İçerik değiştir



Hanefi Avcı'dan Çok Vahim İddialar


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 12 yanıt verildi

#1 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 20.08.2010 - 09:14


Hanefi Avcı'dan çok vahim iddialar
Bir dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, Eskişehir İl Emniyet Müdürü olan Hanefi Avcı’dan tartışma yaratacak iddialar...


Emniyet teşkilatında teknik-elektronik istihbaratın kurucusu olarak bilinen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Fethullah Gülen cemaatinin başta emniyet ve yargı olmak üzere devlet kurumları içindeki yapılanmasıyla ilgili kitap yazdı...

Avcı, piyasaya yeni çıkan “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında “Aslında herkes biliyor ama kimse dillendirmiyor. Ben açıkça ifade ediyorum ki, son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir” diyor...

“Büyük illerin emniyet müdürleri ve valileri bilsinler ki, emirlerindeki polislerin bir kısmı kendilerini değil, cemaatin imamını amir olarak kabul ediyor” iddiasını dile getiriyor, ancak somut kanıt ve belgelere değil ‘tecrübelerine ve duyumlarına’ dayanıyor...

Bir dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, Eskişehir İl Emniyet Müdürü olan Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabının ilgi çekici bölümleri özetle şöyle:

DANIŞTAY OLAYI...
O gün Alpaslan Arslan’ın telefonlarını hızla inceleyen Ankara polisi, ilk bakışta görüştüğü kişiler arasında Muzaffer Tekin’i görünce hemen olayın failinin Ergenekon örgütü olduğunu açıkladı. Aslında olayın çok iyi tahlil edilmesi ve araştırılması gerekiyordu ama bunun için zaman yoktu... Polisin istihbarat birimlerindeki Ergenekon’u ortaya çıkarma çabasına, tüm büyük ve vahim olayları Ergenekon’a bağlama şeklindeki cemaatten gelme anlayış eklenince bir anda Danıştay olayı ciddi hiçbir delile dayanmadan Ergenekon’a bağlandı... İstanbul polisi failin arkasında Şeyh Salih Kurter olduğunu ileri sürünce Ankara artık gerçeği bulmak yerine, olayın Ergenekon’la bağlantısını kurmak için herşeyi ve her yöntemi denemeye başladı. Her şeyi çarpıtarak kullanmak normal kabul edilir hale geldi.

İddialarımın ispatı için istihbari dinleme kayıtlarına bakılması yeterli olacaktır. Muzaffer Tekin başta olmak üzere Alparslan Aslan ile irtibatlı olduğu iddia edileren herkesin Danıştay olayından en az bir yıl önce dinlendiği ortaya çıkacaktır. Bu dinleme kayıtları ortaya konulursa, bu kişilerin olaydaki rolleri net olarak anlaşılır. Benim aldığım bilgiye göre, bu kişilerin konuşmalarında onların garip ilişkiler içerisinde olduğunu gösteren emareler vardı ama Danıştay olayı ile ilgili hiçbir şey yoktu.

ERGENEKON ...
Ergenekon davasında ortaya konan iki konu çok kesin ve net olarak yanlış ve mantıksızdır: PKK, Dev-Sol, Hizbullah gibi örgütleri Ergenekon’un yönettiği iddiası yanlıştır. Böyle birşeyin gerçek olamayacağını aklı ve mantığı olan herkese ben iki kere iki dört eder kesinliğinde ispatlayabilirim.

Danıştay saldırısı, Hrant Dink’in öldürülmesi, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı gibi olayların görünen faillerinden başka Ergenekon veya benzeri gruplar tarafından yapılmış olacağına mevcut deliller ve olayların oluş biçimine bakarak kimse beni ve makul birini ikna edemez. Bu iddialar zorlamadır.

BAYKAL KASETİ: Baykal’ın gizli kamera görüntülerini içeren kaseti kim yaptı, niçin yaptı? İnternetteki görüntülere bakılırsa bu işi yapanlar ellerindeki görüntülerden en az incitici olacak bir klip hazırlamışlar. Sadece Baykal’ın mı böyle görüntüleri var? “Kim yaptı” sorusuna cevap ararsak: Bu olayın ilk benzeri Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’e yönelik hazırlanmıştı, bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak şüphem yok...

Korgeneral Metin Yavuz Yalçın’ın bir kadınla telefon konuşmalarının basına sızdırılması, Tümgeneral Levent Türkmen’in otelde bir kadınla uyuşturucu ihbarı iddiası ile basılması ve istifası, İzmir’de bir Albay’ın, eşinin kendisini aldattığı iddiaları ile fotoğrafların basına sızdırılması, Ergenekon v.b adlarla yapılan tahkikatlarda bulunan özel hayata ait bilgiler, hakim ve savcılar hakkında uygunsuz görüntü iddialarının yayılması ve daha pek çok benzer olay aslında hep aynı adresi göstermektedir. Bu işleri yapabilecek yegane grubun cemaatin Emniyet İstihbarat birimi içerisindeki unsurları olduğu ortaya çıkar. Bu işi profesyonelce yapabilecek tek grup cemaattir.

ERZİNCAN OLAYI... (Hanefi Avcı, 13 sayfa Erzincan’daki cemaat soruşturmasını tüm detaylarıyla anlattıktan sonra şu sonuca varıyor:)... Hükümet ve cemaati dehşet senaryoları ile ürkütüp Savcı İlhan Cihaner ve 3.Ordu Komutanı Saldıray Berk’e karşı yöneltilen ve hakka hukuka uymayan tahkikatlar hükümet, cemaat ve polis açısından bakıldığında doğruydu. Maddi deliller gerçek bir irtica eylem planına işaret ediyordu. Varlığına yüzde yüz inanılıyor, gizli tanıklarla ve doğruluğu tartışmalı delillerle iddialar güçlendiriliyordu. İnandırıcı gözüken bu delillerin iyi bakıldığında göründüğü gibi olmadığı anlaşılacaktır. Bu davadaki gariplikler bir kitapa sığmayacak kadar karışık ve kapsamlıdır.

REKTÖR VE BÜYÜKANIT... Türkiye’de adli işlemlerdeki ilk anormallik Van Rektörü Yücel Aşkın hakkındaki dava ve Şemdinli İddianamesi ile başladı. Ama o gün farkedilmedi, temiz bir savcının yaptığı aşırılıklar gibi gözüktü. Aldığım bilgiler ve değerlendirmeler ışığında bugün anlıyorum ki olay sıradan bir savcının işi değildi. Cemaatin adli sistemi kullandığı ilk operasyondu.

BALYOZ... Şu açık olarak görülmektedir ki ordu başta olmak üzere her kurum bünyesindeki gizli oluşumlar içinde cemaatin casusları var. Bu casuslar buralarda edindikleri her bilgiyi ve dökümanı taşıyorlar.. Bu belgelerin kullanılmasını hukuki hale getirmek için cemaat elemanları tarafından bir yerlere konulup aramalarda bulunduğu süsü verildiğine dair ciddi emareler var. Kimi zaman da amaca yönelik belge üretiliyor. Bazen ele geçen belgeleri yanlış yorumluyorlar, cami bombalama timi gibi saçma konularda uydurma belgeler ortaya çıkıyor...

CEMAAT OPERASYONU: ... Hedef seçilen kişilerin önce telefon detayları analiz edilecek, gizli ve özel görüştüğü kişiler belirlenecek, gerekiyorsa eşleri, çocukları veya yakınlarının telefon görüşmeleri aynı şekilde analiz edilecek, özel ilişkileri belirlenecek. Daha sonra başka isimlerle veya IMEI numarası üzerinden dinleme yapılacak, buluşmaları v.s varsa fotoğraflanıp videoya alınacak, ardından elde edilen bu sesler veya fotoğraflar internet sitelerinde profesyonelce yayınlatılacak. Maalesef bütün internet sitelerinde yayınlanan sesler ve fotoğraflar, aynı grup tarafından yöntemler kullanılarak hazırlanmıştır.. Eğer hedef seçilen kişiler çok özel üst düzeyde yetkili kişiler ise o zaman çok daha özel devletin istihbarat amacıyla aldığı alet ve sistemler kullanılacaktır. Bu yapılanların sınırının ne olduğunu tahmin bile etmek zordur.

ARAMA YAPILSA ... Cemaatin İstihbarat Dairesi’ndeki teknik personelinin bir süre önce yurtdışına giderek gizli ses ve görüntü kayıt eden çok miktarda saat, kalem görünümündeki teknik cihazlar aldığı, küçük dinleme sistemleri alıp askeri ve belli kurumlardaki adamlarına verdiği, bu yöntemle her yerde ortam dinlemesi, gizli kayıtlar yaparak bilgi toplandığını duymuştum. Bugün sık sık kaynağı belirsiz şekilde internete düşen bu ses ve görüntülerin kaynağı çoğunlukla bu tür bilgilerdir. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddütüm yoktur.

Cemaat haricindeki herkes bu görüntüleri internete yayarken iz bırakır ve yakalanır, bir tek onlar bu sistemin başında olduklarından iz bırakmadan bilgileri yayabilirler.

İTTİHAT TERAKKİ...
Osmanlı’nın yıkılışı İttihat ve Terakki ile Jön Türk hareketinin, devlet kurumları ve ordu içerisinde örgüt kurması, ordunun ve devletin sistemini bozmasına bağlanır. Bugün cemaatin yaptığının bundan farkı yoktur. Polis, ordu, MİT, jandarma, yargı ve diğer devlet kurumları içerisinde ayrı bir hiyerarşik örgütlenme kurarak ve bu teşkilatların sistemlerini bozarak çalışmalarını engelliyorlar. Üstüne üstük bu teşkilatların personeli arasında ayrım, güvensizlik ve düşmanlık yaratarak kurumları içerden ve tamir olunmaz biçimde yaralıyorlar.
İşler nasıl yürüyor? Genelde her kurumun imamı işleri yürütüyor. Emniyet, ordu, MİT, basın, yargı, maliye gibi tüm buyuk kurumlardan sorumlu olan bir imam var. Her imamın altında o kurumun her biriminde sorumlular mevcut. Tüm illerde örgütlüler.

‘Hayatım zehir zindan olacak’

Öğrenciliği sırasında beş vakit namaz kıldığını, başka öğrencilerle kaldığı bir evde Fethullah Gülen’le de karşılaştığını anlatan Hanefi Avcı, bu kitabı neden yazdığını şöyle anlatıyor: Genel kanaat bürokratların emekli olunca yazmaları gerektiği yönündedir. Herşeyin bayatı tatsız olduğu gibi bilginin bayatı bir işe yaramayacağı, zamanında yapılmayan uyarıların anlamını yitireceği için kitabı bir an önce yazmaya karar verdim...
Bunun bedelinin ne demek olduğunu biliyorum. Kimsenin anlamayacağı kadar ağır olacağının, hayatımın zorlaşacağının, cehennemin bu dünyada tattırılmaya kalkılacağının farkındayım. Bu daha önce bilinenlere benzemeyecek, onu da biliyorum. Fakat bedeli ne olursa olsun buna karşı çıkacağım, iki yüzlü olmayacağım, yanlışı kim yapıyorsa yapsın yanlıştır anlayışıyla bu yapılanların karşısında duracağım...

Son söz olarak şunu ifade etmek istiyorum: Herhangi bir tahkikat yapılabileceğine inanmıyorum ama cemaatin yönetici imamları hakkındaki gizli bilgileri Ankara ve İstanbul Başsavcılıkları ve bazı başka makamlara yazılı şikayet/ihbar dilekçesi olarak vereceğim... Tıpkı bu kitabı yazmaktaki amacımda olduğu gibi, dilekçe vermekte ısrar etmemin nedeni, ülkeme karşı sorumluluğumu yerine getirmiş olma duygusundan başka bir şey değildir...”

NELER YAPILMALI

MAALESEF bu gruba karşı çıkmak çok kolay değil. Öncelikle istihbari dinlemeler ciddi olarak araştırılmalı, kişileri tehdit ve şantaj amaçlı kanunsuz olarak dinleyenler tespit edilmeli. Bugün tahminlerin üzerinde pervasızca insanlar dinleniyor ve bu dinlemeler tamaman cemaatin kontrolünde kullanılıyor.

DENETİM: Polis, Jandarma ve MİT’in vatandaşlara yönelik dinleme işlemleri mutlaka denetlenmelidir. Bir defaya mahsus denetim değil, sürekli denetim mekanizması kurulmalıdır.

HAKİM VE SAVCILAR: Özel yetkili mahkemelerin son 6-7 yılda atanan tüm hakim ve savcıları emsali hakim ve savcılarla değiştirilmelidir. Bu sağlanmadan cemaate muhalif olan hiç kimsenin özgürlüğü ve hayatı güvencede olamaz. Mevcut kadro ile adalet mümkün değil.

MÜFETTİŞLER:
Adalet Bakanlığı’nda başta il savcılarını ve diğer savcı ve hakimleri hiçbir hukuki şüpheye dayanmadan dinlettiren cemaat yanlısı müfettişler bu görevlerden uzaklaştırılmalıdır.

HESAP SORULMALI: Cemaat adına yapılan, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Emin Aslan, Mustafa Gülcü, Celal Uzunkaya ve Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın haklarındaki davaların, Savcı Cihaner ve arkadaşları hakkındaki tahkikatların yapılış biçimleri tarafsız savcılar tarafından tahkik edilmeli, bu olayda iftira eden polis, savcı ve hakimler yargılanmalı, kurdukları tuzakların, uydurulan delillerin hesabını vermeleri sağlanmalıdır.

BAÐLANTIYA DİKKAT: İstanbul, Ankara, Erzurum ve İzmir’deki bazı özel yetkili savcılar ile bu iller dışındaki bazı polis birimleri arasında illegal bir ilişkinin varlığı açıkca gözükmektedir.

DEVLET SAHİP ÇIKSIN:
Cemaatin dört koldan başlattığı propaganda karşısında hedef olan hakim, savcı, polis müdürü, muvazzaf veya emekli askerlerin tek tek kendilerini koruma ve savunma imkanları yoktur. Devlet bu kişileri korumalı, kendilerini savunmaları için imkan vermelidir.

HANEFİ AVCI: HALİÇ'TE YAŞAYAN SİMONLAR: DÜN DEVLET, BUGÜN CEMAAT

Kitabın adı nerden geliyor?


Hanefi Avcı, kitabına koyduğu “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adının anlamını kitabında şöyle açıklıyor:

Simonlar... Onlara empoze edilmiş, beyinlerine işlenmiş örgüt gerçekleri uğruna savaşıyorlar, bu gerçekler uğruna ölümü göze alıyorlar, bunun dışındaki haksızlıklara ses çıkarmıyorlar... İtaat kültürünün hakim olduğu, grup menfaati için itaatin istendiği her yerde Simonlar var.
Haliç... Haliç bir zamanlar inanılmaz kötü kokuyordu. Midem bulanıyordu, Haliç’ten geçmek benim için ölümdü... Fakat Haliç’in etrafında yaşayanlara bakıyordum, onlar parklarda geziyor, yemek yiyor, hatta piknik yapıyordu. Bu durum bana çok tuhaf gelmişti. Demek ki insanlar uzun süre kaldıkları ortamda yanlışlıklara, hatalara ve bütün anormalliklere alışıyor, uyum sağlıyor. Türkiye için de aynı şey sözkonusu...

‘POLİSTE OLMAZ SANDIM, YANILMIŞIM’

Bir örgüte ideolojik bir gruba ya da bir cemaate bağlandın mı, kişisel iradeni ve özgürlüğünü kaybedip, o grubun liderliğinin iradesine kendini teslim ediyorsun. Yanlış ya da doğru diye birşey kalmıyor, grubun amaçları her şeyi belirliyor, hak da adalet de izafi hale geliyor. Tıpkı Simon’daki gibi... Şunu artık bilmeliyiz ki, karşımızda arkadaşlarımız, meslektaşlarımız yok, bir ideolojiye, bir gruba bağlanmış, o grubun disiplinine tabi olmuş örgüt mensupları var. Artık bunu kabullenmeliyiz...
******************************************************


Fetoşun bir konuşması vardı, nasıl adım atacakları, ülkeyi nasıl ele geçirecekleri konusunda... İşte bu konuşmayla, yukarıda anlatılanlar birebir örtüşüyor.

 580023663830.jpg


#2 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 20.08.2010 - 12:50

“Haliç’te Yaşayan Simonlar”
İnceden İnceden esprili Ağır bir söz.
Artık Demokratik bir ülkede Yaşamadığını anlatmak için!!
Hanefi Avcı;
‘Hayatım zehir zindan olacak’ Diyorsa.
Buradan, Kendini Feda etme Tavrı içinde olduğunu anlamış olmuyormuyuz.

Bizlerde;
“Haliç’te Yaşayan Simonlar”mı oluyoruz? Yoksa bahsettikleri o gruptakiler mi? oluyor. Hıı ne dersiniz.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 20.08.2010 - 13:28


#3 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 20.08.2010 - 14:59

Bizde iki konuya kimse dokunamazdı biri asker.Şimdi askerin hallaç pamuğu gibi savurdular.Gıkını çıkaranı alıyolar içeri :P

Eskinin askeri neyse şimdi konu Fethullah Gülen ve onun etrafındakiler oldu.İsmi geçince ortalıkta kimse kalmıyor :P cemaat deyince akan sular duruyor. Tabii her zaman olduğu gibi burada da bi dezenformasyon var.Alıp her bişeyi Fettocu gruba bağlamak da aynı sessiz kalmakla aynı etkide.Bakalım ilerde bi savcı çıkıp bu grubu da silkeleyecebilecek cesareti gösterebilecek mi? O zamana dek ramazan aylarında hocanın ağlamalarını izler beraber ağlarız artık :P
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#4 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 20.08.2010 - 15:40

Hanefi Avcı'ya soruşturma
İçişleri Bakanlığının, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hakkında inceleme başlattığı bildirildi.

Bakanlık, Hanefi Avcı’nın yazdığı bir kitaptaki iddialarına ilişkin, iki mülkiye, bir polis başmüfettişini görevlendirerek inceleme başlattı.
********************************************************

Uyduruk, yüzü bile gösterilmeyen, sözde gizli tanıkların ifadelerine, yalan dolan dolu sözde ihbar mektuplarına dayanarak insanları içeriye attılar.

Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, Eskişehir İl Emniyet Müdürü'nün yazdığı kitapta dile getirdiklerini de soruşturmaları gerekirken, bu kişi hakkında soruşturma açıyorlar. Faşist, ırkçı başbakanın, emireri bakanlığı soruşturma açmış. Yatacak yeriniz yok ama yatırılıp ........ yeriniz hazır, günü, zamanı gelince.

 580023663830.jpg


#5 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 20.08.2010 - 16:20

Susurluk olaylarında devletin içindeki çeteleri korkusuzca açıklayan, görev yaptığı her yerde yolsuzlukla mücadelede isim yapan Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, 14 yıl sonra yazdığı kitapla Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Kitaptaki iddiaların geniş yankı bulmasının ardından İçişleri Bakanlığı, Avcı hakkında soruşturma başlattı. Avcı ise “Soruşturma açılabilir, bekliyordum” dedi.

ANKA 20 Ağustos 2010
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın dile getirdiği “Fethullah Gülen cemaatinin başta emniyet ve yargı olmak üzere devlet kurumları içinde yapılandığı” yönündeki iddiaları değerlendirirken, “Gülen cemaati, 1995’ten beri devlet yönetimi ve yargıdaki ağırlığı artmaktadır. Özellikle, DGM’ler kaldırdıktan sonra kurulan özel yetkili mahkemelere, söz konusu cemaatle ilişkisi bulunan savcı ve hakimler yerleştirildi. Son olaylarda bu kuşkuları doğrular nitelikte” dedi.

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın, “Haliç’te Yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabının yankıları yargı kulislerine de yansıdı. Hanefi Avcı, kitabında “Devlet içinde devlet” olduğunu iddia ederek, “Son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir; onlardan bilgi alan da onlar adına konuşan da cemaatin adamlarıdır” dedi. Avcı’nın kitabında yer alan bu ifadeler büyük yankı buldu.

Avcı’nın kitabını Adeğerlendiren Özden, “Fethulla Gülen’in eğitim düzeyi ve kültür düzeyi ortadayken halkımızın yumuşak olan inanç yapısı konusunda söyledikleri ve gözyaşları ile topladığı duygusal birikimi akçalı güce çevirdi” dedi.

Gülen’i din yoluyla siyaset alanındaki etkisini artırmakla suçlayan Özden şöyle konuştu:

“Cemaatin, 1995’ten buyana devletin yargısında ve yönetiminde ağırlığı artıyor. Bu ağırlığını artması sonucu da bugün yakınma konusu olan her olayda cemaat kendisini hissettirmektedir. Artık Türkiye, Fethullah’ın dünyada açtığı okulların içinde en büyük okulu durumuna getirilmeye çalışılmaktadır. Hanefi Avcı’nın yazdıklarına zamanında ilgililer tarafından dikkat edilseydi bu duruma düşülmezdi."

HSYK’daki atama kirizinde Adalet Bakanlığı'nın kararnameyi geri çekmesini de eleştiren Özden, "HSYK'nın çalışmasını engelleyen Adalet Bakanının cemaate güç verdiği herkesçe bilinmektedir. DGM’ler kaldırıldıktan sonra özel yetkili mahkemelere Fetullahçı ağırlıklı savcı ve hakimler yerleştirilmiştir. Bunların yakınmasını hep duyuyorum. Son olaylarda bu kuşkuları doğurur nitelikte” dedi.
/********************************************

 580023663830.jpg


#6 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 20.08.2010 - 16:27

tarafsız kalıp sahipsiz kalacama bi tarafa yanaşim mantığı :)


şu baykal kasedide çapkınlara iyi bi savunma olur ha, basılsan da yakalansanda komplo de kurtul :)
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#7 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 20.08.2010 - 16:57

Ne demiş Hanifi Avcı

“Haliç’te Yaşayan Simonlar”

Bu mesaj antiqa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 20.08.2010 - 17:18
üstteki mesajın tamamını alıntı


#8 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 22.08.2010 - 15:32

Yılmaz ÖZDİL

Anında görüntü (2)



“PKK itirafçısı” gazetelere konuştu, o albay 8 kişiyi öldürüp gömdü dedi, o albaya “anında” 8 defa müebbetle dava açıldı; PKK’yla çatışırken vurulup tekerlekli sandalyeye mahkûm olan onur madalyalı o albay, onuruna yediremedi, kendi canına kıydı...

“PKK itirafçısı” Kızıltepe’de öldürülen albayı aslında öbür albay öldürttü dedi, cinayetle suçlanan albaya “anında” 9 defa müebbet istendi... “PKK itirafçısı” kitabevine bombayı atanlar şunlar şunlardır dedi, şunlar şunlar denilen astsubaylar “anında” hapse tıkıldı... “PKK itirafçısı” o albay bizi koruyor dedi, o albay “anında” tutuklandı... “İtirafçı gizli tanık” her şey onun başının altından çıkıyor dedi, Başsavcı “anında” içeri atıldı... “İtirafçı gizli tanık” orgeneral darbe yapacak dedi, orgeneral “anında” sanık oldu... “İtirafçı gizli tanık” bunlar çete dedi, gazeteciler profesörler rektörler sendikacılar generaller doooğru Silivri’ye... Hava Kuvvetleri Komutanı’na “İtirafçı ol, kurtul” teklifi yapıldı... “PKK itirafçısı” Genelkurmay Başkanı’nın oğluyla kankayım, tayinlerde bize kıyak yapıyor dedi, vaaaayyy diye 9 sütuna manşet yapıldı, sonra aynı itirafçı çıkıp, yazılanların hepsi yalan dedi, tek sütun haber bile yapılmadı... “İtirafçı gizli tanık” mektup yazdı, bunlar aslında PKK’lı, amirallere suikast yapacaklar dedi, yarbay kendi kafasına sıktı, Karşıyaka Mezarlığı’na, teğmenler “anında” demir parmaklıkların arkasına, Hasdal Cezaevi’ne... “PKK itirafçısı” tuğgenerali bi asker öldürdü, öldüren askeri de bi başka asker öldürdü, neden öldürdüklerini öğrenemedim, araştırıyorum dedi, o dönemin bütün subayları “anında” sorguya alındı.
*
“PKK elebaşısı” Murat Karayılan, “Öcalan’la konuştular, ateşkes ilan ettik. Aslında Öcalan aradan çekilmişti, karşı taraftan diyalog talebi gelince, önderimiz bir fırsat daha verdi” dedi.
*
AKP “anında” açıklama yaptı.
“Külliyen yalan” dedi.
“Provokatör bu” dedi.
*
Zurnanın son deliği değil...
İstihbarat Daire Başkanlığı yapan ve şu anda Eskişehir Emniyet Müdürü olan Hanefi Avcı, kitap yazdı, “cemaat örgütü”nün emniyeti ve yargıyı ele geçirdiğini, Ergenekon, Balyoz, Erzincan’dan Baykal’a kurulan tuzağa kadar, hepsinde bu arkadaşların parmağı olduğunu iddia etti... Hanefi Avcı’ya “anında” soruşturma açıldı.
*********************************************


Aradaki farkı görüyorsunuz değil mi?


Ne alakası var diyeceksiniz ama anayasa referandumuna neden hayır denilmesi gerektiği de burada saklı.


Yalancılık bunlarda, hırsızlık, kalpazanlık, zimmete para geçirme, evrakta sahtecilik bunlarda, diz çökme ve el etek öpme bunlarda, arsızlık ve utanmazlık bunlarda, din-iman-Allah-kitap diyerek yapılan her türlü riyakarlık bunlarda, satış-pazarlama-peşkeş bunlarda, vatandaşa din-iman diyerek kendilerine han hamam edinme bunlarda, başkalarının namusuna-dinine-imanına-mezhebine küfür bunlarda, yüzlerine tükürseniz "yarabbi şükür deme pişkinliği ve utanmazlığı bunlarda... ALAKADIR efendim...


 580023663830.jpg


#9 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 23.08.2010 - 13:49

Radikal'den İsmail SAYMAZ'a önemli açıklamalar yapan Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı günlerdir gündemden düşmüyor.

Yazdığı kitapla hükümeti ve Gülen Cemaatini karşısına alan Avcı, her seçeneği gözönüne aldığını ve kitabı ailesinin haberi olmadan yazdığını açıklamıştı.

Avcı yazdığı kitaptan sonra aldığı tepkiler için de "Eskiden onların yanındaydım şimdi onların ezdiklerinin yanındayım" açıklaması yapmıştı. İşte Hanefi Avcı'nın Radikal'e yaptığı açıklamalar:
10:37 | 23 Ağustos 2010







Fethullah Gülen cemaatinin örgütlendiği her kurum ve kuruluşu ‘imam’ adı verilen bir sivil yönetici eliyle yönettiğini, emniyetin başına da ‘Kozanlı Ömer’ kod adlı Osman Hilmi Özdil’in atandığını ileri süren Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yeni bir iddia daha ortaya attı. Avcı, Gülen cematinin ordu ve MİT için de sivil bir imamı olduğunu öne sürdü. Avcı ayrıca milletvekillerini ‘idare ve koordine eden’ bir kişinin bulunduğu iddiasında. Avcı’ya göre cemaatin kamudaki ayağı ‘suç örgütü’ vasfı taşıyor.



‘Haliç’te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet Bugün Cemaat’ adlı kitabıyla büyük tartışma yaratan Hanefi Avcı, Radikal’e konuştu. Gülen cemaatinin adliyeden emniyete kadar kamuda kilit noktaları tuttuğunu öne süren Avcı bu yapının ‘ideolojik ve hiyerarşik birlik’ olduğunu iddia etti. Avcı cemaati bir tür yeni ‘derin devlet’ olarak görüp görmediğine ilşikin soruya şu yanıtı verdi: “Ben bir örgütün devlete sızması ve devlet içinde hareket etmesi diye yorumluyorum. Ama o bakış açısıyla öyle yorumlanabilir. Adını iyi koymak lazım. Emniyette, adliyedeki olaylar hukuki, adli değildir, örgütsel faaliyettir. Daha çok devletin kurumlarını kullanıyor diye bakmak lazım.”

Avcı, emniyetteki cemaat örgütünün AKP iktidarının başladığı 2003 öncesi ve sonrası diye iki döneme ayrıldığını öne sürerek, “Daha barışık ve pasif bir örgüt varken şimdi aktif operasyon yapan bir örgüt” diye konuştu. Avcı, bu örgütün TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen ‘basit suç örgütü’ mü, yoksa ‘anayasayı ihlal’ başlığında düzenlenen, ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ gerektiren ‘yasa dışı örgüt’ olarak mı ele alınması gerektiği sorusuna, “En azından TCK 220’ye oturur ama diğer boyutuna biraz daha bakmak lazım” diyerek, TCK 309’u işaret etti.
Kitabında, emniyeti ‘Kozanlı Ömer’ adlı ‘imamın’ yönettiği savına yer veren Avcı, aynı şekilde TSK ve TBMM’nin de ‘imamları’ bulunduğunu iddia ediyor. Avcı’nın bu konudaki sorularımıza yanıtları şöyle:

Kimdir Kozanlı Ömer? Onu herkes biliyor.
Gördünüz mü? Görmedim ama biliyorum.
Tanınan biri mi?
Bilmesi gereken insanlar biliyor...
Hâlâ imam mı?
Bir dönem için öyle bir görevdeydi.
Ordunun da imamı var mı?
Tabii. Ordunun, MİT’in ayrı ayrı imamları var. MİT’in imamının kod adı Sinan bey.
İsimlerini biliyor musunuz? Biliyorum.
Ordunun imamı kim? Söyleyemem. Erken olur.
O da sivil mi? Hepsi sivil. Resmi güç içinde bulunan kişi imam olmaz.
Bu kişiyi tanıyorsunuz yani?
Tanımıyorum ama biliyorum
O da Türkiye’de mi? Bunların dışarıda olma şansı yok.
Kurumlardaki örgüt mensuplarıyla nasıl irtibat kuruyorlar?
Görüşüyorlar. Gizli faaliyet nasıl yürütülüyorsa...
Meclis’in de bir imamı mı var?
Milletvekillerini idare eden, onlarla ilgili koordinasyonu sağlayan, sorunlarına bakan öyle kişiler var diye biliyorum.

Avcı, bir kanıt gösteremediği iddiasını ilişkin, kanıtların bulunabileceği adresleri işaret ettiğini belirtiyor. Kendisinin başka isimle ve IMEI numarasından İstanbul İstihbarat Şubesi’nce dinlenildiğini ve bu yönde bir şikâyet dilekçelesi verdiğini anımsatan Avcı, şöyle diyor:

“İmzasız ihbar mehtuplarıyla devletin dev sistemi çalışırken ben adres, yer, nokta veriyorum. Şu tarih ve sayılı mahkeme kararı incelenirse gözükecektir diyorum, denetlenmiyor. İçişleri Bakanı yapmıyor. İşte, size 5 bin delil! Gidin inceleyin. İnsanların ismi değiştirilerek dinleme kararı alınmış. Bu kararla kimlere santaj, sabatoj yapıldığını bulacaksınız. Adresi veriyorum, gidip almıyorsunuz.”

Yargıya bilgi verecek
Avcı, hakkındaki soruşturmanın, ortaya attığı iddialarla ilgili değil, kitap yazmasına ilişkin olduğunu tahmin ettiğini söylüyor. Ancak bir ceza soruşturması açıldığı takdirde, kurumlara atanan ‘imamların’ isim ve nitelikleri de dahil olmak üzere, elindeki bilgi ve belgeleri paylaşacağını belirtiyor.

Ergenekon: Bu delillerle zor
Avcı, cemaatin yargıya yönelik ilk operasyonel müdahalesinin Van’da Savcı Ferhat Sarıkaya eliyle açılan Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Şemdinli davaları olduğunu belirtiyor. Kitabında, Şemdinli iddianamesinin Sarıkaya tarafından yazılmamış olabileceğini iddia eden Avcı, eski savcının takibata uğraması gerektiğini de vurguluyor.

Avcı, orduda hükümete müdahaleye şartlanmış darbeci eğilimlerin olabileceğine dikkat çekmekle birlikte Ergenekon soruşturmasına kuşkulu yaklaşıyor: “Ortada böyle zihniyet etrafında örgütlenmiş insanlar olabilir. Ama eylemleriyle ilgili hiçbir şey anlatılamaz veya anlatılanlar kesinlikle o olamaz. Bu delilerle bu söylenemez.”
Avcı, delillerin sağlıklı olduğundan tereddüt duyduğunu, eldeki belgelerin yeniden ayıklanması ve incelenmesi gerektiğini kaydediyor. (Radikal)
----------------------

Yav Arkadaşlar Hanifi Avcının söylediği ilginç açıklamalarının yanında şu alıntıladığım Paragraf çok daha ilginç anlamlı geldi bana !!


“İmzasız ihbar mehtuplarıyla devletin dev sistemi çalışırken ben adres, yer, nokta veriyorum. Şu tarih ve sayılı mahkeme kararı incelenirse gözükecektir diyorum, denetlenmiyor. İçişleri Bakanı yapmıyor. İşte, size 5 bin delil! Gidin inceleyin. İnsanların ismi değiştirilerek dinleme kararı alınmış. Bu kararla kimlere santaj, sabatoj yapıldığını bulacaksınız. Adresi veriyorum, gidip almıyorsunuz.”


Vay canına!! Şimdi vatandaş olarak biz mi gidip alalım.

Yok canımm hemen telaşlenmeyın. İlgili bakanların Hakimler ve Savcıların çok işleri olduğundan vakit bulup denk getirip de bir el atamıyorlar.
Şimdi kendilerini Öldürürcesine can siperhane YOĞUN bir tempoyla Çalıştıkları DENİZ FENERİ VAR. O bitsin Tamamdır. 'BENDE'


Bu cümleden şunu anlıyorum ;Devletin bitiği HUKUKUN YİTTİĞİ Hükümetin Borusunun öttüğü bir Faşit dönemi yaşıyoruz anlamına gelmiyormu ????
Hale ki Bir de Referandumdan Evet Çıkarsa.
Türkiye Cumhuriyeti Artık Yolun sonuna gelmiş demektir. Buraya kadarmış. Artık bundan böyle İmamların perde arkasında değilde Açık, seçik Yönettiği Bir Sarıklılarsınıfının hakim olduğu Ülke Olacak.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 23.08.2010 - 14:07


#10 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 23.08.2010 - 16:36

devlet memurları siyaset yapar oldu ama nedense ses eden yok ne de olsa o ayaktan =)



olası bi koalisyonda olsaı bi emniyet genel müdürlüğü nedne olmasın yada vekillik =)


yükselemezse istifa eder olur biter bakınız bi başka başlıktaki general :D
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#11 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 23.08.2010 - 18:02

Kitabında, emniyeti ‘Kozanlı Ömer’ adlı ‘imamın’ yönettiği savına yer veren Avcı, aynı şekilde TSK ve TBMM’nin de ‘imamları’ bulunduğunu iddia ediyor.


Recep Tayyip ERDOÐAN

Belediye Başkanıyken. Gazetecilere

BEN BU ŞEHRİN İMAMIYIM DEMİŞ.

Şimdi TC Başbakanı olduğuna göre!!

#12 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 28.08.2010 - 14:46

Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine saldırılara ilişkin davayla birleştirilen Birinci Ergenekon davasının 156. duruşmasında tutuklu sanık Tekin Irşi'nin tahliyesine karar verildi.

Ayrıca Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Danıştay saldırısıyla ilgili kitabındaki iddialar nedeniyle Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın tanık olarak dinlenilmesini talep etti. Mahkeme heyeti bu talebe, Danıştay saldırısıyla ilgili tanıkların dinlenilmesinden sonra karar verecek.

Hanefi Avcı, son günlerde 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' adlı kitabıyla gündemde yer almış ve Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'nden kendi isteği üzerine merkeze alınmıştı.



Değişiklikler Kaydedildi...

#13 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 28.08.2010 - 19:13

Zamanı gelmişti, çok bile beklediler.





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli