İçerik değiştir



- - - - -

Kahve


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 1 yanıt verildi

#1 Poseidon

Poseidon

    Tarih Muhabiri

  • Dokunulmazlar
  • 2.810 Mesaj
  • Konum:Eskişehir...

Gönderim zamanı 08.11.2008 - 01:48


Bu gün Hürriyet gazetesinde Kahve ile ilgili bir yazı okudum... Çok güzel bir yazıydı nereden nereye geldiği ile ilgili bende oradan okudularımı burada özetlemek isitoyurum... Kısaca Kahvenin Tarihi...

Bugün çoğumuzun orta,şekerli,az şekerli olarak tercih ettiğimiz, içerken bunun bir kültür olduğundan bihaber olduğumuz Kahve bugüne gelirken nasıl bir yol izlemişti...

Kahve en eski olarak Habeşistanda (Etiyopya) 3. yy kullanılmaya başlamış... Daha sonra kokusu ve değişik tadıyla diğer coğrafyalara yayılmış... Habeşistanda kahve bugün bildiğiz anlamda içilmiyordu. Değişik bir kullanm tarzları vardı, Kahve bitkisinin taneleri un haline getirilip ekmek yapılıyordu ayrıca meyveleri kaynatılp suyu tıbbi bir malzeme olarak kullanılıyor ve Kahveye Sihirli Meyve diyorlardı... Bugünkü anlamda içtiğimiz kahve yani çekirdeklerin kavrulup ezilip kaynatılmasıyla içilen kahveyi ilk olarak Yemende bir sufi tarikatı bulmuş.

Kahvenin İstanbul'a gelişide 1550'li yılları bulmuştur... İlk olarak Kanuni Sultan Süleman'ın Yemen Valisi Özdemir Paşa 1545'te Yemende içip çok beyendiği kahveyi Kanuniye sunmuş... Sarayda çok beyenilen kahve hızla sarayda yayılmış ve nihayetinde 1554 yılında İki suriyeli İstanbulda ilk kahvehaneyi açmış... İstanbul halkının kısa sürede çok beyendiği kahve hızla şehirin tamamıda yayılmış ve 1560'larda İstanbulda kahvehane sayısı yüzleri geçmiş... ''Tamhis''yani kurukahve kokusu istanbul sokaklarının vazgeçilmez kokusu olmuş bundan sonra... 1600'lü yıllara gelindiğinde Venedik sefiri İstanbulda gördüğü ve tatdığı bu içeceği sefaretnamesine yazarak venedik senotosunda dile getirmiş ve bundan sonra Osmanlı tüccarları Venedik'e çuval çuval kahve götürmeye başlamış... Yine İngiltereye Kahveyi götürende Osmanlı elçisiydi.. Aynı şekilde Fransada'da kahve kültürünün oluşmasında Osmanlının rolü büyüktü...Viyananın Kahveyle tanışması rivayet odur ki 1683 II.Viyana Kuşatması başarısılıkla sonuçlanıp ordu geriye çekilirken beraberinde getirdiği bütün yiyecek ve mühimmatı viyana kapılarında bırakmıştı viyanalılar bunları ele geçirip çuvallarla kahve çekirdekllerini gördüklerinde ilk başta bunları hayvan yemi sanmışlar... daha sonra bilenlere danıştıklarında bunun kahve olduğunu öğrenip onlarda bunu kullanmaya başlamışlar böyleliklede Viyana Kahvesi ortaya çıkmış...

İstanbulda Kahveler açılmaya başlayınca ve ahalinin buralarda toplanmaya başlaması ile artık zamanla ''Kahve Bahane Muhabbet Şahane'' sloganı almış yürümüş.. Kahveler memleket meselelerinin tartışıldığı padişahın eleştirildiği ve isyan hareketlerinin fikir tohumlarının atıldığı yegane yerler olmuş ve zaman zaman kapatılmışlardır... IV.Murat dönemi bunun en çok bilinen örneğidir... Ancak bu yasaklamalarda İstanbul halkının kahve tutkusunu bitirmemiş ve kahveler tekrar açılmıştır...

Bu gün kahveden daha çok tükettiğimiz çay bilinenin aksine Türklerin milli içeceği değil İngiliz ve Rusların milli içeceğidir... Kahve Türk tarihinde daha önemlidir... Çünkü misafirliklerde, kız istemelerde gibi bir çok toplanmalarda kahve hep ön plana çıkmış çoğu kez bir kızın hamarat maharetli olması iyi kahve yapabilmesiyle ölçülmüştür...

Bugün ise asırlık kahve geleneğinin bizim ne kadar sahiplendiğimzi ne yazık ki ortadadır... Oysa Kahve içmek başlı başına bir kültür ve gelenektir... Şöyle ki;

Bosna Hesek'te Travnik şehrinde ki Lutvina Kahva 400 yıllık bir yer.. Osmanlıların kahveyle tanıştığı ilk zamanlarda kurulmuş ve hiç bozulmamış.. Kahve ısmarlıyosunuz 10 dakika bekliyosunuz... çünkü kahve eski İstanbul'da olduğu gibi sıcak kumun üstünde pişiriliyor... Servis 4 bölmeli küçük bir tepsi içinde yapılıyor, bölmelerden birine küçük bardakta su ve cezve var. Tam karşısındaki bölmede ise içinde iki kesme şeker bulunan kulpsuz bir porselen fincan bulunuyor. Çünkü Bosnanılar kahveyi pişirirken şeker katmıyolar. Tepsinin bölmelerinden birinde lokum, tam karşısında küçük bir süt kabı,bir sigara ve kibrit bulnuyor. Eskiden o bölmeye tütün tabakası ve sigara kağıdı konulurmuş. Çünkü bosnada '' Dumansız kahve, imansız gider.'' diye bir deyim var.. Yani Osmanlının kahve geleneği Türkiye de değilse bile Bosna Hersek te devam ediyor...


Hadi bakam afiyet olsun..*agla
Galata Kulesi'nin aklı olsaydı, Kız Kulesi'ne evlenme teklif ederdi...

#2 epru'

epru'

    coupling uk gacısı

  • Üyeler
  • 6.579 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 08.11.2008 - 02:00

ben bi köpürdetem de gelem ağzımı şapırdatacağıma *agla

paylaşım için teşekkürler *agla





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli