Türkan Saylan'dan önemli açıklamalar...
Saylan: 'Tutuklanan profesör Ayşe Yüksel cemaatin hedefindeydi. Rektörler YÖK'ün izni olmadan tutuklanamaz. Tutuklanan arkadaşlarla ilgili hukuki çabalarımız sürecek. Beni din düşmanı gibi göstermeye çalışıyorlar.'
Saylan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle
ELİMİZDE BİR YARGI KALDI
ÇGD olarak bizler adaletin gerçekleşmesini istiyoruz. Saygı duyduğumuz, değer verdiğimiz bir yargı kaldı elimizde... O da siyasallaşırsa kötü olur. Tutuklananan arkadaşlarımızın hepsi hakkını arayacak. Ucu nereye giderse gitsin demokratik kurallardan çıkmayacağız...
KANUNSUZ UYGULAMA ÇOCUKLARI MAÐDUR ETTİ
Bilgisayarlarımızın hard disklerine polis el koyduğu için, yenilerini alabilelim diye bize bir vatandaş 10 bin 500 YTL'lik bağış yaptı. Oysa biz bu parayla 24 ilköğretim öğrencisinin yıllık, 84 üniversitenin öğrencisinin aylık bursunu verebilirdik. Ama biz bu kadar parayı 42 tane hard disk almak zorunda kaldık. Oysa o bizden alınan hard disklerin kanunen sadece kopyalarının alınması lazımdı. Eğer öyle yapsalardı, çocukların burs paraları boşa gitmezdi.
ANNESİ HRİSTİYANDI İDDİASINA CEVAP
Bir de misyonerlik söylentisi var. Rahmetli annemin hristiyanlık meselesi var. Annem İsviçre kökenli. İngiltere'de yaşamış. Babamla evlenip bana hamile kalınca müslüman oluyor, Leyla adını alıyor. Ama malum basın evlenmeden önceki halini yazıyor. Bu nasıl oluyor? Biz annemi Müslüman mezarlığına gömdük. Gece gündüz İngilizcesinden Kur'an okur, bize ahkam keserdi... İnsan müslüman olmayabilir, hristiyan da kalabilir. Bu ayıp değil ki ayrıca... Biz hakiki din dersi almış bir kuşaktanım. Hafız Ahmet Bey'den ders aldım. Çok iyi bir din bilgisi sahibiyim...
SAYLAN'A KURULAN TUZAK
Ben dün gece bir tuzak yaşadım. Bir program için bizden burs alan birkaç öğrenci istediler röportaj yapmak için. Ben onları vakıftan Olcay isimli bir arkadaşıma yönlendirdim. 'O size isim versin' dedim. Sonra gece beni biri aradı. "Ben Olcay" dedi. Ben de çok yorgundum, bir şeyler hisettim ama üstünde durmadım. "Üç kız kardeş buldum, ama devlet memuruymuşlar" dedi. Ben de 'isterlerse programa çıksınlar' dedim. Sonra sabah telefonum çaldı. Olcay arıyor. 'Programa gidecek öğrencileri birazdan ayarlayacağım' dedi. Ben de 'sen onları ayarlamadın mı' diye sordum. 'Hayır' dedi. 'Sen akşam bana telefon açmadın mı' dedim. 'Hayır' dedi. Demek ki bizim telefon kuşlarımız bize tuzak kurdular. O kızlar programda kim bilir neler söyleyecekti?
********************************************************************************
**************************
Tuzak röportajlar,dinlenen telefonlar,ele geçirilen sözde belgelere yapılan eklemeler,hukuksuz faşist yöntemlerle göz altına almalar,ev,iş yeri talan etmeler,ilk okul,lise çağındaki çocukların burs belgelrine el koyup bunlardan medet umacak kadar göz dündürmeler...Faşizmin ayak sesleri,hatta kendisi.