Genç adam aynada kendisine bakıp konuşuyordu, bunu her sabah yapmayı alışkanlık haline getirmişti. Kendisi ile konuştuktan sonra evden çıktığı günlerde daha sakin olduğunu keşfetmişti ve işi gereği sakin olmalıydı.
Uzun kıvır kıvır kahverengi saçları omuzlarına kadar iniyordu, beyaz teni ve biçimli yüzü kahverengi eciş, bücüş sakallarla kamufle edilmişti. Bira göbeği olamayacak büyüklükte, bir göbeğe sahipti ve gözlüklerin arkasından bakan altları morarmış kahverengi gözler kansız olduğunu açıkça vurgulamaktaydı. “Herkes” dedi aynadaki aksine pis pis sırıtarak, o sırıtışla ortaya çıkan dişleri düzgündü fakat fırçalanmadığı barizdi. “yanlış düşünüyor.” Hafifçe saçlarını oynattı, “ben ne çok iyi biriyim, ne de çok zeki bir kişi.” Genelde dışarıya öyle görünürdü, “ben normal bir insanın zekasına sahip, normal bir insandan çok daha kötü biriyim” yüzünde beliren bu sırıtışı herhangi bir arkadaşı görse onunla aynı fikri paylaşma ihtimali yüksekti. “ve şimdi de tek iyi yapabildiğim şeyi yapmaya gidiyorum.”
İki dakika sonra hazırlanmış bir şekilde dışarıdaydı, ilk önce arabaya yöneldi fakat daha sonra sabah egzersizinin daha sağlıklı olduğuna karar verdi. Yavaş yavaş yürüdü, top oynayan çocukları izledi, ağıcın üstünde cıvıldayan kuşlara gülümsedi ve yaklaşık yarım saatlik yürüyüşten sonra, istediği yere ulaşmıştı. Elindeki resime baktı, adamı inceledi ve o olduğuna karar verdi. Adam 40 ına yaklaşmakta, son derece formda ve sağlıklı görünüyordu ve yanında bir koruması vardı, adam yavaş ve kendinden emin adımlarla ara sokaktan şirketine doğru ilerlemektedi (kiralık katil şirketinin sokağındaki her park yerine kiraladığı arabaları parketmişti bu yüzden bu ıssız sokaktan geçmek zorundaydılar), koruması da arkasından bir ogre misali paytak paytak yürüyüyordu.
Genç adam, kurbanına ve korumasına şöyle bir baktı. Hafifçe gülümsedi ve harekete geçti... Korumaya yaklaştı korumayla aynı hizada yürümeye başladı, adam döndü ve kiralık katile “bas git serseri” diyecekken alnının ortasına L şeklinde bükülmüş ve sivriltilmiş bir çivi saplandı. Koruma silahını çekemeden etkisiz hale getirilmişti “işim çok kolay artık” diye düşündü. Bu sırada kurban kaçmaya çalışıyor “imdat” diye bağırıyordu. Katil kemerine sıkıştırdığı çivilerden iki tane daha çekti ve koşan adamın sağ ve sol bacağına gönderdi. İkisi de hedefi buldu ve adam yere düştü. Katil yavaşça kurbanına yaklaştı ve “üzülme yarım saat sonra tüm televizyonlarda çıkacaksın.” dedi ve arabaların park etmemeleri için koyulmuş olan içi betonla doldurulmuş o levhayı kaldırıp adamın kafasının üstünde bıraktı.
Yarım saat sonra katil evine geri dönmüştü, aynanın karşısına geçip kendisine baktı hafifçe gülümseyerek “biliyormusun, aslında çok da zeki sayılmam....” monoloğuna devam etti.