Ticaret - Siyaset - Tarikat üçgenlerinde parsellenmeye
çalışılan geleceğimizdir ve ülkemizin daha nelere
gebe olduğunu birileri hiç anlamamaktadır.
Kadiri tarikatının biricik modern prensi Necati Şaşmaz ülkemizin
geleceğine konulmuş dinamitlerine iyi bir örnek oluşturuyor.
Kokuşmuşların ipliğini kendilerince pazara çıkaran başka
kokuşmuşların ticaretlerine, hikayelerine daha çok tanık
olacağız...
"...
Sam aynı Sam, Polat niye değişti?Tarihsel açıdan bakarsanız "Kurtlar Vadisi Irak"taki asıl yenilik, Polat'ı Amerikan karşıtı saflarda görmemiz.
Malumunuz, Polat'ın ataları 1960'larda sokaklarda "Amerikalı
evine dön" diye yürüyen öğrencilerin üzerine "Komünistler Moskova'ya" diye bağırarak saldırmış, ateş açmışlardı.
Türkiye'nin en büyük öğrenci eylemlerinden biri 1968 yazında, Amerikan 6. Filosu'nun ziyaretinde yapılmıştı ve orada "Bağımsız Türkiye" sloganıyla yürüyenlerin üzerine açılan ateşle Vedat Demircioğlu öldürülmüştü.
Filmin kötü adamı Mr. Sam Marshall'ın da isabetle hatırlattığı gibi "Amerika, anti-komünist mücadele için Polat gibileri beslemiş, palazlandırmıştı."
Onu bırakın, "Polat'ın çalıştığı" Özel Kuvvetler, Amerikan parasıyla kurulmuş ve her yıl finanse edilmişti.
Ama gün oldu, filmdeki Sam gibi Sam Amca da "Artık size ihtiyacımız yok" deyiverdi.
Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
Nereden nereye?1950'lerde Marshall yardımı getiren gemileri törenlerle karşılayan Türkiye şimdi "büyük şeytan"a isim diye takıyor Marshall'ı...
1960'larda İstanbul'u ziyaret eden Amerikan askerleri için kerhane duvarlarını boyatanlar şimdi Iraklı dul, zalim Amerikalının kalbini deşince alkış tutuyor.
Polat işgalcilerle sosyalist jargonla konuşuyor, "Amerikan askerlerinin patronu Amerikan kapitalizmi değil mi?" diyor.
Amerika mı değişti?
Hayır. Vietnam'dan beri
Sam aynı Sam...
Lakin 11 çuval, Türk sağına 50 yılda anlatılamayanı anlatıverdi.
1960'larda boyanan kerhane duvarları nasıl Türk-ABD yakınlaşmasının fotoğrafı olarak hafızalara kaydolduysa, sanırım "Kurtlar Vadisi Irak" da Türk sağının Washington'dan kopuşunun simgesi olarak tarihe geçecek.
..." İşte böyle diyor Can DÜNDAR (Bkz.
http://www.milliyet....ar/dundar.html) Bunun üzerine laf söylemek olmaz ama kendi görüşlerimi de eklemek isterim: Bu film Türk halkının son yıllarda Amerika, Avrupa karşısında küçük düşürülmesinin avuntusu olarak görülebilir. Ben filmi ve diziyi tam olarak izleme gereği duymadım ama neyin ne olduğunu az çok tahmin edebiliyorum.
Milliyetçiliği eline silah alıp adam öldürmek sanan insanlar bu ülkenin Uğur Mumcu, Abdi İPEKÇİ gibi aydınlarını katlettiler. Kimi hadsizler kalktı, vatanı vatandaşından korumak gibi bir sevdaya tutuldu. Sormazlar mı ha aptal: sen neyi kimden koruyorsun? Bu dizide ve filmde kaba kuvvet, silah propagandası yapılıyor ve eğitimsiz, kültürsüz kitlelere kötü örnek olunuyor. Bu ülkede asıl bölücülüğü çoğu zaman milliyetçi geçinen, asıl milliyetçileri tenzih ederim, "Amerikan militanları" yaptı, inanmıyorsanız biraz okuyup düşünün. Saygı ve sevgilerle...
OKAN YÜKSEL