İçerik değiştir



- - - - -

Önlüğün Vedası...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 6 yanıt verildi

#1 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 20.04.2009 - 21:09


Gönderilen Resim
,
,,,,,,,,,,,,Sevgili çocuklar; ben Beyaz Yakalı Okul Önlüğü’yüm

Bu sene sizinle birlikte, sizin üzerinizde son senem. 2009-2010 eğitim yılından itibaren artık giyilmeyecek, bir süre sonra da unutulup gideceğim.

Bu yüzden bu veda mektubumda sizlerle, bu ülkeyle, nesiller boyu uzun, anlamlı birlikteliğimizi anlatabilmek dileğindeyim.

Gönderilen Resim

Kurtuluş Savaşı’mızdan yeni çıkmıştık. Yepyeni bir dönemin, yepyeni bir heyecanın başındaydık; ama yoksulduk.

Ülkemizde canla başla eğitim seferberliği de başlamıştı. Yolu, elektriği olmayan yurt köşelerine öğretmen yetiştirmek, çocuklarımızı eğitmek, hep birlikte üretip kendimize yetebilirken, ilimde, kültürde de ilerleyebilmek için yanıp tutuşuyorduk.


Gönderilen Resim

Uzun savaşlardan yeni çıkmış bir ülkenin, doğru dürüst ayakkabısı olmayan çocuklarının imdadına ben yetişmiştim. 1925’lerden itibaren yavaş yavaş, 3 Aralık 1934’den sonra da kanunen ülke çocuklarının son derece sade okul kıyafetleri bendim.

Gönderilen Resim

Artık milletvekilinin de, arabacının da, nalburun da, dülgerin de, çiftçinin de, tabibin de, polisin de, varlıklının da, yoksulun da öğrenci çocuklarının üzerindeydim. Düğmelerim arkada olduğu için, küçük bedenlerin sırtında, ancak annelerine ilikletebilirdim.

Edirne’den Ardahan’a, kimi zaman köylerinden ilçedeki okula karda el ele yürürlerken, tepelerde kendilerini izleyen kurtlardan korkan, kimi zaman okul çıkışında ayakkabı boyayan, kimi zaman okulda aşı olurken o kesif kokuda ağlaya ağlaya kollarını sıvayan çöp bacaklı çocukların üzerindeydim

Gönderilen Resim

Ayağında gıcır gıcır siyah potin olan çocuğun da, sanki bağları varmış gibi üzeri ayakkabı bağı desenli - tamamen lastik cızlavet ayakkabı giyen çocuğun üzerinde de hep aynıydım.

Kışın bot şeklindeki “Soğuk Kuyu” denen muflonsuz cızlavetlere gücü yetebilen, yoksulluğun nefes aldırmadığı ailelerde, sığabileceksem elden geçirilip seneye de giyilir, gerekirse alttan gelen küçük kardeşe devredilirdim.


Gönderilen Resim

Ben “okullu” demektim, okula gidebilendim; abisi, ablası okula giden ufaklıkların bir an önce giyebilmek için can attıkları kıyafettim.

Kızların saçları uzun olursa sıkı sıkı örülürdü ya da kulak memesi hizasından kesilirdi. Süs ve ziynet eşyası takılması yasaktı, ama başta eğer büyükçe bir de beyaz kurdele varsa, onunla en az öğretmenin göğse taktığı kırmızı kurdele kadar havalıydım.

Gönderilen Resim

Boynuma bembeyaz, kolalı bir de yaka takar, tamamen bize, tamamen bu ülkeye özgü bir okul kıyafetinin en önemli detayını tamamlardım. Kimisinin cebinde buruş buruş mendil, kimisinin boynunda iple asılmış lastik silgi bulunan öteki beyaz yakalı arkadaşlarımla küçücük sıralardan kara tahtaya, beyaz tebeşirle yazılanlara, çengelli iğneyle tutturulmuş keçe silgiyle silineceklere bakardım.

O zamanlar bit, uyuz, trahom eksik olmazdı okullardan. Çoğu zaman erkeklerin saçları üç numaraya, bazen de tamamen usturaya vurulurdu. Sanki bütün öğrenciler değil, bütün küçük heyecanlar aynıydı, sanki hepimiz siyah beyaz masum bir bütünün parçalarıydık.

Gönderilen Resim

Yerli malı, yurdun malı sevgisi aşılanırdı beyaz yakalılara; tabii ki tutumlu olmak da. Ayakkabıları yağmurdan, çamurdan bir galoş gibi muflonlu lastik şaşon, yıpranmalardan ise tabanlarına çakılmış demir, ya da pençe üzerine pençe korurdu.

Teneffüslerde evden getirilmiş helva, leblebi, keçi boynuzu, pestil paylaşılırdı. Yıllar içerisinde süt tozu, günlük süt, balık yağı, fındık, kuru üzüm de beslenme saatlerine girip çıkacaktı. Kimi siyah kolda bir de hilalli “Kızılay” pazubenti dururdu ve sanki tüm dünyanın sağlığı o kırmızı yanaklı çocuktan sorulurdu.

Gönderilen Resim

Sadece anlaşmalı tek dükkanda bulunabilen değil,

başta Sümerbank, ülkenin her köşesinde bulunabilen bir formaydım.

Gönderilen Resim

Bazen bir kalem, boyundaki sert silgi, gazete kağıdıyla kaplanmış defter,
tahta ya da kalitesiz deriden pantizot çantayla biten senelerde,
bir dağ masalı gibi,
bir ülke masalıydım.


Derken yıllar birbirini kovalayacaktı. Ben hep Milli Eğitim’in ilk basamaklarındaydım.

Kimi zaman simsiyah, kimi zaman gri, kimi zaman şapkayla –
ama kolalı, sakız gibi bembeyaz yakamla ben hep vardım.



1988’de, yorgun bin yılın sonları gelirken mavileşecek, beyaz yakamdaki motifleri güncelleştirecek, yeni bin yıla emniyet kemeriyle girecektim.

Gönderilen Resim

Modern zamanların kişiselleşme rüzgarlarına dayanamazdım.
Topraklarımızdan zar zor çıkarttıklarımıza ait bir tarz değildim.
Kopyalayıp yapıştıranlarca savunulamaz, cilt cilt kriterlere
, “çocukların tek tip olamayacağı” değerlendirmelerine, akan suları durduracak tezlere, fiyakalı yanıtlar hazırlayamazdım

Gönderilen Resim

Ve yenildim;

bu son senemde, boyna iple asılmış silgilerin yerini flash bellekler alırken -

bir zamanların miniklerinin, miniklerinin minikleriyle
vedalaşabilmek için,

el yazımla olmasa da,
kenar süsleriyle bu satırları yazdım

Gönderilen Resim

ben çok “biz”dim, onlar gibi rengarenk olamadım,
farklılıkları ortaya koyamadım, gözlere sokamadım,
notumu kıracakların kriterlerine de uyamadım.

Ardımdan elbette güncel bir kıyafet standardı olacak;
ama korkarım gelecek nesiller beni, beyaz yakalı okul önlüklerini,
sadece küçük kasaba dükkanlarında,
anılarında değil, en gelişmiş arama motorlarında bile zor bulacak.

Sürekli “dün” yaşanarak “gün” ıskalanmamalıdır,
“eski”, “sırt”ta değil, “gönül”de taşınmalıdır;

ama bazı duygular, bazı heyecanlar vardır ki,
basit de olsa hep yeni kalmalı, korunmalıdır

Çocukların servis araçlarıyla okula değil,
okulların servis sağlayıcılarla eve gelmesine az kalmışken,
insanlar yeni çağın vebası bulaşıcı yalnızlığa yaklaşırken,

Gönderilen Resim

benden, “biz”den, bir sembolden daha veda,
sıcak bir elveda sizlere;
beni unutmayın…

Beyaz Yakalı Okul Önlüğü

:(

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#2 K@LPSİZ

K@LPSİZ

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.160 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Ankara

Gönderim zamanı 20.04.2009 - 22:54

Benim zamanımda beyaz yakalı siyah önlük vardı.. Her zaman takmayım diye nefretle bağlar okuldan gelince çanta bir yana önlük bir yana fırlatır mahalleye fırlardım. Şimdi keske o yaşlarda olsam da o onlüğü hiç çıkarmasam diye düşünüyorum..

Önlüğün tadı cok başka ve eminim yeni jenerasyon bu tadı alamayacak malesef.. Wale cok güzel bir yazı hazırlamışsın kutlarım :icecream:
Kimsenin adı dudaklarımı kandıramadı...

#3 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 20.04.2009 - 22:57

Ben sadece ilkokul birinci sınıfta siyah önlük beyaz yaka takmıştım.
ikinci sınıftan itibaren değişmişti. Önlük mavi olmuştu yaka aynı yakaydı.
Yaşlandık be :icecream:

#4 K@LPSİZ

K@LPSİZ

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.160 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Ankara

Gönderim zamanı 20.04.2009 - 23:04

Ben ilkokul 5 e kadar giydim siyah önlüğü. Ne yani sen şimdi bana yaşlısın bunadın bir ayağın çukurdamı demek istiyosun aşkolsun antika :icecream:
Kimsenin adı dudaklarımı kandıramadı...

#5 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 21.04.2009 - 19:53

Çok güzel çalşıma... O da tarih oldu.....
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#6 TgK

TgK

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 305 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Adana-Karaman-Balıkesir

Gönderim zamanı 21.04.2009 - 20:07

"Kıbrıs'ta anlaşacağız." dediniz bir şey demedik, TRT Şeş açtınız, sineye çektik, "Ergenekon" dediniz, eyvallah dedik, Ermenistan sınırını falan da geçtim de, bunu yapmayacaktınız. Bu millet önlüğün kaldırılmasını kaldıramaz. =))

#7 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 21.04.2009 - 20:14

"Bizimkisi bir aşk hikayesi,
Siyah beyaz film gibi biraz..." (kayahan)



"Bütün renkler kirlendiği için birinciliği beyaza vermişler" demiş birisi.Benim için okulumun kara önlüğü,rengine inat,arılığı,saflığı,aydınlığı çağrıştırmıştır her zaman.Kara önlüğümün içindeki ben,karartmadım gözümü,yüreğimi.

Siyah önlükle beyaz yakanın ilişkisinde,aşkların en güzelini bulandım okul yıllarımda.

Oysa zalimce anlamlar yüklenmiyormuydu karaya, "kara talih,gözün kararmış,bahtım kara,kara para.."


Aşk,işte aşk eritiyordu içinde,zalimce manalandırılan her şeyi...Sevilen,uğruna can verilen yarin gözlerine,kaşlarına şarkılarda,türkülerde vurum vurum vurulunuyordu "kara" diye diye.

Kara önlükle beyaz yakam...sevgililerimdi,vazgeçemediğim(di)...gönlüm hala onlarla...




Çok tatlı,sıcak nostalji yolculuğu için teşekkürler sevgili WaLe.

 580023663830.jpg






Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli