Gönderim zamanı 04.01.2006 - 17:27
Önümde, dünkü Star Gazetesi var. Gazetenin sürmanşetine Cem Uzan’ın şu sözleri yansıtılmış:
“Geçmişi temiz olan herkese Genç Parti’nin kapısı açık”.
Yani, Cem Uzan temiz siyasetçi arıyor! Tertemiz, pırıl pırıl! Geçmişinde en küçük bir leke olmayan!
Dün, önümde başka gazeteler de vardı. Hürriyet, Milliyet gibi. Onlarda da Cem Uzan’la ilgili bir haber göze çarpıyordu.
Şöyle deniyordu haberde: “Cem Uzan, Motorola dâvâsından yargılandığı Amerika’da 15 ay hapse mahkûm oldu”
İyi mi! Cem Uzan, Amerika’da dolandırıcılıktan yargılanıyor ve mahkûm oluyor. Aynı gün kendi gazetesinde “geçmişi temiz olanlar Genç Parti’ye gelsin” diye ahkâm kesiyor.
Cem Uzan, artık Amerika’ya giriş yapamaz
Girdiği anda tutuklanacak.
“Temiz, tertemiz bir lider!” olan Uzan, işte böyle cezalar alıyor.
Önümde bir başka gazete küpürü var. Tarih: 24 Ağustos 2002. Gazete: Hürriyet.
Haber şöyle:
“Hasan Celal Güzel, Genel Başkanlığını Cem Uzan’ın yaptığı Genç Parti’nin, Yeniden Doğuş Partisi’ni ele geçirerek seçimlere katılmasını değerlendirirken, Uzan Grubu’nu ağır iddialarla eleştirdi.
Güzel, YDP’nin yönetiminde yer alan İsa Esel, Fevzi Aksoy, İsmet Arınç ve Genel Başkan Mehmet Ali Akgül’ün hesaplarına, banka kanalıyla 100’er Milyar lira geçirildiğini iddia etti.
Güzel, ‘Siyasete rüşvetle başlayan bir parti, Türk seçmeninin ne kadarını satın alacak, göreceğiz’ dedi.
Güzel, YDP’li yöneticileri de sertçe eleştirecek: ‘İnsanın, partisini satması, karısını satmasından kötüdür’ diye konuştu”.
Evet, 24 Ağustos 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde, Cem Uzan’ın “nasıl parti satın alarak, rüşvet dağıtarak siyasete girdiği “işte böyle iddia ediliyor”
Temiz siyaset! pırıl pırıl, tertemiz!
Uzan’ın gazetesi de tertemiz!
Çamur atmayı, iftira atmayı marifet sayan bir haber ekibi, mutfak takımı rüşvetçi ağababalarının talimatıyla şu sıralar bambaşka vazifeyi icrâ ediyorlar:
“Haydar Baş’a ve Bağımsız Türkiye Partisi’ne iftira atma vazifesi”
Arka arkaya iki haber yer aldı Star Gazetesi’nde.
Birinde, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin, Prof. Dr. Haydar Baş’ın sahip olduğu “Allah rızası anonim şirketi” adlı şirkete dâvâ açtığını yazıyordu. Ve bu dâvâyı, BTP ile de irtibatlandırıyordu.
Oysa bu haber, külliyen yalandı.
Ne Haydar Baş’ın böyle bir şirketi vardı, ne de açılan böyle bir dâvâ.
Yani ‘çamur at, izi kalsın’ misali, Cem Uzan’ın o tertemiz arkadaşları (!), “vatansever, ulusalcı” Haydar Baş’ı ve BTP’yi karalamayı” temiz gazetecilik olarak” ifa ediyorlardı.
Diğer haberde de, BTP’li bir grubun, Tahtakale piyasasından, seçimlerden önce 450 Milyarlık tencere aldığı, bunları satarak parasını seçimlerde kullandığı ve daha sonra yazılan çekleri ödemediği için icraya verildiği yazıyordu.
Bu haber de yalandı. Uydurmaydı, iftira idi. Haber uydurmadaki düzensizliğe bakın ki, seçime girecek olan bir parti “tencere alıyor, onu satıyor, parasını kullanıyor!”
Breh breh breh!
Tahtakale esnafının avukatı olarak haberde geçen kişi ise, daha sonra “Benim bu olaydan haberim yok! Ne böyle bir meblağ için icrâ takibi yapıyorum, ne BTP’yi tanırım, ne de o esnafı” diyor.
Yani, haberi A’dan Z’ye uydurmuşlar.
Şahısları kullanmışlar.
Uzan, “geçmişi temiz olan herkese kapım açık” diye nara atıyor.
Ama kadrosu, gazetesi işte böylesine temiz!
Pırıl pırıl, billur bir temizlik içinde.
Yalan, iftira, çamur atma; tekmili birden, ne ararsan var.
Genel Başkanlığı’nı yaptığı partiyi ise, nasıl ele geçirdiği yukarda anlatılıyor. Hasan Celal Güzel’in dilinden:
“Siyasete rüşvetle başlayan parti...”
“İnsanın, partisini satması, karısını satmasından kötüdür”
Temiz, tertemiz, pırıl pırıl!
“Cem Uzan, AmErika’da dolandırıcılıktan 15 aya mahkûm oldu!
Tertemiz, pırıl pırıl Cem Uzan!
SERSERİ_AŞIK