İçerik değiştir



- - - - -

Yalana Sarılmak


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 19.06.2009 - 21:17


Zahid Akman’a maşallah!.. Dünkü hamleleriyle hukuka ve siyasi etiğe meydan okumakta utanç duvarını aşmıştır.

Eğer Türkiye temiz eller devrimi yapıp bir gün özlediği dürüst yöneticilere kavuşur ve kirli geçmişini yeni nesillere hatırlatacak bir ibret anıtı inşa ettirmeye karar verirse, o kaidenin üstündeki en büyük figür Zahid Akman olmalı!

Alman makamlarından sağlayıp getirttiği belgede tahrifat yapmakla suçlanmıştı ya; dün kameralar önüne çıkıp sadece belgedeki ikinci paragrafı çıkardığını söyledi.

Bu da resmi bir belgeyi işine geldiği şekle sokmak, yani sahtecilik yapmak değil mi?

RTÜK Başkanı koltuğunda asla oturmaması gereken bir adam olarak Akman, partizan bir bürokratın devlet geleneğine ne büyük zararlar verebileceğini kanıtlamakla geçiriyor günlerini.

Dün kendisini siyasi husumet mağduru rolüne soktu. Sanki Deniz Feneri davasını sonuçlandıran Alman mahkemesinin “asıl failler” diye işaret ettiği kişiler arasında yer almıyor gibi halkın acıma duygularına hitap eden iki hamlede bulundu.

1. Dokunulmazlığının bulunmadığını suç deliline sahip kişilerin bunları savcılara sunmasını ve kendisini rahat bırakmasını istedi.

Söylediği doğru değildir.

Amiri izin vermediği zaman bürokrat da yargılanamıyor. Yani Başbakan “dokunun” demediği sürece Akman’a kimse dokunamaz! Başbakan da bunu yapmaz çünkü “Kendisini temiz bir arkadaşımız olarak biliyoruz” demiştir.

2. Bir bürokrat bu kadar zavallı duruma düşmemeli. Taraf Gazetesi’nin gündeme getirdiği demokrasiye müdahale haberlerini örtmek isteyenler kendisiyle uğraşıyorlarmış!

Heyhat... Akman ancak “Allah ile aldatmak” günahına bulaşmış olanların hak edecekleri mahcubiyete düşmüştür.

Çünkü dünkü Taraf’ı belli ki görmeden konuştu ve doğru gündeme örnek gösterdiği gazetenin birinci sayfasını o kaplıyordu.

“Temiz arkadaş nitelikli dolandırıcı” manşeti, Almanya’da onun hakkında nitelikli dolandırıcılık ve kara para dahil yedi soruşturma yürütüldüğünü haber veriyordu.

“Denize düşen yılana sarılır” sözü eskidi. Şimdikiler yalana sarılıyor.

Çünkü güçlü korolar eşliğinde yalanlar iyi iş yapıyor!

SENATO LÂZIM..

“Mayın Yasası” sistemin “ikinci meclis”e yani senatoya ne kadar muhtaç olduğunu gösteren son örnektir.

Sınırdaki arazilerin yabancılara verilmesi ihtimaline yönelen itirazlar ümit yaratmıştı.

Çünkü güvenlik endişeleri iktidar partisine mensup milletvekillerini bile etkilemiş, onları oylamalara katılmamak suretiyle direnişe yöneltmişti.

AKP, Türkiye’deki geleneksel lider sultası uygulamasını ileri götürmüştür.

Tayyip Erdoğan son grup toplantısında pasif direniş haklarını kullanan milletvekillerini azarlayıp tehdit etmiştir.

Cumhurbaşkanı’nın yasayı veto edeceği hayali de boş çıkmıştır. Sürpriz değil çünkü Erdoğan bir hafta önce “Cumhurbaşkanı’nın yasayı onaylamama endişesini taşımıyorum” demişti.

Gül’ün “Yap-işlet-devret hükmü tek alternatif olmaktan çıkarıldığı için yasayı imzaladığı” belirtiliyor ama savunma ve maliye bakanlıklarının açacağı ihaleleri imkânsıza mahkûm etmek iktidarın, daha doğrusu Başbakan’ın elinde değil mi?

“Anayasa Mahkemesi gerekeni yapar” diyebilirsiniz fakat siyaset içinde çözüm üretmek gerek. Bu görevi senato yapmalıdır.

Aksi halde Anayasa Mahkemesi muhteris siyasetçilerin tacizinden sonsuza dek kurtulamayacak.

Güngör Mengi - Gazete Vatan






Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli