0
baktığınızda ilk etapda tek gecelik ilişki ile aşkı birbirinden ayıran ayraç gibi görünse de,19 yüzyılda klasizmin değer verdiği,gerçekcilik-dengecilik ve akılcılığın karşısında babalar gibi durmuş müzikden resme,ordan edebiyata dokunup tarihde her alanda kendisini farkettirip yine kendisinden söz ettirmiş akımdır aslında..gerçi günümüzde b.ktan anlamlar yüklense de,akıl ve mantık her daim romantizmin gölgesinde kalmıştır.
gerçekte kaidelere bağlı kalmayı reddeder romantizm.kendinden yabancılaşmadan söz eder. davet de..ve tek bi kez kabul ettiğiniz vakit dahi,hayatta ki manzaranız artık bir fon olarak kullanılmakdan çıkıp başlı başına bir kompozisyona dönüşür.o an bi sigara yakılır ve nirvana nerde diye sorulur.. ( son örneği atlayalım
)kimilerinde bıraktığı intiba,kaybetmek için oynamak olur,kimisin de duyguların karaltılı hali olur,bir başkasında buğulu cama sevgilinin adını yazmak olur,kimisinde de mum ve ay ışığından öte gidemez.
aslında sonbaharın sarı yaprakları,rüzgarın hışırtısı,mum ışıgının ucunda ki alev,sabaha serilen gümüşler,yağmur pıtırcıkları, yakamoz gibi salaklıklarla hiç alakası olmayan romantizmi bu hale getirenleri de ayrı ayrı tebrik etmek ister bu gönül..nitekim onların sayesinde19. yy dan günümüze kadar evrilip çevilirip itinayla; " üç mum iki şarap aldım,hatun bana kesin v.recek olum bu kez" lere gelmiştir romantizm..
yani diyorum ki okuyucu;
romantizm ölmüş.imza:pornografi.
bi dakika ya,yine de bu kadar karamsar olmaya lüzum yok gibi,bunu böyle algılama yalnızca halk arasında,allahdan kitaplarda hala gerçekler yazmaktadır..pratikde de,kadınlar ego masturbasyonu,erkeklerde de yalan söylemek için sanat haline getirmeyi bırakırlarsa şayet,romantizm, ait olduğu yerden ait olduğu şekilde el sallamaya devam eder gibi..
