Yoğun geçen bir günün ardından akşam olup da eve atabilmiştim kendimi.Akşam yemeği hazırlanırken küçük kızımla hasret gidermeye başlamıştık bile.Oturduğum kanepenin üzerine günlük gazeteleri bırakmış, tam televizyondaki haberlere odaklanmaya çalışırken; "ŞEHİT NE DEMEK BABA?" diye bir soru geldi kızımdan.Bütün günün yorgunluğunu stresini bu soru dindirdi.Bir an kısa bir soluk aldım.Tam soruyu cevaplandıracaktım ki durdum.Dünyanın her türlü bencilliğinden,acımasızlığından bir haber küçük kızıma ölümü nasıl anlatabilirdim acaba?Üstelik normal bir ölüm de değil.Tek bir hain kurşunun bir kişiyi değil,binlerce kahraman Mehmetçiğimizi,polisimizi,öğretmenimizi öldürdüğü bir ölümdü.Kızıma anlayacağı şekilde örnek vermek istedim, ama hiçbir sözcük böylesine yüce bir kahramanlığı anlatmaya yetmezdi.
Tam bu sırada Erzincan'daki hain saldırıda şehit olan askerlerimizin cenaze haberlerinden bahsediyordu televizyon.Son bir güçle kendimi toparlayıp kızıma:"Şehit kanatlanıp cennet'e doğru uçan bir kelebektir yavrum" diyebildim.Bizim ulusça yaşadığımız bu acıyı örtbas edecekmişcesine yaptığım benzetmeyi kızım pek anlayamadı...
Ama o an gözlerimden önümde duran ve Erzincan'daki şehitlerimizin haberlerini ve sayılarını gösteren rakamların üzerine doğru sanki onları silip yok etmek istercesine akan gözyaşlarım,kızıma şehidin ne demek olduğunu anlattı.....