İçerik değiştir



- - - - -

Millî Eğitim


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 TgK

TgK

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 305 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Adana-Karaman-Balıkesir

Gönderim zamanı 20.10.2009 - 02:18


“Geleceğin büyükleri” gazıyla büyütülüp sonra da en küçük bir bilmişlikte yapıştırılan “büyümüş de küçülmüş” damgasına, sürekli olması gereken ama bir yerden sonra istese de süremeyen meczup hayatın rant kavgasına ve gariban köylünün 100 gram buğdayına göz diken Allah’ın kargasına lanet ederek büyüdüm ben.

Ben hiç büyümemiştim ki…

100 metrelik yolu 170 adımda yürürdüm. Her adımda uzun uzun ayaklarımı sürürdüm. Kaç adımı kaç saniyede attığımı sayar, yorulunca da sırtımı duvara dayar dururdum. Aklıma gelirdi öğrendiklerim, bildiklerim, bilmediklerim, sevdiklerim, sevmediklerim. Celal Bayar. Celal Bayar mı? Bırak onu. Takke düştü kel göründü. Rüzgâr esti yel göründü. Bu boş koşuşturmanın da gelmeyecek gibi sonu. Zaten ben hiç sonunu getirememiştim ki…

Ben hiç büyümemiştim ki…

Gemileri bir liraya satarken, “yedikule” yapıp yapıp yıkarken, top oynayıp trafiği tıkarken, sokaklarda bilye, gülle atarken üç katlık izinle beş kat çıkanlar, zorda kalıp hile, hülle yapanlar, imamların boynuna haç takanlar istediyse büyümemi, emrettiyse büyümemi… Uyuyup da büyümem mi?.. Büyümemek ne haddime… Vallahi söverler yedi ceddime.

Evcilik oyunlarında bazen çocuk olurdum, bazen baba. Baba da ne baba ama, herkesten çok kendi ailesine kaba. Evcilikten sıkılınca saklambaça geçerdik. “Sobe”lenmemek için yanar tutuşur, saklambaç oynamayan insanlara aldırmadan sağa sola kaçışır, yakalanır yakalanmaz da etrafa gülücükler saçardık. Bir gün geldi, bir gün geçti. Bir gün geçti, bir gün geldi. İnek suyu içti dağlara kaçtı. Kaçtı kaçmasına ama dağlarda fink atıyordu üç kuruş para için vatanını satanlar… Senelerce gece gündüz, ana, baba, bacı, baldız günde beş öğün yemek yedikleri kaba sıçanlar benden büyümemi istedi. Büyümemek ne haddime… Büyümezsem sövecekler ceddime…

Bir gün geldiler, okul dediler, “sağ” elime kâğıt, “sol” elime kalem verdiler. Oturttular tahta sıralara, önlük diye girdirdiler karalara, öğretmeden “yaz” dediler kara tahtalara. Sıra örtüsü, masa örtüsü, vallahi ömür törpüsü… Ne kirlendiyse anamıza götürdük yıkasın diye. Öğretmenden anamıza “hediye”… Gelsin kurdeleler, gitsin karneler… “Mini mini birinciler, çalışkandır ikinciler.” diye diye taktılar tasmaları, “sağ”dan vurup “sol”dan bölen siyaset yosmaları büyümemi istediler. Büyümemek ne haddime… Büyümemeyim, sövsünler ceddime…

50 kişi tek sınıfta, “Cin Ali” serileri boyalı rafta, tüm yalanlar tek kılıfta okumaya çalıştık. Her sabah servislerde Ricky Martin dinlemeye alıştık. Üstümüze düşmeyen tüm işlere karıştık. Yarıştık da yarıştık. Biz sayılara, sayılar harflere, harfler hecelere, heceler dillere, diller öğretmene, öğretmen bize, biz kesirlere esir… Biz bize, biz kendimize, biz esirlere esir. Esir mi? Esrik misin nesin? Hele çok çıkmasın sesin… İzmir Yunan’ın, Antalya İtalyan’ın, Fransız’a kaldı Adana, Maraş. Sen sen ol, sessiz sessiz savaş. Ağırdan, yavaş yavaş. Samsun Atatürk’ü bekler. Yurdunu işgal etmiş köpekler. Arkasından gelsin cümleler, öbekler. Kurulsun Göktürk Devleti, kahpeymiş bu Çin milleti. Kâfirlere domuz eti… Bedir, Uhud, Hendek. Havza, debi, hendek. Metal, akım, böbrek… Esir mi? Büyümemek… Ne haddime… Bana ne? Sövsünler ulan ceddime…

Bir sene, iki sene, üç sene, dört sene, beş sene, altı sene, yedi sene, sekiz sene. Oku oku bitmiyor, kene gibiymiş kene. Kim sövüyormuş gene? Hay ben benim yedi ceddime!

Öğretmen hoca, herifler koca oldu. Daha dünkü çocuklar aha bugün genç oldu. Liseler gençle doldu. Kulaklarda küpeler, 30 santim etekler, gömlekler dışarıda, kravat aşağıda, kumaş pantolon altı “spor”u çekmiş gençler… Daha neler var neler? Milliyetçi-komünist, şeriâtçi-ateist. Bir yanda babasının parasını yiyen it, diğer yanda gönlüyle aklı bir olan yetim. Millî eğitim. Hadi oradan!..

İlköğretim-Ortaöğretim-Açık öğretim-Yükseköğretim: Örgün Eğitim. Millî Eğitim. Hadi oradan!..

Kazan kaynıyor! Öyle bir yetiştirmişler ki bizi her taraf okuyan, yazan kaynıyor. Herkes yazar, herkes şâir, ortalık ozan kaynıyor. Yok mu artıran? Bedavaya Sevr’im var, yok fiyatına Lozan. Soluma baksam ülkü, sağ tarafta devrim var!

Aynı yöne baksa da bir değil sağım solum. Silahlanan sol kolum, okuyanlar sağ kolum. Aynı yere çıksa da hem sağda hem solda bir yolum var. Soluma baksam inanç, sağ tarafta evrim var!

Öyle bir yetiştirmişler ki bizi her taraf okuyan, yazan kaynıyor. Çok yaşasın padişah, yaşa Millî eğitim. Hadi oradan!..

http://vyslgkbrkmng....lli-egitim.html





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli