Bu kısa ama derin öyküyü, sizlerle paylaşmak istedim... belki de, günümüz koşullarına acayip uyum göstermesiydi...
paylaşım isteğimin nedeni... kimbilir!
Yüzyıllar önce bir Arap gezgin Urfa'ya gelmiş. Urfa o zamanlar son derece bakımlı ve çok zengin bir kentmiş...
Atları ve insanları çok bakımlıymış... kısacası Urfa, çok güzel ve çok mamur bir yermiş!...
Aradan yıllar geçmiş Arap gezgin, yurduna dönmüş ve ölmeden önce Urfa'yı, son bir kez görmek istemiş...
Yıllar geçip de Urfa'ya geldiğinde ise bir de bakmış ki!... Ne görsün;
"Her taraf yıkık, dökük ve insanlar çok bakımsız!... Atlar ise, bir deri bir kemiğe dönüşmüş!..."
Geldiği bu kentin, Urfa olduğuna inanamamış bir türlü!... Yolda bir dilenciye rastlamış ve sormuş:
"Ben yıllar önce buraya geldiğimde burası böyle değildi; insanları güzeldi, bakımlıydı ve kent çok, çok güzeldi
zengindi!... Atlar bile çok güzeldi. Ne oldu tüm bunlara?..."
Dilenci, bilge bir edayla başını kaldırıp yanıt vermiş:
"O GÜZEL İNSANLAR, O GÜZEL ATLARA BİNİP GİTTİLER!..."
Yaşamın günümüzdeki anlamı belki de bu... Geçen her gün, güzellikleri de alıp götürüyor bir yerlerden ve bizden!...
İyiler, iyilikler ve iyi niyetler de tüm güzellikler gibi hep birlikte yitip gidiyor.
Bize kalan tek şey ise: "Geriye kalanlarla, yetinebilme becerisi!..."
İnşallah bize kalan değerleri, çok geç kalmadan... geriye kalanları koruyabiliriz...