Demokrasinin temeli sayılan insan hak ve özgürlüklerinin toplumumuz
geneli için ifade ettiği anlam şark kurnazlığının bir kurbanı gibi,
demokratlığı gavur işi elbiseyi şirin görünmek için arada sırada
giyinip çıkarmaktan ibaret sayanların (İster sağcı olsun ister solcu
isterse de dinci) egemenlikleri sorgulanıp sonlandırılmadığı sürece,
ki bu gidişle de zor görünüyor, insani değerler sürünceme de kalmaya
devam edecektir.
Kendisi gibi düşünmeyene tahammül edemeyen, onu ilk fırsatta bir
kaşık suda boğmayı görev bilen tavır aslında insanın ilkel yanında
gizli güvenlik ihtiyacının bir parçasıdır ve ne yazık ki rağbet gören
pek çok siyasal anlayışın da temel taşıdır. Bu temel taş iki yüzlülük ve
riyakarlıkla da örülüdür böylece siyasetin çirkin yüzü de ortaya çıkar.
Oysa insanın ancak insanca yaşamayı arzulayabileceği bir dünyada
(aksinin yol açtığı ağır sonuçlar ortadadır) yalan söylemeyi, yok etmeyi
kaçınılmaz araç gören ve kendilerince elbette kutsal tüm “dava”ların
önce kendimiz sonra da tüm insanlık için ifade ettiği anlam tekrar
sorgulanmalıdır.
Elbette insan olmayı gereksiz abartı görmeyenlerin meselesi bu...