İçerik değiştir



"Bir Süpernato Tetikçisinin İtirafları"


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 8 yanıt verildi

#1 Yargicdogu

Yargicdogu

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 54 Mesaj

Gönderim zamanı 30.01.2006 - 15:30


İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 26 Ocak 2006 günü, İP Genel Merkezinde bir basın toplantısı düzenleyerek, 1998 yılında düzenlenen kendisine yönelik suikast tertibini açıkladı ve “Yeni Mehmet Ali Ağca’lar istemiyorsak, bu tertibin üzerine gidilmelidir” dedi.

Basın toplantısında, tetikçinin itiraflarının yer aldığı video görüntüleri basın mensuplarına izletildi ve video kayıtları, el yazısı açıklaması, vesikalık fotoğrafı ve kimlik belgesi örnekleri dağıtıldı. Perinçek'in açıklamasını ve video kaydın bant çözümünü aşağıda sunuyoruz.

Perinçek açıklamasında şunları belirtti:

YUNUS EMRE UYAR’IN ELYAZISIYLA
VE AYRICA KAMERA ÖNÜNDE ANLATTIKLARI
Yunus Emre Uyar’ın 30 Mayıs 2000 günü elyazısıyla ve ayrıca kamera önünde İşçi Partisi görevlilerine anlattıklarına göre:

1998 yılı yazının sonlarında, Ağustos veya Eylül ayında, üyesi olduğu İzmir Hatay Ülkü Ocağı’nda İbrahim Reis’in talimatı üzerine, 12 kişi gece saat 11 (23.00) sularında toplanıyorlar. İki adet Hyundai marka beyaz minibüse bindirilerek gece 24.00 sularında yola çıkarılıyorlar. Bu minibüslerin arkasında içinden telsiz sesleri gelen ve kar maskeli adamların oturduğu 06 plakalı kırmızı Renault marka bir araba bulunuyor. İzmir’den çıktıktan sonra kendilerine, önce MHP Genel Merkezi’ne gidecekleri ve daha sonra İşçi Partisi Genel Merkezi önünde bir uygulama yapacakları bildiriliyor. Ekibe “Böyle böyle olacak” deniyor. Yunus Emre Uyar’a, İbrahim Reis tarafından, “Boşluğu yakaladığı anda, en ufak bir karşılaşma esnasında tetiğe basma” görevi veriliyor. Ve patlama olduğu ya da bağrışma sesleri duyduğu an, kırmızı Renault arabaya bineceği söyleniyor.

Plana uygun olarak ertesi günü öğlen saatlerinde MHP Genel Merkezi’nin önüne geliyorlar, arabadan dört beş kişi iniyor, 30-45 dakika kadar minibüsün içinde bekliyorlar. Oradan yine iki minibüs ve kırmızı Renault arabayla o sırada Mithatpaşa caddesinde bulunan İşçi Partisi Genel Merkezi’nin önüne geliyorlar ve “çaprazlama bir şekilde” konumlanıyorlar. Ekibe hedef olarak saptanan Doğu Perinçek’in saat 15.30-16.00 sularında binadan çıkacağı söyleniyor. Olay yerinde “Bizden” dedikleri insanların da bulunduğu belirtiliyor. Kapıyı aralık tutarak bir süre bekliyorlar. Herkes silahını hazır elinde tutuyor. Yunus Emre Uyar’a önce 6.35’lik bir tabanca veriliyor, daha sonra elinden alınıp 14’lü veriliyor. Bir süre sonra “gelen bir haber doğrultusunda”, ekibe “Bizim hiçbir işlemimiz burada kalmadı. Devlet kendi işini kendi halledecek.” deniyor ve Ankara dışına çıkıyorlar. Yayla gibi bir yerde inip namaz kılınıyor. Orada Renault araba artık yoktur. Gece 11 (23.00) sırasında İzmir’e dönüyorlar.

NİÇİN ŞİMDİ AÇIKLIYORUZ
Yunus Emre Uyar, bu suikast tertibini 30 Mayıs 2000 tarihinde, yani beş buçuk yıl önce anlatmıştır. Anlatım samimidir. Bugüne kadar kamuoyuna açıklamadık. Zamanının gelmesini bekledik.

Bu itirafları anlatmanın zamanı geldi. Mehmet Ali Ağca’nın belli karanlık merkezin emriyle serbest bırakılmasının nedeni, Mehmet Ali Ağca’lara önümüzdeki dönem verilecek yeni görevler için bir cesaret aşısıydı. Verilmek istenen mesaj şuydu: Onların arkasında büyük bir güç vardı ve devlete istediği zaman istediğini yaptırabiliyordu. Bu güç, Mehmet Ali Ağca’ları örgütleyen ve görevlendiren SüperNATO’dur. Türkiye’de “Derin Devlet” adı verilen kurum milli değildir; ABD güdümündedir ve hiçbir zaman milli amaçlara hizmet etmemiştir.

Bu SüperNATO’nun bir süre önce bir kısım elemanlarını yeniden göreve çağırdığını ve hazırladığını saptamış bulunuyoruz.

Doğrudan Türkiye’nin milli kuvvetlerine karşı hazırlanan tertipleri önlemek bugün yakıcı bir görevdir ve İşçi Partisi üzerine düşen SORUmluluğun gereğini yapmaktadır.

AÐCA, DOÐU PERİNÇEK VE UÐUR MUMCU’YU
1980 ÖNCESİNDE ÖLDÜREMİYOR
Bir süre önce Mehmet Ali Ağca ekibinden Yalçın Özbey’in gizli ifadesi Milliyet gazetesinde yayınlandı. Orada Yalçın Özbey, Mehmet Ali Ağca’nın kaçırılmasından sonra, “Hedefte aslında Doğu Perinçek, Uğur Mumcu vardı, ama uyanık, tedbirli insanlardı” demektedir (Milliyet ve Zaman, 18 Ocak 2006). Ağca ekibinin 1980 öncesinde Doğu Perinçek ve Uğur Mumcu’yu öldürmek için görevlendirildiği, ancak bu görevin yerine getirilemediği, Mehmet Ali Ağca tarafından da belirtilmiştir.

ALAATTİN ÇAKICI’NIN İFADESİNE GÖRE
EYMÜR’ÜN PERİNÇEK’E SUİKAST TERTİBİ
Alaattin Çakıcı da TBMM SORUşturma Komisyonu’na 3 Mayıs 2000 tarihinde verdiği ifadede, MİT Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün 1996 sonu veya 1997 başında, bazı ülkücülere suikast yaptırıp, sonra bunu Alaattin Çakıcı’nın üzerine yıkmak istediğini anlatmıştır.

EÐER ÖNLEYEMEZSEK
YENİDEN TERTİPLER DÖNEMİNE GİRİYORUZ
Türkiye, eğer önleyemezsek yeni bir tertipler dönemine girmektedir.

Ugur Mumcu ve diğer Atatürkçü aydınlarımızın öldürülmesinin arkasından SüperNATO çevrelerinde bile ağıtlar yakılmakta, sahte gözyaşları dökülmektedir.

Eğer gerçekten yeni kayıplara uğramak istemiyorsak ve en önemlisi ülkemizin kargaşalara ve iç çatışma ortamlarına sürüklenmesini önlemek kararındaysak, işte bütün kanıtlarıyla ortaya konan tertipler var. Bu tertiplerin üzerine gidilirse, Uğur Mumcu’ları öldüren tetikçilerin arkasındaki güç ortaya çıkartılır.

27 OCAK 2996 GÜNÜ AVUKATLARIM KANITLARI
SAVCI AYHAN ŞAN’A VERECEKLER
Avukatlarım yarın, yani 27 Ocak 2006 Cuma günü saat 11.00’de Ankara Cumhuriyet Savcısı Sayın Ayhan Şan’a suikast tertibinin kanıtlarını sunacaklar.

Kanıtlar şunlardır:
1. Yunus Emre Uyar’ın üç sayfalık elyazılı anlatımı,
2. Yunus Emre Uyar’ın kameraya alınmış görüntülü anlatımı,
3. Yunus Emre Uyar’ın vesikalık fotoğrafı,
4. Yunus Emre Uyar’ın kimlik fotokopisi.

YUNUS EMRE UYAR’IN, 30 MAYIS 2000 GÜNÜ KAYDEDİLEN
VİDEO / CD KAYDI ÇÖZÜM METNİ

YUNUS EMRE UYAR : Adım Yunus Emre Uyar. 03-12-1982 doğumluyum . Kayseri’de doğdum. Orta okul 2. sınıfa kadar Kayseri’de okudum, orta 2. sınıfta İzmir’e geldim. Orta 3’te iken İzmir’de Tınaztepe Ortaokulunda okudum. Burada gittiğim Ülkü ocakları, Milliyetçi Hareket Partisi gibi siyasi çevrelere gidip geliyordum, tabi buralara gidip geldikçe bir takım faaliyetleri sürdürmek zorundaydım, bunlar okul teşkilatı, ocak içinde faaliyetler, bunları yapmak zorundaydım. Bunları yaptıktan sonra ortaokul diplomamı aldıktan sonra bir daha okula gitmedim. Dışarıdan okula, yazıldım liseye yazıldım. Ondan sonra herhangi bir direkt olarak okula gitmem söz konusu olmadı. Hatay Ülkü Ocağına gidip gelmeye başlamıştım demiştim, bu süre zarfında değişik insanlarla tanıştım. Oranın yöneticileriyle tanıştım.Oranın teşkilat başkanlarıyla tanıştım. Ben buraya gidip geldikçe benim hakkımdaki fikirleri benim hakkımdaki görüşleri değişmeye başladı. Şöyle ki değişmeye başladı benim sağlam bir insan olduğumu, işte kendi işlerine yararlanabileceği insan olduğumu düşünmeye başladıklarını öğrendim. Tabi bu o zaman için benim çok hoşuma gitti. Bir gün ocaktayken bizim reisimiz İbrahim reis geldi bana dedi ki; “Oğlum yarın saat 12’de ocağa gel, gece 12’de ocağa gel” peki dedim diğer akşam saat 12’de ocağa gittim. Akşamleyin ocağın içine girmeden gece saat 11.00 11.15 sıralarında ocağın içine girmeden…

SORU :Hangi ocak bu?
YUNUS EMRE UYAR : Hatay Ülkü Ocağı... Ocağın içine girmeden kapı önünde ara boşlukta şöyle konuştuk dedi ki “Hoş geldin Allah yolunu açık etsin, gel bakalım” dedi aşağıya indik, karşımda iki tane araba duruyordu. Bu iki araba beyaz Hyundai araba idi, minibüstü. Koltuklu içi, içinde koltukları olan bir minibüstü. Hadi dedi bin dedi tabi bu ana kadar ben herhangi bir şey sormadım. Nereye gidiyoruz? Ne olacak? Herhangi bir SORUm diyalogum olmadı. Arabanın sol en arka köşesine oturdum, arkamızda bir minibüs daha vardı, bindiğim araba şeklinde ve en arkada da 06 plakalı Renault bir araba vardı, içinden telsiz sesleri geliyordu, üzerlerinde kafalarında kar maskeleri vardı. Büyük bir ihtimal polis olduklarından, polis olduklarını tahmin ediyorum. Arabalara bindik yola çıktık, iki araba biz toplam 13 kişiydik şoförle beraber. Kendi gurubumuz 12 kişiydi, arkamızda yine 4-5 kişi içinde olan bir araba daha vardı, yine aynı minibüsten ve onun arkasında da bahsettiğim kırmızı Reno ile beraber yola çıktık, gece 12 civarlarında Ankara’ya doğru yola çıktık. İzmir’den sınırdan çıktığımız zaman bize şöyle dendi, ilkönce Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi’ne gidiceğiz, oradaki işlemlerimizi yaptıktan sonra İşçi Partisi Genel Merkezi’ne gidiceğiz. Ve olay anlatıldı şöyle dendi bize oraya gittikten sonra sen ,yani benim için “Boşluğu yakaladığın anda, en ufak bir karşılaşma esnasında tetiğe bas” gibi bir ifadede bulunuldu.Bu arada çıkmadan öncede,arabalara binmeden öncede, oradaki İbrahim reisten bahsetmiştim oda bana şöyle dedi “Herhangi bir problem olduğunda, en ufak bir patlama sesinde veya en ufak bir bağrışma sesinde hemen bulunduğun bu kırmızı arabaya bineceksin”

SORU :İşçi Partisi Genel Merkezi’nde mi, önünde mi böyle olacak?
YUNUS EMRE UYAR : Tabi yani böyle bir problem olduğunda bu arabaya bineceksin dendi. Ankara..öğlen civarlarında Ankara Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezine vardık, şoför bize dönüp “Yerinizden kalkmayın,aracınızdan inmeyin ve lütfen konuşmayın şeklinde ikazda bulundu.Bizim arabamızdan 5-6 kişi kadar insan indi. Kapı hemen kapatıldı zaten. Yalnız yine bu arada arkamızda yine bahsettiğim minibüs ve o kırmızı Reno yine bizimle birlikteydi. Orda bir süre 30-45 dakika arasında bir süre bekledik. Oradan çıktıktan sonra direkt olarak İP Genel Merkezi’ne, yani bizim bildiğimiz kadar İşçi Partisi Genel Merkezine gittik, fakat oraya vardığımız zaman orda herhangi bir İşçi Partisi yazısı, bir bayrak, bir pankart herhangi bir işaret yada sinyal yoktu. Sadece orası düşündüğüm kadarıyla İşçi Partisi Genel Merkezi’ydi ve hedef oradan çıkacaktı.

SORU: Hedef kimdi ?
YUNUS EMRE UYAR : Hedef İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek idi…

SORU: Birde orada boşluk yakalarsan diye bir şey söylüyorsun, o boşluk nasıl bir boşluk olacaktı ?
YUNUS EMRE UYAR : Eğer şayet hedef şeye binmeden yani eğer oradan çıktıktan sonra oradan uzaklaşmadan herhangi bir ateş etme yada herhangi bir yani olay haricinde bir şey olmazsa,yani olay orada yapılamazsa, ki o an bende o andaki boşluktan yararlanabilirsem, karşı karşıya gelebilirsem, hedefi kıskaç altına alabilirsem direk ateş edecektim yani tetiğe basacaktım. Saat üç buçukta İşçi Partisi Genel Başkanı’nın üç buçuk dörde doğru yani oradan o merkezden o binadan çıkacağı söylendi bize. Oraya geldiğimizde yine iki araba ,iki minibüs,iki beyaz minibüs ve o kırmızı araba da bizimle beraberdi.Oraya kadar geldik,çaprazlama bir şekilde orada durduk, arka tarafımız, minibüslerin arkası direk merkeze doğru bakıyordu.Tam çemberin içine girmiştik. Bu arada 2-3 kişinin bizden Milliyetçi hareketten 2-3 kişinin orda olacağı artık koruması yada orda çalışan insanların onu bilemiyorum orada olacağı bize söylenmişti yani bizden insanların olduğunu anlamıştık.Oraya kadar gittik,kapıyı biraz araladık, kapıyı tam kapatmadık. Beklemeye başladık. Bir süre bekledikten sonra tam olayın olacağı sıralarda şoför, yalnız bu arada benden hariç bütün insanlar şoför mahalline doğru yöneldi,herkes silahını eline aldı.Bana verilen silah ilkönce 6.35’ti sonra değiştirildi 14’lü verildi. Direk sağ elimin altına aldım silahı. Tabi orada heyecandan silahı tam böyle yani tetik şeklinde tutmadım. Yani böyle beklemeye falan gelmedim direk elimin altında bu şekilde duruyordu. Böyle duruyordu. Ondan sonra şoför bize döndü:”bizim hiçbir işlemimiz burada kalmadı. Devlet kendi işini kendi halledecek, yolunuz açık olsun arkadaşlar gibi bir cümlede bulundu.Tekrar herkes arabaya bindi ve oradan hızla uzaklaştık. Ankara çıkışında akşama doğru Ankara çıkışlarında büyük bir ihtimalle kırsal bir kesimde durduk. Yayla tipi bir yerde durduk.Herkes indi namaz kılacağımız söylendi. Namazımızı kıldık. Dualar okundu. Arabanın içinde çalan kaset mehter marşıydı,sonra Kuranı kerim kasetleri çalınmaya başladı. Oradan hızla uzaklaştık. Yalnız Namaz kıldığımız vakit orda bulunan sadece iki arabaydık, o bahsettiğim kırmızı Reno orda bizimle değildi. Yani yoktu.Sonra tekrar arabaya bindikten sonra İzmir’e girdik. Gece onbir sıralarında , gece yarısından önce İzmir’e girdik. Beni Üçyol kesimlerinde Hatay Üçyol kesimlerinde indirdiler. Allah’a emanet ol,yolun açık olsun dediler ve hızla uzaklaştılar. Bende direk eve gittim.

SORU: Bu korumalar hakkında bilgiyi kim verdi yani iki tane kendi koruması var, üç tane polis koruması var,sana bir boşluk yaratacaklar gibi bilgi aldığını söylemiştin, onları kim verdi ?
YUNUS EMRE UYAR : O şöyle oldu arabaya bindikten sonra şoför ve yanındaki iki kişi bize dönüp zaten sadece bana değil bize dönüp bu şeyleri anlattılar şöyle, böyle böyle olacak diye. Sen şöyle yapacaksın sen böyle yapacaksın gibi herhangi bir şeyde bulunulmadı. Direkt bize yönlendirildi. Bizde o boşluktan istifade direkt hedefe ulaşmayı planlıyorduk. Ama gelen bir haber doğrultusunda (kime geldiğini de herhangi bir bilgim yok) tekrar geri dönmek zorunda kaldık.

SORU: Şoför mü söyledi?
YUNUS EMRE UYAR :Şoför ve yanındakiler söylüyor…

SORU: Senin yanında bir arkadaşın vardı sus diyen…
YUNUS EMRE UYAR :Giderken merakımdan dolayı yanımdaki insana adınız nedir diye SORUyorum, adım Serhat diyor ve bana sus diyor. Hiç konuşma, hareket yapma ,ortam gereği sus diyor. Dediğim gibi orada da bize şey diyor “Arkadaşlar bizim yapacağımız bir şey kalmadı. Gerekeni Devlet kendisi yapacak” şeklinde bir uyarı alıyoruz. Bu arada kırmızı araba dedim ya bizimle beraber değildi ve bulunduğumuz aracın içinde de telsizler vardı.

SORU: Bu telsiz sürekli çalıştı mı birilerini o telsizden duydunuz mu hiç?
YUNUS EMRE UYAR :Telsizle konuşmadılar bizim aracımızın içinde, telsizle herhangi bir haberleşme yapılmadı, sadece İzmir den ayrıldıktan sonra telsizin sesi kesildi. Telsiz kısıldı yani ben telsiz sesini duymadım.

SORU: Ankara’da ?
YUNUS EMRE UYAR : Ankara’da da duymadım. Zaten bir kaset çalıyordu

SORU: İzmir’de yola çıkacağınız zaman ne yapacağınızı size söylediler mi? Nereye gideceğinizi ne yapacağınızı?
YUNUS EMRE UYAR : Hayır hayır ta ki arabaya binip İzmir den çıkana kadar ne ben sordum, ne de onlar bana şöyle olacak böyle olacak demedi.

SORU: İzmir den çıktıktan sonramı söylediler, ne söylediler size ?
YUNUS EMRE UYAR : Bize ne söylediler arkadaşlar Ankara’ya gidiyoruz, Genel Merkeze ilk önce Milliyetçi Hareket Partisi Genel merkezine gideceğiz, oradan İşçi Partisi Genel Merkezi’ne gideceğimiz söylendi, biraz önce anlattığım gibi bunlar yapılacak dendi bu şekilde oldu.

SORU: Peki o arkadaki kırmızı araba nereye kadar geldi sizinle ?
YUNUS EMRE UYAR : Oradan ayrıldığımızda kırmızı araba bizimle beraberdi, oradan ayrıldıktan ve kapılar kapatıldıktan sonra hiçbir şekilde görmedim.

SORU: İzmir’de mi ayrıldı?
YUNUS EMRE UYAR : Bilmiyorum artık Ankara’da ayrıldı veya İzmir’e girerken ayrıldı ama Ankara çıkışına kadar o Ankara’dan çıktığımızda eminim ki namaz kıldığımız yerde yoktu. Arabayı göremedim.

SORU: Ankara çıkışına kadar mı geldi
YUNUS EMRE UYAR : Büyük bir ihtimalle öyle oldu, belki de Ankara içinde ayrılmışta olabilir.

SORU: Planlanan eylemden vazgeçince mi ayrıldı ?
YUNUS EMRE UYAR : Evet. Yalnız şunu da belirteyim kesinlikle hedefi yakından görmedim. Yani Genel Başkanla bu güne kadar herhangi bir görüşme ,herhangi bir dialog da bulunmadım.Bir alıp veremediğim, şahsi bir şekilde problemimiz yok. Ayrıca şunu da söyleyeyim yine bu kaseti çekerken herhangi bir baskı altında değilim, her şeyi kendi isteğimle anlatıyorum, bu da böyle biline.

SORU: Peki o okuduğun yazı kimin yazısı ben onu bir sorayım yanında bir yazı var ara sıra baktığın .
YUNUS EMRE UYAR : Evet onları da ben yazdım, imzaladım. İçinde telefonum ve ev adresim de var. Bunu da Aydınlık Gazetesi’nin dikkatine veriyorum.

SORU: Korumalar boşluk yaratacaktı dedin hangi korumalar?
YUNUS EMRE UYAR : Korumalar boşluk yaratacak olayı değil, sadece bizden insanların olduğu, yani orada İşçi Partisi Genel Merkezi önünde bizim adımıza çalışan bizden insanlar olduğu haberini duyduk. Belki ara açacaktı, belki bize yardımcı olacaktı. Büyük bir ihtimalle de bize yardımcı olacaktı. Kameraya bakmam gerekiyor mu?

SORU: Yok keyfine bak sen…
YUNUS EMRE UYAR : Bizde altın haramdır onun için gümüş yüzük kullanamıyoruz şey altın yüzük kullanamıyoruz veya altın herhangi bir takı...

#2 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 30.01.2006 - 19:20

Hadi Uğur Mumcu büyük adam , yazıları ve düşünceleri yüzünden öldürüldü de..

Perinçeki öldürsen ne kazanıcaksınki :idea:

Değişiklikler Kaydedildi...

#3 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 30.01.2006 - 19:39

ehe :idea: öle deme laa ! yılmaz bir savaşçı ve idoldur o !! :idea:

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#4 Yargicdogu

Yargicdogu

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 54 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2006 - 14:38

Sevgili dokuz harf burdaki amaç SüperNATO denen Nato'nun Türkiye'de ki yer altı örgütü Türkiye'de ki aydınlarımızı bağımsızlık savunucuları katleden bir örgüttür.
Doğu Perinçek'i öldürmek istemelerinin nedenleri çoktur ; Susurluk Raporunu açıklayarak Türkiye'de SüperNato'nun tetikçilerinin tanınmasına neden olmuştur.
Ve durmadan Ameriikanın ve emperyalistlerin ülkemize ne yapmak istediklerini açığa kavuşturduğu için bunların yaptıkları su yüzüne çıkarttığı için
Türkiye'nin bağımsızlığı savunduğu için
Türkiye'nin gerçekleri savunduğu için
yani anlayacağın birçok sebep var öyle olmasa böyle bir örgüt neden öldürtmek istesin ayrıca öldürse eline ne mi geçer derseniz Doğu Perinçek'i vurarak bu ülkedeki aydınlanmayı zayıflatmak hatta geriletmek aydınlarıda bu açıdan korkutarak onlarıda içlerine sindirmeleri ellerine geçecek yani ülkemizi savunmasız yakalayarak işgal etmek,sömürmek tir.

#5 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 31.01.2006 - 14:53

Doğu Perinçek ülkeyi koruyor değilmi..
ALLAH'ım hemen özel bir birim oluşturulmalı , hatta devlet Perinçek'i korumak için acele etmeli. zira Perinçek öldürülürse ülke elden gidecek (:

Değişiklikler Kaydedildi...

#6 Yargicdogu

Yargicdogu

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 54 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2006 - 15:03

Sevgili arkadaşım Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı vs. bunlar çldürüldüğü zaman ülke eldenmi gitti hayır ama bunların yaptığı halkı aydınlatmaları emperyalistlerin önüne set oldular ee bunlar yok edilerek bu setin direncini kırmayı çalıştıklarını söylemeyi çalıştım ancak sen yanlış anladın doğrusu budur

#7 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 31.01.2006 - 16:21

Sende beni anlamamışsın :)
Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı'ya benim lafım olmaz. Onların yanına Doğu Perinçek'i katmak iyi olmaz diyorum. Doğu Perinçek ne kazandırdı ki ülkeye. Ülkeyi korumak perinçek gibilere düşmüşse vah derim bu memlekete.

Değişiklikler Kaydedildi...

#8 Yargicdogu

Yargicdogu

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 54 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2006 - 17:49

Ülkeyi korumak bize düşmüş biz gençlere eminim bu konuda ayrımımız olmaz.
Ayrıca bu isimlerin arasına katılır veya katılmaz bunun için tartışmaya girmeyeceğim sen başka yönden bakıyorsun ben başka yönden o yüzden bu konun asıl açmamamın nedeni başlıkta olduğu gibi Yeni Ağcaların çıkmaması için bir uyarı niteliğidir buna yoğunlaşsak daha iyi olur sanırım :)

#9 ostabah

ostabah

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 18 Mesaj

Gönderim zamanı 08.02.2006 - 01:55

Sende beni anlamamışsın :)
Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı'ya benim lafım olmaz. Onların yanına Doğu Perinçek'i katmak iyi olmaz diyorum. Doğu Perinçek ne kazandırdı ki ülkeye. Ülkeyi korumak perinçek gibilere düşmüşse vah derim bu memlekete.

ÇAkıcının da ifadelerinde bu var ve Eymür ün bunu yaptırmak istediği var. Siz önemsemez gibi davranıyorsunuz ama Eymür tırsmış olacak ki şimdi de çıkıp ben olmasam Perinçek'e suikast yapılacaktı diyor.

Ve başbakanlık soruşturma izni vermiyor.

Ve soruşturulsa Uğur Mumcu gibi aydınların katilleri ve arkasındakiler açığa çıkacak.




1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli