Yorucu geçen,bir mesai günü daha,yine yorucu geçen,Feriköy-Zeytinburnu arasındaki servis yolculuğu bitiminde nihayete ermişti.Belgesellerde,dev bizonun vücüdunun her bölgesine saldıran aslanlar misali,benim bedenimi saranlar da,üç dişi maymundu.Şaklabanlıkları,nazlanmaları,cıvıltıları, bizonun çektiği eziyete inat,yorgunluğumu unutturan keyife dönüşüveriyordu.
Sadece,tabaklara vuracak çatal ve kaşıkların seslerini duyacağımı,bir kez daha umut ederek oturduğum akşam yemeğinde,sayısız hayal kırıklıklarından bir tanesini daha yaşamaktaydım.Olsun be! dedim.Böyle hayal kırıklığı başım üstüne.O cıvıltıların olmadığı masada,kuş sütü olsa neye yarar ki!
Klasikleşmiş,yemek sonrası mahalleye inme programı sekteye uğramadan uygulamaya konulmuş,protokol,sıradaki yerlerini almış,merdiven basamakları özenle inilmiş,evin önünde içtimaya geçilmişti bile.Oyun seçimi,serbest olmakla beraber,kontrolum altında olacaktı.Malum,trafik,mahallede de eksik olmuyordu.Beni unutup,oyunun sihirli dünyasına dalmışlardı bile!
Bir gözüm bizimkilerde,bir gözüm yeni taşınan komşumun,elinde top,kapısının önünde bekleyen,kah bizimkileri,kah biraz ötede oynayan diğer çocukları,tenis oyunu seyircileri gibi başını bir sağa bir sola çevirerek seyir eden çocuğundaydı.Bekledim,bir grup seçip,oyuna katılsın diye.Nafile! Elinde,en fazla bir karış yüksekliğe sektirdiği topla,oynayan çocuklara kalın kaşları altından fırlattığı bakışlara,verebileceğim tüm anlamları yükleyerek fırlattığım davetkar karşı bakışlara,kara gözlerini,gözlerimden kaçırarak cevap veriyordu.
Bizimkilerden ayrı grupta oynayan çocuklardan,adı Vaide olanı çağırdım.Yeni taşınan komşunun kızını da çağırıp oyunlarına almalarını söyledim.Vaidenin ve benim etrafım,gruptaki çocuklarla sarılmıştı bile.Vaide,"gelsin oynasın Metin abi" demeye kalmadan,sarı saçlı,mavi gözlü,hani eski toprak ihtiyarların "cadaloz" yaftasını yapıştırdığı cinsten,sarışın,eli de belinde kız çocuğu,"geçen gün onun abisi bizim topumuzu evlerin üstüne attı!!" diyerek,Vaide'nin davetini iptal etmişti bir çırpıda."Olsun,abisi yapmış onu,siz çağırın aranıza oynayın onunla" üstelememi,tınlamaz bir tavırla,tekrar oyunlarına koyulmuşlardı."Pes etmek yok Metin" ara gazıyla,kalın kaşlı,kara gözlü kız çocuğuna doğru ilerledim.Biraz önce,etrafımdaki çocuk kalabalığını izlemiş olacak ki,ona doğru yola koyulurken,bakışlarını yakaladım.Ona doğru ilerledikçe yere düşen bakışları,vardığımda,"sen de oynasana bunlarla" davetimle gözlerime yöneldi.Tam olarak anlamadığım,yarı sinirli,yarı sitem dolu ses tonuyla bir şeyler söyleyip,geri geri gidip,kapıyı yüzüme kapatmayı aynı anda becerebildi.Mağlup olmuş kumandan edasıyla,evlerinin önünden uzaklaşırken,evlerinin penceresinden bir bayan,yarı Türkçe,az buçuk seslerinden aşina olduğum,yarı Kürtçe,"g" leri kalın,"oglum onlar benim gızı dögmüşler,gidmez o" anlamını çıkarttığım bir cümle ile bana seslendi.
Sözün bittiği,Metin'nin,evin duvarına yaslanıp,yine beyninde fırtınalar estirdiği saatlerin alarmı çalmıştı.O alarmlar ne mi......
Mahallemize yeni taşınan komşularımız,anladığım kadarıyla Kürt asıllı Türk vatandaşları.Çocukların aralarındaki kavgayı geçin.Çocuksu bir kavganın,dövüşün,hasmane bir tutum ve davranışa dönüşmesini,kimse bana,"çocuktur,dövüşür,barışırlar" safdiliğiyle açıkladığını zannederek,tohumlarını kendi attıkları kini ve nefreti çocuklara yüklemeye kalkışmasın.Çocuklarımıza,mahalledeki komşularımızı ve çocuklarını nasıl bir tarif ve sözle anlatıyoruz!? Bak oğlum,onlar Kürt,onlar Türk,onlar sünni,onlar alevi,onlar şu,onlar bu,o öcü,bu kaka.....Yeteeeer!!! Yeter artık!! Masum beyinlere attığımız günah,haram tohumlar,yeşerip en başta bizleri zehirleyecek.Gün gelecek,sevecek,bağıracak,kavga edecek,oynayıp gülecek,bozuşacak,güvenecek,bir tas çorbayı paylaşacak,aşık olacak,mektup yazacak,alo diyecek,camını kırıp ziline basıp kaçacak,düğününe,cenazesine gidecek...hiç ama hiç kimse kalmayacak yanımızda.Bizler düştüysek hataya,çocuklarımızın günahı ne!? Yarına dair hiç mi iyi şeyler bırakamayacağız!? Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymuyor belki ama,çocuklar ağzımızın içine bakıyor bilesiniz.
Bir içtima daha hazırdı evimin önünde.Kalın kaşlı,kara gözlü kızı bekleyeceğim.Berfîn,Berîwan,Rojînr ve Oava,İlknur,Öznur ve Binnur'la oynayacaklar.Oynamaya mecburlar.Üzerimize oynanan haince oyunu ancak bu oyunlar bozacak.Bu oyunların oynanması bizlerin,çocuklarımıza vereceği,doğru,dürüst,ahlaklı,insancıl,hakçıl,barı şçıl,adil,özgürlükçül eğitimle gerçekleşecektir.Bizlerden geçti,onlardan geçmesin!! Hiç bir şey için geç değil.
METİN ERBEK
Bu mesaj rengarenk tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.10.2008 - 15:22