bu konuya 21 yanıt verildi

[BAKIMSIZ DEVE]

Bu ne sıkıntıdır ya Rab
Denizine kavuşamayan nehir gibiyim
Sürüyorum atımı dolu dizgin...
Bu ne gecedir ki göremiyorum önümü
Firavun gibi hissediyorum
Sanki her an Kızıldeniz’in arasında kalacağım
Sular gömülecek üzerime, ben iki büklüm
Elimde yüreğim...

(Azgın dalgaların içinde...)
Koca okyanusun ortasında delik bir sandalım
Neye / Nereye tutunsam?...
Yavaşça sandala doluyor su
Düşecek gibiyim her an
İplerimi koparacak gibiyim bir gurup vakti

( Leyla’nın görüntüsü düşer gibi Mecnun’un aklına )
Nereye baksam sonu görünmez bir deniz
Yıkılıyorum, yılıyorum zaman zamanda meczuplaşıyorum
Tuhaf geçiyor günler, ızdırap desem değil
Çöle düşüyorum vaha içinde vaha
Serap içinde serap...

(Bu ne aymazlıktır ki
Her adımım rüya gibi
Nereye gitsem, elimi nereye uzatsam?)

Surlar arasında halkı olmayan krallara benziyorum
Ambargo konmuş bir şehirdeki
Kendi başına...
Ne ferman buyurur zaman bundan sonra?

Yol bulamıyorum ya işte
Mecnun oluyorum, çözülmez bir bağ
Bir giz, garip bir bilmece çözemiyorum...


“Yakarış – 1”

[BAKIMSIZ DEVE]

Güzelliğin hain değildir
Hangi kokuyu sürse onu miski amber
Hangi güneşe değse onu ab-ı hayat eder
Hangi cümle sana söylenince
Dönüşmüyor ki bir inciye

Yine bir kelime içinde kaç Mecnun
Düşmüyor kedere
Ey nurların nuru
Düşününce erimiyor mu dağlar
Dizlerinin dibinde?...

"Yakarış-2"

[BAKIMSIZ DEVE]

Neresinden tutarsan düşmez bulutlar
Gözlerinde açar gökkuşakları?
Hangi ucundan başlarsan yürümeye
Ulaşılabilir labirentteki peynire?
Ya da kanat çırpamaya hangi zaman başlarsan
Avcı namlusunu çevirmez?
Nerede dikilirsem
Varılması hedeflenen yere gelinebilir?
Aklımızda çizdiğimiz çemberler, kareler, üçgenler
Hangi noktadan çizmeye başlarsak tamamlanabilir?

“Yakarış-3”

[BAKIMSIZ DEVE]

Gün doğuyor şehrime
Yerküre ısınıyor ilk bakışında güneşin
Esmer, sarışın, kumral, kızıl güller açıyor
Kimi işe gitme kimi ay sonu derdinde..
Avuçları nasırlı, gözleri dalgın
Asfaltlarında akşamdan kalma ızdıraplar var şehrin

Başında tutuk bir türkü okunurken
Dimağında, kuru bir tat bırakıyor geçmiş insanın
Aşk gönüllere, dalga kumsala
Çiçekler kırlara nasıl yakışıyorsa
Yaşamda insana öyle yakışıyor
İlk bakışında güneşin içim ısınıyor bir daha...

“Yakarış-4”(Şükür)

[BAKIMSIZ DEVE]

Gece ayaydınlık
Göğüsümde süregelen fırtınaya inat
Sessiz çehrem, azgın sulardaki kayık gibi savruluyor.
Günden güne değişiyor
Zihnimdeki düşünceler
Bir kaf dağının ardına uçuyor
Bir magma tabakasına düşüyor

Gece ayaydınlık
Yüzümüzü aydınlatıyor her bir yanlızlık
Uçurumlara sürükleniyoruz herbirimiz
Dağlardan yankılanıyor sesimiz
Kendi sesimizin çığlarında savaşıyoruz kendimizle
Bir de o tükenmeyen isteklerimizle

Sokağın, soğuk sarı ışıklarında akşam
Yolunu bulmaya çalışan sığırcıklar gibi
İnsanlara yakın uçuyor
Tenimize dokunarak gidiyor yataklarımıza rüyalarımız
Gece ayaydınlık

Düşüncelerime düşen saadet arzusu
Bir o yana bir bu yana yalpalıyor
Ağaçlardaki kuru yapraklar gibi
Yaz içinde bir sonbahar

El yordamıyla buluyoruz yüreğimizi
İçine zerk ettiğimiz hüzünlere boğarak kendimizi
Yaz hüzün mevsimiymiş yeni öğrendim...

“Yaz hüzün mevsimidir”

Bu mesaj BAKIMSIZ DEVE tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 02.09.2008 - 23:53

[BAKIMSIZ DEVE]

Yere düşen közün son alazını öpüyor rüzgar
Son defa zihnimde aydınlanan gibi
Akşam, ürkek ve tedirgin
İzini kaybettiriyor gönlüm

Kendi aydınlığı içinde bir güzel
Biz uyumaya başlarken uyanmaya başlıyor gece
İçimizde, içinde olduğumuz bir hece
Gönül, aşk ve insan...

“Ahiretlik - ....”

[BAKIMSIZ DEVE]

Demli çayın içine düşer gibi
Gecede hangimizin sözü kaybolmuyor ki?
Umutlarımızı biçerdöver gibi savuran
Zaman, herkese aynı ihaneti mi yapıyor?
Gözyaşı ektiğimiz tarlalarda akbabalar
Gagalarında gemişimizden, geleceğimizden parçalar

Gözlerimi kapatıyorum
Sesli sayıyorum
Bir, iki,.....,on
Önüm arkam sobe!
Nasıl ki saklanıyoruz, uzaklaşıyoruz birbirimizden
Ve kırıyoruz bilmeden (bilerek)


( Yağmur altında ağlayan ile gülen aynıdır ya hani)
Islandığımıza aldırmadan
Sırılsıklam olan,
Gönlümüzdeki aynı eylemin özneleriyiz oysa
Nasıl oluyorda birbirimize koşarken
Uzaklaşabiliyoruz birbirimizden

“......”

[BAKIMSIZ DEVE]

( Gözlerinde başlayıp ruhuna kadar uzanabilen
Bir ırmak ...
İçime çektiğim hava zerresi gibi küçük
Ama bir o kadar da yaşamsal, yaşama dair
Kaygıları, tutkuları, arzuları ve istekleri
İnsansı ...)

Zaman insana, insan insana deva
Güneşin denize düşmesi
Denizin kumsala dokunması gibi
Bir o kadar da derin bir yaşam düşüncesi
Dolanıp deli ediyor, zihnimde

Tuzağa yakalanmış aslan gibi
Sebepsiz saldırıyor ortalığa
Dimağımda sonuçlanmayan düşünceler

“Ahiretlik-?”

Bu mesaj BAKIMSIZ DEVE tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.09.2008 - 00:02

[deryadeniz]

güzel şiirlermişş

[BAKIMSIZ DEVE]

Ne bir damla kan vardı
Ne de bir ipucu
Sadece gecenin elleri kanlıydı
Faili meçhüldü
Güneş saklanmıştı
Bir tek o tanıktı
Her gece cinayetler işlenirdi
Bu mekan hiç tekin değildi.

Her gece şimşeklerle fırladım yatağımdan
Her biri farklı yerini dağladı yüreğimin
Her hecesinde bir nefes ilişirdi kulağıma
Kaçarken kabuslarımdan soluk soluğa

Biliyordum,
Belki de beni yoran bunu bilmemdi.
Şimdi tekrar öğrenmek ister misin derse...
"Evet isterdim" derdim o falcı çingeneye
Kimbilir kaç yerinde cinayetler işliyor yüreğim
Kendini hangi çukura atsa sığlaşıyor,
Kaç yerinde kuytulaşıyor gece bilemiyorum.
Öğrenmek ister miydim?
Evet isterdim, tekrar tekrar...

"Falcı / Yalancı Bahar"


Mucize inanmayanlar içindir... Ben mucizemi sende buldum..Senin güzelliğinde..

Bu mesaj BAKIMSIZ DEVE tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.09.2008 - 19:25

[BAKIMSIZ DEVE]

Tanyeri ağarırken
Dinledin mi etrafını?
Dedikodu yapar, fısıldaşırlar
Ne muazzam gürültüdür o...
Her sabah neyi fısıldaşırlar bilir misin?
Aşkı anlatırlarda anlata anlata bitiremezler...


"Dinle "

[BAKIMSIZ DEVE]

Arsız akşamlarına
Tilki misali yaklaşan yalnızlığa
Gürültülü tuzaklar kurdum.
En bilinçsiz anında hüznün
Alnına dayadım sesimin namlusunu.
Yaşaran gözlerinden yer bulmaya çalışıyorsa
Yılgınlık,
Onu da ellerimle boğdum..


Ve şimdi
Akşamlarına şarkılar söylesin diye melekler,
Doğan güneşlerden sana şarkılar yapsın diye günler,
Sabah kanatlarıyla uyandırsın diye güvercinler,
Not düştüm defterine yaşamın..

"Not Düştüm"

[BAKIMSIZ DEVE]

İçiyorum
Sarmaşık duyguların kadehinden
Tırmanmak için
Adım atıyorum tanımsız bir yere karanlıkta.
Bu gece
Titriyor boşlukta ellerim
Hafiften ürpeti sızıyor içime.
Aklımda kendi sözlerim yankılanıyor.
İmkansızı yaşayanlar
İmkansız kelimesine inanmayanlardır..

"Vazgeçmiyorum"

Bu mesaj BAKIMSIZ DEVE tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.09.2008 - 19:24

[BAKIMSIZ DEVE]

Ay ışığında Semerkant
Yıldızların altında Tach Mahal
Yangın yeri her yürekte
Her yürekte sızı, aşk
İnceden işlenmiş iğneyle
Bilirim
Yaşamak gerek
Gergefine serip yüreği aşkın
Yaşamak gerek, anlatılmıyor...

"Yaşamak Gerek"

[BAKIMSIZ DEVE]

Dağlandı dört yanıma
Hece hece
Harf harf
Yol denir, yola bakar göz
Sevgili denir, hasretinde yanar yürek
Ey deniz
Yedi harikası dünyanın
Ve her sabah pencereme konan güvercinler
Söyleyin!!
Alışkanlık mı olur yaşamak
Zamanı gelince içmek şarabı?

"Alışkanlık"

[BAKIMSIZ DEVE]

Bu ben miyim
Nefes gibi, düşünce gibi
Kabına sığamadan geceye taşan
Taşdıkça yanan ve artan
Bu yürek benim midir acaba
Başkası için atmaya başladıysa..

"Aşk -3"

[BAKIMSIZ DEVE]

Bu gece saydım yıldızları tek tek
Şuradaki yıldız sanki senin gözlerin
Çimen yeşili..

Yandı söndü yıldızlar
Uzandım kaldırıma
Gökyüzüne uzanmak istercesine
Parmaklarımı gezdirdim teninde

Sessizliğin içinde bir melodi süzülüyor kulağıma
Beni sana götürüyor
Sevdamı döllüyordu hasretin
Milyonlarca ben sana akıyordu...

Yudum yudum içtim şarabı
Üstelik sarhoşta oldum galiba
Dünya dönüyor, zaman ilerliyor
Şu kaldırıma kıvrılıp uyuyacağım şimdi
Seninle…

"Seninle"

[BAKIMSIZ DEVE]

Şehire gece, yüksek karanlıklardan iner
Sabahlara dek fısıldar kokunu rüzgar
Perde perde uyanır can çiçeğim göğüsümde
İsmine yazılır destanlar
Güzelliğine yakılır şarkılar
Yaşamak buram buram süzülür
Sızlar direği can damarımın sensizlikte
Aklımda eğrilmez
Gönül kirmanında eğrilir başım..

"Aşk - 5"

Bu mesaj BAKIMSIZ DEVE tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.09.2008 - 20:43

[BAKIMSIZ DEVE]

Kulağıma suflör replikleri iliştiriyor
O kartı takıyorum yakama
Perdeler açılıyor
Seyirci selamlanıyor, sesleri şehri inletiyor

Nüfüsunca şehrin tokluk mücadelesi
Kanlı bıçaklı savaşlardan değil
Aklanmaya çalışan cesaretlerden konuşuyorlar...

Yalnızlık tokatının yüzlerde nasıl dolaştığından
Yabancılaşmaktan kendimize
Uçarken düşme korkusundan
Yürürken takılma korkusundan
Gülümserken ağlamaktan konuşuyorlar...

Ben yine konuşamıyorum.

"..........."

[duygusuz]

yine konuşamıyorum yakan yumru boğazımda
acı haykırışlarımı gömüyorum soğuk toprağa
ve zamansız ölümleri değişiyorum hayata
huzur...sessizlik... sukut var şimdi
yüreğimde sahip olduklarımla...