Kuvay-ı Milliyeci 'nin Ölümü
Kaleminde yiğit başkaldırılar
köşesinde yarım kalan sorular
ve dudaklarındaki sevdalı gülücükle,
halkına armağan edip bedenini,
gitti, biraz da üzgün.
-Hiç kimse anlamadı nedenini
gözlerindeki hüznün.-
Ödüller biçildiğinde kalpaksız başına
fermanları gülerek boynuna astı bir takı gibi
yurdunun toprağına bıraktı adını yüz akı gibi
ve yüreğini yadigar, 'Ankara'nın taşına...'
Haber, anında yayıldı dünyaya,
'Kalpaksız Kuvvacı'yı vurdular.'
Saat,05.25,
geriye sayılırken topçu ateşi için
geldiğini, artçılar kulaktan kulağa duyurdular
-zaman yok davullar dövülmedi gelişi için-.
Çadırlı Ordugah'ta-güneybatı Kocatepe-
karşıladı O'nu erkan,
selama durdular.
Ti borusu. Sessizlik.
Şimdi, Akdeniz'e kilitlenmiş bütün ordular
ve peşlerine takarak ölümü,
direnişe yemin etmiş bir halkın tümü
yurtseverlik ve namus ve insanlık onuru
batıdan doğuya, kuzeyden güneye doğru
"hatt-ı müdaffadan, sath-ı vatan" a kadar
O'na selamdaydılar.
Saat, 05.30.
İlk topçu ateşi son verdi törene.
İlk topçu ateşi, Büyük Taarruz.
Bozuldu sessizlik.
O, bir adım attı öne
-kayıtsız koşulsuz-
ve geçerek esas duruşa,
"Geldim işte" dedi.
Mustafa Kemal,
başını kaldırdı, gülümsedi,
"Merhaba Uğur Mumcu."
Güven ANKARA
(Uğur MUMCU'nun şehit edilişinin ertesinde yazılmıştır...)(1993)
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.09.2009 - 17:38