İçerik değiştir



- - - - -

Yeni Romanlardan Tarih Öğrenemezsiniz


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.02.2010 - 11:12


Gönderilen Resim

OKUYUCULARDAN hemen hergün aynı soruyu soran mesajlar alırım:
- "Filâncanın falan isimli kitabını okumayı düşünüyorum, bu kitabı nasıl buluyorsunuz? Okuyayım mı?"
Önceleri bu soruların neden sorulduğunu, tavsiye ile okumanın ne menem bir şey olduğunu anlayamamıştım. Zira, ben ve birçok yaşıtım bulduğumuz her kitabı, elimize geçen herşeyi okumaya alışmıştık. Gerçi bizlere de "Şu kitabı okumanız gerekir, gayet hoştur" dedikleri eserler olmuş ve tavsiye edilen yayını hemen temin edip okumuştuk ama henüz okumadığımız bir eserin okunmaya lâyık olup olmadığını başkalarına sormak hiç hatırımıza gelmemişti.
Geçenlerde, böyle mesajlardan üniversite hocası bazı arkadaşlarıma bahsettim. Hiç yadırgamadılar, aynı sorulara kendilerinin de muhatap olduğunu, sebebin de öğretim seviyesindeki düşüklük olduğunu söylediler. Üniversite öncesi eğitim sırasında, öğretmenlerin çoğunluğu kitap tavsiye etmiyordu, zira kendileri okumuyorlardı. Ortada büyük, çok büyük bir yönlendirme eksiği vardı.
Dolayısıyla, okuyan bir çevreden ve aileden gelmeyen öğrencilerin kaynak konusunda eksik hissetmeleri ve başkalarına sormaları da normaldi.

SADECE VAKİT İSRAFIDIR

"Şu kitabı okumamı tavsiye eder misiniz" gibisinden sorulara, "Elinize ne geçerse mutlaka okuyun" diye cevap vereceğim ama, özellikle son senelerde öylesine abuk subuk, öylesine sade suya tirit ve sadece "yazmış olmak için" kaleme alınan kitaplar çıkıyor ki...
"Filâncanın kitapları iyidir, falancanınkiler hiçbir işe yaramaz, hele feşmekân zatın 'kitap' diye yayınladıklarından bulabildiklerinizi hemen imha edin; yazdığı saçmalıklarla ve 'bilgi' diye kaleme aldıklarıyla başkalarını daha fazla hatalara sevk etmesin" diyeceğim ama mâlum, ortada bazı engeller var.
Dolayısıyla, şimdilik sadece tarihî romanlar hakkında soru gönderenlere genel bir cevap veriyorum:
Son 15-20 sene içerisinde çıkmış romanlardan tarih öğrenebileceğinizi hayal etmeyin, zira "tarih" adı altında ardarda sıralanmış bir yığın hatayı okumakla vaktinizi israf etmiş olursunuz. Hele saray hikâyelerini anlatan, eski sultanların hayatlarını konu alan eserlere hiç itibar göstermeyin, yazarlarının çoğu kitaplarında sözünü ettikleri mekânlara, en başta da Topkapı Sarayı'na hayatları boyunca bir kere olsun adım atmamışlardır.

ALTI ASIRLIK HATA

Unutmayalım: Dünya edebiyatının şâheserleri kabul edilen eski tarihî romanlar, seneler boyu devam etmiş uzun tarihî araştırmalardan sonra kaleme alınmışlardır. Böyle eserlerin satırları arasında gezinirken hem roman okumuş, hem de tarih öğrenmiş olursunuz.
Merak edenler için bir örnek vereyim: Anne-Maria Selinko'nun meşhur "Desirée"si... Desirée, Napolyon Bonapart'ın ilk aşkıdır; sonraları İsveç'e kraliçe olmuştur, İsveç'te hakimiyeti hâlâ devam eden Bernadotte hanedanı Desirée'nin soyundan gelir ve romanı okurken hem Napolyon'u, hem Napolyon dönemi ve sonrası Fransa'yı, hem de o zamanın Avrupa'sını öğrenir, üstelik bu tarih dersini romantik bir atmosferde, zevkle alırsınız.
Bizde böyle romanlar nerdeeee? Zamane yazarları Şemseddin Sami'nin 19. asrın sonunda yayınladığı meşhur "Kamusü'l-Âlâm"ını 13. yüzyıla, Hazreti Mevlânâ'nın babasının kütüphanesine nakletmekle meşguller...

http://www.haberturk...zi.aspx?ID=8221





Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli