İçerik değiştir



Biz Türkiyeli Değiliz, Biz Türk’üz


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 20 yanıt verildi

#1 srtc06

srtc06

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 20 Mesaj

Gönderim zamanı 15.04.2009 - 16:25


Orgeneral başbuğ'u yanlış anlıyorlar ya da konuyu yanlış zemine çekiyorlar, Mustafa Kemal’in cumhuriyeti kuran “Türkiye Halkı” tanımına tarihi dayanaktan yoksun olarak “Türkiyeli” anlamı yüklüyorlar, ama bu halka “Türk milleti” denir, sözünü duymaz ve anlamazdan geliyorlar, doğru değil tüm bunlar.

Doğru değil çünkü biz Türkiyeli değiliz, Türkiye halkındanız ama Türkiyeli değiliz. Değiliz çünkü tarihte Türkiyeli diye bir ulus yoktur. Değiliz çünkü Türkiyeli gibi bir kavramın ardında tarih yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti’ni bir milat olarak alırsanız, o cumhuriyeti kuran bir Türkiye halkı vardır, doğrudur ve bu halk çeşitli etnik kökenlere sahiptir, bu da doğrudur.

Ama Türkiye halkını “ulus” olarak tanımlayabilmeniz için ardına ortak tarih, ortak kültür ve ortak dil koymanız gerekir ki, bu ortak değer Türk’tür.

Türkiye’nin diğer bir adı Türkeli’dir ki Türk’ün yaşadığı yer anlamına gelir. “Türk kimdir” diye sorduğunuzda işte o zaman karşınıza Mustafa Kemal gelir ve der ki; “Türkiye cumhuriyeti kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” ve “Türk bu milletinin her bir evladıdır”. İşte Başbuğ Generali böyle anlamak gerekir, başka türlüsü değil.

Biz Türkler Anadolu coğrafyasında binlerce yıldır birçok farklı etnik kökenle birlikte yaşıyoruz. Ve biz, Türk kültürü değeri içerisinde diğer farklı etnik yapıların ortak kültürünü, en aşağı yedi bin yıllık Türk tarihi içerisinde diğer farklı etnik yapıların ortak tarihini, Türk dili içerisinde diğer etnik dillerin ortaklıklarını yaşatıyoruz. Her farklı etnik kökeninin Türk kültürü, Türk tarihi ve Türk dili içerisindeki ortak değerlerini açığa çıkarmak ve bu ortaklık çerçevesinde geliştirmemiz şarttır.

Ortak değerlerimizi ortaya çıkarıp da geliştirilmesine katkıda bulunduğumuz zaman hepimiz göreceğiz ki, ortak değerlerimiz farklı olduğu öne sürülen unsurlardan çok daha ötededir ve sahip çıkacağımız değerler farklılığımızın değil aksine birlikteliğimizin tarihsel bir sonucudur.

Türkiyeli demek; tarihin belirli bir döneminde belirli bir coğrafyada yaşayan bir insan kalabalığı demektir ki biz kalabalık değiliz.

Türkiyeli demek; Anadolu coğrafyasında günümüzde yaşayan insan yığını demektir ki biz insan yığını değiliz.

Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti demek; Türkiyeli demek değil, ortak değerimizin “Türk” olduğunun bir vurgusudur.

Ne mutlu Türk’üm demek ise, Türkiye cumhuriyetine, Türk tarihine, Türk kültürüne ve Türk diline Türkiye halkı olarak sahip çıkmak ve sahiplenmek demektir. Türkiye’deki tüm etnik köken farklılıklarının bu çerçevede açığa çıkarılması, geliştirilmesi, benimsenmesi ve “Türk varlığı ve kültürü ortak paydasında” değerlendirilmesi şarttır.

Unutmayınız ki saf kan ırk ya da saf kan etnik köken günümüz dünyasında insanlarda değil, atlarda aranan özelliktir, saf kan Arap atı, İngiliz atı gibi. Ortak değerlerimiz saf kan arayışları üzerinden değil, ortak Türk tarihi, kültürü ve dili üzerinden yapılmalı, ulus bilincini yaratan ortak değerlerimiz açığa çıkarılıp geliştirilmeli ve topluma yaygınlaştırılmalıdır.

Başbuğ Komutan’ın vurgu yaptığı Mustafa Kemal’in Türk milleti tanımında dile getirilen Türkiye halkı biziz ve bizim adımız Türk Milleti’dir, Türk’tür. Ve biz, etnik kökenimiz ne olursa olsun, Türk milletinin bir evladı ve şanlı Türk tarihinin bir parçası olduğumuzdan dolayı gurur duyarız, onur duyarız.

Bugün ülkeyi yönetenler ve bu yönetimde etkin olanlar, Başbuğ Komutan’ımızın dile getirdikleri şekilde, etnik köken ya da dini mezhep farklılıklarımızı araştırmak yerine ve bu farklılıklar üzerinden siyaset ya da terör yapmak yerine, sahip olduğumuz “Türk” ideali ve ülküsü içerisindeki ortak değerlerimizi ortaya çıkarmaları, bunu sahiplenmeleri ve ayrımcı hareketlere artık bir son vermeleri gerekmektedir.

Tarihimizin ve bu vatanı bize emanet eden şehitlerimizin de dileği bizden budur; insanımıza toprağımıza ve bayrağımıza sahip çıkmaktır, parçalamak değildir...

ERDAL SARIZEYBEK
http://forum.erdalsa...351.html?t=8351

#2 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 04:58

İyi hoş söylüyorsun da saçmalıyorsun.Bir paragrafta söylediğin görüşü diğer paragrafta söylediklerin çökertiyor.Seni ve bilcümle bu kimlik tartışmasındakileri çok fena kavram kargaşasında gördüm.Aslında kendiniz de farkındasınız da neyse...

#3 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 09:59

Alt kimlik, üst kimlik açılımını Başbakan yaptığında ortalık karışmıştı. Şimdi ise kimsede tık yok. ilginç değil mi ?

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#4 K@LPSİZ

K@LPSİZ

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.160 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Ankara

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 10:11

Ne Mutlu Türküm Diyene...
Kimsenin adı dudaklarımı kandıramadı...

#5 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 11:35

Eski başkan Yaşar Büyükanıt "Ne mutlu Türküm demeyen düşmanımızdır ve düşmanımız olarak kalacaktır." demişti.

İlker Başbuğun,Türklük.Türkiyelilik kavramlarına getirdiği açılımlar daha bi sağduyulu.


Başbakan o lafı etmişti de devamını getirememişti,getirtilmemişti.Başbuğun bu sözlerini,başbakanın söylediği sözlere "vize" anlamında yorumluyorum.

Mesela bir genel af gündeme gelebilir.

 580023663830.jpg


#6 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 16:29

Org. Başbuğ'dan Eski Ağza Yeni Taam…Org. Başbuğ, ezilenlere, yönetilenlere, yoksullara, yeni bir hayat için çırpınmakta olanlara tek bir seçenek sunuyor: İtaat!

BİA Haber Merkezi - İstanbul

15 Nisan 2009, Çarşamba


Ertuğrul KÜRKÇÜ - kurkcu@bianet.org
Org. Başbuğ’un üç yıldır dilinde tüy bitti. Döne, döne hep aynı şeyi anlattı ama nasip bugüne imiş, yaygın medya sonunda Genelkurmay başkanımızın gücü sivillerle paylaşmaya dayalı “bilimsel ve entelektüel” iktidar teorisini parlatmaya karar verdi.

Doğrusu dün bütün TV kanallarının saatlerce canlı yayınladığı bugün de bütün gazetelerin manşet, sürmanşet ve köşe yazılarında yere göğe koyamadıkları Başbuğ’un Harp Akademileri’ndeki konuşmasına istediğiniz kadar bakın, dinleyin, vücut dili tercüme bürosuna gönderin, analiz edin, olmadı labarotuvara gönderin, olmadı NASA’dan uzman getirtin 24 Eylül 2007’de yaptığı Kara Harp Okulu 2007-2008 ders yılı açış konuşmasında söylediklerinden esasında farklı başka bir şey bulup gösterene Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “basın üstün hizmet madalyası” verse yeridir.

Örneğin, konuşmasından bir hikmetmiş gibi döne döne alıntılanan “Türkiye halkı” kavramından “Türkiyelilik” vurgusu, ondan bir yeni yurttaşlık açılımı, buradan Kürt sorununa yepyeni bir yaklaşım çıkabilseydi, Org. Başbuğ’un Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu 2007’den başlayarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bunu çoktan yoluna koymuş olması gerekmez miydi?

Başbuğ, Mustafa Kemal müktesebatında on yıllardır durup duran bu kavramı ilk kez dün değil, Eylül 2007’de de aynen bugün kullandığı bağlamda dile getirmişti.

O konuşmasında Başbuğ, “Silahlı Kuvvetler’in Atatürk’e izafe ettiği milliyetçilik yorumunu yeniden formüle ederken bu milliyetçilikte ‘ırkçılık, etnisite, din ve mezhep ayrımı, yayılmacılık ve diğer ulusları küçümseme olmadığı’nı savunuyor, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranın ‘Türkiye halkı’ olduğunun altını çiziyordu. Üstelik ‘kimileri’ni ‘bu anlayışı kavrayamamak ve yanlış şekilde yorumlamaya ve anlatmaya büyük çaba göstermekle’ suçluyor, eleştirdiklerinin ‘söylemlerinde akılcı ve bilimsel bir yaklaşımın izlerini bulmanın da mümkün olmadığı’ hükmüne varıyordu.” (bkz. Org.Başbuğ’un yeni ‘‘entelektüel blok’’u, Ertuğrul Kürkçü, Radikal 2, 10 Haziran 2008)

Şu halde neden, o gün değil de şimdi, neden bu kadar büyük farfarayla baş tacı ediliyor Org. Başbuğ, neden feraseti yere göğe konamıyor, neden erbabının gözüyle bakıldığında bütünüyle başka bir çağın kavramsal uzamında kalmış referanslara (Weber, Montesquieu, Huntington vs.) bir tür nev icat muamelesi yapılıyor?

Bunun bir tek nedeni olabilir: Yaygın medyanın (buna büyük burjuvazi de diyebilirsiniz) Org. Başbuğ’un, “Ergenekonculuk”un silahlı kuvvetlerde başlattığı ayaklanmayı kısmen ezerek ve tasfiye ederek, kısmen uzlaşarak bastırdığına, “Ergenekonculuk”un Türkiye’deki iktidar bloku içinde bir politikleşmiş-askeri kuvvet merkezi olmaktan çıktığına artık ikna olması.

“Silahlı kuvvetlerin büyük sermaye ve liberal/muhafazakâr aydınlarla uluslararası kapitalizmin ve neoliberal küreselleşmenin mantığına uygun -ancak 'askeri vesayet'in devamını da kollayan ve 'otoriter' avantajlar peşinde koşan- 'Ergenekon milliyetçiliği'nden arındırılmış yeni bir mutabakatla taçlandırılacak bir restorasyon perspektifi”ni dile getiren bu yaklaşımını yaygın medya, “Ergenekonculuk”un geri dönüş yollarının kapatıldığı güveniyle yeni yol haritası olarak kutsuyor. Hepsi bundan ibaret.

Başbuğ’a gösterilen teveccüh, Silahlı Kuvvetlerin bağrında sürüp giden güç mücadelesini Ergenekoncu rakipleri karşısında kazandığının ve artık rakipsiz kaldığının medyatik tescili, bir tür “Ave Ceasar” narası.

Org. Başbuğ, bu konuşmayla silahlı kuvvetlerin egemenlik bloku içindeki yeni konumlanışını ilan ediyor; ortakları, müttefikleri ve karşıtlarıyla olan hukukunu yorumluyor; bu bağlamda ezilenlere, yönetilenlere, yoksullara, yeni bir hayat için çırpınmakta olanlara - emekçilere, Kürtlere, Alevilere, kadınlara- sunulan tek bir seçenek var: İtaat!
Gene de, Genelkurmay Başkanının insanlara “itaat”ten başka bir yol olmadığını ifade etmek için bu kadar dil dökmek, bunca dereden su getirmek zorunda kalması yeni bir şey olarak görülebilir: Silahlı Kuvvetler için de “Türkiye halkı” bundan böyle sırf kaba güce dayanarak yönetilemeyecek kadar karmaşık bir topluluktur.

Peki, Silahlı Kuvvetler'in egemen rolü “Türkiye halkı” için o olmaksızın kendisini yönetemeyeceği vazgeçilmez bir tarihsel zorunluluk mu? Önümüzde bu sorunun yanıtının toplumsal mücadeleler alanında sınanacağı bir çığır açılıyor.

Bu sorunun “bilimsel” yanıtları için Montesquieu’ye değil, Thomas More’a, Weber’e değil Marx’a, Huntington’a değil Edward Said’e yeniden bakmak her zaman yararlı olacaktır. (EK)

 580023663830.jpg


#7 DKNH

DKNH

    εїз Black Mamba 24 km/h hız yapar..

  • Muhabirler
  • 9.404 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Yok ki benim bir yedeğim

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 17:47

anlamsız bi polemik bence
şimdi de toprak mı konu
bu topraklar için canımızı feda edecegimizi söylemiyor muyuz
bu topraklar türkiye değil mi
ha türkiyeli ha türk milleti, halkı, ırkı
kullandıgınız terim değil hepsinin ortak ifadesi önemli
almanlar almanya da
izlandalılar izlandada
irlandalılar irlanda da
fransızlar fransa da
amerikalılar amerika da
türkler de türkiye de yaşıyorlar işte
Gönderilen Resim
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....

#8 K@LPSİZ

K@LPSİZ

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.160 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Ankara

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 17:57

Eberah derdin ne?? Büyük Kürdistanımı istiyorsun arkadasım? Ayıp yahu.
Kimsenin adı dudaklarımı kandıramadı...

#9 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 17:57

türkiyeli bir türküm :blowdown:
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#10 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 18:19

Ne olurlarsa olsunlar da, yeter ki Türklüğe dokunmasınlar.

Gerçi ben bu ''Türkiyelilik'' zımbırtısının tutacağını da pek sanmıyorum ya neyse... Osmanlı zamanında İttihad-ı Anasır olduk da ne oldu ?

Bence bu yolun sonu bölünmedir. Dışarıda makro içeride de mikro ölçekteki tanımlamalar ırk ayrımını keskinleştirmekten başka hiçbir işe yaramayacak.


#11 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 18:22

Sene 90 ların sonu Mel G nin Carisma olduğu gedik te yanına sokulanılamadığı aşağı mirc yukarı mirc kafayı kaldıramadığımız asl pls lerin havalarda uçuştuğu zamanlar.

Yine bir gün biri ile Mircleşiyoruz.

dedim nerelisin
dedi Ofluyum
dedim hımm laz uşağısın
dedi yoo
dedim nası yani trabzonlu değilmisin
dedi değilim
dedim alala Of trabzona bağlı değil mi ?
dedi yog biz direk allaha bağlıyız.

Sonuç, Irksal, sınıfsal söylemler aidiyet duyusunu erozyona uğratır.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#12 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 19:34

Eberah derdin ne?? Büyük Kürdistanımı istiyorsun arkadasım? Ayıp yahu.




Ayıplayacak birini arıyorsan,dış politikalarıyla "sözde" Kürdistan'nın kurulması için elinden geleni yapan hükümete bak derim.Sözde memleketin inşası için canla başla çalışan ülkemiz inşaat firmalarına ait sınır geçişlerinde,resmi belgelerine vurulan mühürlerdeki "kürdüstan" ibaresini ayıpla derim.

Kaldı ki senin,benim,halkın istediklerinin ne önemi var ülkeyi yönetenler için.Alıntıda,Başbuğun son konuşmasında söylediklerinin yeni bir şey olmadığı vurgulanıyor.


"Org. Başbuğ, bu konuşmayla silahlı kuvvetlerin egemenlik bloku içindeki yeni konumlanışını ilan ediyor; ortakları, müttefikleri ve karşıtlarıyla olan hukukunu yorumluyor; bu bağlamda ezilenlere, yönetilenlere, yoksullara, yeni bir hayat için çırpınmakta olanlara - emekçilere, Kürtlere, Alevilere, kadınlara- sunulan tek bir seçenek var: İtaat!"

Alıntının bu kısımına takılıp benim adıma böyle bir yargıya vardıysan bilemem.Lakin bu paragrafta geçen kürtler ibaresinden "sözde kürt devleti kurulmasını istiyorsun" algılaması daoğru değil.Orada nasıl ki "ezilenlere, yönetilenlere, yoksullara, yeni bir hayat için çırpınmakta olanlara - emekçilere,Alevilere, kadınlara- " kastından bu kesimlere ait bir devlet algısı yapılamayacaksa,kürtler ibaresinden de sözde kürt devleti ibaresi çıkarılması doğru değil.

 580023663830.jpg


#13 nünü

nünü

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 89 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:izmir

Gönderim zamanı 16.04.2009 - 19:45

Türkiyeli olmak kolay,Türk olmak zor.(Yurduma baktıkça...Elbet ayağa kalkacağız....)
SANA NASIL YÜZ VERİPTE DEÐERİNİ ARTTIRDIYSAM , SENİ SIFIRLA ÇARPAR YOK EDERİM...

#14 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.04.2009 - 06:27

Fransız kendisi için "Fransalıyım" demiyor, "Fransızım" diyor.
İngiliz kendisi için "İngiltereliyim" demiyor, "İngilizim" diyor.
Alman kendisi iiçin "Almanyalıyım" demiyor, "Almanım" diyor.
vs vs vs

Ve oralarda yaşayan kökeni değişik topluluklar da kalkıp "Abu Dabiliyim,
Yien Çen Çunluyum, Sierra Nevadalıyım vs vs vs" demiyor.
Hangi ülkenin vatandaşıysa onu söylüyor: "Fransızım, İngilizim, Almanım vs vs vs"

O halde ben de Türkiyeli değilim, Türküm.
Ve nasıl bir Fransız, bir İngiliz, bir Alman bağlı olduğu oldukları ulusla onur duyuyorlarsa
en aşağı onlar kadar onur duyuyorum Türklüğümle.

Elbette Türkiye'de yaşayan değişik toplulukların kökenlerine de saygı duyuyor ve onların kökenlerini kabul ediyorum; onların da Türklük kavramına saygı duymaları koşuluyla...

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.04.2009 - 06:32


#15 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 17.04.2009 - 08:40

17 Nisan 1995
Ahmet Altan



Mustafa Kemal, Selanik’te değil de Musul’da doğmuş bir Osmanlı paşası olsaydı, Kurtuluş Savaşı’nı Türklerle ve Kürtlerle birlikte gerçekleştirdikten sonra kurulmasına önayak olduğu cumhuriyetin adını “Kürdiye Cumhuriyeti” koysaydı, kendisi de Meclis kararıyla “Atakürt” adını alsaydı...

Kürdiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına “Kürt” deneceği için hepimiz “Kürt” sayılsaydık, Taksim’e, Kadıköy’e, Kızılay Meydanı’na, Kordon’a “Ne mutlu Kürdüm diyene” pankartları asılsaydı...

“Kürdiye’de” Türk olmadığı, herkesin aslında Kürt olduğu söylenseydi, kendilerini Türk sananların aslında “deniz Kürdü” oldukları iddia edilseydi...

Kürtlerin “yedi bin yıllık” bir tarihi bulunduğunu, Anadolu’nun esas sahiplerinin Kürtler olduğunu, Moğolların, Hunların, Etrüsklerin aslında Kürtlerin atası sayıldığını, Osmanlıdaki Kürt paşalarının kahramanlıklarını derslerde okusaydık.

Teoman, Cengiz, Atilla, Osman gibi isimler almamız yasaklansaydı, Berfin, Beruj, Tiruj, Nevruz gibi isimler almak zorunda kalsaydık...

Türkçe televizyon kurulması yasak edilseydi, bütün televizyon yayınları Kürtçe yapılsaydı...

Romanlarımızı, hikayelerimizi, şiirlerimizi Kürtçe yazmak zorunda kalsaydık, yalnızca Kürt şarkıları dinleseydik, gazetelerimizi Kürtçe çıkarsaydık...

Okullarımızda yalnız Kürtçe okutulsaydı ve Türkçe okutulması yasaklansaydı...

“Biz Türküz, bizim bir tarihimiz, bir dilimiz var” dediğimizde sorgusuz sualsiz hapislere atılsaydık.

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da, Edirne’de polis sürekli olarak bizi izleseydi, “özel timler” bizim “Kürdiye Cumhuriyeti’ni” parçalamak isteyen “ayrılıkçılar olmamızdan” kuşkulanıp hepimize sürekli “suçlu” muamelesi yapsaydı, sırf Türk olduğumuz için hakaretlere uğrasaydık.

12 Eylül darbesinden sonra bütün batı bölgesindekiler hapishanelere doldurulsa, inanılmaz işkencelerden geçirilse, boğazlarına kadar çamurların içine battıkları hücrelere konsa, tazyikli sularla iç organları perişan edilse, azgın köpeklerle bacakları parçalansaydı...

Evlerimiz basılsa, ayrılıkçı “Türk teröristlere” yardım ettiğimiz iddialarıyla apartmanlarımız yakılsa, biz evimizden bir eşya bile alamadan çıkarılıp, Diyarbakır’a, Hakkari’ye sürgüne gönderilerek, çadırlarda yaşamak zorunda bırakılsaydık...

Biz Türkler buna razı olur muyduk, “işte hepiniz Kürdiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak birer Kürtsünüz, ayrıca Türklük diye niye tutturuyorsunuz, isterseniz başbakan bile olabilirsiniz” sözlerini bir hakkaniyet işareti olarak kabul eder miydik?

Yoksa, Türk kimliğimizin, dilimizin, kültürümüzün, bu ülkenin “eşit” vatandaşları olarak kabul edilmesinde ısrarcı mı olurduk?

Bu ülkenin Türk ve Kürt vatandaşları var ve tarih “Türk” çizgisinden yürümüş, bugün bizim “Türk” olarak kabul edemeyeceklerimizi Kürtlerin kabul etmesini istemişiz, bu yersiz istek sonunda patlamış, ülke önce teröre arkasından bir iç savaşa yuvarlanmış.

Türkiye’nin bu kanlı karmaşadan “demokrasiyle” ve Kürt vatandaşların “kimliklerinin” kabulüyle kurtulacağına inanan insanlar, bu düşüncelerini dile getirdiklerinde, bizim yöneticilerle taraftarları hep aynı soruyu soruyor:

- Nedir demokratik çözüm, nedir Kürt kimliği?

Biz Türkler, bir “Kürdiye Cumhuriyeti’nde” yaşasaydık ne isteyeceksek, bu isteklerin bugün Kürtler tarafından dile getirilmesini kabul etmektir demokrasi.

Kendimiz için isteyeceğimizi, bizimle eşit oldugunu kabul ettiğimiz insanlara vermemek için bu kadar kan dökmeye, ülkeyi bir çıkmaza sürüklemeye değer mi?

Değmez diyenler “demokrasi” istiyor işte.

Demokrasiyi getirmek çok mu zor zanaat?
********************************************************************************
*****************


Ahmet Altan böyle demiş 1995'te. 15 sene geçmiş hala daha çözüm yok,çene var. 2030'da tekrar çene yapmak üzere buluşuruz artık.

 580023663830.jpg


#16 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 17.04.2009 - 09:04

Ahmet Altan ve gibiler her daim mazlum vatandaş modunda olmayı bir marifet sanıyorsunuz.

Bu ülkede yaşayan belli Erguvan Zümre dışında her vatandaş aynı acıları , aynı sıkıntıları, aynı yoksullukları, aynı işkenceleri, aynı hücreleri yıllarca birlikte paylaştı. Madem birilerinden bu yoksulluğun, ezilmişliğin hesabını soracaksınız; yıllardır her hükümet kabinesinde yer alan milletvekili, bakan, başbakan hatta bazı cumhurbaşkanlarına ''bizim için bu zamana kadar ne yaptınız?'' diye sorun. Sizlerin aşiret liderinizin işaret ettiği kişilere attığınız oylar yüzünden başımıza getirdiğiniz bu kişilerin yapamadıklarının cezasını sadece siz değil bizlerde çekiyoruz. Meydanlarda demokrasi nutukları atanlar, oralara bireylerin oyları ile değil aşiretlerin, cemaatlerin oyları ile geldiklerini hiç hatırlamıyorlar. Ne zamanki kişi kendi oyunu hür iradesi ile istediği kişiye yada partiye verirse işte o zaman demokrasi gelir, işte o zaman buralarda bu konuları konuşmamıza gerek kalmaz.


AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#17 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.04.2009 - 10:11

"Mustafa Kemal, Selanik’te değil de Musul’da doğmuş bir Osmanlı paşası olsaydı..."

Yazı baştan sakat bir mantıkla başlamış bir kere.
"Olsaydı, etseydi" lerle bir sonuca varılacak olunsaydı "Yunanlılar I.Dünya Savaşı ertesinde ya Anadolu'yu işgallerinde başarılı olsaydı..." gibi saçma varsayımlarla da yola çıkıp değişik yerlere varmak mümkün olurdu.

"Sakat" ve "saçma" göndermelerim size değil dost ebarah, Ahmet Altan'a...
Yazılarınızı veya alıntılarınızı izliyorum ve sağlam bir mantık yapınız olduğunu görüyorum. Ayrıca hemfikir olduğum düşünceleriniz de var.

Ama "o sağlam mantığın" yeminli Türkiye Cumhuriyeti düşmanı Altan ailesinin bir bireyinin yazısıyla yola çıkmasını da yadırgadığımı belirtmek istiyorum.

Sevgi/selam.

#18 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 17.04.2009 - 23:06

"Ama "o sağlam mantığın" yeminli Türkiye Cumhuriyeti düşmanı Altan ailesinin bir bireyinin yazısıyla yola çıkmasını da yadırgadığımı belirtmek istiyorum."



Altangillerde yol bir tane olsa yola çıkacağım da,bu gillerde her yol var,onun için yola çıkma demeyelim de 1995'te gittiği yollardan birisini hatırlatma diyelim.

 580023663830.jpg


#19 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 18.04.2009 - 07:14

Fransız kendisi için "Fransalıyım" demiyor, "Fransızım" diyor.
İngiliz kendisi için "İngiltereliyim" demiyor, "İngilizim" diyor.
Alman kendisi iiçin "Almanyalıyım" demiyor, "Almanım" diyor.
vs vs vs

Kürt de kendisi için "Türküm" demiyor "kürdüm" diyor. :)
Sorun da bu zaten arkadaşım sen meseleye Fransız kalmışsın:) Amaç Kürtlere "Türkiyeliyim" dedirtmek.Yoksa bu tartışmalar hiç açılmazdı.Asırlarca Osmanlıyız diyenler,80 yıldır,kı.ımızı yırttık Türküz demiyorlar :( Haklılar mı peki,haklılar bence de.Adamlar hakketen Kürt:) Evet belki şimdiki nesillerinin bir kısmı devlete ihanet içerisinde fakat devlet o neslin tamamına ne içerisindeydi.Bu adamlar zamanında Ermeni isyanlarını devlet adına kaç defa bastırmadılar mı,anadoluyu parçalara ayırmaya çalıştıkları zamanda,ermenilerin birleşelim devletleşelim tekliflerine kürt liderler çok sert yanıt vermediler mi,üstelik bunu sadece din ekseniyle değil,devlet-i aliyeye isyan edilemez ile de açıklamadılar mı.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde biz ne yaptık da bu adamları bu hale getirdik onu da düşünmek lazım.
PKK dünyanın en eli kanlı ve devletler bazında en fazla destek görmüş terör örgütü.Buna rağmen hala başarılı olamadı,oradaki halkı etnik bir ayaklanma içine itemedi.Hükümranlığı güçlü bir aşiret baskısına benzerlikten öteye geçemedi.Hem de devletin yanlış ve kışkırtıcı politikalarına rağmen.Yani aslında hala Osmanlının nimetlerinden faydalanıyoruz.-Eğer bugüne kadar bazı paranoyaları kenara atıp dış politakada da bu nimetten faydalanmaya çalışsaydık,bir çok önemli bela şu an başımızda olmazdı orası ayrı bir konu.-Sonra biz kürtleri daha 80 darbesinde Diyarbakır'da-önce kürtçeyi yasaklayıp-hapishanelere doldurmadık mı,baş aşağı bokun içine sarkıtıp pislik yedirmedik mi,en kötü işkenceleri reva görüp şimdinin azılı PKK lider kadrosunu yetiştirmedik mi.Aynı dönemde devletine bağlı Kürt liderleri(hatta bunlar kürt lider değil,kürt ama herkesden daha Türk) baskı altına alıp kimini bölgeden uzaklaştırarak sürgün ve mahkum ederek pasif hala getirmedik mi.Yani PKK'yı bilerek kasten biz kurmadık mı,önündeki büyük engelleri biz kaldırmadık mı.Şimdi bu zihniyetten hesap sorulmaya çalışılıyor.Biz ne zaman ki asırlık tarihimizde büyük diplomatik tufanlarda bile Nuh'un gemisi olmuş devlet geleneğimizden ve onun ilkelerinden saptık o zaman battık zaten.Asırlık Türk devlet geleneğine göre "devletin katında şehit anasıyla,eşkiya anası birdir;birisi mağrur diğeri mağdur olandır.Mağruriyet ödüllendirilmeli,mağduriyet giderilmelidir.Devletin memuriyeti budur" Yani iki anne de bizim annemizdir,devletin görevi başı dik olanın alnını öpmek,başı eğik olanınsa elini.Ama devlet görevini yapmadığı için o elleri teröristler gidip öpüyor,taziyeye gidiyor.Yani devletten rol çalıp üstüne oturuyor.Devlet de aval aval bakıyor...
Yani meselenin çıkış yeri bu mesele.Yoksa kim tartışırdı Türklük Türkiyelilik meselesini.Hem Atatürk "ne mutlu Türk olana" mı dedi yoksa "ne mutlu Türküm diyene" mi? Birincisi Türklüğü ikincisi ise Türkiyeliliği ifade eder.Ama herkes yangından mal çalma sevdasında,yakacak kendilerini salaklar.Birbirlerinin evlerinde yanacaklar.Ama millet mal çalma derdinde olan basına yansımasa da uyandı.Herkes evin içinde uyuyor sanıyor.Halbuki kendini dışarı atmış yeni ev inşa etmenin derdinde.İnşallah imece usulune yönelirler ne diyelim...

#20 nünü

nünü

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 89 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:izmir

Gönderim zamanı 18.04.2009 - 11:11

Türk tü Türkiyeliydi polemiği eklendi.Neden?Kıs kıs gülerek karşıdan bizim birbirimizi yememizi bekliyorlar.Tek dişi kalmış canavarlar aç sırtlanlar,akbababalar gibi Türk insanının kendisiyle olan savaşından geriye kalanları midelerine götürmek için fırsat bekliyorlar...

Yedi ceddi kürt olan birine ben türküm dedirtmeye çalışmak yerine, tamam kardeşim sen kürtsün, senin bir dilin var kendi, kültürün var, kendi müziğin var, kendine has isimlerin var ama türkiye topraklarında yaşadığın için türkiyelisin ve bu yüzden herkes gibi senin de uyman gereken kurallar var, türkler ve kürtler kardeştir ve hep öyle kalacaktır denseydi bu durumların hiç biri olmayacaktı.

bu kadar insan ölmeyecekti. bunca şehit verilmeyecekti. göç olmayacaktı. göç dolayısıyla batı şehirlerinin yapısı bozulmayacaktı, hakkarinin dağlarında yaşaması gereken adam gelip taksim'e ayak uydurmak zorunda kalmıyacaktı..

saçma sapan bir ayrıma kurban gitmiyelim...

SANA NASIL YÜZ VERİPTE DEÐERİNİ ARTTIRDIYSAM , SENİ SIFIRLA ÇARPAR YOK EDERİM...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

2 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli