güttüğü bütün bu esaslar, Kamâlizm prensipleridir" M.Kemal

"En iyi kuram 'Zamana bağlı olarak yanlışlanabilir" Karl Popper

"Düşünce özgürlüğü lehindeki temel sav, bütün inançlarımızın kuşku götürür olmasıdır Bertrand Russel

"Soyut ve Somut kavramlar hiçbirşekilde İlişkilendirilemez ve Örneklendirilemezler" Mw

#2 Lamos

Lamos

    Kelyu

  • Dokunulmazlar
  • 7.490 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 30.09.2010 - 19:47

İneği, eti falan bile ithal ediyoruz anasını satim. Memlekette o kadar inek - koyun var hiç biri işe yaramıyor :D

Bu mesaj Lamos tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 30.09.2010 - 19:47


#3 Lamos

Lamos

    Kelyu

  • Dokunulmazlar
  • 7.490 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 05.10.2010 - 20:48

Adam kafayı domatesle bozmuş :D Galiba yediği domatesler dokunmuş :eyvah:

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ABD ve İsrail'in ürettiği GDO'lu domateslerle 20 yıl içinde bir milleti yok edebileceği tezinde ısrarlı. Özcan, bugün katıldığı Turgut Özal Üniversitesi akademik yılı açılışında ''Ben dışarıdan aldığımız tohumların o kadar masumane olmadığını düşünüyorum'' dedi.

Haberin devamı


Haa ayrıca: Sanki sadece domates alıyoruz Amerika'dan falan da onlarda bizi domatesle alt edecekler. Domatese gelene kadar daha çok şey var be. Adamlar zaten her an içimizdeler. Teeee allam ya :D





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli