Oylama 20 Kasım Cuma günü saat 23:59'da sona erecektir.
Yarışmaya katılan arkadaşlarıma başarılar diliyorum.
Umarım heyecanlı ve keyifli bir yarışma olur.
Wale
.....
Büyük Taarruzun gizli hazırlık planı
Yunanı Anadoludan söküp atmaya kararlı olan Mustafa Kemal, düşmana son darbeyi vurmadan önce sırdaşı Behiç Beye emir verdi: Tam 100 bin askerin trenlerle yerini değiştirip Afyonın güneyine kaydır. Onların ruhu bile duymasın
30 Temmuz günü Yunan Yüksek Komiseri Stergiadis Egede İyonya Özerk Bölgesi Devletini ilan etti.
Dört gün sonra da Londrada Avam Kamarasında Llyod George Yunanistanı ve İyonya Devletini destekleyen bir konuşma yaptı. Bu haber Yunan gazetelerinde çıktığında Yunanistanda sevinç gösterileri yapıldı.
6 Ağustos 1922 günü Le Temps gazetesi de Llyod Georgeun demecini yayımladı:
İzmir ilinde artık Türk egemenliği kurulamaz.
7 Ağustos günü Vahdettin, İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold ile görüştü ve Ankara yönetiminin ve milli ordunun yok edilmesi için İstanbul Hükümetinin desteklenmesini istedi.
9 Ağustos 1922 günü Ali Kemal gazetesinde, Yunanlıları denize dökmek bir rüya idi, hülya oldu. Vaatlere rağmen Eskişehir bile kurtarılamadı, diye yazdı.
13 Ağustosta Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, karargâhı ile beraber sessizce cepheye geçti.
Mustafa Kemal:
Kimse duymasın
Genelkurmay Başkanlığı karargâhı olan tren.
14 Ağustosta Behiç Beyin aylardır her tertibi alarak hazırlandığı büyük sevkıyatlar başladı. Demiryolcular tarafından birlikler güneye ve cepheye doğru süratle kaydırılmaya başlandı. Tam 100.000 asker trenlerle yer değiştirip Afyonun güneyine kaydırıldı. Behiç Bey bu geniş ve çok ayrıntılı sevkıyatlara o kadar iyi hazırlanmıştı ki, Yunanlıların ruhu bile duymadı.
Behiç Bey bir yandan bu sevkıyatları başarı ile gerçekleştirirken diğer taraftan da Osmaniye Meydanıekber hattının tamirini tamamlamaya çalışıyordu.
Fakat eldeki raylar yetmeyeceğinden Ankara-Polatlı arasındaki lokomotif ve vagonları diğer tarafa aldıktan sonra, 90 kmlik rayı kaldırarak her türlü önlemini alıyordu. Çünkü Yunan geri çekilirken ilk iş demiryolu hattını harap edecekti, Behiç beyin de derhal bunu tamir etmesi gerekiyordu.
Behiç Bey Fevzi Paşa ile görüştü ve 15 Ağustosta Adapazarı İşletmesine Harp telgrafıdır başlıklı, şifreli bir telgraf gönderdi. Telgrafta Behiç Bey, Lefke-Bilecik arasındaki cebire ve bulonların (somunların) derhal sökülüp kendisine gönderilmesi talimatını veriyordu.
17 Ağustosta öğleden sonra aşağıdan bir gürültü duyan Behiç Beyin odasına apansız Mustafa Kemal girdi ve, Gizli geldim, burada kalacağım, kimse duymasın, dedi.
Halbuki Ankara Ajansı o akşam Mustafa Kemal Paşanın bir çaya davetli olduğunu bildiriyordu. Gazi biraz rahatsızdı.
İki gün Behiç Beyin evinde kaldı.
Sonra Garp Cephesi Karargâhının bulunduğu Akşehire gitti. Yine geldi, yine gitti. Bu gidiş gelişler hep geceleri ve gizli oluyordu.
Mustafa Kemal Paşa Behiç Beye,
Aldığım haberleri yan yana koydum; artık düşmanı memleketten çıkarmak zamanı geldiğine karar verdim, dedi.
Mustafa Kemal Paşa ile Behiç Bey hangi cepheye ne zaman, ne kadar asker sevkıyatı yapılacağının çalışmasını yaptı.
Mustafa Kemal Paşa da, Fevzi Paşa gibi muvaffak olunduğu takdirde, kaçan Yunanı kovalamak ve vatandan kovmak için demiryolcuların çok süratli çalışarak düşmanın tahrip edeceği yolları ve köprüleri tamir etmesinin gerekeceğini söyledi. Hem düşman kovalanacaktı hem de takviye kuvvet gerekebilirdi, ama özellikle cephane takviyesi çok önemliydi.
Behiç Bey,
Aylar öncesinden tüm imkânsızlıklara rağmen gereken her tertibatı aldım ve hatırlarsanız daha önce size İstanbuldan gizli getirdiğim bazı malzemelerden bahsetmiştim, bu malzemelerin varlığını, gereksiz yere kullanım olabilir maksadı ile tüm kumandanlardan sakladım. Anladığım kadarı ile bunların kullanım vakti gelmiştir. Biz şimendiferciler hazırız Paşam, dedi.
Mustafa Kemal Paşa iki gün kaldığı Behiç Beyin evinden ayrılarak tekrar Akşehire gitti.
18 Ağustos 1922 günü Ali Kemal gazetesinde bir yazı yazdı:
Milli Hâkimiyeti TBMM değil, ancak hilafet ve saltanat temsil edebilir.
19 Ağustos 1922 günü Yunan ordusunu yanıltmak amacı ile Ortancaya sevk edilen bir Türk Birliği Ortancaya taarruz etti.
20 Ağustos 1922 günü Ankarada basılan Hâkimiyet-i Milliye gazetesi yanıltıcı bir haber yayımladı:
M. Kemal Paşa, 21 Ağustos Pazartesi öğleden sonra, saat dörtte, Çankayadaki köşklerinde, şehrimiz siyasi ileri gelenlerine bir çay ziyafeti verecektir.
Oysa ki 20 Ağustos gecesi saat 23.00′te Mustafa Kemal Paşa Akşehirde ordu kumandanları ile bir toplantıya başladı. Mustafa Kemal Paşa bu toplantıya mareşal üniforması ile katıldı ve taarruz emrini verdi.
21 Ağustos 1922 günü Behiç Bey Garp Cephesinin Büyük Çobanlar-Afyon hattının onarılması ile ilgili bir sorusuna cevap yazdı:
Azami faaliyetle asgari zamanda temin edileceğini zatı âlilerine katiyen vaat ederim.
Behiç Bey bu sözü vermişti, ama büyük bir problem vardı. Toplamı 3.000 ton tutan Çobanlar-Afyon arası ray ve traverslerinin 1.100 tonu Azari istasyonu ile Çay istasyonu arasında bulunmakta, 600 tonu Azari dekovil hattında döşeli olarak bulunmakta, geri kalan 1.300 ton da Konyanın doğusundaki hatlarda bulunmaktaydı.
İnanılmaz sıklıkta yapılmakta olan askeri sevkıyatlar arasında ancak bu iş için günde bir tren yapılabilecekti.
Bunun da anlamı şu demekti: Onarım bölgesine günde 225 tondan daha fazla taşıma yapılması teknik olarak mümkün değildi.
Bu da büyük taarruz için hayati olan hat teknik olarak 15 günden önce yapılamayacak demek oluyordu.
Bir problem daha vardı. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa Behiç Beye bir telgraf gönderip sordu.
O bölgede eli silah tutan 13 yaşından yukarı herkesi silah altına aldık, bu onarımı nasıl yapacaksınız?
Behiç Bey kısa bir cevap yazdı:
Kadınlarımız sağ olsun Paşam.
Cepheye Giden Yol / Emir Kıvırcık
Alinda
.....
aşk bir milad demektir. şayet "aşktan önce" ve "aşktan sonra" aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir.
birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir!
o kadar çok değişmelisin ki, sen sen olmaktan çıkmalısın.
..aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım yoksa dünyevi, ya da cismani mi diye sorma! ayrımlar ayrımları doğurur. aşkın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur
başlı başına bir dünyadır aşk
yam tam ortasındadır, merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde.
AŞK / Elif Şafak
safransarı
.....
Bir iş; makine ile 6 saatte,eşit kapasiteli işçilerden biriyle 18 saatte yapılabilmektedir.Bu iş,saat 8:00 de makinede yapılmaya başlanıyor.Saat 10:00 da elektirik kesildiği için makineden alınıyor.Bu saatten sonra 2 tane işçi kalınan yerden devam ederek şşi bitiriyor.
Buna göre,iş saat kaçta bitmiştir?
A)14:00 B)15:00 C)16:00 D)17:00 E)18:00''
Pİ ANALİTİK YAYINLARI ÖSS MATEMATİK BİR ÇALIŞMA KİTABI
matahari
.....
''İnsan maddeden ve ruhtan ibarettir; hayvanca duygular gelip en aşırı şekillerini onda aldıkları gibi, melekleri yapan erdemlerin de tohumları ondadır. İşte, önceden sezdiğimiz bir alın yazısıyla bütün bütüne kopmadığımız eski içgüdülerimizin kalıntıları arasındaki cinsel aşkla tanrısal aşk arasında hepimizin geçirdiği mücadele bundan ileri gelmektedir.''
Vadideki Zambak / Balzac
antiqa
.....
"Ne hâlimi arz etmeye cür'et edebiliyorum, ne de feryat etmeye takatım var. Ne vuslat umudu için gayrete geliyorum, ne de ayrılığa güç yetirebiliyorum."
Kitab-ı Aşk / İskender Pala
Muziçko
.....
"Üzerimizde bahar semasının mavi örtüsü; önümüzde filozofça bir sessizlik içinde çeşitli ağaçlar var. Rüzgâr eser, hafif bir haşırtı duyulur, ağaçların kokulu gölgeleri kımıldar ve yeniden tatlı bir sessizlik bir anne okşayışıyla ruhu okşar. Beyaz bulutlar, ağır ağır göklerin mavilikleri içinde yüzüyor; güneşten ısınmış topraklardan bakınca, gökyüzü, soğukmuş hissini veriyor. Bulutların gökyüzünde eridiklerini seyretmek çok tuhaf oluyor."
Soytarı / Maksim Gorki
Rabik
''Sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup,hayattaki büyük sırrı çözemedik.Soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı:Nasıl yaşadın,neden öyle yaşadın,neyi yapabilecekken yapmadın,başka bir yol başka bir anlam arıyordun,yanlış zilleri,yanlış kapıları çaldın yanlış yollara saptın,yanlış insanları sevdin,yanlış yataklarda uyudun,yanlış evlerde yaşadın.Neden hayal ettiklerini,düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun?
Bu soru çok basit görünebilir bazı insanlar bu soruyu belki hiç kendilerine sormayabilir. Ya da sormaktan kaçınabilir.
Ama bir gece karşıma benliğin çıkacak
Ve benden hesap soracak gaddar bir yargıç gibi,
Ve bu titreyen aciz elim silah tutacak
Nişan alacak, suçluyu korkusuzca vuracak...''
Kızıla Boyalı Saçlar / Kostas Mourselas