İçerik değiştir



UZANLAR VE 28 ŞUBAT DÖNEMİ!


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 kardelen

kardelen

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 713 Mesaj

Gönderim zamanı 20.11.2005 - 17:26


28 Şubat’ın karanlık günleriydi.

General Özkasnak, kendisine yakın bazı gazetecilere ‘’andıç’’ denilen fabrikasyon haberleri fıslıyor, onlar da gazetelerinde ‘’üst düzey askeri yetkililere’’ atıfla bu haberleri yayınlıyor, ardından da savcılar bu fabrikasyon haberlere göre harekete geçerek, andıçda adı geçen kişiler hakkında işlemler başlatıyordu.

Türk tarihinin en zavallı günleriydi.. Devlet bu kadar mı kendi büyüklüğünü küçültürdü?

Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar’ın PKK adına çalıştığına ilişkin utanmazca bir andıç geldi Ankara’dan.

Bu satırların yazarı o zaman STAR Haber Genel Yayın Müdürüydü. Tarihi içinden yaşadığının farkındaydı. Andıç denilen bu yalanlara eğer direnmezse, ömür boyu lekeleneceğini biliyordu. Ama, haberleştirilmeyen andıçlar konusunda Özkasnak’ın ne yaptığını da biliyordu. Patronları arayıp, yöneticiyi şikayet ediyor, işinden attırmaya çalışıyordu.

Yönetici kararını verdi.. Kimseye, iftira atılmasına izin vermeyecekti.

Birand ve Çandar’ın infazlanmasına izin vermedi.

Ankara’da kaşlar kalktı.

Çünkü sözkonusu iftira STAR hariç tüm büyük TV’lerin haber bültenlerine girmiş, gazetelere de manşet olmuştu (Ertuğrul Özkök bugün bu olayı yazmış, mutlaka okuyun)

Biliyordu. Haberi kullanmadığı için şimdi onun üstüne çullanacaklardı. Ama, sağlam duracaktı.

Birkaç gün sonra bir andıç daha geldi. Fethullah Gülen infazlanacaktı.

Yönetici yine sağlam durdu.

Ertesi gün Levent’te bir lokantada Hasan Cemal ile akşam yemeği yerken, telefonu çaldı. Londra’dan arayan, patronu Cem Uzan’dı. Uzan, Özkasnak’ın kendisini aradığını ve çok ağır laflar ettiğini ifade etti.

Medya patronlarının, paşaların böyle arayıp, onları vatan haini konumuna düşüren suçlamalar yapmasından rahatsız olması doğaldı.

Uzan hemen murahhhas aza Vahit Alpata ile Özkasnak’ı yatıştırmak için Ankara’ya gitme kararı aldı. Ankara’ya gittiler ve Star’ın bu haberleri yayınlamayan yöneticisi hakkında Özkasnak’ın ağzından ipe sapa gelmez çok ağır suçlamalar duydular.

Döndükten sonra o günkü patronaj aralarında bir değerlendirme yaptı.

Birkaç gün sonra, yönetici, murahhas aza Vahit Alpata’nın odasına çağrıldı. Hoparlöre verilmiş telefon hattında Kemal Uzan vardı:

-Biz yöneticimizin halisane gazetecilik duygularına güveniyoruz. Kendisinin adil, namuslu ve şerefli bir gazeteci olduğuna inanıyoruz arkasında duracağız. Kararımız budur.

Atılacağını duymak için Alpata’nın odasına çağrıldığını zanneden yönetici, Kemal Uzan’ın cevabıyla şok olmuştu.

O gün karar verdi. Bu patronlardan, onlar kendisinden ayrılmak istemediği sürece ayrılmayacaktı.

28 Şubat geçti, başka olaylar nedeniyle Cem Uzan bu yönetici ile yollarını ayırdı. Ama yönetici, Kemal ve Cem Uzan’ın bu karanlık günlerde sağlam duruşunu hiç unutmadı.

Peki bugün neden bu olayı hatırladı?

Bir zamanlar andıçlanan Fethullah Gülen’in sahip olduğu Zaman gazetesinde, bugün bir andıç var. Ertuğrul Özkök ayrıntılarını gayet güzel anlatmış.

İçi burkuldu bir zamanlar Fethullah Gülen’i andıçlatmamış yöneticinin.

Ne acı, dedi.

Fethullah Gülen’i andıçlatmamak için bir zamanlar eziyet görmüş gazeteci, düşündü, taşındı ve muhterem Fethullah Gülen’e sormaya karar verdi:

Gazete sahibi olmanın sorumluluğunu ve gücünü taşımıyorsan, neden o gazetenin sahibisin?

Değer mi mazlumun ahını almaya dünyadaki en büyük servet, mal, mülk?

http://www.haberturk...ews/204870.html





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli