İçerik değiştir



Can Yücel


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 62 yanıt verildi

#41 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 07.11.2007 - 01:04

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk havladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

CAN YÜCEL

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#42 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 08.11.2007 - 21:43

AKİS
Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme...
Dudaklarım öpüşmekten mosmor...
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Bakma sen sevgili Teodorakis
Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!
Avluların o en çakırkeyiflisine
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama
Mısır danesi değil ki bu adalar
Ne de biz güverciniz...

Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden
Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle
Birbirimize
Ve kendimize
Bilakis

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme

CAN YÜCEL

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#43 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 12.11.2007 - 22:54

Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...

CAN YÜCEL

çok sevdiğim şiiri

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#44 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 12.11.2007 - 23:06

Sahiplensen ne oluyor ki...
Ya sahiplendiklerin seni bırakıyor,
Ya sen sahiplendiklerini...
Hayat komik bir kısır döngü,
Ya hayata sahipmisin ki....
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#45 demir kafes

demir kafes

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 28 Mesaj

Gönderim zamanı 18.11.2007 - 19:29

I
Bi sağ yanıma yattım,geçti beş yıl,
Bi de soluma yattım, etti mi on !
"Hadi, kalk”, dediler “Bitti bu fasıl !”
Hay Allah kahretsin, uyanamıyorum !

II
Yarın Pazar, sokağa çıkma yasağı var,
Seçim kütüklerini dolduracaklarmış…
Kıyamet kopmaz a,
Yarın da sokağa çıkmayıveririz, canım !

III
Biliyor dostlar benim volta atmaktan hazetmediğimi
Matrak olsun diye çağırıyorlar aralarına
Başımla “Aah !” deyince ben, gülüşüyorlar
Sonra bir Veysel Karani edasıyla
Yeniden düzülüyorlar yola
O helayla orta-kantin arasındaki tam yirmi iki buçuk adımlık kervan yoluna
Ben de Kemal-i tazimle su döküyorum arkalarından
Dışarıda da biraz böyleydi zaten
Aptestten çok namaz kılardı bizim ihvan

IV
Koridor üzerindeki pencerelerden birinin içine tünemiş,
On ikinci koğuşun avlusunda voleybol oynayanları seyrediyorum:
Köylüler top değil, toprak keseğiymiş gibi nereye rast gelirse savuruyor topu,
Çaycı da kırmızı camdan çiçekleriyle ürkek bir tavşan gibi seyirtiyordu.
Biri seslendi birden,
Baktım: ağır makinistlerden Hacı Avcı
“Aklım kesti” dedi, “Yatarsın sen bu cezayı”
Nerden icabetti bu laf pek anlayamadım ya,
Oturduğum yerde şöyle bir doğruldum;
Yaşar Kemal işitmesin, ama
Nobel kazanmış kadar oldum.

V
Geçen gün görüşe gelenlerin isimleri okunurken, hoparlörde,
Otobüs terminalleri düştü aklıma,
Aynı çatlak ses, aynı nalça ağız:
“Adana’dan İstanbul istikametine gitmekte olan Gazanfer Bilge Turizm otobüsü yolcuları, otobüsünüz hareket etmek üzredir…”
A, baktım, şaka-maka derken daldırıp gidiyoruz İstanbul istikametine !
Tıh ! Tıh ! Tıh ! Tıh ! Tıh !
Sıçmışım ben böyle 1930 model ranzayla çıkılan İstanbul seyahatinin içine !

VI
Af bir atıfettir
Şartı bunun nedamettir,
Nedamet de hiyanettir,
Hiyanet de fazilettir…
Fazileti Faşizmin…
Hiiç merak etme,
Bunlar eveleye geveleye böyle
Eninde sonunda affı verecekler bize,
Amaa,
Biz onları…
Biz onları affetmeyeceğiz, azizim.

VII
Gazeteci bağırıyor:
“Af vaar, afyon vaar !...”

VIII
Bugün Ondokuz Mayıs,
Mayısın ondokuzu,
Sen ey Türk istiklalinin koruyucusu,
Sen ey ülkemizin geleceği,
Ulusumuzun gözbebeği,
Sen ey demir parmaklıklarda barfiks yapan,
Ranzalarda perende atan,
Sportmen ve kahraman Türk gençliği,
Önünde senin bütün Kilit-Bahirler açık,
Ama her zaman Samsun’a çıkılmaz a,
Bu sabah da avluda volta atmaya çık !

IX
Mahkemeden döndüler
İddianameyi okumuştu savcı,
Yüz altmış sekiz’den mahkumiyeti istiyordu…
T.C.K.’yı buldular:
“Her kim 125, 131, 146, 147, 149 ve 156 ıncı maddelerde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete teşkil eder yahut böyle bir cemiyet ve çetede amirliği ve kumandayı ve hususi bir vazifeyi haiz olursa, on seneden aşağı olmamak üzre, ağır hapis cezasına mahkum olur. Cemiyet ve çetenin sair efradı beş seneden on seneye kadar ağır hapisle cezalandırılır” diyordu 168 inci madde.
ÖLDÜLER, DİRİLDİLER, ÖLDÜLER…
Derken en küçükleri,
Sahir,
-On sekizinde ya var, ya yoktu-
“İşe bak” dedi,
“İlkokulda da benim numaram yüz altmış sekizdi ‘”
hep bir ağızdan GÜLDÜLER…

X
Dışardan gelen haberler berbat:
Bir yandan pahalanırken hayat,
-Fiyatlar FİAT, ücretler PERMEŞAT !-
Bir yandan da ucuzluyor memat,
Bir imzaya bakıyormuş kontur gerillayla üç aylık kontrat !..
Görüşe bir hanım geldi geçen gün,
“Teselli için söylemiyorum, vallahi” dedi.
“dışarıya göre emin olun, sizin burası saltanat !
Mesela hiç imkan var mı, efendim, şu çayı…”
Tel örgüden süzülen ışığa tuttu bardağı;
“Dışarda…”
Dayanamadık artık, bastık kahkahayı…
“Canım, biliyoruz” diye üsteledi,
“Biliyoruz, içerde de vaziyet bombok,
Bombok ama,
Hiç değilse içerde içeri düşme tehlikesi yok !”
Düşündük sonra arkadaşlarla,
Ziyaretçi hanım haklı çok…

XI
Ben utangaç tabiatlı bir adamım.
Küçük kızım Su’ya bakmayın siz,
-Ona göre ben- o’oooh- yumuşak başlı bir kaplanım !
ciddi söylüyorum, fena halde utangacımdır.
Hele biri beni ezkaza övmeye başlasın,
Resmen kızarır, bozarırım…
Delikanlıyken daha da berbattı ya:
Babam, sofrada,
“Şu yazdığı şiiri amcalarına oku, bakalım !” demez mi,
Handiyse masanın altına saklanırdım…
Ama şimdi,
Mapusa düştükten sonra,
Sağda-solda hakkımda çıkan yazıları gördükçe
Utanmak nerde !
Yadırgamıyorum bile…
Biliyorum çünki
Benim için yazılmış değil,
Özgürlük uğruna mapusta yatan bir ozana yazılmış övgüler…
Yine de bazen
-Bazen dediysem, hani iki-üç haftada bir-
O özgürlük uğruna mapus yatan ozana
-Belki de buranın havasından-suyundan-
Bir parçacık benziyorum kanısına kapıldıkça
-Huylu vazgeçmezmiş ya huyundan-
bir pembelik yayılıyor yanaklarıma,
Belli-belirsiz ama..

#46 GökceN

GökceN

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.389 Mesaj

Gönderim zamanı 19.11.2007 - 14:01

TANRI KELAMININ ORTASINDAN,

ELİF,LAM,MİM ,RA dedi;

Öfkenin adı ELİF

Çoşkunun adı ELİF

Sevginin adı ELİF..



Yarimiz bir söz istedi bizden,

Elifi bilmeyen anlarmı ondan,

Aşkın yolunda sırattır ELİF,

Yanlızlık ummanında aşktır ELİF,

Hasretin muhteşem kokusudur ELİF



Tanrının en gizemli sırrıdır ELİF,

O kelama başladı

ELİF,LAM,MİM diye



Bakar dururlar ELİFE,

İlk dedi,

Kim ki BİR dedi,

Hepsi yanıldı,

Aşk sözünün anlamı ELİF,

Tanrının insandan muradı

ELİF...
Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.
Bernard Shaw

#47 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 24.11.2007 - 18:45

Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun delidalgalarına.

