Gönderim zamanı 30.12.2009 - 10:48
Sevgili tarkan
Asıl Türkiye nereye gidiyor nereye götürlmek isteniyor? diye sormak lazım.
Ülkemizde demokrasiye doğru yürürken 1946 seçimlerinden başlayarak bütün seçimler, bir biçimsel demokrasi adına yapıldı ve olan da bir sandık demokrasisi olarak ünlendi;
Sosyal devlet; biat anlayışı ve sadaka kültürüyle özdeşleştirildi.
Böylece, gerçek demokrasimiz olmadı. Olmadı, çünkü demokrasimiz, sol ve sosyalizm yasaklarıyla kuşatıldı.
Böyle bir kuşatmada da, bir demokrasi kültürü yeşerip gelişemezdi. Gelişemeyince de, çağdaşlık ve laiklik bilinci, eleştiri duyarlığı, hukuk üstünlüğü fikri kökleşemedi.
Hele hele, AKPnin iktidarının, Profesör Yaşar Nuri Öztürkün ünlü deyişiyle, ''Bir Allah ile aldatma olduğu ortaya çıkınca, bu iktidardan gelecekte demokrasi adına bir şeyler ummak beyhudedir.'' Sözü çok anlamlıdır.
İktidar Padişahlık yetkileri isterken Bu Halkın feryatları beyhudedir.
Bu çaresiz insanların hayata tutunabilmeleri için yapabilecekleri tek şey vadır.
Cemaatlere ve tarikatlara girmektir.
ABD ve AB nin de İstediği de budur. Ilımlı İslam hedefine ulaşmıştır.
Sonrasında amaçlanan Türkiye; Cemaatlerin ve Tarikatlerin cirit attiği birbiriyle çekiştiği çeliştiği savaştığı Orta doğunun en KAHIRLI ülkesi olması.
Sonraları Uzaktan seyreden birilerine sadece kalıntıları süpürüp atması kalır.
Şimdi Türkiyenin bel kemiği çimentosu TSK Çökertilme aşamasında hızla ilerliyor.
Bu gidişle Türkiye Cumhuriyeti hızla uçurumdan aşağıya gidiyor.
İkinci bir FİLİSTİN doğuyor.