"istesede çok uzağa gidemiyor insan kendisinin.
hangi trene binse, içindeki bir adrese varıyor sonunda
hangi rüzgâra tutunsa, kendine savruluyor..
hangi denize açılsa, yine kendi kıyılarında buluyor kendini..."
...
Çöl çiçeğinin susuzluğu kadar susuzum..
ve .. sana uzaklardan yazıyorum
Ellerimde , papatya kokusu..
gerçek yalnızlığın ne demek olduğunu öğrendim artık.
Şimdi gölgemle başbaşa ağlamak için karanlık bir köşeye çekildim
Gözlerimde deniz isyanı
Akşam vurmuş yüreğime
Açılmamış mektuplar arasında yüzüm...
Sahipsiz kalmış bir aşk gibi , kimsesiz isyanlarım var yine.
Sana susuyorum çöl çiçeğinin susuzluğu kadar... Susuzum..
Yaşamadan yitirdiğim düşlerimin ikliminde ,
soluk soluğa asiliğim..
Bastırın kabarmış öfkemi !
Kudurmuş hayallerimi vurun zincire..
Kolaymış çekip gitmek... Anladım sen gidince..
Sana uzaklardan yazıyorum
dayanılmaz bir acı...
Karanlık , yaralı bir hüznün kıyısındayım şimdi.
Unutulmuş günahlarımın son baharında ,
her geçen gün güzelleşiyor ölüm..
Duygularım mum ışığında !
yokluğuna kahretmek var şimdi..
Sabahı olmayan gecelerde , kuru güller dermek isterdim rüyalarımda sana ama ;
Kaybolup gideceğim birazdan..
Emin ol , bir martı getirecek gözlerimi sana.. !
Ellerimde , papatya kokusu...
Çöl çiçeğinin susuzluğu kadar susuzum.
ve.. sana uzaklardan yazıyorum..
Güneşi avuçlarına getiremedim ya ;
İşte Ona Yanıyorum..
rbLkhn`