Hırçın Hırçın kayalara vuruşuna,yüreğindeki duruluğa

Demiş ki suya; gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol..

Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş;

Yüreğim sana armağan

sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca,kopmamacasına

Zamanla su buhar olmaya,ateş kül olmaya başlamış

Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı

Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak
diyarlara su..

Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları.

Aramış suyu diyarlar boyu,günler boyu,geceler boyu

Bir gün gelmiş, suya varmış yolu

Bakmış o duru gözlerine suyun,biraz kırgın,biraz hırçın

Ve o an anlamış;aşkın bazen gitmek olduğunu

Ama gitmenin yitirmek olmadığını

Ateş durmuş,susmuş,sönmüş aşkıyla.İşet o zamandan beridir ki;

Ateş sudan, su ateşden kaçar olmuş..

Ateşin yüreğini sadece su,suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş.


Can YÜCEL

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#48 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 24.11.2007 - 19:02

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Hayranım Can yücelin şiirlerine
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#49 GökceN

GökceN

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.389 Mesaj

Gönderim zamanı 25.11.2007 - 01:55

seni çok özledim
Güller açtıranlar (2) *zong Bağlantı

7/2/2007 - uçurumun kıyısında
Artık AqLamıcam GeceLeri
YıLdızlLara ßakıp $arkıLar SöyLemicem
Adını Her Andıqımda Yüreqimin ßi kö$esi SızLamıcak
Seni Her Gördüqümde Geri Dön Diyen ßakı$LarLa ßakmıcam GözLerine
ßeLkide Hi¢ Anmıcam Adını SeninLe Ya$adıkLarımı
Ge¢mi$i Anarken Tebessüm ßiLe ßeLirmicek Yüzümde ßeLkide


ßir u¢urumun kenarında terkettin ßeni..
ßıraktın ELLerimi hoyrat esen rüzqarLarda..
$imdi sensizLiqe qüLümsüyorum..U¢urumun kıyısında
Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.
Bernard Shaw

#50 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 09.12.2007 - 22:45

Gönderilen Resim
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#51 eylülll

eylülll

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 36 Mesaj

Gönderim zamanı 16.12.2007 - 23:55

CAN'IN MEZARTAŞI'NA
İstenmeyen o rüyanın parçasıydım
Hani güneş hani aydım
Aymazoğlu bir sarhoştum
Kimi dolu kimi boştum
Tüm maratonlarda koştum
Koşumların atmış hergele
Tavla oynar zarı gele
Ne met ne de cezir
Anam ağlar gide gide
Basurumdan başlar bezir
Taşındaydı nazım bezir
Bir Sultan'dan beri yesir
Serilmiş altına hasır
Orhan gibi müzmin nasır
Yıktın mıydı yerle yatır
Kalktı mıydı İsa Musa
Bazan uzun bazan kısa
Şeytan ileydi dünür
Kamışında bir mühür
Dövmeyinen dövülmüşnen
Dağa çıkmış gümüşliylen
Çıktı mıydı lamülahe
Her yanı dağdan lale
İndi miydi bir lekeyle
İne çıka ine çıka
Şiiri pençe sırtın yaka
Bu dünyaya baka baka
Zeynep'le aşktan Ayşe
Can olduğundan nâşe
Kar yağdığından meşe
Bakmayın bu gebeşe
Çıktıysa da arşa
Dikiynen kaşağnan
Kabirine mezarına
N'olur arazozla işe

Sonra çocuklarınki
Gençlerinki
Tekel İşçilerininki
Sonra, ellerin elleri...
Ne kadar çok elimiz oldu, baksana,
Tutuşa tutuşa
Bir orman yangını gibi



Can YÜCEL

Bu mesaj eylülll tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.12.2007 - 23:59


#52 eylülll

eylülll

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 36 Mesaj

Gönderim zamanı 17.12.2007 - 00:00

ELLERİMDE BİR GÖZTAŞI



Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum

Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu

Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde

Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi

Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim

Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mı

Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç

Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış

Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık

Sabahcı kahvelerde bir çiroz ötüyordu

Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri

Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler

Uyuklar gibi üstünde mermer masaların

Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış

Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında

Öbür tahtalara öbür insanlara doğru

Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum

Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu

Ağardım, nisanlayınca gece, ve yavrulayan yalnızlık

Ya da ilk insanın doğduğu, öldüğü dağdı Moby Dick

Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan

Çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu

Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri

Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde

Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum

Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu

Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde.


#53 eylülll

eylülll

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 36 Mesaj

Gönderim zamanı 17.12.2007 - 00:03

ÖFKE İLE SEVGİ ARASINDA BİR ÇELİŞKİNİN İÇİNDE YAŞIYORUM
Öfke ile sevgi arasında çırpınan bir çelişkinin içinde yaşıyorum ben. Şiirlerimle de, siyasamla da, bana enerji, akıl ve yaşama sevinci veren şey, öfkeyle sevincin çelişkişi. Küfrü ve argoyu halk kullanıyor. Yazdığımız şey de halkın nabzı ve ağzı olduğuna göre elbette bu küfür de kendiliğinden katılıyor işin içine. Aslında küfür bir özgürlük davasıdır. Türkiye’de kala kala küfretme özgürlüğü kalacak. O özgürlüğü de elden bırakmak istemiyorum.

Aslında bir kül tabağıdır dünya. İçine bir güneş bastırılmış. Amma da izmarit ha!


#54 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 31.12.2007 - 23:32

İKİMİZİN ARASINDA..


Bir gün şayet camsız çerçevesiz penceresiz
Bir gün ben, çadır bezi bir perdeden
Günlerin toz-toprak şarkısını çırparken
Canevimin önünden geçersen,
Bir gün şayet boynumda yem torbası hayallerim asılı
Bir gün şayet samançöpü bir sokak dişlerim arasında
Canevinin önünden geçersem
Anlatırım nasıl nerde
Bir ulu çınara takılı bir kuyrukluyıldız
Bir yeşil telaşta çırpınan ışığımız
Anlatırım nasıl nerde...
Sonra eğilir kulağına derim: Bekle
Çocukken kaçırdığım uçurtma dönsün gelsin
Hele çarpsın bu çerçi yükü şehirlere,
Hele ürksün fincancı katırları!



Can YÜCEL

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#55 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 08.01.2008 - 22:17

CENNEŞANUHU

Baykuş aslen bir hatundur bakmayın baylığına
Mekânı cennet ola, makâmı şattaraban
Her mendakkadukkada bir dokuz doğuran ...
Kuşkonmaz sütüyle emziriyor geceyi
Ve zifirî yıldızlar ürüyor eski samanyollarından

Yavruları yetişip süzüldü müydü dünyaya
Kadifeden çıtı çıkmaz kanatlarıyla
Düşlerini yiyorlar, gümüşü düşlerini gülibrişim
ağaçlarının
Nasıl yerse ayçiçeği çekirdeklerini çocuklar
Dişlerinin arasında çatırdatarak çıtır çıtır

Tuh sana Puhu Kuşu
Çini mürekkebinlen sarı, susak ve uykusuz nehrime
Batırdığın bu kaçıncı tahtel - bahir

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#56 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 12.02.2008 - 12:27

Dostlar ırmak gibidir.


Dostlar ırmak gibidir.

Kiminin suyu az, kiminin çok

Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca

Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya





Insanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,

Bulanık bir göl gibi...

Ne kadar uğrassanız görünmez dibi.

Uzaktan görünüsü çekici, aldatıcı

İçine daldıgınızda ne kadar yanıltıcı....

Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz;

Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!



Insanlar vardır; derin bır okyanus...

İlk anda ürkütür, korkutur sizi.

Derinliklerinde saklıdır gizi,

Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;

Yanında kendinizi içi bos sanırsınız.



İnsanlar vardır, coskun bir akarsu...

Yaklasmaya gelmez, alır sürükler.

Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!

Ne zaman nerede bırakacagı belli olmaz;

Bu tip insanla bir ömür dolmaz.



İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...

İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.

Yanında olmak başlı başına bır mutluluk.

Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.



Insanlar vardır; çesit çesit, tip tip.

Her biri başka bir karaktere sahip.

Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.

Her seyden önemlisi insan, insan olmalı...

İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.



Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.

Dibini görürsünüz her sey meydanda.

Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.

İçi dışı birdir çekinme ondan.

Her sözü içtendir, her davranısı candan...

Can YÜCEL

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#57 Minnie

Minnie

    Ve Güldüm Geçtim...

  • Üyeler
  • 1.156 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 13.08.2008 - 21:29

ASK VE AYAKKABILAR

Asklar da ayakkabilar gibidir...
Bazilari çamur yagmur, toz toprak kar buz gibi her türlü "kötü
hava" kosullarina dayaniklidir.
Bazilari ise ummadiginiz kadar kisa zamanda çabucak "yamulur"
ilk yagmurlu havada "alti açilir" veya güzel havalarda bile "iki
günde bozulup" gider.

Asklari da ayakkabilar kadar "itinayla" seçmezseniz, tipki
ayaginizda oldugu gibi yüreginizde NASIR olusabilir.

Dar gelen bir ayakkabiyi sadece tarzini begendiginiz için "zamanla
açilir" diyen saticiya inanarak alirsaniz, zaman içinde ayak
kemiklerinizde "deformasyon" baslar.
Ruhunuzu daraltan bir ask içinde yalnizca fiziksel begeniye
kapilip zamanla düzelir" diyenlere kanarsaniz, yine zamanla
içinizdeki olumlu duygularin "çarpildigini" görebilirsiniz.

Asik olabileceginiz insan türü, tipki ayakkabilar kadar degisik
stillerde, farkli kalitelerde ve sayisiz "renktedir"....

Aski bir çesit serüven olarak "spor" gibi yasayanlar, aynen spor
ayakkabi" gibi dikkat çekici ve rahat kisileri bulurlar.
Tersine askta tutucu ve istikrarli olmayi benimseyenler "klasik
ayakkabi" gibi muhafazakar çizgiler tasiyanlara tutulurlar.

" Dekolte" ayakkabilar gibi sadece cinsellik ve eglence zevkleriyle
ateslenen asklar vardir.

"Bez" ayakkabilar gibi kisa ömürlü "tatil asklari" ise hemen
herkesin kisisel tarihinde mevcuttur.

"Marka" ayakkabi alir gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi
durumuna tutulan" asiklar görürsünüz.

Kati plastikten "yagmur çizmesi" edinir gibi mantik süzgecinden
geçirip "ise yarar" biçimde yasamak isteyenleri de bilirsiniz.

Ayrica ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafi"olup evine sayisiz çesitte ayakkabilar yigan insanlarin ayni zamanda
''degisik" türde asklara da zaafi oldugu söylenir.

Evet ask "ayakkabidir".
Aynen ayakkabiniza bakim yapmayip "hor" kullandigniz zaman kolayca
eskittiginiz gibi, askiniza da dikkatli davranmayip özen
göstermediginiz zaman kisa sürede "eskitirsiniz".

Ve nasil ki "delik" bir ayakkabiyi tamir ettirdiginizde yalnizca
"bir miktar" ömrünü uzatmis olursaniz; "delik" bir aski onarmaya
kalkistiginizda da "asla eskisi gibi olmayacaktir"!



#58 DKNH

DKNH

    εїз Black Mamba 24 km/h hız yapar..

  • Muhabirler
  • 9.404 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Yok ki benim bir yedeğim

Gönderim zamanı 13.08.2008 - 21:31

iyi demiş üstad asla eskisi gibi olmuyor....
Gönderilen Resim
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....

#59 Edys

Edys

    ....

  • Dokunulmazlar
  • 16.109 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:istanbul,antalya,bodrum ve başka yerler
  • İlgi Alanları:FENERBAHÇE

Gönderim zamanı 13.08.2008 - 21:32

ilginç konulara parmak basıyorsun ilgiyle takip ediyorum

#60 Minnie

Minnie

    Ve Güldüm Geçtim...

  • Üyeler
  • 1.156 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 13.08.2008 - 22:01

tşk ederim hersey sizler için ;)





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

2 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli